28. Bölüm

***28***

Seher çalışkan
vahsikelebek

Okulun ilk günü...
O kavgadan sonra Aram 3 gün boyunca eve gelmemişti. Vallahi ne yalan söyleyeyim buda benim işime gelmişti. sabah çok güzel bir enerjiyle uyanmıştım, Aram yoktu ve okulumun ilk günüydü. Hemen banyoya girip ılık bir duş aldım, dolabıma yönelip bugün için seçtiğim takımımı elime aldım. hazırlanmam bittiğinde aşağı indim ve masada Aram'ın olduğunu fark edince yüzüm düştü, yine de okula gideceğimi hatırlatıp tekrar gülümsedim. Aram benim geldiğimi görünce ayağa kalkıp yanıma geldi, elimi tutup öptü ve yüzüğü taktı

'günaydın çiçeğim, bir kaç gün Mardin'e gitmek zorunda kaldım. Bu gün okulunun ilk günü olduğu için seni kendim götürmek istedim.'

ellerimi elinden alıp masaya oturdum

' zahmet etmişsin Sadri abi beni götürürdü.'

Aram hala ellerinin havada kaldığını fark edip kendini toparlayıp masaya oturdu. kahvaltısına başlarken laf arasında konuşmaya başladı

' Sadri abi götürseydi eğer o yüzüğü parmağına takmadan gidecektin çiçeğim, hem yüzüğü sana vermiş oldum hem de ilk gününde kocanla gitmiş olacaksın.'

' sağ ol ya çok düşüncelisin yine bu sabah'

dediğimde Aram hafifçe sırıttı çiçek abla portakal suyumu getirip masama koyduğunda

' teşekkür ederim abla ve kocaman günaydın'

dediğimde çiçek abla da bana gülümsedi

' günaydın kuzum benim'

dedi. ben moralimi yüksek tutmaya çalışarak kahvaltımı bitirince çiçek ablaya sarılıp Aram'ı beklemeden arabaya bindim. Aram da gelince yola koyulduk. yol boyu ben konuşmadım ama Aram hiç susmadı

' çiçeğim bir problem olduğunda direk beni ara, ne olursa olsun açarım. ayrıca her üniversiteli gibi erkek ortamları istemiyorum beni sinirlendirmek istemezsin. çünkü benim sinirim sana zarar vermez ama etrafındakileri yakar. bunu göze alamayacak kadar akıllısın değil mi?'

benden cevap yoktu, başımı onaylar şekilde salladım sadece... Aram kaldığı yerden emirlerini yağdırmaya devam etti

' çıktığında araç her zaman kapıda olacak direk binip eve geliyorsun, kız arkadaşlarınla da fazla samimiyet istemiyorum gereksiz insan çok fazla. '

torpidodan çıkarttığı kartı bana uzattı

' her türlü harcamanı buradan halledebilirsin, parasal açıdan bir problem olduğunda mesaj atman yeterli. Daha önce söylediğim gibi mesaj attığımda anında geri dönüş istiyorum bir saat içinde cevap vermezsen okuluna kadar gelirim.'

ben yine başımla onayladım ve sonunda okula gelmiştik. hızlıca indim arabadan benimle okulun içine girmez umuduyla ama oda hemen inip elimi tuttu

' okulun içine kadar geçireyim seni karıcığım'

dedi ve maalesef okula kadar girdi benimle. artık dayanamayıp konuşmaya başladım

' Aram lütfen git artık , tamam girdin işte kampüsün içine kadar. insanlar tuhaf tuhaf bakıyor lütfen dön artık sen!'

dedim. Aram hafifçe güldü

' tamam çiçeğim gidiyorum, seni seviyorum dikkatli ol'

dedi ve yine alnımdan öpüp onun yanından ayrılmamı bekledi. arkama bile bakmadan hızlıca ayrıldım yanından ve koşar adımlarla okula girdim. derin bir nefes aldım, böyle saçma sapan gövde gösterileri beni sinir ediyordu. sakinleştikten sonra ders programında yazan AMFİ ye doğru yol aldım. İlk ders anayasa hukukuydu, AMFİ ye girince önlerde gördüğüm ilk boş yere oturdum. sınıf kalabalıktı hatta ilk güne göre baya kalabalıktı, 10 dakika süren bir bekleyişten sonra bayan bir hoca girdi derse. masasına yönelirken konuşmaya başladı

' merhaba sevgili arkadaşlar, benim adım Güliz. bu yıl sizlerle anayasa hukuku dersimizi beraber işleyeceğiz. normalde 1. sınıfların dersine girmem ben ama bu yıl denemek istedim ve size denk geldi. okulumuza hemen alışacağınızı düşünüyorum çünkü sosyal aktiviteler ve misafirperver üst sınıf öğrencilerimiz var, bir probleminiz olursa da danışan hocalarınızla konuşabilirsiniz. sizlerin sormak istedi herhangi bir soru var mı?'

hocanın sorduğu soruya bir kaç sıra arkamda bir kız cevap verdi

' hocam kaç yıldır burada görev yapıyorsunuz?'

' isminizi öğrenebilir miyim'

' adım çağla'

' çağla ben burada yaklaşık 8 yıldır görev yapıyorum. normal branşım ve lisansım uluslararası kamu hukuku, fakat siz bu dersi 2. sınıfta alacaksınız. yüksek lisans yaptığım bölüm şuan ki dersimiz olan Anayasa hukuku. başka sorusu olan?'

kimseden ses çıkmayınca hoca devam etti

' soru yoksa sizleri tanıyalım bu ders'

dedi. ve ders boyunca herkes sırayla kendisinden bahsetmeye başladı... ders bitince hoca haftaya görüşürüz gibi şeyler söyleyip çıktı. bir dahaki derse 2 saatim vardı ve bende telefonuma az önce gelen mesaja baktım.

 bir dahaki derse 2 saatim vardı ve bende telefonuma az önce gelen mesaja baktım

Telefonun ekranını kapatıp toparlanmaya başladım. Biraz okulu gezecektim hatta belki arkadaş bile edinebilirdim. Okulda yalnız olmak istemiyordum, zaten hayatımın her alanında yalnızdım en azından okulda gülebilmek istiyordum. ayağa kalktım toparlanıp sınıftan çıktım, koridor baya uzundu çok fazla AMFİ vardı. merdivenlerden aşağıya inip binadan çıktım, kantinin bulunduğu binaya girdim bir kahve alıp oturdum cam kenarındaki bir masaya. gerçekten şuan burada olduğuma inanmakta güçlük çekiyordum. kalabalık bir kantin, kocaman okul, bir sürü insan, samimi arkadaşlar... şuan buraya adapte olacak bir potansiyelim yoktu ama en azından adapte olmaya çalışabilirdim. Aram köpeği ne kadar arkadaş edinmemi istemese de ben edinecektim. bu konudaki fikri çok da umurumda değildi...

yan masamda tartışan bir çift gördüm, ama öyle kötü sözlerle değil. kız kıskanmıştı çocuğu ve bunun için trip atıyordu. aslında çok ergence gelebilir ama isterdim hayatımın bu şekilde normalleşmesini. beni sevdiği için kıskanan birini, Aram kıskanç değildi o hastaydı. ve sevdiğim adam o değildi, en kötüsü de buydu. bazen katlanırdık sevdiğimiz insanlara, kıskançlıklarına hatta sinirine ama aram sevdiğim biri değildi. hayatımın hep böyle olmayacağını biliyordum çünkü ben değiştirmek için çabalıyordum, biz hayatımız ne kadar zor olursa olsun bir şeyleri yoluna koymak için çabalamak zorundayız.

kahvemin son yudumunu içerken düşüncelerimden sıyrıldım, hayal kadar güzel bir gündü ve ben bu düşündüklerimle canımı sıkmak istemiyordum. aklıma annem geldi en son ki konuşmadan sonra aramamıştım, telefonumu alıp annemi aradım

çalıyor... çalıyor...çalıyor...çalıyor

'kızımm'

' annecim nasılsın?'

' çok şükür yavrum iyim sen nasılsın, okulunun ilk günü bu gün aramak istedim ama ne zaman müsait olursun bilemedim kızım'

istemsizce gülümsemiştim, ne olursa olsun o benim annem ve her zaman mutluluğumu istiyordu.

' biliyorum annecim bu yüzden ben aramak istedim seni'

' nasıl geçti kızım günün iyi misin?'

' iyim annecim hatta o kadar iyim ki hiç bir şey moralimi bozamıyor, ilk dersime girdim gayet güzeldi bir kaç saat sonra ikinci derse girip eve gideceğim'

annemin çok mutlu olduğu ses tonundan belliydi ve bu bana harika hissettirmişti

' çok mutlu oldum kızım, hayatında güzel şeyler olacak artık. geçti o kötü günlerimiz.'

' beni merak etme olur mu annecim ben burada iyim ama senin için biraz korkuyorum.'

' benim için korkma kızım Aram oğlum bu dedene ne dediyse bana çok iyi davranıyorlar, yengelerin bir şey dediğinde bile deden hemen susturuyor onları, gerçi amcanın kızını seneye evlendirecekleri için baya problem çıkarıyor yengen ama deden hepsini susturuyor.'

istemsizce bu habere de sevinmiştim, bu gün hep güzel şeyler duyuyordum öleceğimi düşünmeye başladım.

' bir problem olduğunda bana söyleyeceğine söz ver o zaman anne'

' söz kızım, iyim burada aklın kalmasın'

' peki, ben şimdi kapatıyorum müsait olunca tekrar ararım olur mu annecim?'

' olur kızım çok dikkat et kendine, çok seviyorum seni'

' bende seni seviyorum dikkatli ol annecim'

diyerek kapattım telefonu, onun sesini duymak bana iyi gelmişti. saate baktığımda derse yarım saat kaldığını fark ettim, biraz da etrafı gezip dersin olduğu AMFİ ye gitmeye karar verdim. kütüphane çok güzeldi, ders çalışmak için lazım olan tüm ortamı yaratmışlardı resmen. biraz oyalanıp sınıfı aramaya koyuldum...

sınıfa girip yine önlerdeki boş yerlere oturdum, bu seferki dersin adı Türk diliydi. ilk derste ki gibi bir tanışma konuşması yapıldı ve yine herkes kendini tanıtınca dersi bitirdik. Toparlanıp dışarı çıktığımda Aram'ın kampüs kapısında beklediğini gördüm, yanına gidince bana sarıldı bende utançtan ölmemek için gözlerimi kapattım

' özledim seni çiçeğim hadi evimize gidelim'

dedi kollarından sıyrılıp kaçar gibi arabaya bindim, bir oh çektim. Daha şimdiden bıkmıştım bundan nasıl dayanacaktım 4 yıl! Aram arabaya binince eve doğru yola koyulduk...

*********************
Çok uğraştı değil mi Dilvan okuluna kavuşmak için... Onun mutlu olduğu bir gün olmuş. ❇️

✔️ Yorum ve voteyi es geçmeyin kafes okurlarım her biri benim için çok kıymetli.

Sizi seviyorum 💜

Bölüm : 16.08.2025 21:31 tarihinde eklendi
Okur Yorumları Yorum Ekle
Hikayeyi Paylaş
Loading...