40. bölüm (FİNAL )

Cavit'in günlüğünden bir şiir kesiti;

Yine Şehriban'lı mutlu günlerimde elele tutuşup Eminönü'ndeki benim gibi bahtı kara güvercinlerin arasından dalarken ,sadık dostum Sadık reis'in çok sevdiği ve okumamı istediği şair Mansur Ekmekçi'nin şiir kitabını hemen aradaki bir kitapçıdan aldım.

Aldım şöyle bir göz gezdirdim ki içindeki <> adlı şiiri sanki bana birşeyler anlatıyordu. Aklım başıma geldiğinde başımı her iki yana sallayarak<> Dedim kendi kendime.

Şehribanlı günler de bitti gitti işte. Ama şimdi Şehriban'ım bende değil.

O da bu şiiri çok severdi.

Ah Şehriban, ah!

<>

BEDDUA

Neden kıydın bana gözümün nuru

Dualarım senin , bedduan benim.

Bir tek sana yandım böyle bil bunu

Cennet senin olsun ,Cehennem senin.

Aramızı kimler açtı bilemem.

Sana ne zalim, ne nankör diyemem.

Ayağına düştüm geri dönemem.

Tahtın senin olsun, zindan da benim.

Aşkıma doysan da ben sana doymam.

Kendime kıyarım sana hiç kıymam.

Yerden yere vursan küsüp darılmam.

Sevgi senin olsun ,acılar benim.

Aşkın toprağında solan son gülüm

Sen ateşim oldun, ben sende külüm.

Bizi ayırsa da zamansız ölüm.

Hayat senin olsun, ölümde benim .

Ölümde benim Şehriban'ım

Vefalı olduğu kadar sadık dostu Sadık reisle birlikte Zekeriyaköy'deki kocaman evde oturup muhabbet demliyorlardı Cavit'le.

Kocaman evin kocaman penceresinden semaya bakarken gözlerinin önünden hep o geride bıraktığı çirkef yaşantısı geçiyordu Cavit'in.

Batakhaneleri, kumarhanedeki p...leri;P..Ekrem, Topik , Venezuellalı adamın filozof Sıtkı ve diğerleri...

<<Çok şükür>>dedi kendine ve yine içinden ;Ey büyük Allah'ım, sen nelere kadirsin.Yok'u var eden var'ı yok eden sensin.Sen istemessen yaprak bile kımıldamaz. Beni o kötü illetten kurtardın.

Sana binlerce kez hamd'u senalar olsun. Şükürler olsun verdiğin bu tatlı can için. Beni doğru yoluma sevk ettiğin için. İstemeden işlediğim günahlarımdan dolayı beni bağışla, beni affet ya rabbim!Amin!

Derken duygu seline kapılıp yüksek sesle <

-Hayırdır Cavit. Ne oldu sana?

-Yaptıklarımdan dolayı çok pişmanım Sadık reis. Onun için Allahıma sığındım, af diledim.Dualarımı kabul eder inşallah. Şehriban'dan umudum yok artık ama çocuklarıma da kavuşurum inşallah.

-Olur olur Cavit. Olur inşallah.Çocuklarına da kavuşursun inşallah.

Allah; görendir, işitendir, kulun dualarını kabul edendir. Yeter ki sen kötülüklerden arın. Doğru ol.

Cavit'in duyguları tavan yapar ve nemli kirpikleriyle Sadık reis'e döner.

-Allah benim karşıma iyi ki seni çıkardı. Bu sevincim mutluluğum, ve hayata tutunmamı bana sen öğrettin herşey senin sayende oldu. Sigara içki ve kumar illetinden kurtulmama sebep odun.Allah senden razı olsun sadık dostum Sadık reis. Sana minnet borçluyum sevgili dostum.

Sadık reis de Cavit'in bu sözlerinden etkilenir ve gözlerindeki yaşlarını tutamaz.Belli etmeden gözyaşlarını tutamaz ve belli etmeden siler.

-Bak Cavit sana mevlanadan bir kıssadan hisse anlatayım. İyi dinle.

H.z mevlana bir gün eve geldiğinde oğlunu üzgün görmüş.Sebebini sorduğunda ise oğlu <> demiş.H.z Mevlana tekrar dışarı çıkmış, ve kapıda asılı bir kurt postunu üstüne geçirmiş.Oğlunun yanına gelip , ellerini havaya kaldırmış, ve kurt gibi ulumaya başlamış.

Oğlu da babasının bu yaptığına bakıp gülmüş. Hz Mevlana;

-Evladım , gördün mü demiş.Dünya dertleri de böyledir.Kurt aslında korkutucu bir hayvandır. Ama sen o postun arkasında babanın olduğunu bildiğin için korkmadın ve güldün.İşte dünya dertlerinin arkasında da rabbinin hikmetini olduğunu unutma ki Dünya'nın fani dertleri de seni çok üzmesin.

-Senden de Allah razı olsun Cavit. Allah yananı görür.Kötü yola sapanlara da merhamet eder inşallah.

Bak Cavit Allah seni gördü , duydu ve umutlarını yeşile bağladı.

Gün doğmadan neler doğar.

Belki sevdiklerine de kavuşursun

Kimbilir...

                                                                                       -SON-