
Merhabalar kafes okurlarım 💜Ufak bir ricam olacak sizden, vote az da olsa var ama yorum yapan çok az okurum var... Fikirlerinizi bilmiyorum ve beğenip beğenmediğiniz şeyler de benim için çok önemli 🌼
Keyifli okumalar seviyorum sizi💕
********
Anneme zarar verecekti ve benim buna engel olmam lazımdı... Nefret ediyorum ondan! Mir'in telefonunu alıp annemin numarasını tuşladım. Çalıyor...çalıyor...çalıyor... Çalıyor...çalıyor...
Açmıyordu! Allahım! o kadar korkuyorum ki ona bir şey olmasın! Bencillik ettim. Kendi hayatım için annemi orada o leş kargalarıyla yanlız bıraktım! Ben nasıl bir insanım böyle! Bunu yapmamalıydım, kaçmamalıydım. Mir beni hafifçe belimden iterek içeriye yönlendirdi...
Bedenime sığmıyor ruhum... acılarım, ağrılarım dinmiyor işte! Tek istediğim okulumu bitirmek ve mesleğimle ilgilenmekken peşimde laf anlamaz bir sapık var, ve bu sapık sevdiğim bütün insanlara zarar verebilecek kabiliyette.
Mir boğazını temizleyip
" polise gidelim Dilvan! Şikayetçi olalım ondan!"
Dedi, ağlamaktan çıkmayan sesimle
" orda polis yok mir! Orda adalet yok! Orda özgürlük yok! Orda aşiret var, töre var!"
Dedim. Mir yanıma gelip oturdu, ve ellerimi avcunun içine koydu
" üzülme Dilvan! Ben yanındayım ve orda polis yok ama burada var! Burada adalet var..."
Dedi, umutla baktım yüzüne, gerçekten bana yardım eder miydi? Gerçekten buradaki adalet bana yardım edebilir miydi!? Mir sakince bana dönüp
" kalk bakalım haydi! Önce okula kaydını yapalım sonra karakola gidelim! "
Dedi. Suratımdaki o umutsuzluğu ve yıkık kadını çöpe atıp ayağa kalktım
" bu işe yaramazsa ben yapacağımı biliyorum mir!"
Dedim. Şaşkınlıkla yüzüme baktı
" ne geçiyor aklından Dilvan? "
Diye sordu. Eğer bana yardım edemeyecekse bu adalet, o zaman ben giderim o pisliğin ayaklarına... Babamı zaten kaybettim annemi kaybedemem. Tabi ki bunu mire söylemedim, başımı kaldırıp gözlerine baktım
" gidelim mi?"
Diye sordum. Umutsuzdu, tıpkı benim gibi... Sessizce önümden geçip kapıya doğru ilerledi, kapıyı açıp bana yol verdi bende arkasından onu takip edip arabasına bindim. Yolculuk çok sessizdi, kafasından neler geçtiğini o kadar çok merak ediyorum ki birazdan meraktan sivilce çıkacak suratımda...
Önce hayallerimi süsleyen ve tek umudum olan üniversitenin kampüsüne girdik, gerekli evraklarla öğrenci işlerine gittik kaydımı hallettikten sonra okul numaramı da bir kağıda not edip çıktık kampüsten.
Sırada nasıl konuşacağımı bilemediğim karakol vardı, arabaya bindik ve sessizce yola koyulduk yine... Karakol olduğu belli olan büyük binanın önünde durduk Mir ellerimi avucuna alıp
" Dilvan sakın korkma! Sana ne yaptılarsa bir bir anlat onlara. Ben yanındayım tamam mı?"
Dedi ve sesindeki güvene gerçekten ihtiyacım var mir de bunun farkında... Başımla onaylayıp
" korkmuyorum onlardan mir! Ama ya yardım etmezlerse bize!"
Dedim ses tonum onun aksine çok Umutsuzdu... Elimde değil ister istemez olacakları tahmin ediyordum... Yavaşça arabadan indik ve karakola girdik. kapıdaki polisler komisere yönlendirince biraz bekledik kapıda ve adımı duyduğumda kapıyı çalarak girdim içeri... Komiser bizi karşısına oturtup sakince konuşmaya başladı
" ben komiser Nevzat! Şikayette bulunmak için geldiniz ve sizi dinliyorum!"
Dedi, sesi çok otoriter çıkmıştı ve bende iyice gerilmiştim ama derin bir nefes alıp konuşmaya başladım
" Komiser bey ben Dilvan TİMURAĞAOĞLU. Buraya Mardin Kızıl tepeden geldim, dedem beni istemediğim birine zorla vermek istiyor ve vermek istediği adam şuan peşimde, takip ediyor ve tehdit ediyor beni annemle..."
Komiser dirseklerimi masaya dayayıp dinlemeye devam etti beni
" henüz 18 yaşındayım ve bu evliliği kesinlikle istemiyorum, İstanbul üniversitesi hukuk fakültesini kazandım ve kaydımı yaptırdım! Bana yardım eder misiniz? "
Dedim. Aniden gelen telefonla cevap veremeden telefonu açtı
"evet..."
Dedi ve dikkatle dinledi telefondakini
" anlıyorum! Peki efendim!"
Dedi. Telefonu kapatıp bize döndü
" bak kızım belli ki akli dengen gayet iyi ama akli dengenin bozuk olduğuna dair belgeler var elimizde."
Demesiyle göz yaşlarım firar etti... Belgeleri bize uzattı ve mir hızla eline alıp inceledi
" komiser bey bunlar yalan! Bakın bu kız zor durumda!"
Dedi, komiser hızla lafını kesti
" üstelik kimlikteki yaşın da 17... Bu belgeler elimdeyken işlem yapamam! Birileri sizinle oynuyorsa bile elinizde kanıt olmadan size yardımcı olamam! Ayrıca normalde şuan seni buradan alıp Mardin Kızıltepe karakoluna sevk etmem lazım yine de ben hissediyorum ve bence doğru söylüyorsun ama bu belgeler elimdeyken yardım edemem bu yüzden git kızım ne sen geldin buraya ne de ben gördüm seni! "
Dedi. Bütün umutlarım yine yerle bir olurken mirin kolunu tuttum ve teşekkür edip çıktım. Yine yapmıştı işte yapacağını Aram ağa!
" vazgeçemeyiz Dilvan! Kanıtlamamız lazım! Yalan söylediklerini kanıtlamalıyız! "
Dedi, usulca arabaya bindim ve mirin de binmesini bekledim
" onu biraz tanıyorsam beni elde edene kadar devam edecek buna! Eve gidelim mir!"
Dedim. Mir yavaşça kontağı çevirdi ve yola koyulduk. Göz yaşlarım ardı ardına düşüyordu babamın bakmaya kıyamadığı gözlerimden... Dolan gözlerimi elimin tersiyle sildim mir sinirle frene basınca emniyet kemerinin oluşuna şükrettim
" ne yapıyorsun sen mir? Öldürmek mi istiyorsun bizi!??"
Dediğimde mir sinirle bağırmaya başladı
" bu şerefsizi geberteceğim! Bulduğum an geberteceğim!"
Dedi. Onu ilk defa bu şekilde gördüm ve sakinleştirmeye çalıştım
" ondan bir farkımız kalmaz mir! O vicdansız biri, görüyorsun işte bitmeyecek bu acı! "
Dedim. Mir emniyet kemerini açıp indi arabadan ve kaldırıma oturdu. Bende inip yanına gittim
" senden özür dilerim mir!"
Dedim. Benim yüzümdendi her şey! Benim bu aptal bencilliğim olmasaydı o şuan daha iyi olacaktı! Mir gözlerime bakıp
" senin ne suçun var ki Dilvan? Sen sadece her insan gibi sakin bir yaşantı istiyorsun, hayallerini istiyorsun... Bu bencillik değil ki! Benim sinirim kendime! Elimden bir şey gelmiyor, aklıma bir şey gelmiyor ve o şerefsiz istediği gibi at koşturuyor! "
Dedi. Gözlerim doldu çünkü ben onu üzmek istemiyorum... Çok iyi hatta fazla iyi bir insan o! Daha iyi bir arkadaşa ihtiyacı var, kendi sorunları yetmezmiş gibi birde benim sorunlarımla ilgilenmesi onun için gereksiz ve yorucu bir yük! En başında kabul etmemeliydim...
"mir şey diyecektim... Yani yarın gösteri var birlikte tiyatroya gidelim mi? Prova yapmış olurum hem!"
Dedim ve bunu sırf kafası dağılsın diye yaptım. Mir derin nefesler alıp oturduğu yerden kalktı bana elini uzatıp beni de kaldırdı ve arabaya bindik. Yolda giderken mir müzik açtı ve dinlemeye başladık. İkimizde mırıltı şeklinde eşlik ediyorduk
Yorgunum hiç olmadığım kadar
Acıyor içim yaralarım kanar
Hissizim artık sonuysa zarar
Biliyorum dönmeyeceksin asla bana
İçim yanarken neredeydin?
Her darbende yerdeydim
Kalkamadım sonunda yıkıldım
Mutlu ol artık ben yokum....
Fırtınalar koparken içimde
Sessizdim her şeye rağmen yine de
Kalkamam artık düştüm çok kere
Kopardın içimdeki bizi
İçim yanarken neredeydin?
Her darbende yerdeydim
Kalkamadım sonunda yıkıldım
Mutlu ol artık ben yokum...
Şarkı bizimde mırıldanmalarımızla bitmişti. İkimizde bu şarkıyı biliyorduk ve ikimizin de fırtınaları başkayken acı hissetme şeklimiz aynıydı... Aynı yerden kırılmış ve aynı hislerden yanıyordu canımız.
Tiyatroya gelince indik arabadan ve sessizce içeri girdik. Tufan'ın sesiyle içimde beliren neşeye anlam veremesem bile gülümsedim
" ayol sonunda burayı kendime devredeceğim! Bıktım sizden kız. Camış gibi bakma bana öyle vallahi bir çarparsam sümük gibi yapışırsın duvara!"
Diyerek Rüzgar'a bağırıyordu, Mir'in sesiyle bizi fark ettiler
" ayıp ettin tufan hemen devir işlemlerine başlayalım! "
Dedi, Tamer ve Rüzgar sırıtırken tufan yanımıza geldi
" şaka yaptım erkeğim! Hem bu salyangoz kılıklı bok böcekleri çok sinirlendiriyorlar beni ay vallahi yaşlandım kız!"
Dedi, herkes kahkaha atarken tufan bana doğru geldi
" provaya geldin dimi kız karadut seni! Hem leyla olmadan bu mermer gibi mecnunu ne yapayım ben!? "
Dedi, hafifçe gülümsedim
" evet tufan provaya geldim, şu sihirli dokunuşlarından bana da yap da yarın için hazır olayım!"
Dedim neşeli çıkmasına özen gösterdiğim sesimle... Provalara başladık ama Tamerin bana sürekli yakınlaşma çabalarını görmezden gelmem için kör olmam lazımdı. Her fırsatta bol bol temas ediyordu bana. Her ne kadar rahatsız olsam da belli etmedim nasıl olsa yarın oyundan sonra yoktum. Yorucu ama mükemmel geçen Provalardan sonra hep beraber tufanın yaptığı yorgunluk kahvelerimizi içmeye başladık... Tamer bana gülümseyerek
" Dilvan çıkışta bir işin var mı?"
Diye sordu bende yıllardır içimde sakladığım öküzlüğümle cevap verdim
" ne oldu ki? Niye merak ettin?"
Dedim. Tamer ağzını açmadan tufan girdi araya
" hoşt anam başka kapıya!"
Dedi, gülmemek için sıktığım dişlerimi Tufan'ın tekrar konuşmasıyla saldım gitti
" buda şaşırdı anam kime nasıl yavşayacağını! Kız senin o her gün gezdiğin fingirdekler gibi kucağına mı atlayacak bu kız! Flörtingen diye diye koskoca şehirde kız bırakmadın yalak suratlı seni!"
Diyerek kızdı, tabi ki şakayla karışık konuşuyordu ama ima ettiği şeyler tamda sahibine tokat gibi çarpmıştı... Bana da gerek kalmamıştı! Ama Mirin Tameri yiyecekmiş gibi bakışlarını da yakalamıştım. Halbuki öğrencisi değil miydi Mir'in... Neden öyle bakıyordu? Kıskandı mı acaba beni? Yok canım niye kıskansın korumaya çalışıyor işte beni! Çok fesat oldum bende...
Silah sesiyle birden çığlığı bastım, herkes bir tarafa kaçarken ben etrafıma baktım ve onu gördüm...
Gözleriyle ateş saçan ecelimi...
| Okur Yorumları | Yorum Ekle |

| 7.83k Okunma |
450 Oy |
0 Takip |
40 Bölümlü Kitap |