
Sabah gözlerimi açtığımda Aram'ın yanımda olmadığını fark ettim, bu yüzden birazcık mutlu uyandım. Yatakta yaklaşık 15 dakika oturup hayatı sorgulamaya başladım bu muhtemelen herkesin yaptığı boş bir aktiviteydi. Daldığım düşüncelerden sıyrılıp banyoya yöneldim, ellerimi yüzümü yıkayıp dağılan saçlarımı tarayarak düzelttim. Dolaba gidip bugün için giyecek bir şeyler baktım ve rahat olduğunu düşündüğüm bir takımı elime aldım, hazırlanmam bittiğinde yavaşça aşağıya indim. Aram hazırlanan kahvaltı masasında oturmuş telefonuyla oynuyordu, benim geldiğimi fark ettiğinde ayağa kalkıp alnımdan öptü
" günaydın çiçeğim, kahvaltımızı yapalım sonra okuluna bakmak için çıkmamız gerekiyor"
Dedi. Sessizce masaya oturdum ve kahvaltıma başladım, her zaman olduğu gibi onunla muhatap olmak istemiyorum. Çiçek abla Aram'ın bardağına çay doldururken bana portakal suyu getirdi, göz göze geldiğimizde başıyla Aram'ın emri olduğunu anladığım bir göz hareketiyle karşılık verdi. Acıkmıştım ve kahvaltımı yapmaya koyuldum, ama aniden aklıma annemin ne zaman geleceği sorusu takılınca boğazımı temizledim.
" Aram annem ne zaman gelecek buraya?"
Diye sordum. Aram hafifçe gülümsedi
" çiçeğim, annene gelmesini söyledim ama o sürekli Berzan'ın yalnız kaldığını ve dedenin onun aklını çeldiğini söyleyince fazla ısrar edemedim. İstersen sen arayıp konuş annenle. "
Dedi. Başımla onayladım kahvaltım bitince sessizce kalktım masadan, yavaşça merdivenlere yöneldim odaya çıkıp annemi aramam gerekiyordu. Arkamdan gelen Aram'ın sesiyle odaya girdik
" bir saate hazır ol sevgilim, çıkıp okuluna bakmaya ve gerekli bilgileri öğrenmeye gidelim beraber."
Dedi, başımla onayladım tekrar. Aram ceketini alıp çıktı odadan bende hemen annemi aramaya koyuldum. Bir kaç kez çaldı telefon ve sonunda annem açtı
" alo kızım nasılsın? "
" iyim annecim sen nasılsın? "
" bende iyim kızım, bir sorun yok burada aramanı bekledim rahatsız etmek istemedim"
" o ne demek annecim, Aram söyledi az önce buraya gelmek istemiyor musun?"
" bak yavrum, Berzan'ı burada tek bırakmaya korkuyorum. Çok fazla dedeni dinliyor başına bir iş gelmesinden korkuyorum, Berzan'ı tanıyorsun aklı başında hareket etmiyor sadece dedenin emirlerini uyguluyor. "
" anne Berzan seni vurdu! Ölümden döndün, neden hala onun yanında kalmak istiyorsun? Aklı başında kocaman adam senin korumana ihtiyacı yok onun ama benim var! "
" neden öyle dedin kızım, bir şey mi oldu? Aram oğlum aradı beni çok ısrar etti gelmem için bir problem mi var aranızda? "
Derin ama sessiz olmasına özen gösterdiğim şekilde bir nefes aldım. Biraz bekledim, kendimi toparladım. Sinirlenmiştim
" annecim bizim aramızda bir problem yok ama ben benim yanımda kalmanı istiyorum, Aram da çok istiyor lütfen buraya gel ve benimle kal"
" kızım anlıyorum ama lütfen birazcık beni anlamaya çalış"
" annecim bak Aram bir şey dediyse söyle bana lütfen"
" hayır kızım Aram oğlum çok iyi bir insan, senin kıymetini de bilecek inanıyorum buna. Ama ben burada kalmak zorundayım"
Şuan ağlamamak için kendimi çok zor tutuyorum, nasıl hala Berzan için orda kalmak ister? Dedemin ve diğerlerinin ona yapmadığı şey kalmadığı halde hala orda yaşamak istiyor?
" peki anne, benim işim var sonra konuşuruz."
" kızım kızma bana..."
" kendine iyi bak görüşürüz!"
Dedim ve bir şey demesine fırsat vermeden kapattım telefon. O benim yanımda güvende olacaktı, onu orda koruyamazdım. Kafamdaki düşünceler beni boğacak gibiyken hemen hazırlanmam gerektiğini hatırladım ve hazırlanıp aşağıya indim.
Aram arabada bekliyordu beni, arabaya binip oturdum ve gitmeyi bekledim Aram elleriyle yüzümü avuçlarının arasına aldı. Çenem titriyordu çünkü çok zor tutuyordum kendimi
" problem ne çiçeğim? Annen bir şey mi dedi? Neden ağlayacak gibisin?"
Dedi, korkmuştu. Bu her mimiğinden anlaşılıyordu
" iyim Aram gidelim artık"
Dedim, sesim fazla cılız çıkmıştı ama ağlamamıştım. Onun beni ağlarken görmesini istemiyordum artık, Aram konuşacak gibi oldu ama sonra vazgeçti biraz camı açtı ve arabayı çalıştırdı.
Ufak bir yolculuğun ardından üniversitenin bulunduğu kampüse gelmiştik, arabadan indik Aram elimi tuttu sıkıca
" gezerek gidelim sevgilim, sende biraz kavrarsın buraları"
Dedi. Ses çıkarmadım ve yürümeye başladık, çok güzel bir üniversiteydi. Tam hayallerimdeki gibi, büyük... Bir sürü insan olacaktı etrafımda, bir kaç arkadaşım olacaktı belki de. Bu üniversite de okuyup deli gibi ders çalışacaktım, bütün sorunlarımdan ders çalışarak koruyacaktım kendimi...
Etrafı biraz gezince sınıflara girdik Amfiler büyük ve çok güzeldi, sınıflar aydınlıktı. Öğrenci işlerine gidip okul numaramı ve ders programımı aldım, bugün perşembeydi ve önümüzdeki pazartesi okul başlıyordu... Üniversitedeki işlerimizi bitirince saat öğleni geçmişti Aram avuçlarımı öpüp
" acıktım çiçeğim, yemek yiyelim mi?"
Dedi. Teklifi reddedemezdim çünkü midem fena halde gurulduyordu, çok acıkmıştım.
" olur, bende çok acıktım"
Dedim. Beraber öğle yemeğimizi yemek için küçük ama sevimli bir yere gittik, burası üniversiteye de çok yakındı ve ileride sürekli geleceğimden emindim. o kadar açtım ki yemek için karar verme aşamasını Aram'a bıraktım, biraz bekledikten sonra sonunda yemekler gelmişti ve yemeğe koyulmuştuk. Aram ağzındaki lokmayı yuttuktan sonra gözlerime baktı
'' daha iyi misin? bu gün çok solgundun, sorun ne çiçeğim?''
dedi. derin bir nefes aldım, ve bu arada şunu fark ettim ben bu adamla konuşurken sürekli bir nefes alma ihtiyacı duyuyordum çünkü her yanımda olduğunda sürekli sinirlerimi bozuyordu.
'' Aram çok umurundaymışım gibi davranmayı bırak artık. ne dediysen yaptım işte, evlendim de seninle daha ne sorup duruyorsun?''
diye karşılık verdim, canım fena halde bu adama sataşmak istiyordu. Aram hafifçe gülümsedi
' umurumda olmasaydın şuan bunları konuşuyor bile olmazdık, sana zarar gelsin istemiyorum çiçeğim'
dediğinde bu sefer bende güldüm
' ... dedi hayatını mahvettiği kadına'
diye ekledim. Aram arkasına yaslandı
' demek canın kavga etmek istiyor öyle mi çiçeğim? daha ne yapayım senin için? okulunu okuman için kalktım buralara kadar geldim, ne istiyorsun daha benden? tek istediğim biraz mutlu olman, biraz mutlu olmak!'
dedi. bu beni sinir etmedi çünkü artık alışmıştım.
' o okulu ben kazandım, benim hayatıma o burnunu sokmasaydın ben kendi hayatımda mutluydum zaten Aram! birde karşıma geçmişsin lütfeder gibi konuşuyorsun, sen yokken ben mutluydum. beni mutlu etmek istiyorsan çık git hayatımdan!'
elleriyle saçlarını düzeltti ve dudağını yalayarak devam etti
' eğer ben senin hayatında olmasaydım o deden olacak herif seni zaten bir başkasına verirdi, sen şükret ki seni gerçekten seven birine denk geldin. her şeyi bırakıp arkandan geliyorum işte sende biraz daha mutlu olmaya çalış'
dedi. yemeğimi bitirip peçeteyle ağzımı sildim ve tıpkı onun gibi arkama yaslandım
' ne var biliyor musun? sana ne dersem diyeyim beni anlayabilecek olduğunu zannetmiyorum bu yüzden kendimi yorup sana uzun uzun bana yaptıklarını hatırlatmayacağım!'
' neler yaptığımı biliyorum zaten ama beni buna sen zorladın!'
' böyle daha az mı kötü hissediyorsun sen? suçu benim üzerime atarak!'
' senin üzerine atmıyorum çiçeğim! sen en başında uslu dursaydın bu raddeye gelmezdi hiç bir şey! ne o Mir şerefsizi, ne annenin vurulması'
' benim hayatım bu, sana kölelik edeyim diye doğmadım ben! sessizce oturup bana yaptıklarına boyun eğmemi bekleyecek kadar aptal değilsin!'
' belki de bana kölelik etmek için doğmuşsundur çiçeğim! artık geçmişi değiştiremem ama şuan ve gelecekte hayatlarımızı yoluna koymak için çabalıyorum bana yardımcı olmak zorundasın!'
' hiç bir şey için bir mecburiyetim yok artık, evlen dedin evlendim. annem de yaşamayacak bizimle artık, istediğin her şeye kavuştun sonunda artık beni rahat bırak'
dedim. bunu kızgın bir ses tonuyla söylememiştim aksine çok rahat ve sakindim. Aram devam etti
' annen konusunda hiç bir ilgim yok yemin ederim ki. gelmesini istediğimi söyledim Berzan içinde endişelenmemesi gerektiğini hatta ona orda göz kulak olacak adamlar görevlendireceğimi bile söyledim ama o kabul etmedi.'
' ilgin olduğunu söylemedim zaten Aram, rahat edersin diye söyledim!'
' artık kalkalım mı çiçeğim? kahveleri evde içeriz'
dedi. başımla onayladım o hesabı isterken bende kalkmak için hazırlandım ve onu beklemeden dışarıya attım kendimi. derince bir nefes aldım, keşke diye geçirdim içimden keşke içerideki Mir olsaydı ve burada nefes almak beni böyle acıtmasaydı...
**************************************************
yorum rica ediyorum gaaç bölümdür ama çok da şey etmiyorsunuz beni gırılıyorum 🧘🏻♀️
keyifli okumalar kafes okurlarımmm 💋❤️
| Okur Yorumları | Yorum Ekle |

| 7.83k Okunma |
450 Oy |
0 Takip |
40 Bölümlü Kitap |