25. Bölüm

Karmaşa

Userimkuserim2006
userimkuserim2006

Kızlara yüzümdeki kocaman gülümse ile bakıyordum. O günün sabahı kahvaltı yapacağımız sıra Mete'yi acil bir sorun yüzünden çağırmışlardı. Yeni gelin hevesim kursağımda kalmış olsada rahatça uyuyup enerjik uyandığım nadir bir gündü. İki gün geçmesine rağmen hala o andaymışım gibi bazen ateş basıyor elim ayağıma dolaşıyordu.

Şimdi ise kızlar ve Kerem ile buluşmuştuk. Kerem'in askerden döndüğünden bu yana toparlaması gereken şeyler olduğu için pek uzun uzadıya sohbetimiz olmamıştı. Yalan yoktu özlemiştim. Onu küçük erkek kardeşim gibi görüyordum.

"Kerem sen bi gitsene ablacım" Beren'in konuşması ile gözler Kerem'e dönmüştü. Niye dercesine kaşını kaldırmasıyla Beren'in uyarı dolu bakışları ile karşılaşmış ve ayaklanmıştı.

"Ben bi markete gidip sömürecek bir şeyler alayım. Evin bomboş fare düşse kafasını yarar." Şokla ona baktım. Hızlıca ayağa kalkıp ayağımdaki terliği elime almıştım.

"Hadsiz terbiyesiz edepsiz köpek! Aylardır karnını ebem mi doyurdu? Ben olmasam açlıktan kolunu kemirmiştin şimdiye kadar!" Terliğimi tehdit edercesine sallamam ile koltuktan aldığı yastığı yüzüne siper etmişti.

"Benim için miydi Komutan için mi acaba? Ayrıca ne yiyeceğim be kolumu Çiçekciğim getirirdi bana yemek" Şerefsizlikte master yapma yolunda ilerliyordu. Ben olmasam çiçekle iki kelime dahi konuşamazdı adım gibi emindim. Eimdeki terliği ona doğru hedefledim. O arkasını dönüp kaçacak ben de kalçasına atacaktım. Koşmaya başlaması ile terliği attım. Kalçasını değil sırtını koruduğu için terlik kalçasına sağlam bir şekilde çarpmıştı. Sessiz bir küfür etmişti.

"Siktir git çiçek bakar sana bundan sonra. Hatta bekle sen ya o eğer sarhoş olup bahçeyi sulamak için her yere işediğini anlatırsam o da bakmaz sana" dehşetle bir eli poposunda bana dönmüştü.

"Şaka mısın?" Kafamı iki yana salladım. Aynı saniye koşarak yanıma gelmiş ve ellerimi öpmeye başlamıştı. Dize getirmek bu kadar kolaydı.

"Sana söz söylemek isyan etmek ne haddime tövbe haşa! Yanlış anladın beni ablaların gülü tektane ablam benim" dakikasında yaptığı u dönüşünden dolayı gülmek istesemde dudaklarımı birbirine bastırıp kendimi durdurdum.

"Normalde olsa bizi sattığın için senin hala doğru düzgün çıkmayan saçlarını yolardım ama dikkatimi çeken başka şeyler var o yüzden siktir git artık ablacım." Kerem Seren'in cümlesini kınadıktan sonra çıkıp gitmişti. O çıktığı an bütün gözler bana döndü.

"Ay kızım dökül ne oldu öpüştünüz mü yaaa ya da sarılıp bir bütün gibi uyudunuz yoksa ne bu heyecan iki gündür?" Kocaman sırıtışımla hepsine sırayla baktım. Ne kadar tatlı düşüncelerdi öyle. Evet bir bütün olmuştuk bu doğruydu ama sarılarak mıydı işte orası tartışılırdı.1

"Şey çok sıcaktı" hafif bir utançla mırıldandım. Üçüde anlamaya çalışır gibi yüzüme baktı. Normalde arsız biriydim ama şu an utanıyordum işte. Öyle şak diye söylenecek şey miydi sonuçta

"Kolları mı? Ev mi? Oda mı? Yorgan mı?" Deren'in hızlı hızlı sorduğu şeyle boğazımı temizledim. Çok heyecan verici bir şeydi nasıl söylenirdi?

"Biz Mete ile şey yaptık" anladılar mı diye yüzlerine baktım. Nasıl hala anlamazlardı? Gayet açıktı.

"Ya birlikte olduk anlasanıza! Mal gibi bakmayın yüzüme" utançla ellerimi yüzüme kapattım. Bu kısa sürdü çünkü Beren'in fazla yüksek çığlığı ona bakmama sebep olmuştu.

"Hani evlenmeden olmazdı ulan" haklılık payı yüksekti. Sevgili olduğumuz günden bu yana kızlara bunu söyleyip durmuştum. Napabilirdim? Oluyordu arada böyle şeyler tutamıyordu insan kendini benim suçum muydu?1

"Kaynamış araya napayım ki ben?" Ellerini ağızlarını kapatmış bana bakıyorlardı. Ne var dercesine karşımı kaldırdım.1

"Korundunuz değil mi?" Beren'in sorduğu soruyla yüzüne baktım. Unutabilirdi normal bir şeydi.1

"Hayır zaten öyle bir ihtimalin imkansıza yakın olduğunu biliyorum." Pişmanlıkla dudaklarını dişledi.2

"Özür dilerim bebeğim bir anda patavatsızlık yaptım." Gülümseyerek ona baktım. Bana karşı bazı konularda ekstradan hassas olmaya çalışıyorlardı.

"Çok güzel bir elbise gördüm geçen tam senlik bak göstereyim." Konuyu değiştirip dikkatleri çeken Deren'e dönmüştük hepimiz. Gülerek ona doğru yaklaştım. Elbiseyi beğenmiş ve sonra almak için fotoğrafını istemiştim. Kerem gelene kadar havadan sudan sohbet etmeye devam etmiştik. O elindeki poşetlerle girince ona saldırmış ve hunharca abur cubur yemiştik. Bugüne güzel başlamıştım ve güzel bitirmiştim.

 

~~~

 

Bakışlarımı ellerindeki bordo ojede gezdirdim. Kuruduğuna kanaat getirerek yavaşça ayağa kalktım. Dikkatlice hazırda tuttuğum çantamı alıp omzuma attım. Yemek götürme işi artık alışkanlık haline gelmişti. Duyduğum korna sesi ile kapıya yürüdüm. Abiden yardım almam lazımdı. Bu kadar poşeti taşımak kolaydı ama ojelerimi daha yeni sürmüştüm. Kapıyı açarak abiye selam vermiştim.

"Abi bi el atar mısın ojelerim kurumadı daha" yalandan hüzünle söylediğim şeyle sırıtmış ve içeri girmişti. "Kızım bugün ne var menüde?" Poşetlerle araca yürüyorduk. Bir yandanda yaptığım yemekleri saymaya başlamıştım. "Senin poşette hazır merak etme" poşetleri yerleştirmiş ve taksiye binmiştik. Abi gülümseyerek bana teşekkür etmiş ve ona hazırladığım poşeti yanındaki koltuğa koymuştu. Rutin yolculuk sonrası geldiğim kapıya baktım. Askerler poşetleri almış ben de içeri girmiştim.

"Yengem yine aşevi gibi gelmişsin!" Baktığım çocukla sabır çektim. Ne zaman buraya gelsem yengem yengem diye dolaşıyordu. "Gerzek gerzek konuşma Mete nerde?" Sırıtarak bana baktı. Poşetlere uzanmaya çalışması ile kaşlarımı çattım. "Çek ulan elini poşetimden!" Eli havada kalmış kafası ise serçe gibi bükülmüştü.

"Komutanım yenge ısrar etti vallahi sizin olana uzanır mıyım yoksa?" Şaşkınlıkla ona baktım. Gerçekten korkmuşa benziyordu. Mete buradakilere görmediğim zamanlar nasıl bir muamele uyguluyordu? Bazen denk geliyordum ama o zamanlarda bile çok sert çıkmıyordu. Ya sinirli olduğu zamana denk gelmiyordum ya da benim olduğum zaman daha dikkatli davranıyordu.

"Uzansan zaten seni kurşun yapar sektiririm." Sakinlikle söylediği şeyle çocuk yutkunmuş ve bir iki adım gerilemişti. "Komutanım ben şınava başlıyorum. Yenge selamlar tekrardan" Mete Kafa sallayarak onaylamıştı. Çocuk hızlıca uzaklaştı.

"Şu kokun var ya tek bağımlılığım." Birden saçıma değen dudaklarla yakınlığını yeni yeni hissetmeye başlamıştım. Uluorta böyle şeyler yapılmazdı. Bir adım uzaklaşıp arkamı döndüm. Ruh değişimleri çok hızlı oluyordu şaşırmamak elde değildi. "Hiç profesyonel değilsin komutansın sen kendine gel" gülerek beni izliyordu. Ne güzel gülüyordu vicdansızın oğlu içim eriyordu.

"Yemekler sıcaktır soğumasın" yüzüne baktığımda cümlenin anlamını yeni anlamıştım. Sıcaktı baya sıcaktı. O günden sonra mesajlaşmalarımız dışında bir şey olmamıştı. Yüz yüze gelememiştik. Şimdi ise alttan alttan onun konusunu döndürüyordu. Ona minik bir gülüşle karşılık verdikten sonra beraber yürümeye başladık. Ona ait lojmana girdiğimizde beni kendine hızlıca çekmiş ve saçlarıma bir öpücük kondurmuştu.

"Özlemişim" burnunu saçlarıma daldırıp derin bir nefes çekti. Bende ona dönüp kollarımı sıkıca beline sarmıştım. "Görev nasıl geçti zarar gördün mü hiç?" Burnunu saçlarıma sürtmüş ve kollarını kalçamın altından geçirerek beni kucağına almıştı. Yatağına doğru yürümüş ve benimle beraber oturmuştu. Sırtını yatak başlığına yasladı.

"Çok güzel geçti. Hepsinin götünü deldim." Ufak bir kahkaha attım. Yüzünü görmek için kafamı geriye atıp ona baktım. "Çok mu becerikliymiş benim askerim?" Dalga geçercesine konuşmamla bana uyum sağlayarak kafa salladı.

"Hepsini ben vurdum yakında beni en başa alırlar." Yiyecektim ağzını yüzünü az kalmıştı. Kucağına iyice yerleşip çenemi göğüsüne doğru yasladım. "Ben olsam şimdiye seni en üste almıştım." Gözlerinden geçen parıltı ile yüzüme yaklaştı.

"Şimdide alabilirsin yavrum" belimi okşayan eliyle iyice mayıştım. Yine arsızlaşmaya başlamıştı. Canıma minnetti. Hafifçe kalçamı kaldırıp yüzüne doğru uzandım. Çenesine bir öpücük kondurup tekrar yerime yerleşmiştim. Kokusunu soluyarak burda saatlerce kalsam gıkım çıkmazdı.

"Restaurantta işler nasıl bebeğim?" Çok güzel gidiyor. İyice alıştım sıcacık bir ortam." Gülüşünün sıcaklığı ile içim yumuş yumuş oldu. "Benim içinde çok iyi oldu seni bol bol görüyorum." Dudakları alnıma değdi. Bir süre orada oyalandı. Aklıma durduk yere düşen düşünce ile sıkıntıyla ona sokuldum. Anlatmam gereken çok şey vardı. Ona ne zaman anlatmalıydım? Söylememek doğru olur muydu?

"Neyin var?" Elleri yanaklarımı kavrayıp yüzüne çevirdi. Yanağımı iyice avuç içine yapıştırıp ona baktım. Yüzünü inceledim. Camdan içeri sızan güneş tam yüzüne vuruyor ve bana mükemmel bir manzara sunuyordu. Parmağımı yanağında dolaştırdım. Hafifçe tebessüm etmesi ile ortaya çıkan gamzesine baktım. Parmağım çukurda gezindi.

"Kafamı yoran şeyler var." Düşünceli bir şekilde yüzüme baktı. Bakışında yakaladığım duygu çok garipti. Hüzünlenmiş gibiydi. Ela hareleri sanki anlıyormuş biliyormuş gibi bakıyordu. İçimi sızlatan düşünceler ve hislerle derin bir nefes verdim.

"İşle alakalı bir şey olsaydı söylerdin biliyorum. Kerem ve ablaları ile mi bir şey?" Yanağımı okşayan parmağıyla bir nefes daha verdim. İlgisi ve sevgisi kalbimi ve gözlerimi sızlatıyordu ağlayasım vardı. Yeri değildi biliyordum ama ona sokulup ağlamak istiyordum.

"Onlarla ilgili bir şey değil çok daha farklı bir mevzu" ellerinden biri saçıma karıştı. Güzel parmakları saç diplerime nazikçe masaj yapmaya başlamıştı.

"Şu an söylemek istemiyorsun değil mi?" Beni hemencecik anlaması ile gülümsedim ve kafamı salladım. Hazır değildim. Belki hiç anlatmazdım. Ben anlatmaya karar vermeden benden ayrılırdı belkide bilmiyordum ama onun benden ayrılması düşüncesi aklıma geldiğinde bile içimi huzursuz etmişti.

"Benden ne zaman ayrılırsın?" Ani konu değişikliği ve sorumun garipliği ile bana şaşkınlıkla bakıyordu. "Cevap versene bana" çemkirircesine konuşmam ile hafifçe yerinde hareketlendi. Onunla beraber bende hafifçe hareketlenip aşağı kaymıştım. Artık karnında değil kasıklarında oturuyordum.

"Yavrum bu sorunun amacı ne şimdi? Ne oldu birden biz tatlı tatlı oturuyorduk." Kısık gözlerimle yüzünü taradım. Gerilmişti ne demiştik sanki?1

"Soruma cevap alamadım." yalandan boğazını temizlemiş ve konuşmuştu. "Bizim sevdamız vatan sevgimiz gibi toprağa kadar sürer. Ya toprağa girerim ya koynuna" sonda bozmuştu bütün romantikliği elimle ağzını vurdum.1

"Terbiyesiz herif iki aşka gelicektim niye bozuyorsun?" Kafamı şak diye öpmüştü. "Ama çok iyi cevaptı di mi? Etkilendin benden doğruyu söyle" Munzurca kurduğu cümle ile ona cilvelendim. Hoşuma gitmişti yalan yoktu ama onun iki sözüne çok kolay kanıyordum olmazdı böyle. Yüzüne odaklanmışken kapının tıklatılması ile samanlıkta basılmışlar gibi aceleyle kalkmaya çalıştım.

"Bıraksana be adam baskın yiyeceğiz şimdi!" Yavaşça toparlanarak bana baktı. "Komutanım güzelim ben. Üst makamlar dışında kimse dalamaz içeri. Hala girmediğini göre askerlerden biri sakin ol sen" Saçımı düzelten elim durdu. Haklıydı telaş etmeye gerek yoktu. Onun verdiği gir komutu ile içeri giren asker ile Mete ne var dercesine kaşını kaldırmıştı.

"Komutanım rahatsız ettim kusura bakmayın. Bir kadın geldi sizinle görüşmeden gitmeyecekmiş. Sizin sevgiliniz olduğunu söylüyor." Mete'nin gerilen yüzüne anbean şahit oldum. Sevgili mi demişti o? Mete'nin sevgilisi tam şu an yanındaydı kapıdaki kimdi?

"Kimmiş o hadi bir bakalım" yüzümdeki sırıtışla kapıya doğru koştum. Arkadan bağıran Mete'yi duymazdan gelip iyice hızlandım. Sevgilimin sözde sevgilisi ile tanışmak için sabırsızlanıyordum.










3

İyi okumalarrr💘 2

🦊

Bölüm : 18.12.2024 22:15 tarihinde eklendi
Okur Yorumları Yorum Ekle
Hikayeyi Paylaş
Loading...