12. Bölüm

12. Bölüm

tubi
tubi371

Öldürmek istediğim çok fazla karakter var ama hangisinden başlamam gerektiğini bilemiyorum.

 

Bölüm yeniden yazıldı yani baştan okuyun.

 

Her oy yeni bir bölüm demek bu yüzden oy atmayı unutmayın

Keyifli okumalar.

___

 

 

Bir gece, ansızın. Her yerden ve herkesten...

 

 

Bölüm 12; Mezara ekilen çiçek

 

Hazar Saraçoğlu

 

『♡』

 

"Hazar aç şu kapıyı bizi nereye getirdin amk?"

 

Sabah kapıma vurulması üzerine güzelim uykumdan uyanmak zorunda kaldım. Sarsak adımlar atarak kapıya yaklaşıp kilidi çevirip kapıyı açtım.

 

"Sana da günaydın kardeşim."

 

Elini dağınık saçlarına götürüp dahada dağıttı.

 

"Hadi hazırlan gidelim bu iğrenç yerden."

 

Önünden geçip yürümeye başladım.

Otelden çıkıp park halindeki arabaya bindik hala uykum vardı ve her yerim tutulmuştu O beni eve bırakınca vakit kaybetmeden eve girip merdivenlerden yukarıya tırmanmaya başladım. Odanın kapısını açıp içeri girdikten sonra kendimi yatağa atıp uyumaya başladım.

 

Sabah yani öğlen olmuştu bir öküz odama dalıp beni uyandırmıştı bu Can itin den başkası değildi ona ters ters baktım.

 

"Ne var?"

 

İrkilerk gözlerimin içine baktı.

 

"Asrın seni bekliyor kalk hazırlan."

 

Ne işi var onun benimle? O odamdan çıkınca öf leye öf leye hazırlanmaya başladım. Odadan çıkıp merdivenlerden aşağı inerken ceketi giymeye başladım.

 

Evden çıkıp beni bekleyen arabaya bindim Asrın bana kısa bir bakış atıp önüne geri döndü bu herifin sağı solu belli olmuyordu.

 

"Nereye gidiyoruz?"

 

"Gidince öğrenirsin."

 

Uyuz herif koltuğa yaslanıp kollarımı göğsümde bağladım bir bacağımı sallamaya başladım ne zaman gergin olsam bu oluyordu dilimi dudaklarımın üzerinde gezdirdim.

 

"Sormayacak mısın?"

 

"Neyi?"

 

Bir çarpacağım o olacak elimi havaya kaldırdım.

 

"Bunun nasıl olduğunu."

 

Gözleri kısıldı.

 

"Boks yapıyorsun sormama gerek yok."

 

Yemin ediyorum bundan salağı yoktu.

 

"Elimi kullanamıyorum hala doktor zorlama dedi yani uzun zamandır boks yapamıyorum ve doktor nasıl olduğunu söyledi diyemedim bir dangalak bana ders vermek için elime sıktı diye."

 

Direksiyonu sıkmaktan parmak boğumları ben beyaz olmuştu gülümsedim.

 

"Bana mesajlar geliyor ölüm tehditleri alıyorum bence bunu bilmen gerekiyor malum evinize girip anneni öldürdüler ve bende ölüyordum, bir şeyler mi yapsan kardeşlerine zarar gelmemesi için."

 

Hemen cevap vermedi onun yerine torpido gözünü açıp içinden siyah bir silah çıkardı silahı görünce tüylerim diken diken oldu bu herif ten korkuyordum anasını satayım.

 

Elimi saklamak istiyordum ama yapmadım bu çok dikkat çekerdi.

 

"Al bu silahı kendini koruma na yardımcı olur ve merak etme kardeşlerimi korurum ben."

 

Hah! Korurmuş kardeşin kardeşini uyuşturucu ile zehirliyor senin haberin yok anca laf ona ters ters bakıp elindeki silahı alıp belime yerleştirdim.

 

"Annemin mezarına neden Lavinia

çiçeği ektin?"

 

Omuz silkip önümdeki yola bakmaya başladım.

 

"İsmini bilmiyordum güzel gözüküyordu bende onu aldım. Yani özel bir nedeni yok."

 

Kafasını salladı yol boyunca bir daha konuşmadık araba durunca kaşlarım havalandı mezarlığa gelmiştik arabadan indik bagajdan bir çiçek saksı aldı çiçeğin üstü kapalı olduğu için çiçeğin ne olduğunu göremedim.

 

"Beni takip et."

 

Dediğini yaptım. Annesinin mezarı geride kalmıştı ne yapmaya çalışıyor bu salak herif? Bir mezarın önünde durunca nefesim kesildi titremeye başlamıştım.

 

Adım atmak istedim ama yerimden hareket edemedim. Ben galiba nefes alamıyorum mezar taşında yazılı ismi defalarca kez okudum.

 

Ceylin Saraçoğlu...

 

Mezara yaklaşıp dizlerimin üzerine çöktüm. Annemin yanına kendi isteğim ile gelmek isterdim ama gelmiştim işte yılardır hayalini kurduğum anı yaşıyordum.

Önümde diz çöküp çiçeği önüme bıraktı.

 

"Bana yapılan hiçbir şeyi karşılıksız bırakmam."

 

Beni orada öylece bırakıp gitti dolan gözlerimden yaşlar akmaya başladı onu asla efetmiyecektim asla titreyen ellerimle çiçeği açtım Lavinia

çiçeği önümde duruyordu. Elimin tersiyle göz yaşımı silip yanına bıraktığı küçük küreği alıp toprağı kazmaya başladım. Çiçeği ekip saatlerce ağlamaya başladım.

 

"Söz veriyorum sana bize bunu yapanların hepsinden intikam alacağım."

 

Zar zor oradan ayrıldım. Taksi çağırıp beklemeye başladım, bana zarar veren herkesi yerle bir edecektim. Taksi gelince arabaya binip evin adresini söyledim. Darma dağınık olan saçlarımı dahada dağıtım.

 

Eve geldiğimde harabe gibiydim resmen çökmüştüm bana bunu neden yapıyorlar? Eren beni görünce oturduğu yerden kalkıp yanıma geldi ama onu takmadan merdivenlerden yukarı tırmanmaya başladım.

 

"Hazar iyimi sin?"

 

"Değilim hiç iyi değilim."

 

Odanın kapısını açıp kedimi yatağa attım. Kollarını etrafımda sarıp yatakta küçüldüm canımı acıyordu ağlamamak için yüzümü yatağa bastırdım. Yatağın bir kenarı çöktü.

 

"Bana anlata bilirsin seni dinlerim."

 

Annenin katiline iyi davranma diye bağırmak istiyorum.

 

"Çık git odamdan."

 

"Hazar!"

 

"GİT DEDİM SANA."

 

Ben bağırınca irkildi ama gitmedi yanıma uzanıp kollarını bana doladı tutuğum göz yaşlarımı serbest bıraktım. Ben ağladıkça oda ağlıyordu çok yorgundum. Onu da üzmüşler gözleri hep dolu dolu bakardı yada durup dururken dalıp giderdi.

 

Benim tek değil onunda hayatını yerle bir etmiştiler bunun içinde ağladım onun yanında olmadığım için kendimden nefret ediyorum özellikle bu aileden nefret ediyorum.

Uykum gelince karşı koymadım.

 

Uyandığımda akşam olmuştu ve yanımda kimse yoktu esneyerek yataktan kalkıp banyoya girip işlerimi hallettikten sonra odaya geri döndüm.

Aşağıya hiç inmek istemiyorum ama açtım.

 

Odadan çıkıp merdivenlerden aşağı inmeye başladım mutfağa girip Eren nin yanına oturdum yemekleri yerken Can iti konuşmaya başladı.

 

"Hazar kötü görünüyorsun."

 

Sevimsiz yüzünün ortasına bir tane geçiresim vardı.

 

"Gayet iyiyim."

 

Kimseyle muhatap olmak istemiyordum bu yüzden hızlıca yemeği yemeye başladım. Yemek bitince kalmak istedim ama Karan izin vermedi.

 

"Annenin mezarına gitmişsin."

 

Gitmedim götürüldüm senin sikik oğlun tarafından.

 

"Evet öyle oldu."

 

"Ne hissettin?"

 

Ellerimle masanın üzerinde ritim tutmaya başladım. Nemi hissettim?

Aileni kurşuna dizmek yada Asrın şerefsizi'ni binlerce parçaya ayırıp bedeninin üzerine beton dökmek istedim ve bunun gibi binlerce şey.

 

"İyi hissettirdi en azından onun mezarına çiçek ekmiş oldum bu yüzden sana teşekkür ederim Asrın."

 

Senin mezarına ekeceğim çiçekler için sabırsızlanıyorum Asrın Çakır. Bazen kişilik bölünmesi yaşadığımı hissediyorum. Bazen bir melek kadar iyiyken bazense birini öldürecek kadar korkunç birine dönüşüyordum.

 

Odama gidince dolabın içinden ilaç kutusunu alıp içinden iki tane hap alıp ağzıma atım. Üzerime birşeyler alarak odadan çıktım merdivenlerden aşağı inerken konuşma sesleri gelince durup dinlemeye başladım.

 

"Baba ona soy ismini bile vermedin neden bizimle birlikte yaşıyor ki?"(Can)

 

"Can haklı baba onu evden gönderelim."(Asrın)

 

Hah! Ben size çok meraklıydım zaten onları daha fazla dinlemeden evden çıkıp derin bir nefes aldım. Feza ilerde duruyordu yavaş adımlarla ona yaklaşmaya başladım.

 

"Feza!"

 

Hızlıca bana döndü.

 

"Efendim Hazar bey."

 

Bu herif çok kibardı.

 

"Gidelim bu evden."

 

O gidip arabayı getirince arabaya bindim. Yol boyunca sadece dışarıya baktım. Bir katil bu çok büyük bir yüktü beş saat sonra ormanlık alanda bulunan depoya gele bilmiştik. Derin bir nefes alarak arabadan indim.

 

Biraz ilerleyince benim tayfa gözüktü Deha, Atakan duruyordu ben ve feza da onlara yaklaşıp içeriye girdik deponun ortasında yerde oturmuş boş boş yere bakan kadının yanına yaklaştım.

 

"Nasılsın Nurcum?"

 

 

 

Bölüm : 19.12.2024 00:39 tarihinde eklendi
Okur Yorumları Yorum Ekle
Hikayeyi Paylaş
Loading...