8. Bölüm

Yavşak Bir Herif

Ülkü Ülkebay
ulkuymusss


Evet, kafam karışıktı. Kafam öyle böyle değil çok karışıktı. “Bakın kafam mı karıştı bilmiyorum,” dedim duraksayarak imacı bir ses tonuyla “fakat eğer benimle tanışmak istiyorsanız bunu söylemenin daha basit yolları da var.” Fazla da konuşmamama rağmen nefesim gidince ellerimi iki yana koyup kendimi yukarı çekmeye çalıştım ama olmayınca vazgeçtim. Derin derin nefesler alıyordum.

”Çünkü bu yaptığınız sapıklık.”

”İnci tanem,” -bir kere daha aitlik eki getirirse yumruk atıyorsun- “Galiba verdikleri ilaçlardan dolayı karıştı kafan. Fakat ben hemen bir doktor çağırıp hallettireceğim.” Bu adam ciddi miydi? “Bırak ulan doktoru moktoru,” hay ağzına tüküreyim ya, şu laz şivem bir kere de beni ele vermese Galata kulesinin önünde çiftetelli oynayacağım ama işte… “Yani ben kafamın karışmadığından çok eminim, bu yüzden de bu seksi vücuda daha fazla ilaç girmemeli öyle değil mi?” Kesinlikle kafam güzelleşiyordu.

🤦🏻‍♀️
“Yavrum-“ yüzüne attığım ani yumrukla hem kafam iyice gitmişti hem de Aziz midir ne haltsa bu adam yerinde sendelemişti. “Elin de ağırmış.” Son söylediğinden sonra kafam iyice atmıştı. Burada gerçekten ne döndüğünü bir an önce anlamam lazımdı çünkü geriliyordum.
“Ee, sen ister misin bu güzel bedene daha fazla ilaç enjekte edilsin?” Dedim dudaklarımı büzerek. Lanet olsun bu adam bana gitgide daha da yakışıklı ve seksi gelmeye başlıyordu. Üstüne atlamama gıdım kalmıştı.
“İnci’m şöyle ki yavrum,” ya sabır amına koyim ya sabır repliği dilimin ucundaki yerini çoktan almıştı.

”Ya bak ben sana diyorum ki seni tanımıyorum kafam da karışım değil çok normalim sen gelmiş bana diyorsun ki bla bla bla ben de diyorum ki hiçbir şey anlamıyorum bu sefer de diyorsun ki blup blup sudan çıkmış balığa dönüyorsun. Zaten şu anda bana fazla seksi görünüyorsun çünkü daha önce hayatıma giren erkeklerin hiçbiri senin kadar yakışıklı, kaslı, seksi, ve muazzam görünmüyordu.” Tek nefeste söylediklerim yine nefesimi kesince çok uzun bir cümle kurduğumun yeni farkına varmıştım. “Yani diyeceğim,” duraksadım fakat o dikkatle beni dinliyordu. “İçin kimi yakıyor bilmiyorum ama dışın alev atıyor.”

Dudağının tek köşesi kıvrılırken yavaşça yanıma yaklaşıp “Sikerim Talaz’ını da planını da!” Diyerek dudaklarıma kapandı.

Bu adam yanından geçtiği her kızı azdırıyordur yemin edebilirim ama kanıtlayanam. Onu itmek istiyorum diyemem çünkü yakışıklı erkeklere zaafım vardı fakat gururum da onu itmem gerektiğini söylüyordu. Fakat çift sayı sevmediğim için birinci seçeneği seçtim onu boynundan tutarak kendime çektim. Ani hareketime şaşırmış olacak ki dudaklarımdaki hareketleri duruldu. Ama sonra çok önemsemeyerek tekrar dudaklarıma kapandığında uzandığım yerden doğruldum yatakta geriye giderek ona da yanımda yer açtım.

Esneme attığı elini esmemden çekip bacaklarımı aralayarak oraya yerleştiğinde, boşta kalan elini de kalçama koyarak beni kendisine çekince ayaklarımdan çok az destek alarak ayağa kalktım. Ani bir hareketle kucağına atladığımda dudaklarından küçük bir kahkaha döküldü ve alt dudağımı çekiştirerek bu eziyeti sonlandırdı.

”Hep böyle misin sen?”

”Erkek arkadaşım olduğunu iddia eden sensin, sen bilirsin orasını da artık.” hafiften kırınarak kurduğum cümle tek kaşını kaldırmasına ve dudağının bir kısmının havalanmasına sebep oldu.

”Hassiktirsene ordan!” Ağzının içinden yuvarlanarak çıkmıştı bu cümleler ama ben anlamıştım. “Siksene,” ben iyice ağzı bozuk, arsız kızım önde gideni olup çıkmıştım.

”Sikerler, güzelim.” Yavşak herif.

”E ne bekliyorsun o zaman?” Kaşlarımı kaldırarak alayla söylemiştim bunları, “Kendine de fazla güvenme, sonra ağlayarak çıkarsın falan buradan.” Duraksadım. “İçim almaz.” Fazla alaycıydım.

Beni yatağın hemen karşısındaki duvara yasladı ve tek eliyle üstümdeki t-shirti çıkarıp yandaki tekli misafir koltuğuna fırlattı. “Kim ağlayacak onu zaman gösterecek ama,” bekledi, kulağıma yaklaşarak “kimin inlemelerinin odayı dolduracağı çok bariz.” dedi.

Ürpermiştim, bu aslancık ya kendine çok güveniyordu yada güvenmekte haklıydı. -yani aslında ikisi de aynı kapıya çıkıyor ama neyse siz bunu bilmeseniz de olur-

“Bakacağız.” Dedim imalı sesimle. Bu kez de ben onun üstündeki t-shirti elimle çıkardım. Fazla yüksek bel olmayan pantolonun bel kısmından adonis kasları görünüyordu -ve tahmin edin kimin adonis kaslarına zaafı var-

Altımdaki eşofmanı da çıkardıktan sonra karşısında sütyen ve kilodumla kalmıştım. Beni yavaşça yere indirdikten sonra kendi pantolonunu da çıkardı.

Önümde sadece boxerıyla kaldığında kalbim göğüs kafesimi adeta tekmeliyordu. Beni koktuk altlarımdan tutarak çevirip göğsümü duvara yaşlandığında ne yapacağını bekliyordum. Elleri sütyenimin kopçasına doğru gidince ona izin vermeyerek tekrar ona döndüm.

”Sence de senin gibi bir hödük için tek tek çıkartmak fazla çentilmence değil mi?” Ellerimi göğüsümde indirerek sütyenimi aşağıya çektim ve böylelikle bir göğsüm açığa çıkmış oldu. “Oha yalnız!” Dedi. Neden söylediğini tabiki de hemen anlamıştım.

Aslında henüz 17 me basmama bile 5 ay varken fazla büyük göğüslere sahiptim. Hafif beyaza kaçan kumral bir tenim vardı. Esmer olmak için fazla beyaz beyaz olmak için de fazla kumralım. Ama kumral denecek kadar da buğday tenli değildim.

Göğüsümün diğerini açmamıştım, ne yapacağını bekliyordum.
Sütyenimi tutup birden çekince elinde kalmıştı ve bende ona yapılmıştım adeta.

Şaşkınlıktan ne diyeceğimi bilemiyordum.

”Aynen senden beklenecek bir hareket!” Dedim sitemkâr çıkan sesimle, “Bu sütyen markaydı, tamı tamına üç bin bayılmıştım buna.”

Gözleri kocaman açılıp bana baktı, “Karşısına çıktığın her erkeğin yırtıp atacağı bir şeye neden bu kadar para bayılırsın ki?” Ne diyordu be bu?

Onu omuzlarından iterek, “Lafını bilip konuş oyulmuş kabak!” Dedim. “İçiniz bomboş dışınız da bir boka yaramıyor!”

Yanından geçerek koltuğa fırlattığı kıyafetlerimi de alıp banyoya ilerledim.

Peşimden gelmesini istemiyordum. Kolumu tutup beni kendine çevirince bağırdım, “Eğer bir daha o dudakların dudaklarıma değerse-“ lafım yarıda kesilmişti. Dudaklarımı alıp emmeye başladığında bu sefer gururumun peşinden gidip başçavuşuna tekmeyi geçirdim.

”İşte aynen böyle olur.” Dedim o yere eğilmiş iki büklüm dururken.

 

Koltuğa fırlattığı kıyafetlerimi alıp banyoya gittim ve üzerimi değiştirip geri çıktım.

Çıktığımda bu sefer koltuğa bir kolunu yaslamış soluklanıyordu. Tam bir doktor çağırmak için dışarı çıkacağım sırada seslendi, “Dur, lütfen” saçmalıktı.

”Çocuk mu kandırıyorsun?” Sinirlenmiştim. Benimle tanışmak istiyorsa bunun başka bir sürü yolu daha vardı. “İnci tanesiymişim de mıy mıy mıy.” Siktirsin gitsin oradan. Onu omuzlarından tutup tekrar ittiğimde yere düştü. Bende üstüne çıkıp onu tekrar yumruklamaya başladım. Bir tane karnına bir tane görüsüne derken yorulmuştum. Bir anda koluyla kolumu çekince tutunamadım ve üstüne düştüm.

”Çok ağırsın kalk üstümden.” Dedi nefes nefese. Tam üstünden kalkacağım sırada kollarımı yakalayıp beni kendi altına aldı

Şaşkın şaşkın ona bakarken konuştu,

”İstersem tam şu anda seni benim yapabilirim, seni bana özel kılabilirim,” duraksadı. “Biliyorsun değil mi?”

Boynuma küçük öpücükler ve ısırıklar bıraktıktan sonra üstümden kalktı ve bana da elini uzattı.

Elini tutup ayağa kalktığımda üzerime eğildi. Tam kasıklarına bir tekme daha geçireceğim sırada ellerimi tutup havada birleştirdi ve şöyle dedi;

”Şşt sessiz ol,” ne saçmalıyordu bu yavşak herif? “Yoksa ilerde çocuklarımız olamayacak.” Sırıtıp söylemişti ve evet GERÇEKTEN ÇOK YAVŞAK BİR HERİFTİ.

 

 

 

 

Uzun bir bölümün daha sonuna geldik. Düşüncelerinizi benimle paylaşırsanız çok mutlu olurum.

Oy vermeyi ve yorum yapmayı lütfen unutmayın.

 

 

Sizce İnci, Aziz’e ne tepki verecek?

Bir sonraki bölümden nasıl beklentileriniz var?

Asıl olaylarımız yeni yeni başlıyorlar ne hissediyorsunuz?

SİZLERİ ÇOK SEVİYORUM BİR SONRAKİ BÖLÜMDE GÖRÜŞMEK ÜZERE GÖRÜŞÜRÜZ LÜTFEN KENDİNZİE İYİ BAKIN:)

Bölüm : 27.01.2025 18:09 tarihinde eklendi
Okur Yorumları Yorum Ekle
Hikayeyi Paylaş
Loading...