
KATRE KOROLEVA
8 AY SONRA – ANTALYA / TÜRKİYE
29.10.2025
Gözlerim istemsizce pencereden, aşağıdaki coşkulu kalabalığa kaydı. Bugün Cumhuriyet Bayramı kutlamaları vardı. Sokaklar akşam için süsleniyor, herkesin içinde aynı coşku kabarıyordu.
Derin bir nefes alıp bakışlarımı önümdeki toplantıya çevirdim. Yaklaşık on kişiydik; Antalya’nın en büyük otelinin bu sezonki reklam kampanyasını konuşuyorduk. Yani, daha çok onlar konuşuyor, ben dinliyordum. Her birinin gözleri, gözlerimin içine bakıyordu. Biliyorlardı ki, önerilerine benden çıkacak son imza olmazsa hiçbirinin bir anlamı yoktu. Bu yüzden, toplantı boyunca tüm reklam fikirlerini dinlemeye çalışmıştım. Tabii ne kadar adapte olduğum, halimden belliydi.
Yavaş yavaş öğrendiğim bu yöneticilik işi, bana hiç uygun değildi. Ama Kerem’in kesin emriyle, benim bulunduğum yerde başka hiçbir imzanın geçerli olmayacağı beyan edilmiş, bu koca otel ve daha birçok mal varlığı, evliliğimiz sebebiyle üzerime geçirilmişti.
Kerem olacakların farkındaydı. Bu yüzden, bana koca bir miras bırakıp çip için beni işaretlediğini örtbas etmek istemişti.
Ona hem kızmak istiyor, hem de teyzemi kurtarmış olmasından dolayı içimdeki öfkeyi dizginlemeye çalışıyordum. Kafam öylesine karışıktı ki, derin bir nefes alıp oturduğum koltuktan kalktım.
Bu hareketime tüm gözler bir anlığına bana döndü. Diğerlerine hiç bakmadan doğrudan Kağan Bey’in yüzüne odaklandım. Kerem’e o kadar benziyordu ki, Kağan KOROLEVA, kardeş olduklarını söylemese bile ona baktığım anda anlardım. Aynı deniz mavisi gözler, aynı yüz hatları, aynı saç rengi... Tek fark, Kağan Bey’in yüzünün Kerem’e kıyasla daha olgun ve sert oluşuydu.
“Seçimi size bırakıyorum Kağan Bey. Oteli en iyi siz tanıyor, en iyi siz biliyorsunuz,” dedim.Yine son kararı ona pasladığım için üzerimden bir yük daha kalkmıştı. Otel yönetiminden pek anlamadığım, yıllardır emekle büyütülmüş bu aile otellerine zarar vermek istemediğim için, her toplantıda olduğu gibi yine son sözü ona bırakmıştım. Hatta çoğu zaman, birçok evrak için ona vekâlet bile veriyordum.
Ben bu otelin arka plandaki patronuydum. Ancak burada çalışan herkes bunu biliyor, beni gördüklerinde saygıda kusur etmiyorlardı.
Topuklu ayakkabımın tok sesi koridorda yankılanırken adımlarımı merdivene yönelttim. Üst kattaki terasa çıkarak daha rahat nefes almayı diledim.
Ne yaparsam yapayım, göğsümdeki ağırlık ve içimdeki çırpınış geçmiyordu. Bazen böyle oluyordu.
Siyah, transparan gömleğimin ilk iki düğmesini açarak rahatlamayı diledim ama hiçbir işe yaramıyordu.
Sonunda geniş terasa ulaştım. Güneş yavaşça batarken, gökyüzü turuncudan kızıla evrilmeye başlamıştı ve durgun denizin hırçın dalgaları sahile vuruyordu.
Ilık bir rüzgar, kısa saçlarımın arasına sızarak onları asice savurdu.
Saçlarım artık ancak omuzlarıma değiyordu.
Hiçbir zaman kısa saç kullanmadığım için bu hâl bana hâlâ garip hissettiriyordu ama alışıyordum.
Yavaş yavaş her şeye alışıyordum...
Ama bir tek, onun bana nefretle bakan gri gözlerine ve hayal kırıklığıyla parçalanan yüzüne alışamıyordum.
Bir de...
Parmaklarım, titreyerek düz karnıma inecekken, aniden omuzlarıma kalın bir ceketin konmasıyla irkildim. İnce omuzlarım, bu temasla ürperdi.
“Beni korkuttun,” dedim. Sesim biraz pürüzlü çıkmıştı.
“Buraya, akşamın serinliğinde her gün çıkıyorsun ve ben de her gün sana ceketimi veriyorum,” dedi.
Yüzünde ukala bir sırıtışla bana bakınca, bakışlarımı ondan kaçırarak omuzlarımdaki ceketi hemen çıkarıp ona uzattım.
“Ben de sana her gün üşümediğimi ısrarla söylüyorum ama pek sözlerimi dinlemiyorsun, Alper.”
Ona bakmadan kurduğum cümleye karşılık, derin bir nefes aldı.
Ceketini almadan bir süre bekledi ve iri parmaklarıyla hafifçe çeneme dokunarak gözlerimin içine bakmamı sağladı.
Evet çok yakında ikinci kitapla geri dönüyoruz. Yeni bir kitap kapağı ve yani karakterlerle BEYAZ GECE 2 devam ediyor.
İkinci kitapta beklentileriniz neler?
Hangi olayları daha çok merak ediyorsunuz ?
Daha çok okumak istediğiniz karakter var mı? ya da sahne? fikirlerinizle yorumlarda buluşalım...
| Okur Yorumları | Yorum Ekle |

| 4.3k Okunma |
2.83k Oy |
0 Takip |
32 Bölümlü Kitap |