21. Bölüm

21. Bölüm

Ümran Demir
umrandemir99

Sevgili okurlar uzun zamandır yoktum. Ağır bir hastalık geçirdim ve uzun bir süre hastanede yatmak zorunda kaldım. Merak eden arkadaşlara haber veremedim kusura bakmayın. affınıza sığınıyorum. Umarım bundan sonra daha düzenli gelecek bölümler. 6

 

Annemlerle tanıştırmak istiyorum ....

Annemlerle tanıştırmak istiyorum ....

Annemlerle tanıştırmak istiyorum ....

Duyduklarım belki onun için normaldi ancak benim için çok fazlaydı. Ona bunu belli etmek istemiyordum. Bi’ de benim yüzümden annesi ile kavga ederse bunun mesuliyetini almak istemiyordum. Zira Ahu Hanım zorunda olmadığım sürece yüzünü çok görmek isteyeceğim bir insan değildi.

 

-Şuan bunun için erken olduğunu düşünüyorum. Önce sana alışıp seninle iletişimlerini ilerlettikten sonra bunu yapmak benim için daha mantıklı. Çocuklara bir anda tanımaları gereken fazla kişi tanıştırmak istemiyorum.

 

 

-Sen bunu biraz daha düşün bence. Kalabalık bir aileleri olduğunu bilmek çocuklara da iyi gelir bence.

 

Ya sorma o kadar kalabalık ve onları isteyen bir aileleri var ki! Anneleri o sebeple her şeyiyle tek başına mücadele ederek başardı. Neyse kendi travmalarımı tetiklememin alemi yok. Ama tabii ki bunu karşımda ki adama anlatmak için mesai harcayamam.

 

-Tamam ben bunu düşüneceğim.

 

Hafif gülümser şekilde bana baktı :

 

-Teşekkür ederim.

 

-Çocuklarım için olan her konuda onların iyiliğine olabilme ihtimali olan her şeyi düşünürüm ben Merih. Bu teşekkür beklediğim bi konu değil.

 

Bana olan bakışlarında farklılık oluştu sanki birden. Anlamlandıramadığım bi farklılık.

 

-Anneliğin için söylediğim şeyler için senden özür dilerim. Anlık sinirle söylenmiş şeylerdi. Sizinle geçirdiğim iki saatlik kısacık vakitte bile harika bir anne olduğunu anlamamak imkansız.

 

-Onlar bu hayata gelmek istemediler, ben gelmelerini istedim. Ve bu hayata dahil oldukları için bir gün bile pişman olurlarsa bu tamamen benim sorumluluğumda gibi hissediyorum. Bu nedenle onları en mutlu olabilecekleri ve en doğru şekilde yaşamayı öğretmeye çalışıyorum. Biliyorum tabii ki mutsuz da olacaklar ama en azından güzel bir çocukluk vermeye çalışıyorum.

 

 

-O kadar mutlu çocuklar ki ,bunu başardığını şimdiden söyleyebilirim.

 

-Ne mutlu bana o zaman.

 

-İyi akşamlar.

 

-İyi akşamlar.

 

 

 

Kapıda yaşadığımız vedalaşmanın ardından aklım ve kalbim ikiye ayrılmış gibiydi. Dürüst davranmam gerekirse babalarının yeni gelmiş olması hevesi ile çocuklarım benden gider mi diye ufak bir korku ve kıskançlık baş verdi kalbimde. Ama aklımsa zaten ayrı geçirdikleri yılları bir şekilde telafi etmeleri gerekiyordu. Çocuklarım babalarını tanımayı sonuna kadar hak ediyordu. Zaten bunca acıyı da bu yüzden çekmedim mi?2

 

 

 

-------------------------------------------------------------------------------------------------------------

 

 

Sabah ki serüvenim çocuklardan babalarını dinleyerek geçmişti. Babalarını şimdiden bu kadar sevmeleri ve sahiplenmeleri çok sevimliydi. Alparslan tam olarak babası gibi olmak istediğine karar verdiği noktadaydı zira Merih’in dün akşamki kombinin aynısını yaparak okula gitmek istiyordu ve bunu benim anlamadığımı sanıyordu. Küçük adamım sanırım benim buna üzüleceğimi sanıyordu. Diğer tarafta ise Ömür hanım babasının yakışıklılığını anlata anlata bitirememişti.

 

-Ayne sok yakışıklı diil mi ama ?2

 

Bu cümleleri kurarken ellerini çenesinin altında birleştirmiş hülyalı hülyalı bakıyordu. Canım kızımda anasına çekerek babasına aşık olmuştu. Aşk hayatı benzemesin ne diyelim.

 

-Evet kızım baban yakışıklı bir adam.

 

-Ben daliba onunla evlencem.

 

Dedim size anasının kızı.

 

-Kız senin yaşın kaç ne evliliği. Hem babanla evlenemezsin annem.

 

Minik kaşlar anında çatıldı ,eller yumruk yapıldı, ayak yere vuruldu ve isyan başladı

 

-Hayıy ben Merih’le evlencem.

 

Şimdi söylerken dikkat ettim dün akşam çocuklar o kadar konuştu Merih’le ama hiç baba demediler. Galiba alışık olmadıkları bir hitap şekli olduğu için kullanma konusunda zorlanıyorlardı.

 

Ama tabii konumuza dönelim ve artık tek ebeveyn olmamanın avantajını kullanalım.

 

-Bunu babanla konuşursun olur mu tatlım.

 

Hemen yumuşayan kızım olduğu yerde yaylanmaya başlamıştı bile.

 

-oluuuy.

 

-Tamam artık okula geç kalacağız, arabaya atlayın bakalım.

 

Epeydir sessiz olan oğlum sonunda konuşmaya dahil oldu ve aslında benim de merak ettiğim o soruyu sordu:

 

-Ayne Merih’i ye zaman görces bi da?

 

-Biliyorsunuz babanız bir iş adamı ve çok yoğun çalışıyor ama vakti olduğu an sizi görmek isteyeceğine eminim ben. Ama istediğiniz zaman arayabiliriz , anlaştık mı?1

 

Verdiğim cevap onları çok memnun etmiş gibi değildi ama bu sorunun cevabı bende de yoktu. Bu gün de gelip görmek isteyebilirdi, bir hafta sonra da. Çocuklarıma nasıl umut satayım.

 

 

-----------------------------------------------------------------------------------------------------------------

 

 

Çocukları okula bıraktıktan sonra ofise gelmiştim. Bu gün davam yoktu ve ben biraz bu gerçek aile konusuna yoğunlaşmak istiyordum açıkçası. Ama ne yapmam gerektiğini de bilmiyordum . Bir şekilde Armağan hanımlarla DNA testi yapmam gerekiyordu. Onları üzmeden kırmadan ve umutlandırmadan bu durumu halletmenin bir yolu olsa keşke .

İşin kötü yanı sanki onları kandırmışım gibi olur diye çok korkuyorum. Sonuçta yanlarına kadar gittim. Bu işi daha kolay halletmenin yolu sanırım abilerden biriyle iletişime girmek olacak sanırım. Evin büyük abisi olan Buğra Demirci kurbanım olmuştu maalesef. Bana gönderilen aile bilgi dosyasına iletişim bilgileri eklenmişti. Kendisinin numarasının bulup kendime tekrar düşünme fırsatı vermeden aramıştım. Telefon çaldıkça geriliyordum.

Ve sonunda telefon açılmıştı.

 

-Alo.

 

Heyecandan cümle nasıl kurulur onu bile unutmuştum. Bu hayatta en çok istediğim şeylerden birisi beni seven, koruyan , yalnız bırakmayan bir abim olmasıydı. Şimdi olabilme ihtimalinde biriyle konuşmak beni çok heveslendirmiş ve panikletmişti. Kendime gelip konuşmaya başladım.

 

-Alo, merhabalar ben avukat Afra Deren . Buğra Demirci ile mi görüşüyorum?

 

 

-Buyurun benim avukat hanım, sorun neydi?

 

Derin bir nefes alıp sakin ve anlaşılır bir şekilde derdimi anlatmaya başladım.

 

 

 

-Buğra bey sizinle konuşmam gereken konu biraz mühim bir konu bu nedenle yüz yüze görüşmemiz daha sağlıklı olacaktır. İsterseniz ofisimde isterseniz de sizin uygun gördüğünüz bir yerde dizinle konuşmak isterim.

 

Bir süre durdu ve ben nefes almadan vereceği cevabı bekledim.

 

-Ofisinize gelebilirim avukat hanım konumu bana gönderebilirseniz sevinirim.

 

-Tabii hemen iletiyorum. Bu gün gelebilecek misiniz acaba ?

 

-Evet evet siz adresi gönderin ben bu gün içerisinde yanınıza geleceğim.

 

Derin bir nefes vermiştim. Eğer bu gün gelmezse cesaretim kaybolur diye çok korkuyordum.

 

-Çok teşekkür ederim, görüşmek üzere.

 

-Görüşmek üzere avukat hanım. Dedi ve kapattı.

 

Elim kalbimde nabzımın düzene girmesini bekliyordum. En son ne zaman bu kadar heyecanlanmıştım hatırlamıyordum. Tabii ailelerle konuşmaya gittim gün hariç.

 

 

 

Aradan geçen yaklaşık bir saatlik süre zarfında kapımın açılması ile birlikte Buğra bey geldi sandım ancak içeri destursuz giren kişi sinir küpü olmuş sevgili eski kayınvalidemdi.

 

 

-Ahu hanım bu nasıl giriş?

 

Gözlerinden ateş fışkırıyordu.

 

-Sen bırak girişimide oğluma ne anlattın onu söyle bana, sana onun hayatını bir kere daha mahvetmene izin vermeyeceğimi söylemedim mi ben?

 

Ay şimdi hırsımdan kendimi parçalayacağım. Bu kadın beni anlamamak için yoğun çaba sarf ediyordu. Aksi takdirde bir kadının beni anlamaması çok zordu.

 

-Ahu hanım ne oldu anlatır mısınız? Belli ki Merih’in çocukları öğrendiğini öğrenmişsiniz. Ancak sizi neyin bu kadar sinirlendirdiğini anlamadım. İki tane küçücük çocuğun babalarına kavuşması mı? Siz hep bu kadar kötü müydünüz ben mi anlamadım yoksa sonradan mı böyle oldunuz?

 

-Kötülük öyle mi? Ben senin yüzünden evladımdan ayrı kaldığımda kötü oldum bu kadar. Kaç yıl hasret kaldım ben oğluma. Kaç yıllık arkadaşımın hatırasına ihanet ettim ben bu yüzden, sırf oğlum artık mutlu olsun diye. Şimdi bunu bozmana izin vermem Afra.

 

-Aynı yıl kadar benim çocuklarımda babasız kaldı Ahu Hanım, ama kimseye suç bulmadım üstelik sizin tarafınızdan kapıdan kovulmama rağmen. Siz iki torununuzun babasız büyümesinin sebeplerinden birisisiniz Ahu Hanım üstelik kimseye de çocuk yapalım diye bıçak çekmedim. Herkes yaptığının sorumluluğunu alması gerekiyor, tıpkı sizin torunlarınızın babasız büyümesine sebep olmanız gibi.

Sanki yılların kinini kusmuştum rahatlamıştım da aynı zamanda. Ta ki burada olmaması gereken kişinin sinirli sesini duyana kadar.

 

-Duyduklarıma bir açıklaman var mı anne?1

 

Bölüm : 15.05.2025 12:32 tarihinde eklendi
Okur Yorumları Yorum Ekle
Hikayeyi Paylaş
Loading...