9. Bölüm

***9***

Seher çalışkan
vahsikelebek

Hep böyle oluyordu işte... Herşey kabulüm ama 2 şık arasında kalmak beni geriyordu. Ben aynı renk ve aynı tarz eteği bile seçemez arada kalırım... Ama beni istanbula götürmesinden zarar gelmezdi ki. Beni oraya götürünce uzak duracağına da söz vermişti işte... Hem çabuk olursak bulamazlardı bizi.

" çabuk ol!! Aram tepemizde bitmeden!"

Dediğimde yüzündeki gülüşü görmeye değerdi... Hızla kulübeye girip geri çıktı

" arabam şu tarafta yürü kaçak!"

Dedi ve yürümeye başladık... Arabaya gelince sessizce bindim mir de binince yola koyulduk. O yola dalmışken incelemek istedim onu. Ela gözleri, uzun ve gür kirpikleri, belirgin elmacık kemikleri tamamen kusursuz gibi duruyordu yüzünde... Benim gözlerim kahverengiydi, saçlarım siyah ve belime kadardı, annem saçlarıma kıyamaz kestirmezdi.

Babam kızardı anneme, şu kızın saçlarını keste güzel yüzünü görelim diye... Ama annem kıyamazdı saçlarıma terslerdi babamı. Çok özledim babamı ve annemi... Hele okulum bitsin kurtaracağım onu da buradan, dedemden... Mirin sesiyle kendime geldim

" uzun bir yolculuk olacak kaçak, mola veremeyiz fazla... Yani peşimize düşmüşlerdir çoktan. Yakalanırız mola verirsek"

Dediğinde başımla onayladım onu

" evet haklısın, mola vermeye hiç gerek yok mir... Bir an önce gidelim buralardan..."

Dedim. Mir tekrar yola bakınca biraz uyumanın kimseye zararı olmayacağını düşündüm ve iyice koltuğa sinip gözlerimi kapattım...

Gözlerimi araladığımda hala yoldaydık ama hava baya aydınlanmıştı, güneş tam tepedeydi, mirin sesiyle ona döndüm

" günaydın kaçak!"

Dedi sevimli bir şekilde... Hafifçe gülümsedim

" günaydın! Saat kaç çok uyudum galiba!"

Dediğimde kahkaha attı

" vallahi ne yalan söyleyeyim bir an korkup nefesini kontrol ettim"

Dediğinde bende güldüm

" saat kaç?"

Dedim. Unuttuğum Kolumdaki saati bana gösterdi

" 13.45"

Dedi ve ben gerçekten de ölüm uykusuna yatmıştım... Yayıldığım koltuktan doğruldum ve etrafıma baktım

" burası neresi? Çok güzelmiş!"

Dediğimde hafifçe gülümsedi

" daha 6 saatimiz var kaçak! Biraz daha uyu istersen!"

Dalga geçiyordu benimle, ne yapayım çok uykum geliyordu...

" yok yolu izlemek istiyorum sadece"

Dedim ve sustum, uzun ve suskun geçmişti yol ve sonunda gelmiştik.... O kadar büyüktü ki insanlar burada nasıl yaşıyorlardı? Binalar çok yüksekti ve çok fazla araba vardı... Mirin evine gidende kadar saat 10 olmuştu. İkimizde arabadan indik. Etrafıma göz gezdirdim

Mirin evi büyüktü, iki katlı ve lüks duruyordu. Annesi babası yoktu ama demek ki tutunduğu bir işi vardı. Mir beni nazikçe ileri doğru yönlendirirken

" burası tiyatromdan kazandığım parayla yaptığımız bir ev... Babam ve annem çok severdi tiyatroyu."

Dediğinde gözleri buğulanmıştı... Bazı dertler çaresizdi işte, bazı dertlerin dermanı yoktu... Zamanda girse araya ilk günkü gibi yaşıyorsun o acıyı ve hiç bir zaman azalmıyor o acı... Zamana bırak der kimileri, zamanda sana bırakıyor oysa ne acın diniyor ne de dertlerin azalıyor...

" haydi geç bakalım kaçak biraz dinlenelim!"

Dedi ve birlikte içeri girdik... Çok güzel ve sade döşenmişti ev tek sorun her yer bir erkeğe göre baya renkliydi... Anlaşılan seviyordu canlı renkleri.

" sen benim odamda uyu dolabımdan al üzerine uyan bir şeyler... Kapını da kilitle rahatça uyu ben salonda uyurum"

Dedi ama kabul edemezdim bunu

" hayır teşekkür ederim ama daha fazla rahatsız edemem seni... Ben uyurum salonda"

Dedim ama duymuyormuş gibi kulaklarını kapattı

" haydi kaçak söz dinle biraz! Daha yarın seni tiyatroma götüreceğim çok eğleneceğiz!"

Dedi ve sinsi bir şekilde sırıttı. Odasını gösterdi teşekkür edip odasına girdim, çok sevimliydi her şey... Dolabını açıp fazla kurcalamadan elime gelen gri tişört ve eşofmanı aldım, çok boldu ama idare ederdi beni en azından bu gecelik... Yatağa girip sıkıca gözlerimi yumdum olacaklardan habersiz...

Yazardan...

Genç adam delirmek üzereydi, kadını yoktu!! Her taşın altına baktı ama yoktu, onu bulduğu zaman yapacağı şeyleri hayal dahi edemiyordu. Kapıdaki bütün korumaları bayıltana kadar dövdü ama yine de alamadı hırsını genç adam...

Kadını olmadan yapamazdı! Onu bulacak ve genç adama yaşattığı her acının hıncını alacaktı. Kardeşi Alya'ya bile ilk kez tokat atmıştı, nasıl onları yalnız bırakma hatasını yaptı inanamıyordu genç adam. Genç kadını bulana kadar durmayacak ve önüne gelen herkesi öldürecekti. Onu Bulduğu gün yürüyemeyecek hale getirecekti! O bunu çoktan hak etmişti, kaçamazdı genç adamdan...

Hızla elindeki ilk kez içtiği viski şişesini fırlattı aynaya. Bütün Mardin de haber salmıştı genç adam, İstanbul da ki bütün aşiret reislerine de haber salmıştı bulacaktı onu çok az kalmıştı. Kaçtığı o herifi bulup gözünün önünde öldürecekti... Kimse onun olanı ondan alamazdı.!

Yüzünü karanlıkta çok göremese de genç kadını o götürmüştü bunu biliyordu. Yetişememişti arkalarından, kaybetmişti ormanda izlerini ama bulacaktı ve alacaktı onun olanı.!

DİLVAN dan

Gözlerimi açtığımda saat hemen hemen 8.30 olmuştu, hızla üzerimdekilerle aşağıya indim. Mir uyuyordu koltukta, yavaşça yanına yaklaştım sessiz olmaya çalışarak... O kadar masum uyuyordu ki, kirpiklerinin her biri sanki bir oktu... Nefes alış verişleri çok yavaş ve düzenliydi, bu kadar masum birine zarar verecekti az kalsın...

Onunla burada olmak doğru değildi işte! Aram bulursa öldürür Mir'i ve ben buna katlanamam... Bir insanın benim yüzümden zarar görmesine dayanamam.

" ne oldu kaçak çok mu yakışıklıyım!?"

Dedi gülümseyerek. Kendime bildiğim bütün pis küfürleri saydırıp

" yok hayır yani evet yani öyle değil ya günaydın!"

Diyerek sevimli olduğum düşüncesiyle gülümsedim. Evet sıçmıştım ve çok güzel sıvamıştım! Ağzını açma Dilvan!

" günaydın kaçak! Haydi hazırlan da kahvaltıyı tiyatroda yapalım seni tanıştırmak istediğim arkadaşlarım var! "

Dedi. Başımla onayladım çünkü buna ihtiyacım var. Hızla koşup üzerimi değiştirdim şimdilik dünkü kıyafetlerle idare etmem lazım. Saçlarımı da düzeltip indim aşağıya mir bana çok dikkatli baksa da hemen toparlayıp kapıyı gösterdi. Birlikte arabaya binip yola koyulduk...

Tiyatroya girdiğimizde sadece 4 kişi vardı içerde ve sanırım prova yapıyorlardı içlerinden cinsiyetini çözemediğim biri sinirle bağırdı

" kız seni paralarım! Ay delireceğim vallahi! Kız ne dikiliyorsun orda kazık gibi gidip sarılsana mecnuna!! Ay Allah'ım bu kız beni öldürecek! Oğlum ne duruyorsun öyle sende balta gibi tutsana kızın belinden!"

Dedi. Gülmemek için kendimi çok zor tutuyorum ve tam o anda gözler bize çevrildi, mir önümde yürüyüp yanlarına giderken bende onu takip ettim, yine cinsiyetini anlayamadığım kişi konuştu

" ayol sen buraya gelir miydin kız! Bu salyangozları attın üzerime delirtecekler beni! Yeni oyuncumu buldun bakim sen! Kız ne olur buda bunlar gibi dangoz çıkmasın!"

Dedi. Tuhaf bir tipi vardı, erkekti ama kadın gibi davranıyordu, Mardin de düşündüm bir an bu adamı pardon kadını her neyse yahu... Vururlardı bunu.

" az sakin ol tufan! Hayır sadece misafirimiz! "

Dediğinde yanıma gelip inceledi beni

" kız bana bak sen bu kızı benim üzerime gül koklamak için mi getirdin vallahi tepende saç bırakmam mimi! Yoluk yoluk yolarım seni!!"

Dediğinde 'mimi' ye takıldım ben... Bu adam mire mimi mi dedi az önce.! Mirin konuşmasına müsaade etmeden

" merhaba ben Dilvan! "

Diyerek elimi uzattım, nazikçe sıktı Elimi tufan

" bende tuti kız! Bana bak bu salyangoz kılıklı balyozla aranda ne var bakim senin?!"

Dediğinde ağzım açık kalsa da hızla toparladım

" hayır tabi ki sadece bana yardım ediyor o kadar! "

Dedim. Tufan sevimlice gülümseyip

. " kız mimi korkuttun vallahi beni! Bir an aldatılıyorum sandım! Kız sende kalk oradan yalı kazığı! Sarıl mecnuna, ay delireceğim!!"

Diye Cırladı, geriye kalan 3 kişi 1i kız 2 si erkek yanımıza gelip teker teker konuşmaya başladılar

" merhaba ben Alara. Tanıştığıma memnun oldum! "

Dedi ve tufan lafa atladı

" kız biblo kılıklı memnun olsan ne olmasan ne! Bir leyla yı oynayamadın! Kazık gibi şeyettin sahnenin göbeğinde!"

Hafifçe gülümsedim sevmiştim tufanı... Sarışın çocuk elini uzattı

" ben Tamer! Seni tanıdığıma sevindim ufaklık!"

Dedi ve anında aklıma Aram geldi... Ya beni bulursa ya çevremde gördüğü herkese zarar verirse! Kumral olan elini uzatınca kafamdaki düşünceleri rafa kaldırdım

" bende Rüzgar, Tanıdığıma sevindim!."

Dedi. Sevmiştim bu insanları zararsız görünüyorlardı, şimdilik...

 

Bölüm : 27.12.2024 10:59 tarihinde eklendi
Okur Yorumları Yorum Ekle
Hikayeyi Paylaş
Loading...