34. Bölüm

***34***

Seher çalışkan
vahsikelebek

 

içim o kadar bulanıktı ki Mir'i görmek dengemi bozmuştu... Ona yazmak, sabahlara kadar konuşmak, nasıl sevdiğimi kelime kelime anlatmak istiyordum. Evliydim evet ama kalbime engel olamıyordum ben. Aram nasıl sevdiğini yanında görmek, elini tutmak, kokusunu duymak istiyorsa benimde içimdeki arzular bunlardı. Yatağımdan usulca kalkıp dolaba yöneldim hızlıca hazırlandım ve kahvaltıya indim, Aram sarılıp alnımdan öptü

 

' günaydın çiçeğim, bende seni uyandırmaya geliyordum tam.'

 

dedi. bende masaya otururken

 

' günaydın'

 

dedim sadece. soğuktum, içimdeki o Aram'a haksızlık etme dürtüsü kaybolmuştu ve ona iyi davranmak istemiyordum. Aram soğukluğu fark etmişti çoktan ama sesini çıkarmadı okula bırakana kadar da görüşürüz dışında bir şey demedi. içimdeki Mir'e yazma dürtüsü tekrar ortaya çıkmıştı, numarası bendeydi nasıl olsa okula geldiğimde ara sıra yazabilirdim değil mi? tam elime telefonu alıp yazacakken sol elimdeki alyansı fark ettim, içimdeki o susmayı bir türlü akıl etmeyen ses konuşmaya başladı

 

' ne yapıyorsun? sen Aram ile evlisin! bunu duyarsa neler olur sence? Mir için , annen için evlenmedin mi sen? şimdi mi bozacaksın bunu?'

 

az kalmıştı okulumun bitmesine, her şeyi düzene sokabilirdim. şuan bunu bozmamalıyım, kafamdaki düşüncelerle Amfi ye doğru yol aldım...

 

ilk dersim bittiğinde kalan diğer dersin başlamasına bir kaç saat vardı bende bu zamanı kütüphanede kullanmak istedim ve Belma'ya görünmeden kütüphaneye gittim. Belma şuana kadar en yakın arkadaşımdı ama yine de sürekli ben ve mükemmel olduğunu düşündüğü evliliğimden bahsediyordu ve bu beni boğuyordu. Ne aram ne de bu saçma sapan evlilikten konuşmak artık beni bıktırmıştı, kütüphanede otururken bir afiş gördüm, gelişmek isteyen hukuk öğrencileri için staj ortamı hazırladıklarını ve onlara ulaşmak için bir iletişim bilgileri olduğunu gördüm. Afişi alıp çantama koydum okul çıkışı arayacaktım çünkü bir kaç ay sonra stajım başlayacaktı, Aram'ın gölgesinde bir iş bulmak istemiyordum güzel yerlere tek başıma gelecektim. Annemle ufak bir telefon görüşmesi yapıp iyi olduklarını öğrendikten sonra kitabımda kaldığım sayfayı açtım ve okumaya başladım. bir cümle dikkatimi çekti

 

'Kötü bir insanı öldürünce kötülüğü de yok ettiğini sanırsın, sonra bir bakarsın ki yok ettiğini sandığın kötülükten daha beteri senin içinde büyüyor.'

 

- insan neyle yaşar? LEV TOLSTOY

 

böyleydi değil mi? kötülüğü öldürdüğümüzü düşünürüz, onun kötü olduğunu düşünür ve onu yok edersek kötülüğü de yok edeceğiz sanırız. içimizde ona karşı olan nefreti bastıramadığımız için yok etmek isteriz aslında, bu kötülüğü yok etmek yerine içindeki kötülüğü çıkarmak demektir. Ne kadar güzel anlatmış TOLSTOY bunu... nefret ve kin çok büyük ve kötü duygulardır bunca zaman içimde yer etmezken Aram ile tanıştığım günden beri ona karşı beslediğim duygular da maalesef bunlardı. Halbuki daha güzel hayatlarımız olabilirdi, bunu düşünmek beni her seferinde üzse de aklımdan çıkmıyordu istediğim o hayat. bir gün elde edecektim ama er ya da geç..

 

ders saatim geldiğinde ayaklanıp amfiye doğru yola koyuldum, sınıfın kapısında Belma ile karşılaştık ve beraber sınıfa geçtik

 

' madem kütüphaneye gidecektin niye haber vermiyorsun kuzu ya bende gelirdim.'

 

dediğinde üzüldüğünü sezdim onu kırmayacak bir ses tonuyla

 

' Belma kuşum bazen yalnız kalmak beni sakinleştiriyor, hem kaçıyor mu kütüphane yine gideriz beraber'

 

dedim gülümsememi de ekledim sonuna. Belma da gülümseyince anlayışlı bir insan olduğunu bir kere daha hatırladım, hoca sınıfa geldiğinde derse başladık. dersin sonlarına doğru staj yerlerimizi ayarlamamız konusunda hoca hepimizi uyardı, son zamanlara kaldığında öğrencilerin zorlandığını söyledi ve haklıydı da. ders çıkışında Belma ile vedalaşıp ayrıldım, çantamdaki afişi çıkarıp numarayı tuşladım. Telefon bir kaç çalışta açıldı ve bir hanımefendiden biraz bilgi aldım. Adres bilgilerini de aldıktan sonra kapattım, tam bu sırada Aram geldi ve bana sarıldı

 

' nasıldı günün sevgilim?'
diye sordu

 

' iyiydi işte senden bir şey rica edebilir miyim?'

 

dediğimde gülümsedi ve başıyla onayladı

 

' staj için bir yerle görüştüm verdiği adrese götürür müsün beni?'

 

dediğimde Aram kaşlarını çattı

 

' sevgilim zaten staj yerin hazır, bizim şirketimizde başlayabilirsin.'

 

dedi. derin bir nefes aldım

 

' teşekkür ederim ama senin şirketinde staj yapmak istemiyorum Aram. '

 

dediğimde yüzümü avuçlarının arasına aldı

 

' sevgilim şirketimiz çok iyi yerlere geldi, hem orada staj yaptığını duyan bir çok şirket seni işe almak için sıraya girer.'

 

dedi. yüzümü avuçlarından kurtarıp arabaya yönelirken

 

' bunu istemiyorum Aram, tek istediğim kendi imkanlarımla hayatıma başlamak. senin gölgende olmasını istemiyorum işimin. arkadaş edinmeme karıştığında bile sesimi çıkarmadım ama lütfen bırak da işimi kendim bulayım!'

 

Aram derin bir nefes aldı biraz sustu ve konuşmaya başladı

 

' pekala sevgilim, adresi söyle gidelim sende bir görüş.'

 

dediğinde gülümsedim, buna müdahale etmemişti ve beni zor durumda bırakmamıştı. çokta kısa olmayan bir yolculuğun ardından verilen adrese gelmiştim. Aram arabayı durdurup indiğinde kaşları çatıldı

 

' bir şey mi oldu?'

 

diye sorduğumda, ellerini çenesinde gezdirirken konuşmaya başladı

 

' burası da oldukça iyi bir avukat bürosu, bizimle rakipler. buranın sahibi beni ve şirketimi pek sevmez çünkü ne kadar uğraşırsa uğraşsın her zaman bir adım önde oluyorum ona göre. bu yüzden senden ricam evli olduğumuzu bilmemesi buradaki insanların. yani işe alınırsan stajın bitene kadar buradaki hiç kimseye benimle evli olduğunu söyleme.'

 

dediğinde içten içe sevinsem de aklımdaki soruyu sordum

 

' ya soyadım?'

 

Aram hafifçe sırıttı

 

' benden başka MİRANOĞLU yok mu memlekette oradan yakalanmazsın korkma'

 

dedi. gülümsedim o arabada beklerken bende büroya doğru yöneldim aslında büro biraz küçük kalırdı bildiğimiz o koca şirketlerden bir farkı yoktu buranın. ileride gelenlerle ilgilenen bir hanımefendi vardı usulca yanına yaklaşıp kendimi tanıttım

 

' merhaba, ben Dilvan. Stajyer alımlarınız için gelmiştim. '

 

kadın oldukça sevimliydi gülümsedi

 

' merhaba Dilvan benim adımda buket buranın stajyer, personel alımı gibi işleriyle ben ilgileniyorum. lütfen şöyle oturalım mı? bazı sorularım olacak sana'

 

diyerek biraz ilerideki masayı tarif etti beraber oturduk ve sorularını sormaya başladı.

 

' Öncelikle kaç yaşındasın tatlım?'

 

' 22 yaşındayım efendim.'

 

' peki şuan hangi üniversitede okuyorsun bölümün ne?'

 

' 9 eylül üniversitesinde okuyorum bölümüm hukuk, avukatlık bu yıl son sınıfım ve stajıma 2 ay kaldı.'

 

' harika! peki neden seni stajyer olarak almalıyız?'

 

hafifçe boğazımı temizleyip konuşmaya başladım

 

' çünkü bu işi istiyorum, burası oldukça iyi ve zorluklarla mücadele edebilecek kapasitede olan insanların bir arada çalıştığı bir şirket. bende bu yaşıma kadar hep zorluklarla gelen bir kadınım. bu işin üstesinden gelebileceğimi hem size hem de kendime faydalı olacağıma inanıyorum. '

 

dediğimde kadın kendimden emin bir şekilde konuşmamı sevmiş gibi tek kaşını kaldırdı ve gülümsedi. Ardından devam etti

 

' peki sizin için iş mi yoksa aile mi önemlidir? '
Dediğinde bu soruyu hiç düşünmediğimi fark ettim. Derin bir nefes aldım ve düşündüm

 

' sizde tahmin edersiniz ki insanoğlunun hayatında öncelik verdiği şeyler bazı zamanlarda değişebilir. Şuan işimden daha fazla önem verecek kadar önemli kimse yok hayatımda, ailem başka bir şehirde yaşıyor ve şuanki tek hedefim kariyerimi ilerletip güzel yerlere gelebilmek. '

 

Karşımdaki kadın aradığı cevabı bulmuş gibi muzipçe gülümsedi

 

' pekala, son bir sorum daha var ama özel hayatınızla alakalı olacak. '

 

Dediğinde başımla onayladım izin verir gibi...

 

' yeni evlisiniz, istediğiniz iş eşinizden daha mı önemli? '

 

Dedi. Hafifçe rahatsız olduğumu belli edercesine kıpırdandım ve mantıklı bir cevap vermek için düşünmeye başladım

 

' aslında eşiminde önceliği işi ve kariyeri, bu yüzden iş hep öncelikli geliyor hayatımızda. Elbette ailemiz de önemli ikimiz için de, yine de çalışmayı ve saygı duyulan bireyler olmayı daha fazla önemsiyoruz.'

 

Diye cevap verdim. İçimden bir oh çekip hafifçe arkama yaslandım. Karşımdaki sevimli kadın ayağa kalktı ve bende onunla birlikte ayağa kalktım, elini uzattı ve hafifçe elimi sıktı

 

' Dilvan hanım, bize göre olduğunuzu düşünüyorum geleceğin Avukatı olarak bizimle çalışmanızı en içten şekilde istiyorum en kısa zamanda iletişime geçeriz.'

 

Dediğinde teşekkür edip yavaşça çıktım bürodan. Arabaya bindiğimde Aram ellerimi tuttu

 

' anlaşılan biraz zorlu bir konuşmaydı '

 

Dedi. Hafifçe güldüm

 

' evliliğim hakkında bir soru sordu hiç düşünmediğim için bir an boşluğa düşmüş gibi hissettim ama neyse ki toparladım.'

 

Dedim. Aram ilginç bir şekilde konuşulanları merak edip sormadı, yavaşça arabayı çalıştırdı ve günün sonunda evimize gidip akşam yemeğini yiyebilecektik. O kadar acıkmıştım ki karnımdan sesler gelmeye başlamıştı. Aram dalgın bir şekilde yola bakarken bende telefonumla oynuyordum...

 

Eve geldiğimizde akşam yemeği hazırdı çiçek abla yine harikalar yaratmıştı, beraber yemek yiyip klasik akşam yemeğine de noktayı koymuştuk, bu ara hayatım fazla durgundu ve bu sessizlik beni korkutuyordu. Kalan bir kaç not ve biraz da ödevi halledip duşa girmek için banyoya yöneldim Aram balkona çıkıp bir sigara yaktı, benimle uğraşmaması iyiydi. Sıcak ve güzel bir duşun ardından yatağa girip arkamı da Aram'a dönerek gözlerimi kapadım, içimde işi alamama korkusu yatarken gözlerimi kapattım ve uyumaya çalıştım...

 

****************
Merhaba kafes okurlarım, nasılsınız? Umarım iyisinizdir ve sağlıklı günler geçiriyorsunuzdur. 💚
Keyifli okumalar diliyorum ve bol yorum istiyorum 🌼💃

Bölüm : 20.08.2025 15:12 tarihinde eklendi
Okur Yorumları Yorum Ekle
Hikayeyi Paylaş
Loading...