
ŞİMDİKİ ZAMAN...
'Güzel günler göreceğime dair umudumu hiç yitirmemiştim, her zaman kalbimde minik bir ışık vardı ne olursa olsun bir gün yüzümün güleceğine inanıyordum. Mir hayatımda bir dönüm noktası olmuştu kaçıp gidebileceğime dair umutlarımı tekrar yeşertmişti, içimdeki o çaresizlik duygusunu yok etmiş ve hep bana inanmıştı... belki de tek derdim buydu.'
Gizem hanım gülümsedi ve gözlerimin içine baktı
' ne kadar güzel bir aşk onca imkansızlıkların içinde değil mi?'
bende tıpkı onun gibi gülümsedim ve elimdeki sudan bir yudum aldım
' birilerinin size inandığını bilmek size güç verir, hayatta kendiniz için beklentilerinizin dışında sizi seven ve inanan insanlar içinde mücadele etmek istiyorsunuz buda sizde gizli ve sihirli bir güç oluşturuyor. benim Annem bile mutlu olmadığımı bildiği halde gözlerimden anlayabildiği halde mutlu olduğuma inanmayı seçti çünkü bu onun için daha kolay ve daha az yorucuydu. bende onun istediğini verip sorunsuz bir hayatım varmış gibi davranırdım. Ama o gece Mir'in bana yaptığı sürprizi hayatım boyunca asla unutamam...'
GEÇMİŞ...
Bunun gerçek olduğuna inanamıyordum, göz yaşlarım o kadar çok akmıştı ki herkesi bulanık görüyordum. Mir bunu nasıl yapmıştı? koşarak anneme sarıldım sonra Berzan'a sonra yeğenlerime tek tek hepsini kokladım öptüm, karşımdaydılar ve asla rüya değildi bunlar. Mir ailemi bana getirmişti, onlar nasıl olurda hala buradaydılar?
' canım kızım benim ne kadar değişmişsin, güzelleşmişsin'
Anneme tekrar sarıldım, Mir hepimizi sakinleştirip güzelce oturttu, hep beraber güzel bir yemek yedik sohbet ettik ve Mir sobanın üzerinde kaynayan sıcacık çaydan hepimize birer bardak doldurdu. Çaylarımızı içerken Berzan konuşmaya başladı
' bacım, kusuruma bakma sana çok zulmettim ben, o kadar kördüm ki tek derdim dedemin takdirini kazanıp konağa da aşirete de ağa olmaktı... Ama Allah bana kız evlat nasip edince anladım ne kadar kötülükler yaptığımı, onlar doğunca sanki gözlerim açıldı da birden bire kendime geldim. Dedemin durumu çok kötü hastanede kalıyor artık gözetim altın aldılar, doktorlar da her şeye hazırlıklı olmamızı söylüyorlar...'
Abim durunca annem konuşmaya başladı
' senin için bir şey yapamadım, o canavardan koruyamadım, abin de bana arka çıkmayınca biliyorsun işte oralarda erkeğin sözü hep baskın... baban.'
bekledi biraz annem, yutkundu sonra derin bir nefes aldı
' baban olsaydı bu zulmü sana yapamazlardı, o başımızda olsaydı bunlar olmazdı.'
annemin bu lafı kızdırdı beni, halbuki üniversite okumuş bir kadındı nasıl olurda bir kadının erkeksiz güçsüz olacağına inanırdı. tutamadım kendimi
' Anne, babamın yokluğunu bahane etme. Bir kadın da tek başına güçlüdür, o konak seni de değiştirmiş. Babam olmayabilir, yine de bu bana yapılan zulmü engelleyemeyeceğin anlamına gelmez... Şartlar öyle gerektirdi yaşanan yaşandı ve sonunda kurtulduk.'
Berzan rahatsızca kıpırdandı
' o iş öyle olmuyor bacım. Aram'ın aşireti çok kızgın, şirketle yapılan tüm anlaşmalarını feshettiler ve eğer Aram'ı tuttukları avukatlar içeriden çıkarırsa çok zorlu bir yol başlayacak hepimiz için'
kaşlarımı çattım ben mi yanlış anlamıştım yoksa Berzan buraya Aramla alakalı bir şeyleri düzeltmek için mi gelmişti.
' ne diyorsun yani Berzan? tekrar sizin ferahınız ve aile saadetiniz için o adama katlanmam gerektiğini söylemek için mi geldin buraya kadar!'
Mir hafifçe öksürdü ve araya girdi
' dinle Dilvan, niyetleri bu değil. onlara inanmıyor olabilirsin anlıyorum seni ama bana inan. buraya senin için geldiler, sana yaptıkları haksızlıklar için çok pişmanlar.'
sakince nefes aldım, onları yıllar sonra ilk defa görüyordum ve sakin kalacaktım.
' üzgünüm, ben öyle demek istemedim Berzan.'
' hayır kardeşim, haklısın! ben seni koruyamadım, sana yardım edemedim, arkanda duramadım... Şimdi ne desen ne yapsan haklısın, ama bilmeni isterim ki hepimiz seni ayrı ayrı çok seviyoruz. onlar ne yaparsa yapsınlar her zaman yanında olacağız artık. Dedem müdahale edebilecek durumda değil artık tüm kontrol bende onlarla başa çıkabilirim.'
gülümsedim ve çayımdan bir yudum aldım.
' sizi çok özlemişim!'
dedim. Ufak bir sessizlik oldu ama bu sessizliği de yeğenlerimin cıvıltıları böldü...
' sahi ne koydunuz isimlerini sormak aklıma gelmedi bir türlü...'
Annem Berzan'a baktı ve ikisi de gülümsediler.
' kızım aynı sana benziyor, inadı tutunca asla laf dinlemiyor. Ama bana pek bir düşkün tıpkı senin babama olan düşkünlüğün gibi... bu yüzden kızımın adını Dilvan koydum halası. Oğlum da babamız gibi şefkatli hiç bir zaman kardeşinin elini bırakmaz, kendisi yemez ona yedirir bu yüzden adını Hikmet Ali koydum.'
dediğinde gözlerim doldu, yeğenlerimi kucağıma alıp kokladım öptüm doya doya...
' kaderleri bizimkine benzemesin abi!'
Berzan'a abi demezdim, çocukken genelde yalakalık yapmak için kullanırdım ama şuan tamamen sevgidendi... herkesle bol bol sohbet ederken burada bi kaç gün kalacaklarını öğrendim ve evime davet ettim, onlarda kabul ettiler. Bağ evinden çıkmak için hazırlanırken Mir hepimizi durdurdu, karşıma geçti ve gözlerime bakmaya başladı
' Seni gördüğüm o ilk gün içimde bir şeyler canlandı. Karanlıkta bana ürkek ürkek bakarken gözlerinin içindeki o güçlü kadını gördüm, O gün aynı zamanda gözlerinde ağlamaktan burnu kızarmış minik kız çocuğunu da gördüm. O kadar saf o kadar masum baktın ki seni karanlığından çekip çıkarmak bu dünyanın acımasız avuçlarından kurtarmak istedim. Ben istedim ki cıvıl cıvıl koşup oynayan doyasıya kahkaha atan o minik kız tekrar gelsin, içinde gizlemeye çalıştığın o saf çocuk tekrar ortaya çıksın... '
Göz yaşlarım bugün akıp bitmek için yemin etmiş gibiydi ama engel olamıyordum, Mir yavaşça cebinden bir kutu çıkarıp önümde diz çöktü
' O masum miniği ortaya çıkarmak ve el ele doyasıya gülmek için dünyanın tüm kötülüklerine rağmen beraber yaşlanmaya var mısın benimle kaçak?'
dünya durmuştu sanki, sadece ben ve o vardık...
' ah Mir! öldürmek istiyorsun sen beni tabi ki varım! bir ömür yaşamaya bir birimize nefes olmaya ölene kadar varımm!'
herkes alkışlıyordu, annem ağlıyordu usul usul hatta Berzan bile ağlıyordu diyebilirim. O gün o kadar mutluydum ki durup durup yüzüğüme bakıyordum hem de isteyerek severek kabul ettiğim bir adamla. Hayatım inanılmaz yolundaydı ve bu beni aşırı derecede korkutuyordu. Evime gelince Mir arabayı durdurdu
' Anne siz anahtarı alın içeriye geçin ben de hemen geliyorum'
Mir'e veda ettiler iyi akşamlar dileyerek içeriye girdiler. Onlar gidince kaputa yaslanmış sevgilime doğru gittim ellerini tuttum
' iyi ki seni tanımışım, iyi ki benden vazgeçmemişsin sevgilim!'
Mir avuçlarımdan öptü sonra sıkıca sarıldı bana
' ben senden vazgeçemem, ben sensiz nefes alamam, ben sensiz tutunamam benim balım... Bu hayat o kadar yordu ki beni sen benim neşemsin, sığınacak , dinlenecek evimsin. insan yorulunca dinlenmek için evine gider ya ben de ne zaman yorulsam sana geliyorum işte. Artık sen o minik kızsın ben de karşında ağlayan o çirkin küçük çocuğum.'
yavaşça ayrıldım ondan ve hafif bir öpücük kondurdum yanağına
' biliyor musun? o çirkin dediğin küçük çocuk benim hayatımın kahramanı ve oldukça da yakışıklı!'
Mir güldü ve minik, şirin gamzesi belirdi. gözlerini kıstı alnımdan öptü
' al işte yine beni yiyecekmişsin gibi bakıyorsun, ben bir yiyecek değilim öyle bakıp korkutma beni hiç romantik değil!'
' ah biliyorum sevgilim o romantik anlarımızın katili benim, suçluyum, kabul ediyorum ve teslim oluyorum!'
ikimizde gülmeye başladık, mutluydum hem de çok fazla... Eve girmek için yürürken yavaşça arkamı döndüm
' sabah mükemmel bir kahvaltı hazırlayacağım.'
sağ elimi havaya kaldırdım ve yüzüğü göstererek elimi salladım
' müstakbel nişanlın ve ailesiyle güzel bir kahvaltıyı hak ettin yakışıklı kahramanım.'
ona bir öpücük attım ve içeriye girdim. Evet sonunda başarmıştım, gerçekten de Berzan'ın dediği gibi inatçıymışım. Senelerdir her türlü sıkıntıyı çektik ama asla vazgeçmedik, ne diyorduk buna? mükafat. Ben ödülümü almıştım ve hayatımın geri kalanında da bu büyük şansımla yaşamak için güzel bir adım atmıştık.
**************************************
Ah bu Mir...
bayılıyoruz değil mi bu adama?
| Okur Yorumları | Yorum Ekle |

| 7.83k Okunma |
450 Oy |
0 Takip |
40 Bölümlü Kitap |