
<<Bu Beykoz'un en ünlü kumar kralı benim Reis>>dedi. << Beni kimse durduramaz. benim gücüm o kadar büyükki herhalde yakında bütün İstanbul'u ele geçireceğim. >>
Cavit kendini oldukça derinden etkileyen bu rüyatı içinde sır gibi sakladı. Hiçbirşeyi saklamazdı ondan, yani çok iyi dostu Sadık Reis'ten. İçtikleri su yedikleri yemek bile aynıydı., hatta bazen aynı kıyafetleri bile giyer, her akşam olduğunda güneşin batışını beraber izlerlerdi.
Reis, balığını yedikten sonra nasırlaşmış koyu elleriyle bir tütün sardı.
Yemeğin ardından sigara çok iyi gelmiş, teknenin denize bakan kısmına çıkıp derin derin çekiyordu istanbul'un havasını.
-Hadi bakalım İstanbul ; Benim kim olduğumu görecekler.
Sonra derin bir nefes çekip kollarını iki yana açtı cavit.
Ne güzel İstanbul havası değil mi sadıkçığım?
- Öyle Cavit
- Ne zaman akşam olup yıldızlar ortaya çıksa Şehribanım'ı düşünürüm. Senin hiç sevgilin oldu mu Reis?
Gençlikte kaldı . Gel kahve içelim seninle.
-Aslında şu yıldızları teker teker toplasam Reis . Gecenin koyu karanlığında ne güzelde göz kırpıyorlar değil mi?
-O Şehriban, şu sadık bu ben varsa yoksa üç... beş...altı... yedi...
-Ne güzel yıldız kümeleri toplanmışlar değil mi?
Sanki kolkola girmiş dans ediyorlar, üç... beş... altı...Yedi...
Sakin ve serin bir akşam... Rüzgarın şarkısı ...Rüzgarın şarkısı ne güzel bir melodiyle şakırdayıp insanın yüzüne temas ediyordu. .
Köpüklü ve mavi marmara denizi nasıl da şahlanmıştı bu güzel gecede. Ve işte gün batımı suya yansımış, sahiller biranda tenhalaşıp yerini balıkçılara bırakmıştı.
-En güzel aşk romanları yazmak isterim bu şehre dedi Reis.
Ben ressam olup çizmek isterim bu şehri.
Karşıdaki minarelerin ışıkları olabildiğince güçlü ve masmaviydi. Hayali bir evrenin içinde sürükleniyordu sanki insan .
-Ah Reis bu şehir beni çok mutlu ediyor. Şu tatlı sohbet şu şehir şu martılar. Bütün dertlerimi unutuyorum.
Reis bazı dönemlde kaldığı bir üikede tanıştığı melez suratlı tacikistanlı kızdan bahsetti.
Avrupa'ya seyahat ettiği dönemde gezdiği bütün adaları ve bu adaların kendisine ne kadar büyük bir şevk ve heyecan verdiğini anlattı.
Hatta bazı zamanlar derenin karşısında oturup o melez suratlı zarif bayan da Tacikistanlı kıza yazdığı uzun uzun sayfalar dolusu yazdığı şiirler.
| Okur Yorumları | Yorum Ekle |

| 293 Okunma |
134 Oy |
0 Takip |
38 Bölümlü Kitap |