
Çakır ailesi, Hazar'ın ellerinde oldukça zorlu günler geçirecek; o günleri merakla bekliyorum. Yazarken, 'Ne yazdım ben böyle?' diye düşündüğüm bir bölümle karşınızdayım. Her oy, yeni bir bölüm anlamına geliyor, bu yüzden oy vermeyi lütfen unutmayın. Desteğiniz ve yorumlarınız benim için çok değerli. Keyifli okumalar dilerim.
__
"İnce düşünen insanlar, hep daha çok incinir"
-Osho
Bölüm 6; Ne çok öldük, biraz yaşamak için
Hazar Saraçoğlu
『♡』
Odanın anahtarını almıştım bu iyi bir şeydi ve ev ahalisi gelmişti sesleri birinci katan bu odaya kadar geliyordu kulaklık takmak istesem de yapmadım. Akşam olmuştu bir kaç dakika sonra aşağıya inmeyi planlıyorum.
Kapı kulpu aşağıya çekildi ama kapı açılmadı insan önce bi kapıyı çalar dağ kaçkınları birisi kapıyı zorlamaya devam ediyordu bir küfür savurarak yataktan kalkıp kapının kilidini çevirip açtım. Kapı açılınca onu gördüm yüzümü buruşturup geri yatağıma uzandım.
"Kapı neden kilitli Hazar?"
"Keyfim ve kahyası öyle istediği için."
"Düzgün cevap ver bana karşında askerlik arkadaşın yok."
Öf ledim. Yataktan doğrulup oturur vaziyette geldim bu adam benim sinirlerimi bozuyordu.
"Sen izinsiz odaya gelme diye oldu mu?"
Sırtını duvara yaslayıp kollarını göğsünde bağladı.
"Kapının yedek anahtarı var bu yüzden kapıyı bir daha kilitleme."
Oğluyla mı yoksa çalışanıyla mı konuştuğu beli değildi, sadece ona dik dik bakmakla yetindim. Biliyorum eğer cevap verirsem kavga çıkardı ve ben şimdilik bunu istemiyorum.
"Sabıka kaydı işi ne oldu?"
"Hallettim."
Kaşlarım havalandı hızlıca telefonu alıp baktım, gerçekten de sabıka kaydını silmişti. Olduğum yerde tepinmek istiyorum ama bu adam varken olmazdı telefonu kapatıp yatağın üzerine bıraktım.
"Para nelere kadir dimi Karancım."
Ona sırıtarak bakıyordum. Karısı bana Hazarcım diyordu ben niye babam demiyeyim? Yüzünü buruşturup konuşmaya başladı.
"Yemek hazır hadi aşağıya inelim."
"Tamam sen git elimi yüzümü yıkayıp geliyorum."
O odadan çıkınca telefonu geri adım.
Siz
Pasaport işi ne oldu?
18:51
✓
Deha
Pasaport elimde senin iş ne oldu?
19:30
✓✓
Siz
Benim işte tamam herşeyi hazırla ben sana kaçtığım zaman haber vereceğim.
19:31
✓✓
Elimi yüzümü hızlıca yıkayıp aşağıya indim. Yemek odasına girip boş sandalye geçip oturdum. Sesiz sakin yemeğimi yerken Can iti laf atmaya başladı.
"Hazar evde kimse yokken odalara baktın mı?"
Şeref yoksunu piç demek istediği bir şeyler çaldın mı? Sabıka kaydındaki suçları öğrenmiş olmalıydı. Hırsızlık yapmadığım şey değildi... Ama dediğini yapmadım.
"Hayır bakmam mı gerekiyordu yoksa?"
Tek kaşımı kaldırdım.
"Odada bıraktığım param eksik belki sendedir diye sormak istedim."
Ucuz mal kanı bozuk geri zekalı.
"Evinizin her köşesinde kamera var o kıçını kaldırıp kayıtlara baka bilirsin döl israfı."
Keşke annan baban o gece o işi yapmaydı gereksiz insan.
Sinirden kıpkırmızı olmuştu kendisi kaşınıyordu ee bize de kaşımak kalıyordu annesi araya girdi.
"Can sakin ol oğlum bunu sonra konuşuruz."
Yüzümü buruşturup yemek yemeğe devam ettim. Oğlun batsın kadın kaçmam gerekiyordu ve bunu yapacaktım. Bu insanlıktan nasibini almamış aileyle birlikte yasayamam ben ve büyük abi benimle hiç konuşmamıştı acaba neden?
Yemekten sonra hızlıca kendimi odaya atmıştım. Kimseyle muhatap olmak istemiyordum çünkü yatağa uzanıp yarım bıraktığım kitabı okumaya başladım. İkide bir gözüm saate kayıyordu öf zaman neden geçmiyor ki?
Yataktan kalkıp banyoya girip üzerime siyah sweatshirt siyah şapka taktım. Çantaya iki üç parça bir şeyler koyup odaya geri döndüm. Telefon cüzdan evet herşey hazırdı abi tayfası ve ikizler çatı katına gitmişti oraya benim odamın önünden gidiliyordu yavaşça kapıyı açıp odadan çıktım.
Ses çıkarmadan merdivenlerden aşağı inmeye başladım, mutfağa girip balkon kapısını açıp kendimi arka bahçeye attım. Bu tarafta da çok sayıda koruma vardı bu yüzden ışık olmayan yerlerden ilerlemeye devam ettim.
Taam duvara yaklaşmış ken bana doğru gelen korumayı gördüm. Göz göze gelince gözleri büyüdü konuşmasına fırsat vermeden üzerine koşup karnına tekme attım vurmanın etkisiyle arkasındaki duvara çarptı ve birden titremeye başladı ha siktir ciddi ciddi duvarda elektrik akımı vardı adama üzülme işini sonraya bıraktım. Adam sonunda yere yığılıp kalınca hızlı davranıp çıkıntılı olan taraftan duvara tırmanmaya başladım.
Bir dakika siktir elim kaydı ama son anda dengemi koruya bildim. 33 saniye Allah'ım ölürsem eğer Çakır ailesine hakım helal değildir cehenneme gitsinler 19 saniye kollarıma asılıp bedenimi yukarıya çektim. Duvarın üzerinden aşağıya bakınca gözüm karardı siktir ya çok yüksekti 10 saniye elektrik çarpması sonucu ölmektense atlayarak ölürüm daha iyi amk.
Birden kendimi aşağıya atınca 'pat' diye bir ses yükseldi nefesimi tutmuş ölmeyi bekliyordum ama hiçbir şey olmayınca nefesimi serbest bıraktım.
Sırt üstü yere düşmüştüm sırt çantası yumuşak bir düşüşe neden olmuştu bu yüzünden bir şey olmamıştı şanslı bir adamım ben koşmaya başladım.
Anladığım şey neden güzelim şehir merkezine yakın bir yer yerine evini dağın başına yaparsın? Mantık bunun neresinde? Telefonun ışığını açınca daha rahat hareket etmeye başladım.
Sanki kolay bir kaçış oldu açma şom ağzını Hazar sonra olan sana oluyor.
Birden yan tarafıma çarpan bir şey yüzünden sert bir şekilde yere yapmıştım.
"Ananı satayım"
Bu acılı ses benden gelmedi tamam benim canımda acıyor olabilir ama şuan önemli olan bu değildi kafamı kaldırıp ışığı bana çarpan şeye tutum.
Bir genç vardı evet genç bir çocuk vardı ve berbat görünüyordu sanki ölümüne dayak yemiş gibi görünüyordu.
Yerden kalkıp üzerimi silkip önümdeki koyu kahve gözlerin sahibine baktım.
"Önüne baksana birader."
Geri zekalı Hazar gece gece ve tek bir ışık kaynağı olmayan ormanda önüne bakıp ta ne görecek çocuk kendimi göme işine son verip ona baktım.
"Kusura bakma birader ormanda birine çarpacağım hiç aklıma gelmedi."
Ses tonundan benimle alay ettiği anlaşılıyordu ona cevap yetiştirmek yerine kaçmam gerektiğini bildiğim için ilerlemeye başladım. Birden ormanlık alanda yankılanan silah sesiyle olduğum yerde kala kaldım.
"Bence ayrılmayalım."
Cevap veremedim çünkü her yerden silahlı adamlar çıkmaya başlamıştı ben böyle şansın ta gelmişsini geçmişini sikeyim. Bunu demek istemiyorum ama keşke kaçmasaydım.
Çocuğa bakmak gibi bir hata yaptım ve sonucu omuzum'a saplanan bir şey olmuştu gözlerimin önünde rengarenk ışıklar uçuşuyordu. Ne oluyor lan! Kafamı eğip üzerime bakınca omuzda ki şeyin kurşun değilde sakinleştirici iğne olduğunu gördüm. Ya amk sanki kurbanlık dana yakalıyor it herifler bu iki olmuştu gözlerimi daha fazla açık tutamayıp karanlığa çekildim.
Gözlerimi açtığımda karşılaştığım ilk şey bulanık bir zemindeki tozlu beton olmuştu neredeyim ben?
"Uykun çok ağır öldün sandım."
Kafamı çevirip arkaya bakınca o genç çocukla göz göze geldim. Kaçarken kaçırıldığıma inanamıyorum. Bunu anca benim gibi biri başara bilirdi zaten.
"Birader isim neydi?"
"Atakan Zemheri."
Zemheri bu soy ismini sanki biliyordum.
"O adamlardan neden kaçıyordun?"
O da benim gibi elleri ve bacakları bağlı şekilde yerde oturuyordu. Kahve gözlü açık kahve saçları düzgün bir burn dolgun kırmızı dudaklar oval yüze sahipti yakışıklı gözüküyordu.
"Babama ders vermek için evin en işe yaramaz üyesini kaçırdılar salak herifler."
O şimdi kendisini mi gömdü?
"Sen neden kaçıyordun? Orası şehir merkezine çok uzak."
Dilimi dudaklarımın üzerinde gezdirdim ve anlatmaya başladım. Nede olsa onu bir daha görmeyecektim.
"Şimdi birader ben öz babamın evinden kaçıyorum......
.....
Adamı istemedikçe üzerime geliyordu bende bunu yaptım ..... "
Beni dikkatlice dinliyordu.
"Vay be keşke benim ailemde başkası çıksa."
Anlattıklarım dan sonra bunu mu anladın geri zekalı herif der gibi bakıyordum. Deponun kapısı açıldı ve içeriye takım elbise giymiş üç adam girdi adamlar tam önümüzde durdu.
"Atakan Zemheri ölmeden önce babana söylemek istediğin bir şey varmı?"
Ben olsam o piçe söyleyin hakım helal değildir cehenneme gitsin derdim.
Atakan sırıtma ya başladı.
"Var var ona cehenneme gitsin dediğimi de Aliş."
Tam benim kafada bu herif istem dışı bende sırıtma ya başladım. Adam silahı kaldırıp namluyu ona doğrultu tam tetiği çekecek ken silah sesleri yükselmeye başladı tamam bugün de ölmüyoruz biz ne olduğunu anlamadan adamlar yere yığılıp kalmıştı bile.
Kapıdaki adamlara bakınca göz bebeklerim irileşti ha siktir bu adamların burada ne işi vardı baba adayı ve büyük oğlu tanımadığım bir adamın yanında durmuş bize bakıyordu Atakan sevinçle oturduğu yerden kalkıp adama doğru yürümeye başladı.
"Abi hiç gelmeyeceksin zannettim."
Abisi onun ellerini çözdü lan bunu ayakları bağlı değil miydi ne ara açtı ipleri? Bende ipleri çözdüm. Yerden kalkıp ayakta durmayı başardım.
"Biz kardeşimizi ne zaman yarı yolda bıraktık it herif."
Adam ona sarılıp saçını öptü onlara daha fazla bakmadan baba olacak adamın gözlerinin içine baktım. O adam ve Atakan depodan ayrılınca baş başa kaldık Karan hızla üzerime gelip elini kaldırdığı gibi bana tokat atmıştı. Sakinim evet kesinlikle sakinim.
"Ne yapmaya çalışıyorsun sen? Seni o sokaklardan kurtardım lan ben senin iyliğe verdiğin cevap bu mu yani?"
Omuzlarım dik bir şekilde duruyordum.
"Ben mi dedim lan sana kurtar beni oradan? Evet iyliğe verdiğim cevap bu."
Yakamı tutup beni kendine çekti.
"Bak yeterince zorlanıyorum kim ne düğü belirsiz birini evine alır? Ben sana iyi davranmaya çalıştıkça sen bunu yerle bir ediyorsun."
Ne! Bana iyimi davranıyorsun? Siktir oradan iyi davranıyormuş.
"İyi mi davranıyorsun siktir oradan bana it muamelesi yapıyorsun sen be."
Beni serbest bırakınca ondan uzaklaştım.
"Benimle düzgün konuş hata bende sana nasıl davranacağını ilk gün öğretecektim."
Bak hala takıldığı şeye bak amk depoyu terk etmeden önce bombayı ortaya attı.
"Asrın ona büyükleri ile nasıl konuşması gerektiğini öğret."
Yemin ediyorum Asrın denilen herifin gözlerinde değişik bir parıltı geçti tüylerim diken diken oldu gömleğinin kollarını kıvırıp bana yaklaşmaya başladı burada beni dövecek değildi her halde?
Yediğim yumrukla sendeleyip nerdeyse yere düşüyordum. Döver miş tekrar yumruk attı elerim bağlı olmasaydı ona karşılık verirdim. Tekmeye atmaya çalıştım ama benden kurtulup karnıma tekme atınca savrularak yere düştüm.
Üzerime çıkıp yumruk atmaya başladı kaç dakikadır öylece beni dövdü bilmiyorum ama her tarafım ağrıyordu ağzımdaki kanı yüzüne tükürdüm.
"Hadi ama biraz daha sert davran böyle olmaz abisi."
Karnıma yediğim tekmeyle gözüm karardı piç kurusu çok kötü vurmuştu. Aga bunlar böyle yaptıkça onlardan nefret ediyordum bunu bile bile üzerime gelmeye devam ediyordular. Durunca derin bir nefes aldım ama ciğerlerim ağrıdı belindeki silahı çıkarıp bana bakmaya başladı.
"Babama vurmuştun öyle değil mi?"
Adamın sesi sert ve kalındı sırıtma ya başladım.
"Evet birader o piçe vurdum yine olsa yine yaparım."
Piç piç sırıtma ya başladı ellerimi çözüp koluma dizini bastırdı ne yapıyordu bu it? Soğuk demiri elimin
üzerinde hissedince irkildim. Ha siktir bunu yapmazdı dimi? Gözlerimin içine bakarak tetiği çekti çığlık atmak istedim ama sesim çıkmıyordu gözlerim doldu ama tek bir ses çıkarmadım.
Çok acıyordu bağıra bağıra ağlamak istiyorum kolum uyuşmuştu onun gözlerinde acıma yoktu sadece vahşilik vardı acımasız şeref yoksunu.
"Babama bir daha el kaldıracak olursan kullanacağın bir elin olmayacak Hazar Saraçoğlu."
Allah şahidimdir ki bu aileyi paramparça etmeden ölmeyecektim. Önce Can iti sonrada Karan ve bu ruh hastasının hayatına yerle bir edecektim.
~🦋~
Bir gün iki bölüm yazınca beynim yoruldu 7 bölüm biraz geç gele bilir.
Komple bölüm hakkında düşünceleriniz neler?
Ve Asrın hakkında düşünceleriniz neler?
| Okur Yorumları | Yorum Ekle |