10. Bölüm

10. Bölüm Büyük Teklif

Tuğçe
tugce0314

 

 

1 ay sonra

 

 

Sabah güneşiyle gözlerimi açtım. Bir eksiklik vardı kalbimde ama o eksiklik kendini artık hissettirmiyordu. Ablamdan haber yoktu ama onunla yüzleşmeyi kaldıramazdım. Ankara’daki hiçbir arkadaşımla, tanıdığım insanla konuşmamıştım. Ateşte dahil. Aşağı inerken düşüncelerimden ayrılmaya çalıştım.

 

 

Mutfağa geldiğimde telefonumdan yalından “ ki sen” açtım. Bu onlarla arabada dinlediğim son şarkıydı. Hemen kendime bir sandviç hazırladım ve kapının önüne çıktım. Bitkilere su verdikten sonra arka bahçeye gittim. Cookie çimlerin üstünde kendi kendine topuyla oynuyorlardı. Yanına gittim, “ kızım napıyorsun burada, gel bir tanem benimmm…” onu biraz sevdim ve bisikletimin yanına gittim.

 

 

Ön sepete sandviçimi ve telefonumu koydum. 5 gün sonra yani 11 Ağustos benim doğum günümdü. Onlarsız geçecek ilk doğum günümdü. Bunları düşünmek istemiyordum.

 

 

Tam yola çıkıp caddeden geçiyordum ki bir arabanın bana çarpmasıyla, ve benim yolda yuvarlanmam bir oldu. Başımı vurmuştum, bayağı dönüyordu ayrıca sağ bacağım da da çok fazla bir acı vardı. Simsiyah arabanın sahibi arabadan sakin adımlarla indi. Onu bir yerden tanıyor gibiyidim gözlüğünü çıkarmasıyla farkına vardım. Ateşti, bana çarpan araba ateşindi. Ateşte beni tanımış olacak ki sakin adımları yavaşça hızlandı ve yanıma gelince diz çöktü

 

 

“ gece.. bu sensin, ben seni çok özledim. İyi misin kusura bakma görmedim, ne zaman Ankara’ya dönüyorsun bende senin için buraya geldim. Seninle bir şey konuşmam ger…”

 

 

“ benim konuşacak bir şeyim yok ateş benim için orası bitti üzgünüm, hayatını karman çorman ettim” diyip ayağa kalktım. Onunla biraz yardımı olmuştu ama sağ ayağım morarmaya başlamıştı ve üstüne basamıyordum. Ateş bunu fark etmiş olacak ki “ gel yardım edeyim” dedi ama ben ondan utanıyordum.

 

 

“ sağol ama gerek yok kendim hallederim.” Dedim ama nasıl halledeceğimi bilmiyordum

 

 

“ nereye gidiyorsun?”
“sahile işime sen niye geldin?”
“ seninle özel bir şey konuşmam gerekiyor”

 

 

“ şimdi söyle hadi ya da gel şu caddenin gerisinde evim var oraya gidelim”

 

 

“olur öyle yapalım”

 

 

tam gidiyorduk ki benim ağzımdan minik bir inilti döküldü. Ayağımın acısı çekilmeyecek bir acıydı. Ateş endişeyle beni kucağına aldı. Bunu beklemiyorumdum. “ napıyorsun sen bıraksana beni”

 

 

“ yürüyemiyorsun inat etme de yardım edeyim” mecbur bir şey diyemedim, çünkü haklıydı.

 

 

biraz vakit geçmişti ve biz eve varmıştık, kapıdan içeri girdiğimizde cookie bizi karşıladı. Daha sonra onu mutfağa gitmesi için yön tarif ettim, gittiğimizde hemen beni koltuğa oturttu ve buzdolabından buz alıp ayağıma koydu. Sonra o da karşıma oturdu ve konuşmaya başladı “ bak gece son şeylerden sonra herkesten ve her şeyden uzaklaştın ama sana önemli bir şey söylemem gerekiyor bu aileni ve seni ilgilendiriyor. Yani artık sadece seni”

 

 

“ bunları duymak istemiyorum, sadede gel”

 

 

“ annen ile baban yıllar önce birine bulaşmışlar, Alparslan adı. Onlar olay kapandı sanmış ama Alparslan yıllardır kin tutmaya devam etmiş, şu an senin peşinde bir de benim. Aynı düşmana sahibiz seni bu karanlık işlerin içine sokmak istemezdim ama ben bir mafyayım ve sen de benim en büyük düşmanımın düşmanısın. Birlik olursak seni koruyabilecek bir tek ben varım. Emin ol bu iş senin üstesinden gelebileceğin iş değil, şimdi karar sende ya zorla ya da isteyerek bir şekilde sen de bu işe gireceksin”

 

 

ne diyordu ben anlamıyordum. Mafya, Alparslan, ailem, düşman, korunak… ben nasıl bu kadar karanlığa gömülebilmiştim?!…

 

Bölüm : 05.06.2025 22:38 tarihinde eklendi
Okur Yorumları Yorum Ekle
Hikayeyi Paylaş
Loading...