
Toygar Işıklı - Sen yanımdayken
Üniversiteye gittiğimde sadece vizeleri kaçırmamakla kalmamış çoğu projelerden geri kalmıştım.. Hatta final sınavını etkileyecek projelerden... Okula bir hafta gelmiyorum başıma gelene bakar mısın! Son bir aydır başıma gelen şeyler yüzünden bırak okulu, kendimi unutmuştum. Okul işini halledince ilk durağım Makbuş'un yanı olmuştu.. Bedenim buradaydı fakat ruhum problemleri çözmekle meşguldü. 3 numaralı masaya siparişlerini verdikten sonra kendime bir kahve alıp o masanın çaprazına oturmuştum. Kahveyi içerken gözlerim onlara takılı kalmıştı. Kadın kapalı hafif kiloluydu, eşi herhalde uzun ve geniş omuzluydu. Kadının neden kilolu olduğunu eşinin karnını severken anladım..
Bebek bekliyorlardı. Sonra adamın dediklerine kulak misafiri oldum.
" Bak kızım anneyi çok yoruyorsun bunun hesabını doğunca sormayacağım sanma "
" Ayıp Alper kızımızı şimdiden korkutma onun yorgunluğu bile tatlı. " diyip gülümsedi. O zaman eşi ise kadının güzel yüzünü avuçladı kadın buna karşılık eşinin avcunun içini öptü.. Dolan gözlerimi elimin tersiyle sildim.
" Efser valla yoruldum az yukarıdaki müşterilere bakar mısın? " diye söylendi Pınar. Yüzüne bakmadan başımı sallayıp kalktım masadan. " Kahveni içmedin mi? "
" Benim yerime sen iç " diyebildim. Üskata çıkınca ilk işim lavaboya girmek oldu. Aynadan kendime baktığımda kendimi acıdım.
Bizim aşkımız çok zordu. Her an bi engelle karşılaşıyordu buna dayanmak o kadar zordu ki! Ben mutlu bir yuva ve aşık olduğum bir eş istemiştim sadece..
Deniz'den başkasına aşık olmayı bırak düşünmüyordum bile. Ondan başkasını düşünmek bile saçmaydı.
Onun yokluğu ile sınanacak olursam eğer. Bütün o'nlu yerlerimden kırılırdım. Sonra parçaları batardı kendime, daha çok kanardım. Onsuzluk kan kaybıyla ölmekle eş değerdi, yavaş yavaş can çekişerek..
Düşüncelerime çalan telefonumla ara verdim arayan oydu.. Aynada kendime bakıp zorla gülümsedim, " Sen gülmelisin Efser Gece! " dedikten sonra telefonu açtım.
" Efendim canım? "
" Sa-sana ihtiyacım v-ar ya-yanıma gel.. " dedi telefonu suratıma kapattı. Kapıdan nasıl çıktığını anlamadan aşağı bile inmiştim.
" Makbuş Deniz evde mi? "
" Evet odasında ama onu görmek pek mümkün değil. "
" Yanına gitmem gerek beni aradı " cebinden anahtarı çıkardı.
" Bunu al kızım, ona iyi bak. Hiç iyi değil durumu. " diyince başımı salladım. " O ilk Allaha sonra sana emanet güzelim. " dedi gülümsedim ve kafeden çıktım.
Hızlı adımlarla Makbuş'un evine yol aldım.. Hızlanan nefesim ona birşey olacak diye korkan kalbim..
*
Kapıyı bir türlü açamadım " Nasıl bir kilitsin sen ya! " diye bağırdım. O kadar saçmalamaya başladım ki kilitle bile kavga ediyordum. Titreyen ellerimi dizginlemeye çalıştım. Derin nefes aldım sonra tekrar denediğimde kapıyı açabildim. Ceketimi ve çantamı koltuğa bırakıp merdivenlerden koşarak yukarı çıktım.
Derin bir soluk alıp kapısını tıkladım, " Makbuş rahatsız etme dedim değil mi?! " diye bağırınca kaşlarımı çattım. Manevi annesine nasıl böyle bağırıyordu?
" Benim Deniz, Gece "
" Kapı açık " demekle yetindi. Ağzım şaşkınlıkla açılırken kapıyı açıp içeri girdim.
Deniz yüz üstü yarı çıplak bir şekilde yatıyordu. Evet eşofman hariç birşey yoktu. Sayılan kemikleri morarmış olan vücudu dikkatimi çekti. En çok dirseklerinin iç kısmı..
Oda dağılmış ve havasızdı, sigara izmaritleri, boş bira şişeleri anlamadığım tek şey kısa sürede nasıl bu kadar kafayı dağıttıydı.
" Deniz " diyebildim sadece.. Kelimeler boğazımda düğümleniyor cümle olarak dudaklarıma ulaşmıyordu.
Eliyle gel gel işareti yaptı.
" Geciktin bir bira daha devirdim. " dedi eliyle ağzını kapatıp geğirdi. " Pardon " dedi gülmeye başladı.
" İyi değilsin. "
" Nasıl olayım? " sırt üstü yattı . " bana bak nasıl iyi olayım? " dişlerini gösterek sırıttı yavaş yavaş ayağa kalktı.
" Deniz tedavi olman gerekiyor. " dediğim zaman üstüme yürüdü. " Tedavi olmam gerekiyor.. " diye beni tekrar etti.
" Deniz banyoya yürü " diye kolundan çekmeye başladım. Kolunu hışımla çekti. " He amınakoyum Deniz bunu yap , Deniz şunu yap. Ne var lan ne. Neyin ben? Sevgilin mi, kölen mi?"
" Cidden iyi değilsin "
" Evet hayatıma girdiğinden beri iyi değilim. " diyince gözlerim şokla açıldı. Hayır ağlamayacağım! Kesinlikle şimdi sırası değil!
" Sen.. Sen ne dediğinin farkında mısın? "
" Evet " dedi gülümseyerek. Kendimi daha fazla tutamadım. Tokatı ona yapıştırdırm. Bunu yapmazsam dönüşü olmayan sözler söyleyecektim
" Dengesiz gerizekalı! " dedikten sonra Denizin çikolata rengi gözleri katran kadar siyahlaştı. beni sertçe duvara çarptı.
" Efser haddini aşma! " daha deminki halinden eser yoktu. sarhoş değil hatta fazlasıyla kendiydeydi.
" Sarhoş değilsin değil mi? " diyince afalladı. " Ne demek bu? " gözlerimi devirdiğimde solumda kalan komodinin üzerindeki şırıngayı görünce kaşlarımı çattım. . Bu kadar çok olmaması gerekiyordu , Bu kadar doz alması onu öldürürdü. " Bırak beni " diye bağırdım.
Can'ı aramam gerekiyordu ama Deniz elimden teli aldı. Beni duvarla kendi arasına sıkıştırdı.
" Hadi güzelim özledim seni " dedi dudakları boynuma dokundurduğunda nefes alamadım. Daha demin bana saydıran adam nasıl bu hale gelebilirdi? " Deniz! " Allahım bu ses benden nasıl çıktı .
" Sus, bırak sadece bu gecelik" dedi gözlerimin içine baktı. Dudaklarımı öpücük kondurdu. " Bu gece sanki son gecemiz gibi olsun "
" Bırak beni gitmek istiyorum. " diyip onu ittirdim. Kapından tam çıkacakken beni çekip yatağa itti. Korkudan neredeyse küçük dilimi yutacaktım. Kendinde mi değil mi onuda anlamadım ya!
Beni yatağı itip üzerime abandı. Çıplak üstüne elim değince kalbim sıkışmaya başladı.
Gözlerini kapattı burnumu burnumun yanına getirdi.. Bir süre böyle durdu.. Hepsi o lanetin eseriydi!
" Herşey için özür dilerim " diye fısıldadı. " Ben seni ilk gördüğüm andan beri seviyorum. Bu sevgi ölünce bile bitmez Gece. " ellerimi bırakmıştı. Bana birşey yapacak diye korkmuştum. Hala üzerimden kalkmamıştı.
Nefes alışverişim hızlandı. " Neyin var senin? " gittikçe dengesiz olmaya başlamıştı. Üzerimden kenara kaydı.. " Beni affet bunu duymaya ihtiyacım var "
" Ben ben sana kızmadım, sen sen kendinde değilsin.. " aslında seni bırakıp gitmem gerekiyor. Bana böyle birşeye cüret ettiğin için! Ama yapamıyorum!
Seni bırakmaya unutmaya gücüm yok !
" Seni çok çok seviyorum sultanım " diyince zoraki birşekilde tebessüm ettim.. Nefesim anca düzene girmişti.. " Git Efser arkana bakmadan git " dedi zorla.
" Deniz "
" Bir kerede itiraz etmeden git güzelim. " derin nefes verip yataktan kalktım. Telefonumu cebime koyup tam kapıdan çıkacakken kolumdan tutup sarıldı. Yüzümü avuçladı alnıma öpücük kondurdu.
" Bu yaptıklarımı isteyerek yapmadım , bunu bil.. Beyaz lanet bizi bu hale getirdi. Buna son vereceğim. " dedi gülümsedi ve dolu gözlerle yüzüme baktı. " Hadi git artık. " diyince başımı olumlu şekilde salladım..
Ondan ayrılmayı istemedim içimde kötü bir his vardı. Nedeni bilmediğim bir fil gelmiş kalbimin üzerine kamp kurmuştu..
Kapıdan çıkar çıkmaz kapıyı sertçe vurdu. Aklıma şırınga gelince hemen Can'ı aradım. Bana neden böyle davrandı anlamış değilim.
Cancan aranıyor..
" Efenim bücürüm "
" Can uyuşturucu neden yüksek dozda kullanılır? " çantamı ve ceketimi koluma alıyordum.
" Altın vuruş için ne olduki? "
" Altın Vuruş? "
" Ölüm vuruşu, yüksek dozda alırsın sonra tahtalı köy " tam kapının kulpunu tutarken elimden telefon ve çantam düştü. " Deniz " diye bağırarak koşmaya başladım. " Denizzzzz"
Beynim düşünme yetkisini kaybetmişti aklımda sadece Deniz'in altın vuruş yapacağıydı, Beni nasıl bırakabilirdi!
Allahım onu sen koru!
İçeri baskın yaparak girince Deniz şaşırmış gözlerle bana baktı. Şırıngayı yanına koymuş lastikli kolunu bağlıyordu... " Sen gitmemiş miyidin? " şaşkın şaşkın bakan gözleri kıpkırmızıydı. " Altın vuruş yapınca herşey bitecek mi? " ona yavaş yavaş ilerlemiştim. " Deniz Allah aşkına! Söylesene altın vuruş yapınca sadece sen mi öleceksin? Söylesene ben adam! "
" Gece bak anlamıyorsun, olmuyor. Sürekli seni üzgün görmek, Nasıl can yakıyor haberin var mı? Uyuşturucusuz olmuyor, nefes alamıyorum onsuz! Onu almayınca sanki binlerce cam kırığı batıyor vücuduma, kendimden geçiyorum. bu davranışlarım isteyerek yapmıyorum ama benden nefret et, her şey daha kolay olacak.. inan.." dedi sakince. Bacaklarını karnına çekti küçük çocuklar gibi . Dizlerimin üzerine düştüm.. " Ölünce bitecek mi? Ne kadar bencilsin! Sen yok olacaksın peki arkada kalanlar? " bunun düşüncesi bile azap!
" Benimle uğraşmaktan vazgeç. Bir anı olarak kalırım hayatında, Hemde bugün yaptıklarımdan sonra. Ben canavar dönüşüyorum Ve bundan en çok zararlı sen çıkıyorsun. Dayanamıyorum seni böyle görmeye dayanamıyorum. Seni son kez görmek için çağırmıştım. Son kez sarılmak için..." devamını duymaya hazır değildim.
" Kapa çeneni " boynuna sarılıp kendime çektim. " Ölürsen.. " dedim yutkundum, gözyaşlarım Allah ne verdiyse akıyordu zaten. Ölüm kelimesi ona hiç yakışmıyordu. Onsuz bir güne merhaba demek ne kadar anlamsız!
Ne kadar boş!
" Sadece sen girmeyeceksin o toprağın altına. Kalbimde girecek, ruhumda! Sana olan duygularımı neden hafife alıyorsun? Neden anlamıyorsun? Ben sandım ki sana aşığım. Bu aşk değil. Bu bu bağımlılık! Sen nasıl o lanet beyaza bağımlıysan bende sana bağımlıyım! Sen o lanetten kurtulabilirsin peki ben? Ben nefes almaktan Ne zaman vazgeçersem o zaman bu bağımlılık biter. Kır beni, dök, bin parçaya böl ama vazgeçme. Benden vazgeçme . Beni sevmekten nolur vazgeçme! "
" Efser " diye fısıldadı. Kelimeler kulaklarımdan girip kalbimde can buldu.
" Deniz 'im " onu itip gözlerinin içine baktım. " Yanındayım.." diyebildim. Gözlerini doldu. Yanağına damlayan gözyaşlarını görünce tebessüm ettim. Bir erkek ancak aşık olduğunu bir kadının yanında bu kadar savunmasız kalırdı. Elmacık kemiğine gelen gözyaşını dudaklarımı değdirdim.. Benim için akan gözyaşları.. Dudaklarımdan içeri giren gözyaşı kalbimin susuzluğunun kurtarıcısıydı. Boynuma kollarını dolayıp kendine çekti. " Sultanım , Seni seviyorum " gülümseyerek akan göz yaşlarıma yol verdim.. " Bende seni seviyorum Laz'ım bende "
**
Deniz'den..
Efser beni yatağa yatırıp odayı toplamaya başlamıştı.. Sanki hiçbirşey olmamış sanki yarım saat önce hayatımı kurtarmamış gibi.. Yada ona.. Gerisini getirmeyeceğim.. Yüreği güzel kadın.. Nasıl bir sevap işlemiş olabilirdim? Böyle kalbi güzel kadını karşıma çıkması için nasıl sevap işlemiş olurum aklım almıyor!
Benden vazgeçme demişti. Kır, dök, parçala ama vazgeçme demişti. Yüreğimin üzerinde çatırdayan yangınları duyabilseydi, bilirdi ondan vazgeçmeyeceğimi.. Herşeyi onun için yapmıştım hatta ölmeyi bile..
Evine gittiğimde Saliha'yla tartışırken onu duymuştum.. Tükendiğini söylemişti benim yüzümden tükendiğini söylemişti.. Nasıl katlanabilir bir insan buna? Sevdiğini böyle demesine nasıl katlanabilirim? Bende kolay yolu seçip ölmek istemiştim.. Ama onu görmeden olmazdı.. Bir kere daha kokusunu duymadan ölmeye cesaret edemedim.
Benim akıllı bücürüm bir haltlar karıştırdığımı anlamıştı ve tam zamanında gelmişti.. Ona o şekilde davranmama rağmen.. Kafam bulanıktı ve onu istemiştim. Buna hakkım yoktu ama o boyuna dokunmadan nasıl durabilmişim aklım almıyor! Bu kadın beni benden alıyor hormonlarım çıldırtıyordu.
" Aç mısın birşeyler hazırlıyım mı? "
" Sen bilirsin hatunum. " diyince sırıttı. Bu gülüş için can verilir lan! Odayı çoktan toparlamış camları havalandırmak için açmıştı. O odadan çıktıktan sonra paketinden bir sigara alıp dudaklarına götürdüm. Çakmağı yakmaya çalışırken ellerim titremeye başladı.. " Sakin ol " diyebildim dudaklarımda ki sigarayla. Sinirim hat safhaya çıkmıştı.. Gözlerimi kapattım irademe sahip çıkacaktım. Az da olsa irademe sahip çıkmak zorundayım..
" Olmuyor olmuyor.. " çakmağı fırlattım. Odada bir oyana yürürdüm bir bu yana. Ensemi kaşımaya başladım, Hayır olmuyor kesinlikle olmuyor! Dolabımdan tişört alıp üzerime geçirdim ceketimi alıp aşağı inecektim ki Efserin konuşmasına şahit oldum.
" Evet hastamızda tedavi olmak istiyor.." karşı tarafı dinledi. " En yakın ne zaman olur? " saçlarını kaşıdı. " Peki teşekkürler yarın kayıt için geleceğim. İyi günler. " dedi telefonu kapattı. Geriye dönünce beni görünce birden suratıma boş boş baktı.
" Deniz yatmıyor muydun? "
" Bu kadar çabuk mu kurtulmak istiyorsun? "
" Anlamadım? "
" Benden kolayca mı vazgeçiyorsun! "
" Deniz saçmalama istersen. "
" Efser bana orda ne yapacaklar? " bunu bilmiyordu. Bunu kimse bilmiyordu.
" Sakin ol, tedavi olacaksın saçma sapan bilgilerle doldurma kafanın içini. "
" Gerçekten mi? "
" Bana güven " dedi gülümsedi. Onu seviyordum onu herşeyden çok seviyordum! Gidip sarıldım. Nasıl bu kokudan vazgeçmek istedim? Onu nasıl bırakıp hayatımdan vazgeçmek istedim?
Ben ne istiyorum hiç bilmiyorum.. Beni delice seven bir hatunu bırakıp gitmeyi nasıl göze aldım!
" Seni seviyorum Deniz.. Seni çok seviyorum " diye fısıldadı.. " Seni çok seviyorum sultanım.. Bunu söylemekten bir ömür bıkmayacağım.. "
" Bana böyle davranma , bu dengesiz davranışlar beni çok yoruyor.. Ben senden vazgeçmem, vazgeçemem.. Ben sana bağımlıyım.. " dedi ağlamaya başladı..
Tek bir gözyaşına dünyayı yakarım dediğim kadını ağlatan olmak ne büyük ironiydi böyle..
" Ağlama güzel gözlüm ağlama, yaşarken bana cehennemi yaşatma. Kurban olayım ağlama "
Hıçkırmayı bırakıp geri çekilip suratıma baktı.. Ağlamaktan şişen gözlerini öpesim geldi.. " Ne yapıyorsam senin için.. Senin iyiliğin için , yemin ederim.. " diye fısıldadım.. Gülüşünü görmem gerekiyordu.. Sıra şimdi şebeklikte.
burnuna öpücük kondurdum. " Ummm sümüklü sanki biraz bu burun " diyince gülerek yüzünü buruşturdu. " Çok iğrençsin " göğsüme hafif vurdu. " Ulan senin burnun sümüklü ben mi iğrencim? " sırf azıcık keyfi yerine gelsin diye böyle şebeklikler yapıyordum.. Onunla böyle uğraşmanın zevki hiçbirşey de yok.
" Öp diyen olmadı " dedi omuz silkti.. Evet başladı trip saati.
" Senin sümüklerini bile yerim lan " dedim boynuna öpücük kondurdum.
" Yaaa pislik " dedi beni itmeye çalışırken. " Benden kurtulmaya çalışman bile büyük başarı , yok mu bir alkış? "
" Deniz bey yemek yiyeceğiz, lütfen bırakır mısınız? "
" Hay hay Efendim, bir öpücük karşılığında?" diyince büyük gözlerini dahada büyüttü. " Çok çok " derken dudak büzüyor gibi oluyordu. Tabi ki de bu fırsatı kaçıramam. Dudaklarına kısa öpücük kondurup çekildim .
" Çok konuşuyorsun" diyince mideme hafif vurdu. " Açım Lan boş orası "
" Bence ben sana dışarıdan odun getireyim! " dedi gözlerini kısıp kollarımdan kaçtı.
"Olur, meşe odunu üzeri dut yaprağı alayım? " diyince iyice sinirlendi ayağını yere vurup mutfağa doğru yöneldi.
O bana yemek hazırlarken onu seyretmeye başladım. Onun bu telaşlı hali çok fazla tatlıydı. Dayanamayıp arkasından beline sarıldım , boynuna sayısızca öpücük bıraktım.. Onun gülmesi kulaklarımın pasını siliyordu..
Efser Gece benim nefesim , yaşama sebebimdi.
" Deniz yapma Makbuş falan gelir. " beline dokundukça gıdıklanması kıkırdaması.. Allahım bu anlık mutluluk çok fazlaydı.
" Tamam hatunum , Sen hazırlamaya devam et bende temiz olayım sana güzel kokayım. " diyip banyoya doğru ilerledim.
Mutlu hissediyordum, mutlu ve huzurlu.
Bir güzel duşumu alıp sakal tıraşı oldum. Sakallarımı kısaltıp tıraş losyonu yüzüme sürdüm ıslık çalarak odaya yöneldim.
Dolabımdan temiz kıyafetlerimi alıp giyinmeye başladım..
Aynanın önüne geçip ıslık çalarak saçlarımı karıştırmaya başladım..
"Nayinoma nayino nayinoma kurbani
Çatma kaşlaruni da al vereyim bu cani " diye şarkı mırıldanmaya başladım.. Gözüm birden komodinin üzerindeki şırıngayla şarkıyı kestim. Titreyen ellerimle onu isteyen bedenim, uzak durmamı söyleyen mantığım arasında kaldım. Dişlerimi sıkmaya başladım boynumu durduk yere kaşınmaya başladı.. Ona ihtiyacım vardı herşeyden herkesten!
Şırıngayı elime alıp normal doza getirdim , Ona ihtiyacım vardı..
" Deniz... " sesini duydum.. O seste bir çok hayal kırıklığı anlamamak aptallık olurdu..
| Okur Yorumları | Yorum Ekle |

| 13.01k Okunma |
1.15k Oy |
0 Takip |
50 Bölümlü Kitap |