3. Bölüm

Bölüm 1

Tugce
tugceeda

 

SUDE’DEN

 

Şirket raporlarına odaklanmış çalışıyordum ki telefonun ısrarla çalmasıyla irkildim. Hızla ahizeyi kaldırdım.

 

“Buyurun Zeynep Hanım.”

 

“Sudeciğim, 2. toplantı odasına gelebilir misin? Lütfen.”

 

“Tabii ki. Getirmemi istediğiniz bir dosya var mı?”

 

“Hayır, gerek yok canım.”

 

“Tamamdır.”

 

Telefonu kapatırken istemsizce gülümsedim. Üç yıldır bu şirkette çalışıyordum. Tecrübesiz olmama rağmen beni işe almaları hala şaşırtıcı geliyordu. O gün Zeynep Hanım’ın söylediği o cümle aklımdan çıkmazdı: “Eninde sonunda bir yerde çalışacaksın, orası burası olsun.” Zamanla bu ekibin ayrılmaz bir parçası olmuştum. İş ortamında patron ve asistan arasındaki sınırlarımız belliydi ama iş dışında bambaşka bir dostluğumuz vardı.

 

Toplantı odasına yöneldim. Kapıyı usulca çalıp içeriden gelecek sesi beklemeden girdim. Meriç Bey, Uraz Bey ve Zeynep Hanım’dan başka kimse yoktu. Bu özel odada yabancılar bulunmazdı zaten.

 

“Merhaba, beni çağırmışsınız,” dedim, Zeynep Hanım’ın yanına oturarak.

 

“Resmiyeti bırak Sude, burada biz bizeyiz,” dedi Zeynep Hanım gülümseyerek.

 

“Peki o zaman. Nedir konu?” diye sordum. Kalbimin attığı hızın farkında bile olmadan Meriç Bey’e odaklandım.

 

“Eymen için hâlâ bakıcı bulamadık. Bu konuda yardımcı olabilir misin?” diye sordu Meriç Bey.

 

“Tanıdığın biri var mı? Varsa ne olur söyle. Artık geceleri uyuyamamaktan mahvoldum,” diye araya girdi Uraz Bey.

 

İstem dışı gülümsedim.

 

“Bak bak! Sanki o çocukla ilgileniyormuş gibi konuşuyorsun. Bütün yük bende! Ama Sude, gerçekten birini bul. Yeğenim tamam da insan yoruluyor,” diye dert yandı Zeynep Hanım.

 

“Merak etmeyin, hallederim,” dedim.

 

Meriç Bey konuşmak üzereyken devam ettim:

 

“Güvenmediğim birini o eve sokar mıyım hiç?”

 

Bu sözüm üzerine Uraz Bey ve Zeynep Hanım kahkaha attılar.

 

“Aslan be! İşte böyle olur asistan dediğin!” dedi Zeynep Hanım.

 

“Reis be! İyi ki varsın,” dedi Uraz Bey yüzündeki gülümsemeyle.

 

Kendine gel Sude, sakın kaptırma!

 

“Teşekkürler Sude. İstersen bugün erken çık, hemen araştırmaya başla,” dedi Meriç Bey.

 

“Zaten izin isteyecektim. Annem gidiyor malum,” dedim buruk bir ifadeyle.

 

“Tamam, çıkabilirsin,” dedi Meriç Bey.

 

Ayağa kalkıp kapıya yöneldim. Zeynep Hanım bir anda bana sarıldı.

 

“İyi ki varsın kız!” dedi içtenlikle.

 

“Aynen öyle, iyi ki varsın,” dedi Uraz Bey göz kırparak.

 

Sakın kapılma,sakın!

 

 

TUĞÇE’DEN

 

 

Saatlerdir sokaklarda dolaşıp duruyorum ama sonuç: sıfır!

 

“Yok maması şöyle olacak, yok uykusu böyle düzenlenecek…”

 

Sanki bunları bilmiyormuşum gibi bana öğretmeye çalışıyorlar. Sabır ya Tuğçe, sabır! Bir de bu kadar yoğunluğun arasında annem gidiyordu. Zaten bizimle yaşamıyordu ama son üç aydır yanımızdaydı. Babam uzun süredir görevdeydi, kendisi bir albay. Evde annem, ablam Sude ve ben pek konuşmazdık. Yemekler bile sessiz geçerdi. Ama insan her şeye alışıyor. Buna da alıştık... Derin düşüncelerim telefonumun ısrarlı çalmasıyla bölündü. Arayan Sude’ydi.

 

“Hadi söyle bakalım, neredesin Tuğçe?” Sesindeki neşeye şaşırdım. Annem gidiyor diye üzüntülü olduğunu sanıyordum.

 

“Bir şey mi oldu? Çok neşelisin,” dedim.

 

“Evet, bir şey oldu! Sana iş buldum!”

 

“Efendim? Ne dedin?”

 

“Sana iş buldum diyorum! Neyi anlamadın kızım?” dedi ablam, gülerek.

 

Önce idrak edemedim ama birkaç saniye sonra ne dediğini anladım.

 

“Bir dakika... İş mi buldun?! Allah’ım, sonunda! Oley be!” diye bağırdım.

 

Etraftaki herkes bana bakıyordu ama umursamıyordum. Sonunda iş bulmuştum!

 

Telefonun diğer ucunda Sude kahkahalar atıyordu.

 

“Dur kız, hemen delirme! Neredesin, söyle, seni almaya geleyim. Oradan eve geçer, annemi havaalanına bırakırız,” dedi.

 

“Tamam, konum atıyorum!” diyerek telefonu kapattım. İçimdeki heyecanla Sude’yi beklemeye başladım.

 

İLAHİ BAKIŞ AÇISI

 

“Geldik,” dedi Sude, sesi hüzünlüydü. Annesi gidiyordu, bu yüzden içi buruktu. Ama babaları gelmişti. Yakında babalarının yanına gidecekler, annelerini yeniden görecek ve hasret gidereceklerdi.

 

Sude iş yoğunluğu yüzünden şimdilik gidemezdi. Şirkette işler her zamankinden yoğundu ve bir şeylerin yolunda gitmediği belliydi. Sude’nin bile bilmediği gizli meseleler dönüyordu.

 

Annesi Sümeyye, kızlarının sessizliğini fark edince onları neşelendirmek için konuştu:

 

“Hadi kızlar, durgun durgun durmanın alemi yok! Allah’ın izniyle kazasız belasız gideceğim. Yakında siz de gelirsiniz. Gelmezseniz kulağınızdan tutup çeke çeke getiririm, ona göre!” Bu sözlerle hepsi gülmeye başladı.

 

“Anne, niye gelmeyelim ki? Hem bak ne diyeceğim... Sanırım iş buldum!” dedi Tuğçe, heyecanla.

 

“Gerçekten mi? Hadi bakalım, inşallah hayırlı olsun!” dedi Sümeyye gururla.

 

“Tabii, birkaç aşamadan geçmem gerek. Çalışacağım yer bayağı titizmiş,” diye açıkladı Tuğçe.

 

Sümeyye Tuğçe’nin başını omzuna yasladı:

 

“Benim kızım, hepsini geçer. Senden iyisini mi bulacaklar?” Bu sözlerin ardından Sude şakayla atıldı:

 

“Aa kıskanıyorum ama!” diyerek annesine sokuldu. Uçak havalanıp gözden kaybolana kadar Tuğçe ve Sude arkalarından baktılar. Sessizliği Sude bozdu, kolunu Tuğçe’nin omzuna atarak sözde hüzünlü bir sesle:

 

“Şimdi kim bize sabah sabah şahane kahvaltılar hazırlayacak?” Tuğçe gülerek omzunu silkti:

 

“Tabii ki sen!” Sude hemen itiraz etti:

 

“Benim işim başımdan aşkın, sen neler diyorsun?”

 

Tuğçe kahkahayla karşılık verdi:

 

“Benim de işim var artık! Kusura bakma, ben de hazırlayamam.” Sude pes etmiş gibi konuştu:

 

“Neyse, bizim evde yine uzun süre yemek pişmeyecek anlaşılan.”

 

Tuğçe kahkahalarla onayladı:

 

“Aynen öyle!”

 

Birlikte gülerek eve döndüler. Annelerinin onlar için hazırladığı yemekleri hızla ısıtıp yediler. Yorgunlukla yataklarına uzandılar. İkisini de yoğun bir gün bekliyordu, ama o an tek düşündükleri huzurlu bir uykuydu.

 

Bölüm : 15.01.2025 13:10 tarihinde eklendi
Okur Yorumları Yorum Ekle
İçindekiler
Tugce / Mafyanın Gözlerindeki Aşk / Bölüm 1
Tugce
Mafyanın Gözlerindeki Aşk

104 Okunma

28 Oy

0 Takip
2
Bölümlü Kitap
Hikayeyi Paylaş
Loading...