17. Bölüm

***17***

Seher çalışkan
vahsikelebek

Ve bütün ihtiyaçlarımı en pahalısından alıp batıracaktım Aram'ı... Ben öyle gurur yapıp istemiyorum onun parasını diyen insanlardan değilim! O beni harcıyorsa harcayacak bir şey bulamayıp bende onun paralarını harcarım. Hafif bir ceza ama şimdilik bu kadarıyla yetinmem gerek... Annemi üzmemek için gülümsedim

" boş ver annecim sen iyi ol ben de iyi olurum"

Dedim. Annem gözlerime baktı derin bir nefes aldı

" tıpkı baban gibisin kızım. Sana ne zaman baksam baban geliyor gözümün önüne..."

Dedi. Sessizdim, konuşamadım... Babama benzetirlerdi beni ama genelde karakter olaraktı bu benzerlik.

Annemi daha fazla üzmemek için alnından öptüm.

" eee bu kadar yeterli annem ağlama artık hep güleceğiz bundan sonra "

Annemde hafifçe gülümseyince ellerinden öpüp çıktım odadan, bugün baya bir dinlenecektim. Odama gidip hemen duşa girdim, temiz kıyafetler ve temiz kokum beni çok rahatlatıyor... Telefonumdan gelen bildirimle elime aldım

AĞAM...

" Bugün güzel geçmiş sanırsam ha Dilvan? "

Aram mesaj atmıştı, zaten başımda hiç dert yoktu, zorla evlendirilmiyordum birde bu pisliğin saçma sapan mesajlarıyla uğraşıyordum. Ona şöyle argo içeren güzel cümleler kurmak isterdim ama maalesef şartlar uygun değildi...

" kardeşine sor o yaptı zaten alışverişi..."

Diye yanıtladım. Telefonu sessize aldım ve yastığın altına koydum, uğraşamazdım bu kendini bilmezle. Güzel bir uyku çekip mutlu gibi davranacaktım artık, sevdiğim hiç kimse üzülmeyecekti... Ama o canavar üzülecekti hem de çok.

Gözlerimi kapattığım an aklıma Mir geldi. Acaba ne haldeydi şimdi, iyi miydi? Beni düşünüyor mudur acaba? Keşke hiç çıkmasaydı karşıma üzülmezdi bu kadar... Zaten beni seven herkes üzülüyordu, belki de çok pişmandı yardım ettiği için. Tufan nasıldı acaba? En son vurulmuştu... Benim yüzümden insanlar ne hale geldi.

Ağlama isteğimi anında bastırdım, ağlamak istemiyordum çünkü yeterince yüküm vardı. Güçsüz olmayacak, dayanacaktım... Bedenime istediği her şeyi yapabilirdi o canavar ama kalbime asla elini süremeyecekti, onu sevmediğimi istemediğimi gördükçe gözlerindeki o umut sönecekti.. Başıma giren keskin ağrıyla gözlerimi yumdum ve uyumak için beklemeye başladım...

Sabah gözlerimi araladığımda elim istemsizce yastığımın altına gitti ve telefonu elime aldım 3 mesaj vardı ve bilin bakalım kim? Tahmin etmek zor olmaz herhalde...

Ağam...

- ona sordum zaten beğendiğin gelinliği almışsın mutlu oldum...

Ardından diğer mesaja indirdim gözlerimi

- seveceksin beni buna inanıyorum Dilvan. Ben çok seviyorum sende seveceksin...

Dilime gelen hakaretleri bir bir sıraladım rahatlamak için

" seninki sevgi mi be? Acı vermekten başka bir bok bilmezsin sen! Önce ailem sonra Mir yavaş yavaş sevdiğim herkesin canını yaktın birde sevgi diyorsun! Geri zekalı!"

Sinirimi bir anlığına kenara atıp son mesaja baktım

- tek sabrım senin için kır çiçeğim. Bir gün beni seveceksin ben sana kendimi sevdireceğim her şey çok güzel olacak...

Şeytan diyor git kır kafasını. Allah'ım sabır ver bana! Saate baktım ve 7.30 olduğunu görünce yatağımdan kalktım üzerimi değiştirip aşağı mutfağa doğru yol aldım. Mutfakta Birgül ve Fatma abla kahvaltı için koşturuyorlardı, yavaşça Birgül ablayı tutup suluca öptüm

" günaydın ablamm"

Birgül abla kahkaha atıp

" aa duu gız delii! İşim va görmeyon mu sen bakem? Hayıdırr gakmışın zabanan erkenden?"

Tepsideki zeytinden bir tane alıp ağzıma attım

" uyku tutmadı ablam size kolay gelsin ben anneme bakayım"

Diyerek yanlarından ayrıldım. Yavaşça merdivenleri tırmanıp annemin odasına girecekken dedem kolumdan tuttu

" selam zabah yok mu a gızım?"

Dedi. Ne yapacağımı şaşırdığımdan ağzımı açamadım önce ama sonra yüzüne bakmadan

" sabah şerifleriniz hayırlı olsun dede"

Dedim. Burada böyleydi usturuplu konuşmalıydık dedemle. Hiç öyle normal dedeler gibi atlamazdık kucağına, sarılmazdı bize. Oysa babamın yokluğu için destek olması gerekirdi... Dedem kolumu bırakıp

" senin zabaan fazla hayırlı olmadı galiba a gızım! Büyüklerle gonuşurken terbiyeli olacaksan! Anan iyileşmedi mi daha?"

Diye sordu, şaşırdım aslında pek merak etmezdi annemi hatta babamdan sonra iyice ezmişti onu

" iyileşmeye başladı dedi inşallah iyi olacak! "

Dedim kafamı önüme eğerek, aslında eğmezdim ama babam yerine geçerdi dedem her ne kadar hak etmese de...

" eyi eyi. Geç kalmayasan beraber kahvaltı yapalım Aram ağayla!"

Dediğinde midem kasıtlı o pisliği görecektim sabah sabah. Sesimi çıkarmayınca yanımdan geçip gitti dedem. Annemin odasına bu suratla gidemezdim eminim kireç gibi olmuşumdur. Hızla alt kattaki banyoya gidip elimi yüzümü yıkadım rengim yerine gelince suratıma kocaman bir gülümseme takınıp anneme gittim. Odası her zaman olduğu gibi mis kokuyordu, yatağında uzanmış usul usul bahçeyi izliyordu

" günaydın annem!"

Dedim. Annemin neşesiz halini fark etmemle

" ne oldu anne iyi misin ağrın mı var!?"

Diye sordum annem kafasını olumsuz anlamda salladı ve gözlerinden ufak bir yaş süzüldü

" annem iyi misin korkuyorum ne oldu?"

Diyerek ellerini tuttum. Gülümsedi sorma gözlerini silip

" abin nerde kızım? Kaç gün oldu gelmedi yanıma hiç. "

Dedi. Anlıyorum onu her ne kadar oğlu da zarar vermiş olsa merak ediyordu. Anne olmadan tam olarak anlayamazdım ama yine de suratım düştü birden

" her zamanki abim işte anne! Çıkar bir yerden, hem kahvaltı yapacağız kalk da hazırlayayım seni. Hep beraber yapalım kahvaltı ben abimi arar konuşurum gelir o"

Dedim. Onu görsem boğardım ama annem için arardım da... Annem yavaşça doğruldu yatağından bende onun dolabını açıp giyebileceği güzel şeyler çıkardım önce güzelce duş aldıracaktım ona...

Elinden tutup kaldırdım banyoya götürüp güzelce yıkadım, saçlarını iyice yıkadım, kremlerini sürüp güzelce giydirdim. Saçlarını da tarayıp ördüm.

" oh mis gibi oldun annem haydi tutun bana yavaş yavaş gidelim aşağıya"

Dedim. Bana sarılıp

" güzel kızım benim!"

Dedi ve ellerimi tutup benden az biraz destek alarak yürümeye başladı. Merdivenler biraz zorlasa da indik aşağıya yemek masasına dedem amcalarım yengelerim hepsi oturmuştu bende annemi her zamanki yerine oturtup yanına oturdum. Aram canavarı gözlerini bana sabitlemişti, dedemin sesini duymamla ona döndüm

" a gelin bakıyorum daha iyisin"

Dedi. Annem başıyla onaylayıp

" iyim ağam sağ olasın"

Dedi. Dedem otoriter sesiyle

" e xoşe xoşe. (güzel güzel) Dilvan nişanlın gelmiştir hoş geldin demiysen ağana!"

Dediğinde bağırmamak için dilimi ısırdım. Sesimi çıkarmadan sadece başımla selam verdim hem büyüklerin yanında konuşmak iyi olmazdı en azından dedem sevmezdi yani ben öyle biliyorum...

Herkes kahvaltıya başlarken ben hem anneme yemesi için yardım ediyor hem de arama çatmamak için kendimi sıkıyordum, edepsiz sürekli bana bakıyordu. Kendimi tutmak da zor oluyordu haliyle...

Sohbet muhabbet derken baya kahvaltı uzun sürdü dedem masadan kalkınca aramda kalkıp dedemle konuşmaya başladı

" İlyas ağa müsaaden varsa Dilvan ile konuşmak isterim!"

Dedi, hay Allah alsın canını tövbe tövbe.! Dedem kaşlarını çatarken bir yandan da

" olur Aram ağa ama anlaşmayı unutmayasan torunum içerde kalmayacak!"

Dedi. Ne yani abim şuan hapiste miydi ki Allahtan annem duymuyordu bunu yoksa kahrından ölürdü. Dedemin baş hareketiyle masadan kalktım Aram'a doğru giderken Birgül ablaya dönüp

" abla anneme yardımcı olur musun ben geliyorum! "

Dedim her ne kadar istemesem de Aram'ın yanına gittim. Konaktan Mardin'i izlerken konuşmaya başladı

" nasılsın kır çiçeğim?"

Dedi. Şuan öyle güzel konuşurdum ki konak ayağa kalkardı ama neyse... Cevap vermeyince bana doğru yaklaştı

" inat etmek sana bir şey kazandırmayacak!"

Dedi. Yine içindeki canavar çıkıyordu işte ortaya... Onu kendimden uzaklaştırıp

 

" bu evliliği isteğimle yapmıyorum Aram ağa! Benim gözümde kocamda değilsin başka bir şeyde sadece mecburiyetsin! Kabussun o kadar! "

Dedim. Bağırmak istedim ama dedemi toplamak istemiyordum başıma bir başlarsa susmazdı çünkü.

" bana bak Dilvan! Benim olan bende kalır! İstersen kendi isteğinle istersen zorla orası beni ilgilendirmez ama unutma benim karım olacaksın bende senin kocan!"

Dedi şuan ağzına bir tane vursam sönmezdi içimdeki nefret! Gözlerimden ayırmadı gözlerini inat ettim bende baktım gözlerine... Derin bir nefes aldım

" sen benim düşmanımsın! Beni benle değil can evimle vurdun! Her şeyi unuturum bunu unutmam! "

 

*******

Bölüm : 27.01.2025 21:48 tarihinde eklendi
Okur Yorumları Yorum Ekle
Hikayeyi Paylaş
Loading...