10. Bölüm

Huysuz Dev

Ülkü Ülkebay
ulkuymusss

Bu bölümü Aziz'in ağzından okuyacağız çünkü tek seferlik bir hoşlanma sandığı duygularının gerçekçiliğiyle yarışacak bu bölümde Aziz Bey'ciğimiz;/

 

 

 

QWÜRIQÜROQÜPRĞQĞW

 

 

 

Ve ben onun neler hissettiklerini bizzat sizlere aktarmak istediğim için de çareyi bunda buldum. Sizleri çok seviyorum bölümümüze de geçmeden hemen sağa kayık ortalarda bür yerlerde yıldız tuşu var ona bir basarsanız çok sevinirim.

 

 

 

Partlarda cümlelerin üstüne dokunarak sağ köşedeki ➕işaretinden part'a yorum yazabilirsiniz şimdi müsaadenizle bölüme geçiyorum...

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

AZİZ'DEN...

 

 

 

Kollarıma yığılan düşman kızına bakıyordum.

 

Beni kendime getirense Arda'nın telaşlı sesiydi.

 

 

 

"Abi, bir şeyler oluyor!"

 

 

 

"Çabuk, çabuk bir doktor çağırın çabuk." Nemrut lakabıyla tanınıp inatçı kişiliğiyle öne sürülen adamın kızına baktım. Ailecek ezeli düşmanımız olan adamın kızına baktım.

 

Kaderime baktım,

 

Geleceğime baktım...

 

 

 

"Acele edin!" Diye gürlediğimde herkes dağılıp doktor çağırmaya gitmişti.

 

 

 

"Olmaz, olamaz daha çok erken!" Kafayı yemek üzereydim. Ben bu kızla sadece 1 gündür yani sabahtan beri canlı canlı görüşüyordum.

 

Neydi aramızdaki anasını teptiğim çekim.

 

 

 

"Daha çok küçüksün olmaz. Olmaz, olmaz, olmaz. Daha yaşayacak çok yılların var olmaz."

 

 

 

Ani bir hareketle onu kucağıma alıp ayağa kalktığımda kollarımda sara nöbeti geçirir gibi titremeye başladı.

 

Kolları bacakları titriyor gözleri acı çekiyor gibi sıkı sıkıya kapanıp geri gevşiyordu.

 

 

 

"A-aziz" dudakları açılır açılmaz acı dolu iniltileri odayı doldurdu.

 

"Söyle, söyle İnci'm söyle"

 

 

Tam ağzını açmıştı ki acı haykırışı tüm odayı doldurdu

 

"Acele edin!" Öyle yüksek sesle bağırmıştım ki sesim büyük odada yankılanırken İnci'yi sıçratmıştı.

 

"Ben-ben iyiyim..."

 

Sonunda konuştuğunda beni yine sinir edecek bir şey söylemişti.

 

"Aziz," halsizce çıkmıştı ağzından kelimeler "İlaç-ilaçlar"

 

"Ne ilacı ?"

 

"Sanırım her şey bitti," derin bir nefes aldı "yada bitecek..." cümlesini tamamlayamadan kafası omuzuma düşünce adını tüm gücümle haykırdım.

 

 

 

 

 

 

Yazardan...

 

İnci'nin güçsüz bedeni, Aziz'in güçlü kollarının arasındaydı. Aziz İnci'yi sıkı sıkıya tutuyordu.

 

Nereden bilecekti ki hiç bırakamayacağını

 

İçeriye doluşan doktorlara seslendi

 

"İlaç dedi bir şeyler sayıkladı ama anlamadım" telaşlıydı sesi "İlaç içmiş galiba ama ne ilacı anlamadı-" duraksadı genç adam "HASSİKTİR"

 

"Hassiktir, hassiktir, hassiktir"

"İntahar etmiş"

"İNTAHAR HAPLARI İÇMİŞ"

 

Genç kız canına kıymıştı.

 

Canına kastı olan bu dünyadan kurtulmak için canına kıymıştı.

 

Biricik canına kıymıştı fakat o can genç adam için çok değerliydi....

 

 

 

Azizden...

 

İnci ameliyattan çıkalı bir gün olmuştu.

 

Hala uyanmamıştı.

 

Tam o sırada içeri giren İnci'nin arkadaşı Buçe'yle göz göze geldik.

 

Buçe, İnci'nin en yakın arkadaşıymış.

 

Yani o öyle söyledi

 

"İnci uyandı" nefes nefeseydi "Aziz, İnci uyanmış" hemen kalkıp odasına doğru yürüdüm.

 

Buçe'ye İnci'nin sevgilisi olduğumu söylediğimde bana inanmamıştı.

 

Doğal olarak

 

Fakat sonra ona benimle olan ilişkisinin şaibeli geçtiğini ve bu yüzden söylememiş olabileceğimi söyledim.

 

O da hemen yedi tabii...

 

 

 

 

2 Hafta Sonra

 

"İnci, hadi yavrum çıkma vaktimiz geldi"

 

Paytak adımlarla yanıma geldi be kollarını boynuma dolayıp dudaklarıma küçük öpücükler kondurdu.

 

"Tamam aşkım," tam arkasını dönmüştü ki kafasını yavaşça bana çevirdi ve "Hala inanamıyorum senin gibi mükemmel bir erkek arkadaşa sahip olduğuma" YA SABIR !

 

"İstersen kanıtlayayım yavrum," kıkırdadı.

 

"Kanıta gerek yok hayatım,"

Hemen dibimde belirip dilini dudaklarımın üstünde gezdirdi "sen varsın," elleri yavaşça boynumda gezinmeye başladı "tenin var," burnunu boynuma sürtüp kokumu içine çekti "kokun var," en sonda ise dudaklarıma yapışıp nefes kesici bir öpücük bıraktı dudaklarıma... "ve en sonuncusu," dudaklarıma küçük bir buse daha kondurdu "senin bir tadın var"

 

Onu yavaşça kollarından tutup havaya kaldırdım ve aramızdaki boy farkını eşitledim.

"Sen hep böyle yaramaz bir kız mıydın be güzelim ?"

 

Dudaklarına kaçamak bir öpücük kondurup onu tekrardan yere indirdim.

 

"Orasını da sen bilirsin Aziz efendi," çantasını alıp tekrar yanıma döndü ve omuzunu omuzuma sürterek kapıdan çıktı aynı zamanda da bana seslendi. "Sonuçta 2 senedir birlikteymişiz." Sonra yanlış bir şey söylemiş olacağını düşünmüş olacak ki geri geri adımlar atarak tekrar kapının önünde bitti ve konuştu, "Yani birlikteyiz." GERÇEKTEN YA SABIR.

 

Önüne dönüp yürümeye başladığında bende odadaki valizlerini aldım ve peşinden çıktım.

 

"İnci beni de bekler misin güzelim ?"

 

"Yoo," omuz silkti "Beklemeyeceğim." Deyip koşmaya başladı.

 

"İnci buraya gel," bende peşinden koşmaya başlamıştım. Onlarca yabancı göz bize döndüğünde içimden küfrederek İnci'ye yetiştim.

 

Onu kolundan tutup kendime çekince ben daha ne olduğunu anlayamadan bir anda kolumu kollarıyla sardı ve tek bacağıyla bacaklarıma tekme atıp beni takla atarak yere düşürdü.

 

"Yuh !" Diye bir ses geldi arkamdan.

Kafamı kaldırarak baktığımda Emrah'ı orada görmeyi beklemiyordum.

Yanında da Hande vardı.

 

"Oha," Hande koşarak yanıma geldi "Sümük gibi yapıştın Aziz" şımarık kız.

 

"A-aziz," İnci bir anda elindekileri yere bırakıp yanımda tere çöktü. "Ben sen olduğunu fark edemedim." Kafamı kaldırarak kolunu kafamın altına koydu. "Sadece bir an öyle çekince sen beni ben aniden refleksle yaptım gerçekten iyi görünmüyorsun," telaşlanmıştı, "Çok özür dilerim ben, ben ne yaptım ya ?" Elini alnına vurarak konuştu.

 

"Önemli bir şey değil," gerçekten de değildi sadece beklemediğim anda hamle yapmıştı. "Aniden seni kendime çekmem benim hatamdı." Ona yılışarak söylemiştim bunları.

 

"Öhöm, öhöm" Emrah yalandan öksürerek bizi uyarmıştı.

O sırada bende yerden kalkmıştım.

 

"Bu arada selam," diye atladı Hande. "Ben Hande, Aziz'in çocukluk arkadaşıyım."

 

"Memnun oldum İnci bende." Dedi İnci.

 

"Emrah ben bu arada," Emrah da kendini tanıtarak. "Bende Aziz'in çocukluk arkadaşıyım aynı zamanda da Hande'nin erkek arkadaşıyım."

 

"Tekrardan memnun oldum." Dedi İnci.

 

"Eğer tanışma faslınız bittiyse ben artık gitmek istiyorum hastaneler beni bunaltıyor." Dedim sıkılmış sesimle.

 

Bu sırada da odaya doğru yürümeye başlamıştık. Çünkü ben o anki heyecanla valizleri bırakıp koşmuştum. Ve valizler odada kalmışlardı.

 

"Huysuzlanmaya başladın sen gene." Koluma girmişti İnci. "Huysuz dev."

 

HUYSUZ DEV Mİ ?

 

Emrah ve Hande birbirlerine bakarak aniden kahkahalarla gülmeye başladılar.

 

"İnci bana huysuz dev demeyi keser misin ?"

 

"İyi ama sana başka güzel lakap bulamıyorum ki aşkım." Sitem etti. "Mamut yavrusu diyorum bana 'seni banyoya kilitlerim' diyorsun, moruk diyorum beni camdan atmakla tehdit ediyorsun, sonra sonra birde şey vardı dedikoducu teyze diyorum kulağıma çekirdek sokmakla tehdit ediyorsun ben sana ne diyeyim başka ?"

 

Emrah ve Hande hala kahkahalarla gülüyorlardı.

 

"Seni en iyi tanımlayan lakap bu bence." Tebessüm ederek kolumun altına girdi. "Hem huysuzsun, hemde sev gibisin çok uzunsun." Dedi.

 

O sırada Hande "bir dakika ya," dedi "İnci, sen az önce Aziz'e aşkım mı dedin ?" Hassiktir Hande.

 

"Evet çünkü Aziz benim sevgilim ?" Dedi İnci sorar gibi.

 

Emrahın Hande'nin omuzundaki elinin Hande'nin onurunu sıktığını gördüm.

"Aşkım unuttun herhalde, biz buraya gelirken Aziz arayıp anlatmıştı ya durumu hani."

 

"Bir dakika ya ne durumundan bahsetti Aziz size ki ?" İnci kolumun altından çıktı. "Sizin haberiniz yok muydu yani daha önce ?" Gerçekten, HASSİKTİR HANDE.

 

"Yavrum sen şimdi hatırlamıyor olabilirsin," Hande'ye boş boğaz bakışı atıp İnci'ye döndüm. "Anlatmaya vaktim olmamıştı çünkü bu 2 hafta içerisinde. Hande ve Emrah benim çocukluk arkadaşlarım ama çok uzun zamanadır görüşmüyoruz o yüzden de sadece telefondan tanıştınız. Tabii senin durumun böyle olunca seninle yeniden sıfırdan tanışmalarını söyledim telefonda onlara." Hande'ye en kötü bakışımı attım. "Hande abartmayı sever de biraz, yüne abarttı yani merak edilecek bir şey yok." Diyerek saçlarının arasına küçük ve kokulu bir öpücük bıraktım.

 

"Hmm,"

 

Umarım inanmıştır

 

"Anladım"

 

Ohhh

 

Emrah telefonuna bakarken yüzünü buruşturdu.

"Kanka bizim acilen çıkmamız lazım," oflayarak bana baktı "kulüpteki çocuklardan biri kavga çıkarmış."

 

"Şu siz ikinizin çalıştığı dövüş klübünde mi ?"

Diye sordu İnci.

 

"Evet güzelim o klüpten bahsediyor." Derken onu biraz yukarı kaldırıp boynu ile sol göğsünün arasındaki çukura bir öpücük kondurdum.

 

Benim onu öpmemle dudaklarımın biraz altındaki kalbi kuş misali çırpınmaya başladı

 

Nedense bağımlısı olmuştum. boynu da değil göğsü de değil. O ikisinin arasında bir çukur var. Orayı sürekli öpüyordum ve çok başka kokuyordu. İlk defa böyle bir şey hissediyordum. Gerildiğimde antidepresan etkisi bile yaratıyordu.

Garip bir şekilde ne zaman sinirlensem yatağının yanına kıvrılıp saatlerce orayı kokluyordum. Hatta birkaç dakika sonra uyuduğumu bile hatırlıyorum.

 

"Brom biz kaçtık o zaman." Diyerek Hande'nin elini tutarak odadan çıktı Emrah.

 

"Hande iyi biz kıza benziyordu," diye lafa girdi İnci. Bu sorada benden biraz uzaklaşmıştı. "Keşke o kalsaydı."

 

"Öyledir," dedim "Ama Emrah bir dakika bile ayırmaz onu yanından."

 

"Anladım." Demekle yetindi sadece.

 

Odadan çıktık hastaneden İnci'nin çıkışını yaptırdık.

Şimdi ise arabada öpüşüyoruz.

 

"Aziz," İnci dudaklarını yalayarak geri çekildi "Biri görecek bunu burada yapmamalıyız."

 

"Siktiğimin insanları umurumda değil seni istiyorum."

 

"Aziz," tekrar üstüne eğildiğimde beni omuzlarımdan tutarak kendinden uzaklaştırdı.

"Durmalıyız."

 

"Şu an sikseler durmam."

 

"Sen ne terbiyesiz bir herif oldun ya," beni kendinden ittirip camdan tarafa dönerek kollarını önünde birleştirdi. "İlk uyandığımda İnci tanem diye peşimde geziniyordun." Dudaklarını büzdü ve omuz silkti. "Şimdiyse sadece terbiyesizlik peşindesin. Seni bir daha öpmeyeceğim bile."

 

Hassiktir gözleri dolmuştu

 

"İnci'm," sakın ona kendini değersiz hissettirmiş olmayayım.

"Sana kendini değersiz mi hissettirdim ?" Bana dönüp dudaklarıma küçük öpücük kondurdu.

 

"Hayır, sadece" sustu "Neyse boşversene." Munzur bir ifadeyle gözler kısıldı "Hadi yapalım şu işi."

 

Bir dakika ne ?

 

"İnci bana ne olduğunu söyle."

 

"Bir şey olduğu yok." Gözlerini kaçırdı "Aklıma bir şey geldi sadece."

 

Hassiktir ona gerçekten böyle düşündürmüştüm

 

"İnci yapma böyle." İçim cız etmişti. Ona değersiz hissettirmek isteyeceğim son şey bile değildi.

 

Benim için bir kız kardeş gibi olmuştu bu son geçen 2 haftada.

Ama o bunu asla bilmeyecek...

 

Yavaşça üstüne eğildim ve "Sen söylemezsen ben sana söyletmesini bilirim." Onu tek hamlede tutup kucağına çektim.

 

"Aziz dur birisi görecek." Telaşlanmasını istemiyordum.

 

Arabanın kontrol düğmelerinden birine basınca arabanın camlarındaki perdeler indi.

 

"Böyle daha iyi mi ?"

 

"Gerçekten müthiş bir şeysin sen." Diyerek kendini bana sürterek inledi. "Şu anda kasıklarım sızlıyor." Hassiktir

 

Üstündekileri dikişlerine dikkat çıkardım.

 

Elim yavaşça kadınlığına gittiğinde inledi.

 

Siktir, şu anda bana neler hissettirdiğini biliyor muydu ?

 

"Islanmışsın, küçüğüm."

Elimi kadınlığını okşayınca nefesleri hızlandı.

 

"Bence tam şu an durmalıyız," gözlerini kapattı. "Dikişlerime zarar gelebilir."

 

Düşündüğü dikişleri değildi biliyordum.

 

Elimle kilodunu yana sıyırıp parmaklarını deliğine götürdüğümde nefesini tuttu.

 

"Aslında şu anda içinde olmak en büyük hayalim," yüzüne doğru yaklaştım "Ama kendimi frenliyorum ve bil ki;" parmaklarımı içine doğru ittiğimde yüksek sesli bir çığlık attı "Ayağımı frenden çektiğim anda bir daha hiç yavaşlamayacağım, ve o an çok canını yakacağım."

 

Parmaklarımla içindeki hareketlerimi hızlandırdım.

 

Yavaşça boynuma sarıldı elleri. Parmaklarımla içinde gelgitler yaparken. Küçük iniştiler çıkıyordu ağzından.

"A-aziz," içine bir parmağımı daha sokunca kafasını geriye atarak inledi. "Ahh, Aziz hızlan." Kafasını cama vurmasın diye boştaki elimi de kafasının arkasına koydum.

 

Kasıkları kasılmaya başlayınca parmaklarımı içinden çektim. "Aziz," diye tısladı. "Devam etsene."

Tek parmağını girişinde dolaştırmaya başladım. "Söyle." Kapattığı gözlerini yavaşça açtı, "Ne söyleyeyim ?" Dedi.

 

"Az önce," dedim "Bir şey seni tetikledi ve bunu bana söylemedin. Hastanede koluna dokunduğum için az kalsın beni dövecektin." Parmağımı yavaşça içine ittiğimde inledi.

 

"Şimdi söyle." Parmağımı içinden çektim "Seni," parmağımı tekrar içine itince tiz bir çığlık attı "Tetikleyen" parmağımı biraz daha derine itince kalçasını oynattı ve içindeki parmaklarımı daha sıkı kavradı. "Şey" parmağımı içinden çektim ve tepe noktasına baskı uygulamaya başladım.

"Neydi ?" Diye sorup parmağımı girişinin etrafında dolaştırmaya başladım.

 

"Aziz," diye inledi "Lütfen." Parmağımı tamamen çektiğinde bana hayal kırıklığıyla baktı.

"Söylemek istemiyorum." Kafasını başka bir yöne çevirdi. "Şu anda asıl bu bana kendimi değersiz hissettiriyor."

 

Şok olmuş gözlerle ona bakarken "Nasıl yani ?"

 

"Benim bedensel duygularımı kendi isteğin için kullanman bana kendimi değersiz hissettiriyor." Dudağını büzdü "Hemde çok."

 

HASSİKTİR ORADAN.

 

Gözleri dolmuştu

 

"İnci, lütfen. Lütfen anlat anlat ki bileyim." Parmağımla orayı okşadım. "Bileyim ki sana bunu yapanın canına okuyabileyim."

 

"Ben," diye başladı cümlesine. "Daha önce bir erkek arkadaşım olmuştu. Ve az önce senin yaptığın şeyi o da bana yapmıştı. Ama bir defa değil." Gözünden bir damla yaş süzülünce yumruğumu sıktım. "Sadece bana istediği şeyleri söyletmem için kullanıyordu beni ve," boğazı düğümlenmişti sanki. "Ve bunun hakkında başkalarıyla konuşup övünüyordu."

 

GERÇEKTEN DE HASSİKTİR

 

Şimdiyse aynı şeyleri ben ona tekrardan hissettirmiştim.

 

"Özür dilerim." Yumruk yaptığım elimi açıp saçlarını okşadım. "Bilmiyordum. Daha önce hiç anlatmamıştın." Kafasını salladı.

 

"Kimseye anlatmamıştım. Öğrenen ilk kişisin fakat," Munzur bir ifadeyle az önce içinde olan elimi tuttu "Artık o parmakların tekrar içimdeki yerini almazsa öğrenen tek kişi olmayacaksın. Ve eminim ki bunu senden başkasının bilmesini istemezsin."

 

Haylaz kız çocuğu.

 

Parmaklarımı beklemediği bir anda içine ittim ve hızla hareket ettirmeye başladım. "Ahh !" Kafasını geriye atarak inledi.

Elimi kafasını vurmasın diye kafasının arkasına attım tekrardan.

Sona geldiğimizi anlayınca hareketlerimi biraz daha hızlandırıp kollarını boynuma dolaşmasına sebep oldum.

 

Sonunda geldiğinde parmaklarıma boşalmıştı.

 

"Beni bu kadar hızlı getirebilen tek adam olacaksın galiba sonsuza dek." Kasıldım.

 

Bir dakika ne demişti o?

Daha önce de bir erkekle...

Tabii ya...

Ben bu kızın ilk erkek arkadaşı olamazdım ki..

Keşke daha önce bununla ilgili de bir şeyler araştırsaydım.

 

Bunları söyledikten sonra kıyafetlerini de alıp yan koltuğa geri geçti.

 

"Benim yanımda bir başkasından bahsetme İnci."

 

"Ne oldu ?"

"Sen takılır mısın böyle şeylere ?"

"O kadar hatırlamıyorum ki densizlik ettim."

"Özür dilerim."

 

"Özür dileme İnci."

 

"Onu da mı sevmiyordun ?" Hayal kırıklığı içinde gözlerime baktı "Biraz alttan almayı dene lütfen." Başını öne eğdi "Hiçbir şey hatırlamıyorum." Sonra bir anda bağırdı "LANET OLSUN Kİ HİÇBİR ŞEY HARIRLAMIYORUM VE SENDE BU KONUDA ÇOK ÜSTÜME GELİYORSUN."

 

Gerçekten de intikam almak için bu çatlağı mı seçmiştik biz ya. Daha normali yok muydu.

 

"Üstüne gelmiyorum."

 

"Geliyorsun."

 

"Özür dilerim."

 

"Asıl sen özür dileme be. Nefret ederim." Eliyle kusar gibi bir şey yapınca güldüm.

 

"Tam bir şaklabana benziyorsun cidden."

 

"Sensin be şaklaban," saçını bir sağa bir sola savurdu. "Ben çok güzel, seksi, muhteşem, mükemmel, Alice harikalar diyarında bile bulamayacağın kadar eşsiz bir varlığım bir kere."

 

"Ve ben o varlığı şu anda altıma alıp çatır çutur..."

 

İşaret parmağı dudaklarımın üstünde durdu.

 

"Şşh." Gözleri dudaklarıma indi "Bence devamını getirmek istemezsin çünkü ben genelde sex yaparken aşırı doyumsuzumdur."

 

Küçük canavarı uyandıracak Nemrut'un Kızı

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

ARKADAŞKAR BÖLÜMÜ NASIL BULDUNUZ ?

 

sizce aziz nelerin peşinde ?

 

inci Aziz'e gerçekten de inandı mı

 

LÜTFEN OY VERİP YORUM YAPMAYI UNUTMAYIN SİZLERİ ÇOOOOOOOOOOK SEVİYORUM.

Bölüm : 02.03.2025 12:09 tarihinde eklendi
Okur Yorumları Yorum Ekle
Hikayeyi Paylaş
Loading...