32. bölüm

Lavabonun kapısı şiddetli bir şekilde yumruklanıyordu.Cavit, neye uğradığını şaşırmış vaziyette alçak Topik'e ağzına gelen her lafı söyledi.

-Bana bak Topik rahat bırak beni. Bu sefer yine dayak atmaya maruz bırakma beni. Dağlarda köylerde, haydutlar , hırsızlar, yankesiciler avare avare dolaşırken sakın beni polis hikayesiyle kandırmaya çalışma.

Bak karşıdaki boş araziye fareler nasıl cirit atıyor? Ulan Topik yumruklayıp durma bak şu kapıyı. Çıkarsam var ya seni.

Cavit kapıyı açar açmaz karşıda gördüğü manzarayla irkilerek polislerin elinden kurtulmaya çalıştı,fakat polisler Cavit'i ve kumarhanedekileri yakalayarak arabaya binip götürdüler.

Kasabada iri yarı pala bıyıklı bir adam olan ve etrafta Şevko ağa dedikleri durmadan konuşup sürekli laf kalabalığı yapan bir adam vardı.

-Eyvah! polisler geldi ey kasaba halkı . Bakın hele şu şerefsizlere polislere nasılda çıkışıyor utanmadan.Hele silah sesinden anladım canım mutlaka onlardır dedim. Polisi görünce o piç rüstem nasılda kaçıyordu. Hatta üç kurşun sıkmış diyorlar polise. Ya ya! Hatta kumarhane piçlerinden biri de yerde yatıyordu. Polis , epey tekmelemiş dayak atmıştı diyorlar. Ne olacak acaba bu kumarhane piçlerinin hali arkadaşlar.Vallahi çok üzülüyorum.Artık ahlaksızlık diz boyu Beykozda canım olmaz ki böyle.Ah şu kuzucukların ağlama sesleri yüreklerimi nasıl da parçalıyor.Ah bir bilseniz arkadaşlar. Ne suçu var bu yavrucakların şimdi? Şu zavallı masum kadınların haline bir bak. Kocalarının peşinden nasılda koşuyorlar topallayarak.

Rezil sefalet iğrenç!Ah arkadaşlar! Bunların sonu ne olacak böyle ? Vallahi çok üzülüyorum.

Bir sürü fedai gibi koca gövdeli adamlar Cavit'in etrafını çevirmiş onu cezaevine götürüyorlardı.

Kalabalık bir mahşer yığını gibiydi ve evlerin balkonundaki zambak çiçeklerinden kurtulmaya çalışarak kafasını uzatıp görmeye çalışan meraklı hatunlar da vardı.

Yapılan dedikodularbüsbütün yine canını sıkmış olacaktı ki kulağını kapatarak duymamazlıktan geldi Cavit.Ve oradan uzaklaşıp arabaya bindirdiler.

Kafa kafaya vererek kalabalığın içinden gelen dedikodular uzak mesafelere dağıldı.

-Bu süprüntü Şehriban da bir bırakmadı şu lanet adamın peşini canım. Ne bulursa Allah aşkına şu pis herifte anlamam.

-Vallahi hanımlar ucuz malın talibi çok olurmuş derler. Ben onu bunu anlamam.Eğer Şehriban bu pis herifin peşini bırakmassa çok kötü sonuçlar doğabilir.Artık Beykoz'un da ahlakı bozuldu canım.Vallahi kaldırım köşelerinde , balkonlarda merdiven altlarında çoluk çocuk hep kağıt oynuyor. Vallahi Allah sonumuzu hayır etsin.

Günah! Günah! Hadi kendine acımıyorsan bu yavrucaklara acı. Be vicdansız adam... Pis Allah belanı versin senin utanmaz rezil!

Gözlerinin önüne bir sis perdesi çekilmişti sanki Cavit'in.Araba uzaklaşırken bile hala etraftaki insanlar laf kalabalığı yapmadan duramadı ve arabaya tekme savurdular.

Cavit , yine herzamanki gibi konuşulanları duymamazlıktan geldi.