Elindeki telefona sinirle bakıyordu Mete. Dün gece yaşanan tartışmanın siniriyle sabah Kerem'i köşeye çekmiş numara mevzusunu bahane ederek saçma sapan şeyler söylemişti. Zaten söylediği an pişman olmuştu fakat bir kere söz ağızdan çıkmıştı. Bir şey yapamazdı. Yapamamıştı da zaten. Kastettiği kesinlikle bu değildi. Damla ona bela değildi hiç bir zaman olmamıştı. Olsa bile tatlı bela olurdu. Biliyordu.
Damla'nın ona attığı mesajları okudukça daha çok sinirleri bozuluyordu kızı kırmıştı farkındaydı. Ona ulaşmaya çalışmıstı ama o yazana kadar engeli yemişti bile. Düşünmeden hareket etmişti. Hayvan gibi davranmıştı. Gerginlikle telefonu bırakıp parmaklarını çıtlattı. Gönlünü nasıl alabileceğini düşündü. Damla zor bir kadın değildi. Onu az da olsa tanıyordu fakat kadın zor olmasa bile netti. İşte Meteyi kadının bu huyu süründürecekti belki de, bilmiyordu. Mesajları okuduğundan beri Damla'dan başka bir şey yoktu aklında. İyice düşüncelere daldı. Tam o sırada aklı ilk onu gördüğü güne gitti.
***
"Kerem bir dahakine bu kadar çeşitli gelemem ağlama sonra" kız gülerek karşında kafası küçük Emrah gibi bükmüş ağzındaki sarmalarla onu alık alık izleyen olan çocuğa bakıyordu.
"Ama Efsun açım" Dolu ağzıyla kurduğu cümleden sonra yalandan burnunu çekmesiyle kız büyük bir kahkaha atmıştı. Onu izleyen Komutandan habersiz bir şekilde arkadaşıyla sohbet ediyordu. Komutanın bakışları kızın gülüşünden zar zor ayrıldı. Yavaşça gözlerine kaydı. Sonra burnuna, az da olsa uzaktan belli olan çillerine, saçlarına yüzünün her bir noktasında gezindi elaları. Her bir parçası nefesini daha çok kesti. Her kahkahası Adamı garip bir şekilde sarhoş etti. o an farkında değildi ama bu kızla yolları elbet başka bir zamanda kesişecekti. 1
~~~
"Efsun sarmalarımı çalmışlar niye inanmıyorsun" kız Kereme kaşları çatık bir şekilde bakıyordu.
"Yalancı köpek neredeyse bir orduya yetecek kadar getirdim millet seninkilere göz mü diker?" Çocuk mahçupça omzunu indirip kaldırmış ve karşısındaki kıza bakmıştı.
"Ya tamam aç kalayım ben açlıktan kurşunların önüne düşüp öleyim" çocuk yalandan elini karnına bastırmış kızın tepkilerini izliyordu. 1
"Ferihalık yapma bana haftaya getiririm bir daha" çocuk başını sallamış ve adeta annesine sırnaşan bir çocuk gibi kıza sarılmıştı.
Onları izleyen Mete'nin kaşları çatılmıştı. Kızın buraya sık sık geldiğini ve yemek getirdiğini biliyordu. Bunun nedenini bilmiyordu. Merak ediyordu ama merak ettiği başka bir şey daha vardı. İlgisini daha fazla çeken bir konu sarıldığı çocuk ile aralarında ne vardı? 2
Düşünmeden edemiyordu. Hakkı yoktu ama bilmek istiyordu. Gördüğü ilk andan beri kızı kafasından atamamıştı. Ne zaman buraya geldiğini fark etse kimseye belli etmeden onu izliyor ve yüzünü aklına kazıyordu Mete. Emin olmuştu bu kıza bu kadar dikkat etmesi onun için normal değildi ama artık çok geçti. Fark etmesede Mete'nin içindeki duygular yavaş yavaş gün yüzüne çıkıyordu. Yıllardır yok saydığını düşündüğü hisler aslında sadece yüreğindeki küçük odaya saklanmıştı. Bu kızın gülüşünü her duyduğunda ise kalbindeki odanın kapısı kırılacak gibi oluyordu. Komutan emindi boku yemişti bu saatten sonra .
***
Kafasını oturduğu sandalyeye doğru yasladı Mete onu çok önceden tanımıştı. Kerem buraya ilk geldiği zamanlarda görmüştü ve onu izlemekten kendini alıkoyamamıştı. Sonra kız kendi gelip onu bulmuştu. Hem de hiç beklenmedik bir şekilde bulmuştu. Mete o zaman bunu bilmiyordu. Araştırmaya karar verdiği an gördüğü şeylerle fazlasıyla şaşırmıştı. Derin bir nefes verdi. cebinden çıkardığı sigarayı dudaklarının arasına götürdü ve yaktı. Tekrardan geriye yaslandı. Düşünmeye devam etti.
Kızın hayatı o güzel yüzünün aksine bok gibiydi. Damla bilmesede o çok şey öğrenmişti. Kararlıydı Mete kıza bunlar hakkında bir soru dahi sormamıştı. Kendi anlatmadığı sürecede bilmiyor gibi davranıcaktı.
Biten sigarasını masanın üstünde söndürerek oraya bıraktı. Niye böyle davrandığını bilmiyordu. Damla haklıydı. Hareketleri tutarsız ve saçma sapandı ama korkmuştu aptal bir bahane gibiydi ama Mete kendine söyleyemesede kızı kırmaktan korkmuştu. Oysa şimdi yediği bok yine aynı şeydi. Sıkıntıyla ağrıyan şakaklarını ovdu. En yakın zamanda telafi etmesi gerekiyordu. Şimdi dahi yazmak konuşmak istiyordu ama kız onu her yerden engellemişti.
Dün gece sosyal medya hesabına bir resim atmıştı. Gözlerinin önüne gelen fotoğrafla ister istemez gülümsedi Mete. Saçları çok güzeldi. Hele ki rüzgarda savrulurken küfürler ederek saçlarını toplamaya çalışması ayrı bir güzel geliyordu Meteye. Tekrar fotoğrafı düşündü. Yüzünü saklamıştı ama az da olsa tatlı suratı gözüküyordu. Ezbere biliyordu o yüzü o ne kadar saklasada unutmazdı, aklı emindi.
Yorgun görmüştü onu.
Fotoğrafa biraz daha bakmış sonrasında hiç düşünmeden gönderisini beğenmişti. Ardından tek ulaşım yerinden, oradanda bir güzel engel yemişti. Yaptığı salaklıklar aklına geldikçe kafayı yiyordu.
Kızdan kendine arkadaşını ayarlamasını dahi istemişti. Belki kendinden uzaklaştırmayı becerebilir diye. Başarmıştı da ama onun yazmadığı günler artık onun için bok gibi geçiyordu.
Kız bilmesede Mete'nin sinirlerini yatıştırıyor kafasını dağıtıyordu. Dayanamayıp bencillik edip o yazmıştı. Damla yine alttan almıştı. Canını sıkan buydu işte Damla ona hiç bir şekilde kızmıyor sürekli ayak uyduruyordu. Dün yazdığı mesajlar sinirden falan değildi yine kırgınlıktandı biliyordu. Dünden beri sürekli kendine durmadan küfürleri diziyordu. Kafasını toparlaması lazımdı.
Bugün bir göreve çıkacaktı ekiptekilerle. Yavaşça ayağa kalktı hazırlık yapacaktı. Görevden dönünce de yaptığı eşekliğe bir çare bulacaktı. Köpek gibi pişman olmuştu ve bu iyice gerilmesine sebep oluyordu. Kızı düşüneyim derken yanlış şeyler yapmıştı ama halledecekti. Son kez kendi kendine bir küfür mırıldandı sonrasında ise hazırlıklarına başladı"Hay ben bu aklımıda dilimide sikeyim"2
🦊
Okur Yorumları | Yorum Ekle |
55.81k Okunma |
2.82k Oy |
0 Takip |
42 Bölümlü Kitap |