
Yatağımdan doğruldum ve etrafa şöyle bir göz gezdirdim, Aram odada yoktu muhtemelen ya aşağıdaydı ya da çoktan çıkmıştı. yavaşça kaktım yataktan ve bezmiş halimle banyoya yöneldim sıcak bir duş aldım, midemden gelen seslere kulak verip hızlıca giyindim ve aşağıya indim. kahvaltıyı hazırlanmış olarak görmeyi umarken bomboş bir masa, tekli koltukta oturmuş bir adet Aram ve hemen yanı başında dikilen çiçek ablayı gördüm. Bu görüntü beni korkutsa da çaktırmamaya çalıştım ve hafifçe gülümsedim
' günaydınn, hani bizim kahvaltımız? doğru söyle çiçek abla bıktın değil mi bizden beraber hazırlamak istedin'
çiçek abla kafasıyla sadece hayır komutu verdi ve gözlerimi delip geçen bakışların sahibiyle göz göze geldik. Aram gözlerini gözlerimden ayırmadan
' çiçek abla bugün ve 1 hafta boyunca izinlisin. bahçede hiç kimse kalmayacak herkese de söyle senin gibi izinliler. kimse bu bir hafta içinde asla bu eve gelmeyecek ve beni rahatsız etmeyecek, anlaşıldı mı?'
Söylenen bu sözlerin altından çıkacak şeyleri asla merak etmiyorum çünkü kesin kötü şeyler olacaktı. Çiçek abla itiraz etmeden çıktı evden ve muhtemelen herkese de söyledi. Aram yanıma gelip kolumu acıtacak kadar sıkıp
' çık odana seni görmesin gözüm, elimden bir kaza çıkacak yoksa!'
diye gürledi. Valla ne yalan söyleyeyim hiç ikiletmeden çıktım odaya, bu adamla uğraşamazdım üstelik yüzüp yüzüp kuyruğuna gelmiştim tek bir hareketiyle mahvederdi hayatımı. Ama bu süreçte okula nasıl gidecektim? üstelik vizelere çok az kalmıştı son dersleri kaçırmamam gerekiyordu. üzerime sıcacık bir kazak giyip balkona çıktım, aram aşağıda birilerine bağırıyordu ve sürekli alnını ovalıyordu, şuan Mir'i öğrendiğinden o kadar emindim ki ama o söyleyene kadar bilmezlikten gelecektim.
içimden bir ses kıyamet kopacak Dilvan savunmaya hazırlan diyordu ama o kadar bezmiştim ki beni zorla evinde tutan bu adamla baş edebilecek gücüm yoktu. kapının hırsla çarpılmasından dolayı olduğum yerde sıçradım, Aram kolumu tutup beni odaya götürdü, ve aniden beklemediğim şekilde okkalı bir tokat yedim suratıma. yanağım zonkluyordu elimle yanağımı ovalarken ağlamaya başladım daha ne olduğunu bile anlayamamışken kolumdan tutup kaldırdı beni. Ateş saçan gözlerini dikti gözlerime
' seni öldürürüm! o piç herife vereceğime onunla mutlu oluşunu izleyeceğime öldürürüm seni duydun mu?'
diye bağırdı. ağlamaktan çatallaşmış sesimle
' ne oluyor? bırak lütfen canımı yakıyorsun!'
dedim. Aram kolumu daha sıkı kavradı ve iyice yaklaştırdı vücudumu kendine
' o herife sarılan kollarını kırarım, o herif şu saatten sonra geberecek. Sana dokunan ellerini kıracağım anladın mı?!'
Evet tam tahmin ettiğim gibi Mir'i öğrenmişti. kendimi kollarından kurtarmaya çalışırken
' bırak beni ya! hayatımı mahvettin zaten yeterince! evlenmem diye zırıl zırıl ağlarken bile zorla evlendim seninle! tam 4 yılımı çaldın be sen benim! hayallerimi, çocukluğumu, gençliğimi çaldın! geçmiş karşıma öldürürüm diyorsun, haberin var mı benim bu tehdidi daha önce kaç kez aldığımdan? dedem öldüremedi abim öldüremedi sen öldür! seninle evli olmak, sana mecbur olmak ölümden de kötü anladın mı?'
diye bağırdım. kolumu bıraktı ben acıyan bileğimi ovuştururken Aram sinirden dört dönüyordu odada
' ulan evlendik ama yine de sana dokunmadım sen istemiyorsun diye yanaşmadım bile! okulun için kalktım buralara kadar geldim, sen rahat et elin sıcak sudan soğuk suya girmesin diye her şeyi yaptım. özel şoförün oldum okula götürdüm getirdim ya sen rakip şirkette çalışmak istedin gık demedim ben ya!'
dedi. tıpkı onun gibi yaklaştım bende
' napayım ya? ben mi dedim benimle evlen buralara gel diye? istemiyorum demedim mi defalarca yüzüne karşı? her seferinde ağlayarak kapanmadım mı ayaklarına beni bırak diye? sen sadece beni canımla tehdit etseydin ölürdüm yine evlenmezdim seninle, sen beni annemle sevdiğim adamla tehdit ettin!'
dediğimde bir tokat daha yedim sol yanağıma, dengemi sağlayamayıp düştüm Aram kolumdan tutup yatağa attı beni ve tehdit edercesine savurdu işaret parmağını
' seni öyle bir terbiye edeceğim ki, sabaha kadar da ağlasan ağlamaktan gebersen de canına okuyacağım! önce gidip o piçi halledeceğim sonra da seni!'
diyerek çıktı odadan ve kapıyı üzerime kilitledi. ağlamaktan kızaran gözlerimi sildim elimin tersiyle, laf anlamıyordu hastaydı bu adam! Mir'e ne yapacaktı onu aramak zorundaydım. Mir'in bana verdiği numarayı bulup aradım kalbim çok hızlı atıyordu, bir kaç çalışta açtı Mir içimden şükür ederken o özlediğim sesini duydum
' Alo'
gözümden akan yaşları silip derin bir nefes aldım
' Mir ben Dilvan'
dediğimde güldüğünü hissedebiliyordum
' Dilvan nasılsın? çok bekledim aramanı'
kendimi hızlıca toparladım bunlara vakit yoktu
' buna vaktim yok Mir beni iyi dinle, şuan nereye gideceğini ne yapacağını buradan bana söyleme. ama kaçman gerekiyor, Aram bizim karşılaştığımızı duymuş ve aşırı derecede öfkeli sana zarar vermesini istemiyorum. itiraz etme ve şuan neredeysen kimsenin seni bulamayacağı güvenli bir yere git'
dedim, Mir cevap bile veremeden telefonu kapattım ve öfkeyle yatağa fırlattım. onu uyarmıştım umarım beni dinler ve bir an önce güvenli bir yere gider. Daha ne olabilir dedikçe daha kötüleri oluyordu hayatımda, okulumun bitmesine az kalmışken, yıllar sonra sevdiğim adamı karşımda iyi bir şekilde görmüşken, annem ve ailem dediğim o insanlar iyiyken her şey tekrar alt üst olmuştu. Aram Mir'i bulamadığında bana neler yapardı? her şey zaten mahvolmamış mıydı? o zaman burada kalmak için pek bir nedenim yoktu, kaçacaktım ama bunu nasıl yapabilirdim evin etrafı Aram'ın adamlarıyla doluyken? telefonu elime aldım ve hızlıca polisi aradım
' merhaba ben derya nasıl yardımcı olabilirim?'
nefesimi kontrol altına almaya çalışırken konuşmaya devam başladım
' ben Dilvan, zorla evlendirildiğim adam beni öldürmekle tehdit ediyor şuan evde yok o gelmeden lütfen yardım edin!'
' sakin olun ve hemen adresinizi söyleyin, ekiplerimiz 10 dakika içinde orada olacaklardır.'
hızla adresi verdim ve ekipler gelene kadar telefonu kapatmadım. Aram polislerden yardım isteyebileceğimi akıl edememişti çünkü daha önce bu girişimimde beni çıkarttırdığı sahte akıl sağlığı bozuk raporuyla durdurmuştu. polis sirenlerinin sesini duyduğum an balkona çıktım ve bağıra bağıra yardım istedim, korumalardan biri telefona sarılırken diğerleri polisleri durdurmaya çalışıyordu.
polisleri daha fazla tutamayınca içeri girdiler ve kapımı açtılar.
' iyi misiniz hanımefendi?'
' teşekkür ederim, lütfen beni buradan çıkarın!'
dediğimde üzerime atılan ince bir battaniyeyle evden çıkarıldım. Asıl direnişim şimdi başlayacaktı ve ben bu sefer Aram denen o pisliği yenecektim! polis otosuna binip güvende olmanın verdiği rahatlıkla karakola doğru yola çıktık. Karakola varınca oradaki yetkili komiserin yanına götürüldüm, elime sıcak bir çay veren komiser konuşmaya başladı
' Dilvan hanım iyi misiniz? '
çayımdan bir yudum alırken ellerimin titremesiyle baş etmeye çalışıyordum
' şuanda iyim teşekkür ederim.'
' bu ne zamandır bu şekilde neden daha önce aramadınız?'
' tehdit ve şantajla evlendirildim, burada hukuk okuyorum son sınıfım ve gerçekten avukat olmama 5-6 ay kadar kaldı!'
' daha önce şikayette bulundunuz mu?'
' elbette, ama adıma çıkarılan sahte bir akıl sağlığı bozuk raporu yüzünden söylediklerim dikkate alınmadı.'
' nereden şikayette bulundunuz peki?'
' İstanbul'dan , oradaki komiser bu rapor yüzünden tekrar aileme gönderilmem konusunda benimle konuştu ama beni zorla Mardin'e sevk etmedi!'
' peki şu zorla evlilik ve şantaj konusunu tekrar anlatır mısınız bana en başından...'
dediğinde her şeyi anlatmaya başladım, içimde bu sefer gerçekten kurtulabileceğim umudu vardı.
*************************************************
evettt kafes okurlarımm
sizce de Dilvan çok güçlü bir kadın değil mi?
| Okur Yorumları | Yorum Ekle |

| 7.83k Okunma |
450 Oy |
0 Takip |
40 Bölümlü Kitap |