
Emir’in evine geldiğim gibi onun kucağına yatıp ağlamaya başladım. Artık kaldıramıyordum, çok ağır geliyordu her şey… emire dönüp “ bugün içmeye gidelim mi?” diye sordum ama onun yetiştirmesi gereken bir proje olduğunu öğrenince kendim gitmeye karar verdim. Emir bu fikre pek sıcak bakmasa da ben kararlıydım!
(…)
Evden çıkıp bir saatlik yolu geldikten sonra mekana varmıştım, içeriye girdiğim anda oranın havası resmen beni içine çekti. Hemen bir masaya geçtim ve küçük şeylerle başlamak için önden üç tane shot söyledim. Daha sonra ise artık kafamdaki sesleri susturmak için en ağır kırmızı şaraplardan olan cabernet söyledim, garson bardağa dolduracağı sırada onu durdurdum ve şişeyi direkt kafama diktim.
Şarabı içmemden on dakika geçmişti ve ben artık herkesi bulanık görüyordum ama ağladığım için mi yoksa şaraptan mı onu anlayamamıştım. O sırada arkamdan bir amber kokusu aldım, yoğun bir kokuydu. Ve o sesi duyum “ gece iyi misin sen çok içmişsin, benim mekanımda ne işin var ya?!” Ona şaşkınlıkla bakıyordum… GELMİŞTİ!!!
Beni yalnız bırakmamıştı, ona dönüp adete sülük gibi boynuna yapıştım, o da bunu beklemiyor gibiydi çünkü donup kalmıştı. Ona bakıp “ gelmişsin, sen buradasın” dedim. Artık beynim, sözlerim, hareketlerim benim kontrolümde değildi ki o da bunun farkında olacak ki “ hadi gidelim güzelim benim” dedi. Ama ona ısrar ettim tabi bu kafayla ne kadar yapabilirim bilmiyordum. “ olmaz daha bitmedi ki, keyfimi bölme kalbimi ortadan ikiye böldüğün gibi” bu sözlerim onu incitmiş olmalıydı ama duygularını bir kenara atıp beni kucağına aldı. Kafamı boynuna gömdüm, çok güzel kokuyordu bu kadar güzel kokmak zorunda mıydı yani… bunları düşünürken kendimi karanlığın kollarına teslim ettim
ATEŞ’ in BAKIŞ AÇISI
Onu buhalde bulmak benim yüreğimi parçalamıştı resmen. Kızı iki çift iğrenç lafımla ne hale getirmiştim. Arabaya geldiğimizde onu şoför koltuğunun yan koltuğuna oturtup arabayı sürmeye başladım. Bu kadın beni baştan çıkarıyordu, ama bunun farkında değildi. Ona mecburen mesafe koymalıydım, ben bir mafyaydım onu bu kötülüğün içine çekemezdim.
Ben bunları düşünürken evime gelmiştik, sonuçta onu bu halde başka bir yere bırakacak değildim. Tekrardan onu kucağıma alıp odama çıkarmaya başladım. Merdivenleri çıkarken bir şeyler mırıldanmaya başladı. Durdum ve tüm odağımı ona çevirmeme rağmen bir şey anlayamadım. Devam edip odama vardığımda annemle babam bana şaşkın ve öfkeli gözlerle bakıyorlardı. Onları umursamadım ve odama girdim. Üstünde saten kırmızı bir elbise vardı gözlerimi kapatıp ona tişört ve şortlarımdan birini giydirdim.
Tam yataktan kalkacağım sırada kolumu tuttu ve bana “ bunu bana yapmak zorunda mıydın ilk defa bir erkeğe bu kadar ılımlı ve kolayca yaklaşıp güvenmiştim. Yanımda kal, gitme” dedi. Napacaktım sabah uyandığında büyük ihtimal beni döverdi manyak kadın ama şu anda da onu bırakamazdım. Yanına yatmadan önce “ seni sevdiğim için yapıyorum bunları güzelim, seni kendimden koruyorum” dedim nasıl olsa sabah hatırlamayacaktı. Bunları dedikten sonra yanına kıvrıldım ve onu kendime çektim. Çok güzel çiçekli ve ferah bir kokusu vardı, insanın içini rahatlatıyordu. Kendimi onun ruhuyla birlikte bir kerelik yatakta serbest bıraktım…
SABAH 10.30
başım çok feci ağrıyordu. Dün ne kadar içtiysem gözümün önü bile hala bulanıktı, tam sağıma dönmüştüm ki benim Yunan heykeliyle aynı yatakta olduğumu fark ettim etrafıma baktığımda hiç bilmediğim bir evdeydim. Yataktan yavaşça yaşadıklarımı sindirerek kalktım ve olanları anlamaya çalıştım ama bardağı taşıran son damla üstümde onun tişörtü ve şortu olmasıydı. Ne yani bu adam beni çıplak.. hayır öyle bir şey olmadı ben abartıyordum. Hemen ateşi dürttüm “ ateş kalksana ben neredeyim hadi ya kalk saat aaaaaaa saat on buçuk derse geç kaldım ateş koş!!!!” Ateş bir anda yataktan fırlamak yerine sakin sakin gözlerini araladı ve “ günaydın güzellik” dedi. Ne yani o bana güzellik mi demişti. Yok artıkkk!!!
“ ateş sen şaka mısın hadi kalk beni eve bırak ayrıca dün ne oldu ve sen hangi cüretle beni böyle bir yere getirdin”
“ sakin ol prenses dün barda çok kötü durumdaydın bende seni kendi main evime getirdim, ayrıca dün sen benim yanında kalmamı söyledin benim suçum yok”
“ tamam bunları sonra bana tek tek anlatacaksın şimdi hemen okula gidelim” ben bunları dedikten sonra sanki aklına bir şey gelmiş gibi donuk bir şekilde bana bakıp banyo olarak tahmin ettiğim yere girdi. Beş dakika sonra da üstü giyinik çıkıp bana “ aşağıda bekliyorum beş dakikaya kapıda ol” dedi ve çıkıp gitti, ben bu adamı anlayamıyordum
(…) arabadaydık ve ikimizden de çıt çıkmıyordu, daha sonra aklıma dün geceyle ilgili ateşin bana söylediği kelimeler geldi, bana güzelim demişti, beni kendinden korumak istiyordu ama neden…
bir anlık gazla “ dün bana dediklerini hatırlıyorum, ama neden beni kendinden korumak istediğini hatırlamıyorum, noldu dün gece”
“ boş ver hem geldik sen git keremle takıl dünden sanane”
” ne demek binene of tamam seninle muhatap olmak istemiyorum” dediğim sırad anemi bir bilinmeyen numara arıyordu normalde yapmayacağım bir şeyi sırf ateş yanımda diye yaptım ve telefonu açtım. Karşıdaki ses tanıdık değildi ama dedikleri beni yıkacak cinstendi
“ merhaba gece hanım annenizle babanız bir trafik kazası geçirdiler, ne yazık ki kurtaramadık… başınız sağolsun”
o gün dünyamın yıkılış anıydı, o an gündüzümüzde artık geceye döndüğü andı…
| Okur Yorumları | Yorum Ekle |

| 460 Okunma |
49 Oy |
0 Takip |
14 Bölümlü Kitap |