7. Bölüm

***7***

Seher çalışkan
vahsikelebek

Tekrar merhaba kafes okurlarım...

Bölümleri çok yavaş bir şekilde yayımlıyorum. İlk ve yeni bir deneyim oldu benim için... Umarım severek okuyorsunuzdur❤️ sizleri seviyorum ve fikirlerinizi merak ediyorum, özelden ya da yorumlarda belirtmeyi unutmayın...

*****

Evet, kararımı verdim....

Kaçacağım...

Elimden geldiğince uzaklara gideceğim buradan, Aramın ve dedemin beni bulamayacağı bir yere gideceğim. Bu düşüncelerle uykuya daldım. Gözlerimi Aram'ın öfkeli sesiyle açtım, bağırıyordu evet ama kime? Etrafıma baktım gün daha yeni aydınlanmıştı...

Hızla yataktan kalkıp aşağıya indim, Aram korumalara bağırıyordu

" bana bakın lan! Kuş uçmayacak buradan, ben erken gelmesem zıbarıp yatıyor olacaktınız hala! Aldığınız parayı hak etmiyorsunuz lan! Göstereceğim ben size!!"

Anladığım kadarıyla uyuyakalmıştı bu adamlar Aramda basmıştı bunları uyurken ve baya sinirlenmişti, boynundaki bütün damarları görebiliyorum buradan...Aram Beni fark edince bana doğru baktı ve adamlar da bana bakmaya başladılar, Aram'ın sert yüz ifadesiyle hızla dışarı çıktı bütün adamları...

" bir daha bu şekilde inme aşağıya!"

Dediğinde üzerime baktım sadece pijamalarım vardı ve açık değillerdi sadece sevimli duruyordum üzerimdeki pijamalarla, Aram a sinirle

" istediğim gibi inerim ne bağırıyorsun bana!?"

Dedim. Aram bir kaç adımda yanıma gelerek bana iyice yaklaştı yine çok yakındık ve ben sevmiyordum bunu, sürekli kalbim hızlanıyordu.

" bana ait olan ne dersem onu yapar bu bir, giyiminden içtiğin suya hatta aldığın nefese bile karışırım buda iki! "

Dedi, sinirle kaşlarımı çattım. Ne sanıyor ki bu kendini? Mal mıyım ben? Aynı sertlikte cevap verdim

" ben sana ait değilim bu bir, hiç bir şeyime karışamazsın buda iki! "

Yüz ifadesi sertleşirken parmaklarını yüzümde gezdirdi... Kafamı çevirdim ama bu kez de saçlarımı kokladı

" canının yanmasını istemiyorum lütfen bana karşı gelme"

Dedi ama bu seferki ses tonu farklıydı, uyarıcı...

YAZARDAN...

Genç kadın sinir oluyordu adamın bu hareketlerine, ona bir malmış, esirmiş gibi davranıyordu... Ama asla susmuyordu genç kadın, ne bu adama ne de ona zarar veren hiç kimseye susmayacaktı... Sinirle genç adamın yanından geçerek mutfağa yöneldi, Alya ve kendi için kahvaltı hazırlamaya başladı.

Genç adam aşıktı, bu asi, hırçın kıza deli gibi aşıktı... Kokusu uyuşturmuştu onu. Sert hallerinden eser kalmamıştı ama korkuyordu, genç kadın böyle yaptıkça ona zarar vermekten korkuyordu... Bir daha kaçarsa ondan canı yanacaktı, hem onun hem ailesinin canını yakacaktı genç adam... Gidemezdi genç kadın ondan, Genç adam yapamazdı kalbi olmadan...

Genç adam yavaşça mutfağa biricik aşkının yanına yöneldi, oturdu ve izledi... Genç kadın her ne kadar rahatsız olduğunu belli eden hareketler yapsa da umursamadı ve dakikalarca izledi...

Gözlerinin derinliğini, elmacık kemiklerini, küçük burnunu, asi duruşunu inceledi... Çok güzeldi, her haliyle mükemmeldi. Genç adamın karısı olacaktı bir kaç ay sonra tamamen genç adamın olacaktı, istese de istemese de...

Genç kadın sıkılmıştı artık, bu adamın bakışlarından... Sapık mıydı neydi bu adam? İnceliyordu sürekli genç kadını... İstemiyordu bu adamı, korkuyordu ondan hem de ölesiye korkuyordu...

DİLVAN'DAN...

İyice astım suratımı hatta biraz daha böyle durursam yüzüm sarkacaktı... Aram gülmeye başladı kendi kendine iyice sinirim bozuldu, geri zekalıyım Valla ben ya! Ama sen gül bakalım son gülen iyi güler...

Alya gelip yanağımdan öptü

"günaydın yengem!"

Dediğinde Aram hafiften öksürdü ,aslında kızgındım geçen gece için Alya'ya ama seviyorum onu bende kocaman gülümseyip

" günaydın kuzum"

Dedim. Alya'yla iyi anlaşabiliyorduk, neşeli bir kızdı ve hiç asılmıyordu suratı... Bazen imreniyorum onun bu haline, zorla evlendirilmiyor, okulunu okuyor istediği her şeye sahip... Ya ben, kocaman bir boşluğum...

Masaya oturduk ve Alya'nın kahkahalarıyla kahvaltı yapıyoruz, kahvaltı bitince Aram Alyaya dönüp

" prensesim masayı hallediver biz Dilvanla biraz konuşacağız..."

Dedi. Bir insanın ağzına prenses bu kadar mı yakışmazdı ya... Bu adamın tipinden böyle şeyler beklemiyorum kusuruma bakmayın ama! Sonra ciddiye alamıyorum ben...Alya kafasıyla onaylarken ben şaşırsam da belli etmeden kalktım masadan, kocaman bahçeye çıktık

" Dilvan kararını verdin mi?"

Dediğinde ne diyeceğimi bilemiyorum ama yine kendim gibi cevap verdim

" cevabımı ilk gün söylemiştim Aram ağa! "

Aramın boynundaki damarlar yine kendini belli ederken

" başka şansın yok! Ölünde dirinde benim Dilvan!!"

Dedi. Tabi ki bu sözleri yedireceğim ona ama daha zamanı var, o görecek neler yapacağımı... Okumak istiyorum ama Aram gibi bir adamla evlenmek istemiyorum çünkü onun kalbi de dedem ve Berzan gibi. Zalimler...

Yanından geçmek istedim çünkü duymak istemiyorum artık bu sözleri, Aram kolumu sıkıca tuttu ve ağzımdan bir inilti çıktı

" sana fikrini sadece kibarlık yapmak için soruyorum ama senin iyilikten anlayacağın yok Dilvan!"

Dedi ve bu sefer gerçekten iyice öfkelendim

" benimle evlenmek için dedeme değil bana sorman gerekirdi Aram ağa! Şimdi aç kulaklarını beni iyi dinle, senin kuralların ve kararların beni ilgilendirmez anladın mı Aram ağa! Bu emirlerini kapındakilere ver! Ben seninle ölürüm yine evlenmem! "

Yediğim tokatla neye uğradığımı şaşırdım ama hızla toparladım gözlerine bakıp

" zalimsin sen! Ne Berzan dan ne de dedemden bir farkın yok! Bir daha bana asla dokunma! "

Diyerek yanından uzaklaştım... Bu evdeki odama girdim ve sessizce ağlamaya başladım, yoruldum artık ben... Ama bir şeyden eminim verdiğim karar gerçekten çok doğru!

Göz yaşlarını kendi silen insanlar çaresiz ama güçlüdürler. Babam öyle derdi hep... Her şeyi unut ama sessizce ağlarken kendi göz yaşlarını silişini unutma bu en büyük yıkımdır. Derdi... Ve doğruydu babam yine ve yine haklıydı.

Ağlamaktan yorgun düşmüştüm ve hemen uyumuşum... Uyandığımda saat 15.43 dü. Yataktan hafifçe doğrulup banyoya girdim. Ellerimi yüzümü yıkadım, aynaya baktım iğrenç gözüküyorum ve çok zayıflamıştım... Banyodan çıkıp dolabı karıştırdım biraz bi kaç kıyafet vardı, Aram planlamış olacak ki bana getirtmişti belli ki. Elime ilk aldığım beyaz gömlek ve nar çiçeği eteği giydim... Zaten zayıftım iyice çöktüm ben.

Balkondan dışarı baktığımda gördüğüm manzarayla kaşlarım çatıldı. Adım başı koruma vardı ve ne yaparsam yapayım beni fark ederlerdi... ben buradan nasıl kaçacağım? Odama geri girip kapıyı açtım ve çıktım odadan aşağıda sadece televizyon izleyen Alya vardı. Tek çarem bu, başka bir şey gelmiyor aklıma...

" uyandın mı yenge?"

Dedi sevimli bir şekilde. Ama bu sefer gülümsemedim ben, kaşlarımı çatıp

" abin olacak o karaktersiz boncuk gibi dizmiş korumaları!!"

Dediğimde Alya başını önüne eğdi ve sessizce dinledi beni

" bana yardım et Alya yalvarırım! Kaçmam için bana yardım et!"

Alya kocaman gözleriyle bana baktı ve sessizce

" yapamam Dilvan! Abimi tanımıyorsun, sana kendisi zarar veremez ama herkesi kül eder! Sende kül olursun abimde yapma lütfen!"

Dedi. Daha fazla dayanamadım ve bağırmaya başladım

" söylemesi çok kolay değil mi!! Sen rahat bir şekilde hayatını yaşıyorsun, okulunu okuyorsun, seni zorla vermiyorlar istemediğin birine! Sana göre her şey harika değil mi!? Ama ben istemiyorum anladın mı!? Bu hayatı, bu insanları istemiyorum! Dayanamıyorum artık mal gibi herkesin beni sürüklemesine! "

Verdiğim tepki fazlaydı çünkü tıpkı annem gibi en masumlardan biride Alya'ydı... Ama tutamadım kendimi, acımı söyledim. Alya göz yaşlarını silerken

" yemin ederim ki elimden bir şey gelmiyor Dilvan! Abimden korkuyorum, sen gidersen eğer o bizi, herkesi yakar! "

Dedi. İşte ortak noktamız buydu...

" ya ben? Sen korkuyorsun da ya ben? O senin abin ya benim neyim? Ben korkmuyor muyum ha? Korktuğum biriyle nasıl evleneyim? "

Dedim. Alya göz yaşlarını silip yanıma yaklaştı bana sıkıca sarılıp

" korumaları oyalayacağım ben! Ama abime benden bahsetmek yok! Kaç ve kurtar kendini... Ama bulursa seni olacaklara kimse engel olamayacak... "

Dediği şey beni korkutsa da minnettarlığımı belli eden gözlerimi diktim gözlerine... Alya bana tekrar sıkıca sarıldı ve kapıya doğru yürüdü, kapıyı açtı ve kendini hemen yere attı

" ay bacağım çok acıyor, ah ağabeyciğim!!"

Güzel oyuncuydu, korumaların hepsi ona doğru koşarken fazla zamanım yoktu bende arka kapıdan dışarı çıkıp koşmaya başladım....

 

Bölüm : 09.12.2024 17:26 tarihinde eklendi
Okur Yorumları Yorum Ekle
Hikayeyi Paylaş
Loading...