
İnsanın abisinin olması çok zor.
Hazar'a çok üzülüyorum ama eminim ilerideki bölümler de mutlu olacak.
Her oy yeni bir bölüm demek bu yüzden oy atmayı ve yorum yapmayı unutmayın keyifli okumalar.
___
"yitirdim kendimi kendi içimde"
-Nazım Hikmet
Bölüm 21; Gerçekler
Hazar Saraçoğlu
『♡』
Eve geldiğimde kimseyle muhatap olmadan odama gitmek istemiştim ama Asrın'a iki saat boyunca nerede ve ne yaptığım ile ilgili hesap vermiştim tipini siktiğimin beyinsizi.
Ve şuan ise bir saattir evin ilerisindeki çardak ta oturuyorduk Karan ile birlikte boş boş oturuyorduk o konuşmadığı için sessizliğimi bozdum.
"Ee boş boş oturmaya devam mı edeceğiz?" Bana bakmıyordu onun yerine evin arazisine bakıyordu konuşmaya başladı. "6 kez dna testi yaptırdım." Ağzım açık kaldı piçe bak bir test neyine yetmedi? Oğlun çıktık işte kabulet aga derin bir nefes aldım.
"Sebep bir test neyine yetmedi?"
Dönüp gözlerimin içine baktı yeşil gözleri sevmediğimi söylemiş miydim? O da benim gibi derin bir nefes alıp beni baştan aşağı süzdü.
"Annene benziyorsun buna diyecek bir şey yok ama annen koyu kahve gözlere sahipti senin ise buz mavisi gözlerin var bana da benzemiyorsun bu yüzden tekrar tekrar test yaptırdım ve sonuç benim oğlum sun."
Kaşlarım çatıldı doğru söylüyordu ve bu adamın yeşil gözleri vardı Safir Kızıltuğ onun da gözleri benim gibiydi acaba ben bazı şeyleri yanlış mı biliyorum? "Anlayacağın benim oğlum olduğuna emin olmak istedim çünkü sebeplerim var annenin bir oğlu daha var ama o çocuk ortalıkta yok."
Safir Asrın ile aynı yaşta yani annemin oğlu olamaz o zaman ne demeye beni arıyor bu adam? Düşündüğüm gibi olamaz dimi?
Ben gerçekten de Karan Çakır'ın oğlu olmaya bilir miyim? Gözlerimi kısıp ona bakmaya başladım.
"Benim senin oğlun olduğuma emin olduğuna göre bana soy ismini verecek misin" oturduğu yerden kalkıp bana ters bir bakış attı. "Hayır bunu unut."
Eve doğru yürümeye başladı beni düşüncelerim ile baş başa bıraktı.
O yaşlı bunak bana yalan söylemiş olabilir mi? Ama neden bana yalan söylesin? Öfkeyle oturduğum yerden kalkıp eve doğru yürümeye başladım.
Odama gidince telefonu alıp ona mesaj gönderdim.
Siz
Yarın görüşmemiz gerekiyor her zamanki yerde bekle beni
21:12
✓
Üzerimdeki kıyafetleri çıkarıp pijama takımı giyip yatağa uzandım gözlerimi kapatıp uyumaya çalıştım.
Sabah saatlerinde erkenden kalkıp evden dışarı çıkmak istedim ama Asrın kapının önünde bekliyordu göz devirip yanına yaklaştım. "Artık kapı önünde karşılanıyoruz bunu neye borçluyuz Asrın bey?" Onunla dalga geçtiğimi biliyordu.
"Sabah sabah nereye gidiyorsun?"
Basamağa oturdum. Ona doğruları söylemeye gerek yoktu onun yerine telefonu çıkartıp Atakan ile olan mesajları gösterdim. Bugün onunla buluşacaktım bunu bilmesi sorun olmazdı herhalde? Mesajları okuyup telefonu geri bana verdi.
"O çocuk pek tekin biri değil onunla takılma." Kaşlarım havalandı bu adamda herşeyime karışır olmuştu.
"Neden tekin biri değil?" Yeşil gözlerini gözlerime dikmişti bu herifin gözleri beni korkutuyordu. "O nun ailesi bizim gibi değil o çocuğun ellerinde kanlar var Hazar o senin gibi değil."
Ne demeye çalışıyordu? Tamam onun ellerinde kanlar vardı bunu biliyordum ama ben nasıl onun gibi değilim? "Onun gibi değilsin derken?"
Dudakları yukarıya doğru kıvrıl'dı.
"O çocuk katil sen ise saf ve masum birisin onun pis işlerine karışma."
Yanımdan geçip merdivenlerden yukarı tırmanmaya başladı o gözden kaybolunca dek sırtını izledim. Benim hakkımda böyle mi düşünüyordu.
'Sende katilsin onun annesinin katili.' dişlerimi sıkmaya başladım.
Oturduğum yerden kalkıp kapıya açıp evden dışarı çıktım. Ellerim titremeye başlamıştı sakin olmam gerekiyordu Feza beni görünce arabanın kapısını açtı arabaya bindim. O da arabaya binip aracı çalıştırdı. "İyimisin?"
Kafamı salladım. "Nereye gideceğimizi biliyorsun zaten."
Onunla konuşmak istemediğim için camdan dışarı baktım. Asrın ne yapmaya çalışıyordu? Bana iyi anlamda saf demediğini biliyordum ama yinede beni tedirgin etmişti herifin varlığı bile beni tedirgin ediyordu. Bir bacağımı sallamaya başladım, gerginim ya herşey yalansa? Yaşadığım herşey yalansa?
Hazar Saraçoğlu hiç var olmadıysa?
Sinirle saçlarımı çekiştirip sakinleşmek adına derin nefesler alıp vermeye başladım. Sakin olmalıyım belki de ben abartıyorum yaklaşık beş saat sonra araba durunca Feza ya baktım. "Beni arabada bekle arabadan inersen fişini çekerim Feza." Konuşmasına fırsat vermeden arabadan inip inşaatı devam eden binaların birine doğru yürümeye başladım.
Feza o ailenin içine girmiş bir köstebekti bunu yaşlı bunak söylemişti feza ona çalışıyordu ama bu onu ortadan kaldırmama engel değildi Deha da o bunak herifin adamıydı bunu bilmiyormuş gibi davranıyordum. Bunu bildiğimi öğrenirse onu öldürdü buna izin vermezdim.
Deha gerçekten iyi bir arkadaştı yıllarca benimle birlikte olduğu için onu tanıyordum ama yinede ona kırgınım. Ben onun için bir görevim yaşlı bunak beni öldürmesi için emir verirse bunu yapardı onunla herşeyi konuşur ve söylerdim ama sırlarım benimle birlikte mezara girecekti.
Beni kullanmak isteyen insanlar etrafımda çember oluşturmuştu yardım isteyeceğim kimse yoktu Saraçoğlu ailesi Çakır ailesi ve şimdide Kızıltuğ ailesi bu üç aile ya benim sonum olacaktı yada ben onların sonu olacaktım. Şu anki hedefim Çakır ailesiydi ama bu her an değişebilirdi.
Merdivenlerden yukarı tırmanıp çatı katına girdim beş korumayla çatının sonunda bekliyordu hızlı adımlarla yanına gittim. Ben onun yanına gidince korumalar bizden uzaklaştı ellerimi yumruk haline getirdim.
"O ailenin kim olduğunu artık biliyorsun neden beni görmek istedin?"
Dilimi dişlerimin üzerinde gezdirdim.
"Mirza nerede? Kaşları havalandı bunu sormamı beklemiyordu hastanede değildi onu oradan çıkarmış olmalıydı. "Güvende."
Tırnaklarımı avuç içime sapladım.
Onun yerini bana asla söylememişti.
"Ona birşey olursa seni yaşatmam."
Bunu yapardım ben onun için bu bunağa katlanıyorum yoksa onu çoktan öldürmüştüm. Bunu yapmamak zoruma gidiyordu onun kuklası olarak yaşamak zorunda kalmaktan nefret ediyorum. Bunu biliyordum bir gün o çocuğu ondan kurtarıp yanımdaki adamın mezarını kazacaktım.
Dünden beri aklımdan geçenleri
Pat diye söylemek en iyisiydi uzatmaya gerek yoktu.
"Karan Çakır defalarca kez DNA testi yaptırmış bunu biliyor muydun?"
Gözlerimi kısıp vereceği cevabı bekledim. "Evet biliyorum, o mu sana söyledi?" Kafamı salladım duymak istediğim bu değildi.
"DNA testi sonuçlarını değiştirdin mi?"
Dönüp gözlerimin içine baktı sinirli gözüküyordu hemde fazlasıyla dimdik onun karşısında duruyordum ondan korkan bir çocuk yoktu artık onun karşısında bunu oda fark etmişti
"Ne saçmalıyorsun? Sonuçları değiştirmiş olsaydım onun oğlu olmadığını söylerdi."
Yalan söylüyordu ondan uzaklaşıp belimdeki silahı çıkarıp ona doğrultum. Kendisini beğenmiş bir gülümsemeyle bana baktı dişlerimi sıkmaya başladım. "Beni öldürecek misin yani?" Korumalar öylece bizi izliyordu onu daha önce vurmak istemiştim ve bunun sonucunda zarar gören ben olmuştum. Gamzeleri ortaya çıkaracak kadar geniş bir gülümsemeyle ona baktım.
"Seni öldürmek mi? Bunu denemek aptallık olurdu.." Susup silahı çevirip kafama tutum göz bebekleri irileşti.
"Seni öldüremem ama elinden kuklanı alarım Hamza Saraçoğlu."
Gözlerim deki deliliği görmüştü neler yapa bileceğimi biliyordu. "Şimdi bilmem gereken herşeyi dürüstçe anlatmaya başla yalan söylersen ipi kopuk bir kuklan bile olmaz."
Elini saçına götürüp karıştırdı.
"Ne bilmek istiyorsun?"
"Karan Çakır benim babam mı?"
Cevabını biliyordum ama yinede sormak istedim. "Karan senin baban değil." Şaşırmadım bile o zaman o çocuk annemle birlikte öldü derin bir nefes aldım. "Safir Kızıltuğ o annemin oğlu değil mi?" Duvara yaslanıp kollarını göğsünde bağladı.
"Değil o senin üvey abin sen Kızıltuğ ailesinin yıllardır aradığı çocuksun."
Yani Safir'in babası benim öz babam oluyordu neyin içine girdim anasını satayım. Ona alev alev olmuş gözlerle bakmaya başladım. "O zaman ne demeye beni o ailenin içine soktun."
Omuz silkip anlatmaya başladı.
"Karan zeki bir adam ama çocuklarına düşkün bir adam o ailenin içine başka bir sıfatla giremez din onun oğlu olduğuna inanması gerekiyordu ve inandı da onun hayatını mahvetmek kolay olmayacak ama sen bunu başara bilirsin."
"Ailem olmayan bir ailenin içindeyim ben yaşadığım onca şey boşyunaydı yani? O Karan denilen herifi öldürmek varken beni o ailenin içine soktun lan sen benim neler yaşadığımı en iyi sen biliyorsun delirttin beni."
Sinirden titriyordum. Kalbim de kapanmayacak yaralar açtı o aile Karan beni kabul etmedi diye aylarca uyuyamadım ben Asrın'a beni öldürmesini söylediği zaman içimdeki çocuğu öldürdü o adam. Ona nasıl baktığımı biliyorum ama telaşla yaslandığı duvardan uzaklaştı.
Bana yaklaşmaya başlayınca geri gittim. "YAKLAŞMA!" Bağırdım gözümden bir damla yaş düştü.
"Ben bunları hak etmedim." Zorlukla yutkundum. Ben bunu hak etmemiştim ben o çocukların annesini öldürdüm ellerimde kanlar vardı bedenimde ruhumda izler vardı bu hikayenin kötüsü bendim ve bu asla değişmeyecekti.
"Ben böyle biri değildim beni sen yaratın senden nefret ediyorum özellikle kendimden zehirli bir sarmaşık gibi beni sardın yıllarca
nefretle büyütün beni ellerimde kanlar var senin yüzünden."
Çenesini sıkıyordu sinirlenmeye başlamıştı silahı daha sıkı tutmaya başladım. Ben hiçbir zaman ölümden korkan biri olmadım bu sonsa bu sona hazırım göz yaşlarım yanağımdan süzülüyordu nefes almakta zorluk çekiyordum.
"Beni şuçlama öldürmekte bir seçimdir ve sen öldürmeyi seçtin hep zayıf biriydin ve öyle kalmana izin vermezdim sen bana kızımdan kalan tek hatırasın Hazar hadi indir silahı."
Kafamı iki yana salladım. Beni o seçimi yapmam için zorladı eğer öldürmesydim ölen ben olucaktım.
Beni annemin hatrı için yanında tutuyordu ben sokaklarda ölümüne dayak yerken açlıktan ölmek üzereyken o yoktu bir anda hayatıma girip beni bitirmişti benim çocukluğumun katili karşımda duruyordu.
Çocukluğumdan beri korktuğum yerdeyim.
"Ben hiçbir yere aitmişim gibi hissetmiyorum kendimi o zaman yaşamanın ne anlamı var?"
Derin bir nefes alıp konuşmaya başladı.
"Senin yanın benim yanım bunu unutma evlat yaşamak için çok neden var o nedenlere tutun."
Elimin tersiyle göz yaşımı sildim ama işe yaramıyordu göz yaşlarım durmadan akıyordu çok yorulmuştum ölünce bu yorgunluktan kurtulurdum belki Çakır ailesi de böylelikle benden kurtulmuş olurdu hastaydım ben bunun tedavisi yoktu delilik.
Ruh sağlığı ve hastalıkları hastanesinde tedavi altına alındıktan aylar sonra sesler duymaya başlamıştım.İlk başta sesler anlamsızdı sonra yavaş yavaş anlamaya başladım. Benimle konuşuyor tuhaf görüntüler görmemi sağlıyorlar onları duymazlıktan gelince çığlık atıp beni rahatsız ediyorlardı bundan eminim bana orada verdikleri ilaçlar yüzünden bu hale geldim. Ben oraya öfke problemlerim için girmiştim ama oradan şizofreni hastası olarak ayrıldım.
Bunu da önümde duran adam yapmıştı buna adım kadar eminim. Hayatımı mahveden kişi oy ken bana zarar gelmemesi için herşeyi yapanda oydu benim aptal olduğumu düşünüyordu kaç defa ölümden döndüm o zaman neredeydi? Ona bir fırsat verelim öyle değil mi? Birden yüksek sesle kahkaha atmaya başladım. Bir el silah sesi yükseldi masmavi gökyüzü artık karanlıktı.
~🦋~
Hazar normal biri değil psikolojik sorunları var ve intihara meyilli biri ölümün bir kurtuluş olduğunu düşünüyor.
Hazar'ın mutlu olmasını isteyen okuyuculardan şimdiden özür dilerim.
| Okur Yorumları | Yorum Ekle |