20. Bölüm

Kıskançlık

Userimkuserim2006
userimkuserim2006

"Hayır" Bu net cevabı veren ne bendim ne de Kerem. Mete verdiği cevapla kıstığı gözleriyle çocuğa bakıyordu.

"Sen nerden biliyosun lan?" Boynumu çıtlattım. Dikkat çektiğimizi fark edince ben konuşmaya başladım.

"Siz şöyle şu masaya geçin Allah rızası için." Önce bana sonra masaya bakmış ve harekete geçmişlerdi. Bu gövdelerle çoğu bakışı üstlerine çekmişlerdi.

"Hemen menü getiriyorum." Beni kolumdan tutan Mete ile durdum.

"Gerek yok biz sık sık geliriz buraya. Mehmet amca bilir ne vereceğini." Kafamla onaylamış ve tekrardan mutfak kısmına yönelmiştim. Tekrar kolumum tutulmasıyla kendimi tutamadım küfür ettim. Temasın fazlasından hoşlanmazdım.

"Mete kızı bir bırak işini yapsın. Ne oluyor?" Soruyu soran çocuğa baktım. Sinan'dı adı. Kerem'in fazlasıyla iyi anlaştığı çocuktu. Diğerlerine göz gezdirdim yavaşça. Saçma sapan soruları soran Can isimli çocuktu. Bu çocukla Seren'i çok sık yan yana görüyordum. Yakın zamanda sormayı aklıma not ettim. Kerem dışında bir çocuk daha vardı. Büyük ihtimalle o da Soner'di. Hepsine son kez baktıktan sonra mutfak tarafını yürüdüm.

Tabaklarla masaya doğru ilerlerken yanında beliren Selim'le gülümsedim. Elimdeki fazlalık tabakları alıp bana eşlik etmeye başladı.

"Bizim askerler gelmiş yine" keyifle kurduğu cümle ile ona baktım.

"Sık sık gelirler mi böyle bunlar?" Kafasını sallamış ve beni onaylamıştı.

"Niye beğenmedin mi? Al sana beleşten koca adayı şahsen ben kız olsam ilk onlara" birden kurduğu cümlenin farkına varıp susmuştu.

"Erkek olmanın bir engel olduğunu kim söyledi?" Cevap vereceğimi beklemediği için şok olmuş bir şekilde bana baktı. 32 diş gülümsemiş ve tekrardan masaya yürümeye başlamıştım. Tabakları dizmeye başladık. Bana bakan gözlere bir kere bile dönmeden işimi bitirmiş ve geri dönmüştüm.

 

🤰🏻

 

Kadından gözlerini ayırmak istemeyen Mete zar zor önüne dönmüş ve çorbasını kaşıklamaya başlamıştı. Burda çalışması ikisi içinde iyiydi. Mete onu daha fazla görecekti. Damla ise artık düzenli bir hayata sahip olabilirdi. Mete çorbasını bitirmiş ve masadaki mezeye uzanmıştı. Kızın Selim'e gülücükler saçması Mete'nin gereksiz bir şekilde sinirlerini yükseltmişti.

"Abi yavaş bi amına koyayım masayı mı deliceksin?" Soner'in isyan dolu konuşmasıyla Mete eline baktı. Elindeki kaşığı mezeden çıkarmıştı. Biraz daha dikkatli baktı masanın bir kısmını demir kaşıkla oyduğunu fark etti. Kaşığı alıp yavaşça bitirdiği çorba kasesinin içine koydu.

Damla yanındaki Selim'le gelmiş tabakları hızlı toplamış ve geri gitmişti. Hiçbir şekilde onun yüzüne bakmıyordu ona bakmamasanın yanı sıra Selim'le sohbet etmeye devam ediyordu ve bu Mete'yi iyice sinir etmişti. Kendinden beklenmedik bir şekilde konuşmaya başlamıştı Mete. Belki yaptığı şey bir hataydı. Kurduğu cümleler karşısındaki kadını çok kızdıracaktı. Mete yinede tamamıyla bakışlarını ona odaklayarak konuştu. "Sevgilim ne zaman çıkacaksın işten? Ona göre kalacağız bizde"

​​​​

🥳

 

​​​​​​Duyduğum cümleyle elimdeki tabakalar neredeyse düşmek üzeriydi. Sonuna kadar açtığım gözlerimle karşımdaki komutana bakıyordum. O ise gülerek eline elime uzatmış ve elimi bileğime doğru sarmalamıştı. Etraftakilere nispet yaparcasına bileğimi bir kere sıkıp ardından bıraktı.

"Özür dilerim. Ağzımdan kaçtı saklamam gerektiğini unuttum." Bu cümle öncekine göre daha fazla şaşırtmıştı beni. Bile bile bunu yapıyordu. Gerçekten sevgili olduğumuzu ve bunu sakladığımızı düşünsünler diye. Hiçbir şey söylemeden tabakları yerleştirmiş ve hızlı adımlarla geldiğim yolu geri dönmüştüm. Ne bok yiyordu? İşi her şekilde daha çok batırıyordu. Farkında değil miydi?

Bilerek yapıyordu belki de. Sıkıntıyla iç geçirdim. Diğer masalara bakmış ve etrafın çoğunu toparlanmıştım. Üstümdeki önlüğü çıkarıp lavabonun yolunu tuttum. Boynumu ve alnımı ıslatarak çıktım. Karşımda put gibi dikilmiş şekilde bekleyen Mete'ye baktım. "Ne var?" Bir adım yaklaşmasıyla hemen geriledim.

"Geri zekalı gibi davranma burası benim iş yerim hareketlerine dikkat et!" Uyarı dolu sesimle bu sefer iki adım geri atmıştı.

"Neden öyle saçma sapan konuştun? Biz seninle ne zaman yan yana gelecek sen niye sürekli böyle davranıyorsun?" Gerçekten sinirleniyordum. Bu davranışları onun benimle oynadığı düşüncesine itiyordu beni. İster istemez kötü hissediyordum.

"Derdin ne benimle? Daha önce de konuşmadık mı zaten niye sürekli aynı şeyleri tekrarlıyorsun?" O bana cevap vermedi ki daha çok sinirleniyordum. Elindeki telefonu göstermişti ve yavaşça koridorun çıkışına doğru yürüdü. Büyük ihtimalle mesaj atacaktı. 10 dakika sonra zaten işten çıkacaktım. mesajına bakmamayı tercih ettim. Buradan çıktığım an onunla yüz yüze konuşmak istiyordum. Bu işin tadı gerçekten kaçıyordu.

🤨

Elimdeki telefonu sıkmaya devam ediyordum. 10 dakika önce işten çıkmıştım. Biraz önce de Mete'ye buraya gelmesi için haber vermiştim. Evimin biraz ilerisindeki parkta banka oturmuş onu bekliyordum. Duyduğum ritmik adım sesleri ile kafamı arkaya çevirdim. Tahmin ettiğim gibi o gelmişti. Hızlı adımlarla bana ulaşmış ve bankın diğer ucuna oturmuştu.

"Niye böyle davranıyorsun?" Konuya direkt girmeme şaşırsa da ifadesini düzeltmiş ve cevap vermişti.

"Seni rahatsız eden şeyler mi yapıyorum?" Sinirle boynumu çıtlattım.

"Gerçekten soruyor musun!" Sessizce yüzüme baktı. Ayağa kalktım ve sinirle bağırmaya başladım.

"Bak ilk zamanlarda benimle bir nevi belki de benim zorumla konuşuyordun hadi tamam. Şimdi sen devam ediyorsun ben konuyu kapatmaya çalıştıkça üstüne gidiyorsun. Yaptıkların hiçbir şekilde anlam veremiyorum. Durduk yere saçma sapan iddialar ortaya atıyorsun. Yaptığın şeylerin önüne arkasını düşünmeden hareket ediyorsun belki de ama lütfen biraz da karşındakini düşünmeyi dene. Belki farkında değilsin ama benim de duygularım var. Belki yaptığın şeyler kalbimi kırıyordur. Belki davranışların canımı acıtıyordur. Belki de yaptığın hareketler kafamı karıştırıyordur. Bunu düşünmeye hiç denedin mi. Kendince eğlenebileceğini düşündüğün şeyler karşındaki kişi için aynı olmuyor. Anlamıyorsundur belki ama keşke bazı şeyleri fark etsen!"
Kurduğum cümlelerden sonra boğazım acımıştı.

Metenin yüzüne dönüp bakmıyordum. O fark etmesede içimdeki histen üstü kapalı bahsetmiştim. Bu beni ister istemez geriyordu.

"Damla yüzüme bak lütfen" mırıltı ile çıkan sesine karşı gözlerimi zar zor gözlerine çevirdim.

"Benim anlamadığım şeyler tam olarak ne?" Sorduğu soruyla derince yutkundum.

"Mete eve gitmek istiyorum. Lütfen başka hiçbir soru sorma şu an konuşacak durumda değilim. Senden sadece sana söylediğim şeyleri düşünmeni istiyorum. Bana ondan sonra yaz ya da benim karşıma ondan sonra çık. Eğer düşünmeden hareket edersen belki de ihtimalleri öldüreceksin. Anlıyor musun? Şimdi sana İyi akşamlar." Başka hiçbir şey demeden koşar adımlarla eve yürüdüm.

Bu konuşma için erkendi belki de bilmiyordum. Eğer bunu biraz daha ertelersem belki de daha fazla ümitlenip boşu boşuna kendi başıma bela açacaktım. Şimdi en azından olumsuz bir tepki alsam bile kolaylıkla bu olayların üstüne bir sünger çekecektim. Daha fazla düşünmeden geldiğim kapıdan içeri girdim. Hızlı bir duşun ardından yatağıma girip gözlerimi kapattım. Ağrı kesici içmeyecektim. Ağrım hafiflerse daha fazla düşünürdüm. Ağrıyan başımla zar zor uyumaya çalışacaktım.

 

 

Benim canım çocuğum 🥹🩷

🦊

 

 

 

Bölüm : 15.12.2024 15:50 tarihinde eklendi
Okur Yorumları Yorum Ekle
Hikayeyi Paylaş
Loading...