19. Bölüm

18. bölüm

havva uzunoz
turuncureesam

Adamlar Şehriban'ın nereli olduğunu nerede yaşadığını kendisinin ne işle meşgul olduğunu sürekli Sadık'a soruyor hatta onunla tanışmak istediklerini bile söylüyorlardı.

Şehriban'ın güzelliğine kendini epeyce kaptırmış olacaklardı ki Cavit'in çığrından çıktığını bile fark ememişlerdi bu budala adamlar.Bir ara kapının yumruklandığını fark eden Necip bey merakla ne olup bittiğini sordu.

Sadık, hemen konuyu kapatmak istedi ve

-Birşey yok beyler dedi .Cavit yine telefonda kumarhane piçlerine sinirlendi herhalde. Kapıyı yumrukluyor .Siz ona aldırmayın .Bazen böyle durumlara rastlamak mümkün.

Adamlar halen patavatsızlık yapmaya devam ediyorlardı.

Seneye yine İstanbul'a mutlaka gelmeliyim mösyö dedi fransız adam.İstanbul'a geldiğimde bu güzellik kraliçesini mutlaka görmek isterim. İstanbul'a geldiğimde Şehriban Sultan'ı görmemek mümkün mü?

<>diye onaylayarak kafasını salladılar oradaki budala adamlar.

Aslında böyle kapalı bir giyim tarzı hiçde yakışmamış Şehriban Sultana dedi fransız adam nankörce bir şekilde.

-Şöyle güzel bir göğüs dekoltesi daha şık olurdu değil mi? Hatta omuzları sarıp süsleyen güzel bir transparan kıyafet.

ah bu İstanbul hanımları da hiç güzel giyinmesini bilmiyorlar canım. Değil mi mösyö?

Lavabonun kapısı daha bir şiddetli yumruklanıyordu.

-Açarsam şu kapıyı gebertirim lan seni pislik herif. Kapa lan çeneni artık şerefsiz. Aç şu kapıyı Sadık Reis.

-Gidin burdan hadi arkadaşlar

Fransız adam sinsice gülerek homurdandı.

-Aman canım sende bir doya doya baktırmadın şu güzel hatuna.

Hadi canım eşiniz sizi Saraycıkta bekliyormuş telefon geldi şimdi.

Ne telefonu canım abartma Allah aşkına diyerek kendini koltuğa attı bu fransız adam.

-Lütfen bir bardak su rica edeyim sevgili Mösyö.

-Bende sade bir soda

-Benimki de meyveli olsun.

-Bir bardak su istedim Mösyö duymadınız mı?

Vallahi Şehriban sultanı görünce bayağı bir hararet bastırdı beni. Aaaah ah İstanbul'un güzel kadını Şehribaaan!

-Sana ne şarkılar şiirler yazılsa azdır. Canım Şehriban Sultaaan. Acaba şimdi nerelerdesin?

Oturun Mösyö oturun daha çok konuşacak şeylerimiz var Sadıkçığımla. Hatırlıyor musun Sadıkçığım çocukluğumuzu bilye oynardık seninle hani . Ne güzel günlerdi onlar değil mi Mösyö. Ama nereden bilirdim ki bir gün bu güzel hatunu göreceğimizi.

-Hey güzel Allahım sen nelere kadirsin.

Bu dangalak adamlarla baş gelemiyeceğini anlayan Sadık , hemen onları sürükleyerek dışarı çıkmayı başardı.

-Hadi canım eşiniz saraycıkta bekliyormuş dedim duymadınız mı

-Eşim mi Mösyö aman ya rabbi .Karım, karım mı bekliyor beni dışarıda yoksa.

-Ya ya öyle !

Nerde bekliyormuş eşiniz anlamadım dedi Necip bey salakça bir şekilde Fransız adama dönerek.

-Cehennemin dibinde.

-Aaa Mösyö . Daha önce hiç böyle bir muhteşem güzellik görmemiş tim.Cehennem ne kadar uzaklıkta vardır sizce Mösyö . Vallahi deseler ki <<Şehriban sultan orada>> koşa koşa gimmderim.

-Cipinizle gidin sevgili fransız bey, Bakın işte arkadaşınızın cipi kapıyıda bekliyor.

-Yaaa yaaa Öyle Doğru mösyö . Hemen gidiyorum. Teşekkür ederiz herşey için Mösyö.

-Önemli değil efendim . Rica ederiz. Rica ederiz. Sizde gelin olur mu?

-Tabi efendim geliriz geliriz.

-Aaah Mösyö ah! Bu güzelliği asla unutmayacağım diyerek kendi kendine söylendi Fransız adam.

Daha sonra Necip bey onu koca göbeğini bir o yana bir bu yana sallayarak devirmeye çalıştı, ve onun önüne geçmeyi başardı. Erol bey ise sağına soluna bakarak tedirgin hareketler yapıyordu.Necip bey çoktan arabanın ön koltuğuna oturmuştu bile. Fransız adam da onun yanına oturdu.

<< Öff ne iğrenç bir gündü>> diyerek kendini tahta merdivenlere doğru götürdü, Cavit'in yanına gitmek istedi ve merdivenleri çıkarken kendi kendine yine söylendi Sadık.

Aptal sürüleri Köpekleşmiş herifler.

Daha sonra lavabonun kapısını açıp özgür bıraktı arkadaşını Sadık Reis.

Pis korkak herif! Diye bağırdı Cavit.

-Nereye kaçtı geberteceğim onu.

Sadık nefesini zor tutuyordu. Sevgili arkadaşının bir çılgınlık yapmasından epey korkmuş olacaktı ki onu sedirin üstüne yatırıp üzerini sımsıkı kapattı.Sadık bu gibi hadiselere oldukça yabancıydı.

Belinde hissettiği o korkunç ağrı ayağa kalkıp su içmesine engel oluyordu. Uzun bir müddet sonra kafasını pencereye çeviren Sadık dışardaki insanların şaşkın şaşkın pencereye baktıklarını gördü.

Gökyüzüne kafasını kaldırarak izleyen Sadık, kargaların uçup utanmadan nasıl gakladıklarına kulak verdi.

Uzak mesafelerde balıkçılar ağlarını topluyor , daha ileri bir sahilde bir yığın kadın geçiyordu.

Aynaya bakan Sadık, yüzünün sararmış ve gözlerinin altının çökmüş olduğunu gördü.

Yoğun bir günün verdiği acı ve tatsız bir süprizdi bu.

Zavallı Cavit ise halen ortada deli gibi dolanıp duruyordu.

-Mösyöö Mösyöö! Aptal fransız Mösyööö!

 

 

Bölüm : 12.12.2024 22:54 tarihinde eklendi
Okur Yorumları Yorum Ekle
Hikayeyi Paylaş
Loading...