6. Bölüm

6. Bölüm

Kübraa
vanessa_y

6.Bölüm

 

Birini güzel olduğu için sevmezsin ki, sen sevdiğin için güzel olur o.

-Küçük prens⁠♡

 

🕯️⚖️🪄🐚✨🦪☄️

 

 

"Yanlışlıkla söyledim hem benziyor çok da bir farkı yok bence." Diyince ona sinirle baktım.

 

Hiç bir halt yapabildiği yoktu.

 

Askerlere döndüm gülümseyip elimi isminin Haktan olduğunu öğrendiğim abiye uzattım.

 

"Çilen, Çilen Yamaç, çimen değil."dedim. Uzattığım elimi tutup, "Haktan Yenal, karargahımıza hoş geldiniz savcım."dedi o da gülümseyerek.

 

Akımda olan soruyu sorup sormamak arasında kalıp en son sormaya karar verdim. "Hoş buldum. Acaba daha önceden tanışıyor olabilir miyiz? Yüzünüz çok tanıdık da." Dedim.

 

"Demir Yamaç'ın kızısın galiba?"dedi.

 

"Evet." Dedim.

 

"Bir zamanlar babanla aynı yerde çalışıyorduk, baya da yakındık muhtemelen oradan hatırlıyorsundur."dedi.

 

Konu babama gelince her zamanki gibi gerildim ve daha fazla bu konu hakkında konuşmamak, konuyu kapatmak için, "Evet galiba oradan hatırlıyorum." Dedim.

 

Balca'yala da tokalaşıp, tanıştıktan sonra sorguya girdim. Kapıyı açıp içeri girdiğimde, Selim sakince kafasını kaldırıp kapıya doğru baktı. "Ooo savcı hanım." dedi.

 

 

Karşısındaki sandalyeye oturdum "Selim Gürsoy," diyip devam ettim, "Aleyna Çelik'i tanıyor muydun?" Dedim direk konuya girerek.

 

"Neden cevap vereyim ki?" Dedi.

 

"Neden cevap vermeyesin ki? Biri beş yaşında, biri sekiz yaşında, iki kızın var. Birinin başına Aleyna'nın yaşadığı şeyler gelse kıyameti kopartırsın, tabi bir de karından sakladığın altı yaşındaki gayri meşru çocuğun var değil mi? Karın öğrense ne olur çok merak ediyorum." Selime biraz yaklaşıp, "Biraz çirkef bir kadınmış galiba." diyip, geri çekildim.

 

"Şu an konuşmasan bile bir kaç saatte kameradaki görüntüler açılacak. Açıldıktan sonra konuşsan pek bir fayda etmez, ama şimdi konuşursan cezan biraz azaltılacak, üstelik sadece kendini yakmadın, polis enişteni de yaktın duyduğuma göre görevden bir süre uzaklaştırılmış. Hala konuşmak istemiyor musun?" dedim.

 

Bir kaç saniye düşünmesi için süre verdim.

 

"Anlatacağım." dedi.

 

Adam ol böyle.

 

Masaya koyduğum dosyayı açıp not aldığım sorulara baktım, içlerinden sormaya başladım.

 

"Aleyna Çelik'i tanıyor muydun?" dedim.

 

"Hayır, tanımıyordum." dedi.

 

"O geceyi en baştan hiç bir detayı atlamadan anlat." dedim.

 

Derin bir nefes alıp anlatmaya başladı, "O gün Faruk abi ve bir kaç kişi ile mesaimiz uzadı, bazen olur böyle, mesaimiz saat gece bir de bitti. Haliyle acıktık, yemek yemeye gittik, yemeğimizi yedik biraz içip eğlendik, sonra Faruk abiyle telefonlarımızı unuttuğumuzu fark ettik." diyip sustu.

 

Devam etmeyince "Devam et!" dedim.

 

Devam etmek istemediği her halinden belli oluyordu. Sonunda tekrardan derin bir nefes alıp anlatmaya devam etti, "Sonra ikimizde geri dönüp, beşinci kattaki eşyalarımızı koyduğumuz yere çıktık. Karım bir sürü mesaj atmıştı biraz onunla konuştum anlattım durumu fakat inanmadı video istedi." diyince araya girdim.

 

"Görüntülü aramak ya da normal aramak yerine neden video istedi?" diye sordum.

 

"Çünkü küçük kızımı uyutuyordu yanında konuşamazdı. dedi.

 

"Tamam, devam et." dedim.

 

Ona emir vermem zoruna gitmiş olacak ki göz devirdi, sinirle baktıp devam etti, "Video isteyince Faruk abiyle video çekerek yangın merdivenlerinden aşağı inmeye başladık, ilk kez yaptığımız bir şey değildi, böyle geç saatlere kadar çalışınca karım hep video istiyor. Video çekerek aşağı inmeye devam ederken biri olduğunu fark ettik, bir kadın, üzerinde kısa bir etek ve askılı bir kıyafet vardı, birini bekliyor gibiydi biraz garip davranıyordu biz de biraz şüphelendik ve onu çekmeye karar verdik, yanına gidecekken-" lafını kestim.

 

" Ne amaçla yanına gidicektiniz? Ne amaçla çektiniz? Çünkü bu tacize giriyor. O amaçla mı çektiniz?!" dedim kendimi o gerçeğe inanadırmam için. Karşımdaki insan görünümlü hayvanı boğmamak için kendimi zor tutuyordum.

 

Sakin ol! SAKİN OL! Sen savcısın ve o kadının katilini bulmak için sakın olmasın!

 

Hala konuşmuyordu bu seslilik, bana o gerçeği yüzüme tokat gibi vurdu.

 

Ondan şüphelendikleri için değil, onu taciz etmek için çekmişlerdi! Onu taciz etmek için yanına gideceklerdi!

 

Fakat Aleyna'nın üzerinde herhangi bir DNA yoktu.

 

Kendimi zar zor sakinleştirmeye çalışıp, "Devam et!" dedim sert bir sesle.

 

"Yanına gidicektik ki içeri içeri iki adam girdi, birinin kör kütük sarhoş olduğu fazlasıyla belliydi hatta yürüyemiyordu bile yanındaki adam onu tutarak getirmişti. Sarhoş adamı tutan kişinin elinde eldiven ve bıçak vardı, ayaklarına yani ayakkabının altına karton gibi bir şey bağlamıştı, tuttuğu sarhoş adamı yere fırlattı, fırlattığı gibi zaten sarhoş adam bayıldı. Kadın sarhoş adamı fırlatan kişiye 'Akif ne yapıyorsun? Neden beni buraya çağırdın?' gibi şeyler söyledi-" araya girip, "Akif mi dedi? Emin misin?" dedim, biraz korkar, fakat belli etmedim.

 

"Evet eminim." diyince, dosyadan Baran'ın arkadaşı Akif'in resmini çıkartıp, Selim'e gösterdim, " Bu adam mıydı?" dedim.

 

Fotoğrafı biraz inceleyip "Evet, bu adamdı." dedi.

 

Akif'in orda ne işi vardı?

 

Fotoğrafı yerine koyup, "Devam et." dedim.

 

"Akif denen adamla sözlü bir şekilde kavga etmeye başladar, biraz sarhoş olduğum için ne diye kavga ettiler hatırlamıyorum, fakat Faruk abi en başından beni yani, o kızı gördüğümüzden beri her şeyi kayda aldı. Akif denen adam bir anda kıza hiç dokunmadan elindeki bıçakla kadının boynunu kesti. Biraz kadının can çekişmesini izleyip gitti ordan. Biz de üstümüze kalmasın diye görmezden gelip ordan uzaklaştık."dedi sakin bir sesle. Sanki bir kadının ölümünü değil de normal bir anısını anlatıyor gibi sakindi.

 

"Ne! Gözünüzün önünde bir kişi, bir KADIN, her şeyden önce bir insan, can çekişerek öldürülüyor ve siz ' başımız bela açmayalım ' diyerek görmezden mi geliyosunuz?! " dedim, kendimi tutamayıp bağırarak.

 

"Savcı hanım siz öyle diyordunuz ama benim çoluk çocuğum var." diyince daha çok sinirlendim.

 

"Ne saçmalıyorsun lan sen?!, rüşvet alırken çoluk çocuğun yok muydu? O kadını taciz etmeyi düşünürken çoluk çocuğun yok muydu? Bir kadın cinayetini saklarken çoluk çocuğun yok muydu? Aleyna da birilerinin çocuğuydu!" dedim bağırarak.

 

Kendimi sakinleştirmek için derin derin nefesler aldım, sonunda devam etmem gerektiğini fark edince, her ne kadar kendimi çok sakinleştirememiş olsam da, "Devam et!" dedim.

 

Selim'e baktım, elimde ne zaman kırdığımı bilmediğim kaleme bakarak yutkunmuştu.

 

Devam etti, "Ertesi gün, bizi nerden gördüler bilmiyorum ama bir kaç adam geldi, susmamız için para verdiler. Faruk abi, o olayı çektiğimizi ve görüntüleri onlara vermek için daha çok para istedi ve bir kaç gün sonra kadının öldüğünü yerde para için buluşmak istedi. Telefonu hacklemesinler diye işinde çok iyi olan bir yazılımcı arkadaşından yardım istedi, görüntüleri kameraya aktarıp yazılımla kilit sistemi yaptılar. Buluşma günü elimiz boş olmasın, bir şey olursa diye eniştemin silahını istedi devamını biliyorsunuz zaten." dedi.

 

"Size parayı teklif eden kimdi?" dedim.

 

"İsmini bilmiyorum fakat Akif'in abisinin adamlarıymiş." dedi.

 

"Faruk'un arkadaşı dediğin yazılımıcının adı neydi, kimdi?" dedim.

 

"Bilmiyorum Faruk abi kim olduğunu söylemedi." dedi.

 

"Neden polise haber vermediniz?" dedim.

 

"Para daha cazip geldi." dedi.

 

Kendimi bu herifi boğmamak için gerçekten çok zor tutuyordum.

 

Kaç lira verilmişti Aleyna'nın hayatına? Hayatı o paradan daha mı değersizdi?

 

Kadın cinayetlerini... Ülkemizde maalesef fazlasıyla yaygındı. Bu kadar yaygın olmasının suçlusu öldürülen kadınlar mıydı? Hayır... Suçlular, susanlardı... Görmezden gelenlerdi... Yapan kişiye neden yaptın? demek yerine kadına, o saatte ne işi vardı? Ne giyiyordu? Kız başına dışarda ne yapıyordu? Makyaj mı yapmıştı? Gibi bir çok iğrenç şeyi söyleyip suçu kadınlara atıp, yapan kişinin suçunu azaltanlardaydı, fakat o suç azaltılmak yerine daha çok artması gerekiyordu... En büyük suç bence onlardaydı. Eğer biraz daha böyle devam ederse daha bir sürü, İkballer, Ayşegüller, Narinler, Özgecanlar, Leylalar ve daha belki ismini bile bilmediğimiz bir çok kız bir çok KADIN olucaktı malesef...

 

Bu ülkede hatta bu dünyada, Kadın olmak zordu fakat Kadın ölmek çok kolaydı...(Bu cümle bana ait değil haberleri okurken bir yerde görmüştüm kimin yazdığını bilmiyorum, yanlış anlama olsun istemedim.)

 

Daha yeni iki kadın hatta, iki kız vahşice öldürülmüştü fakat iki hafta bile geçmeden unutulmuşlardı.

 

Maalesef böyle bir dünya da yaşıyorduk.

 

"Para daha mı cazip geldi?" dedim sakince fakat bu fırtına öncesi bir sakinlik gibiydi. O sakinlikten eser kalmadan devam ettim, " Ne saçmalıyorsun sen! Orda bir kadın, kadın lan kadın, vahşice öldürülüyor ve sen para daha cazip geldi mi diyorsun? Kaç liraydı lan kaç liraydı? Aleyna'nın hayatı kaç liraydı?" dedim.

 

"Bir milyon dolar." dedi.

 

Bendeki bütün kontrol yok olmuştu. Şu hayatta kontrolünü kaybettiğim şeylerden biri kadın cinayetleriydi. Hızla ayağa kalktım yakalarını kavrayıp, bir kaç şey söylemişim ki, ne zaman geldiğini bilmediğim Barın kollarımdan tutup Selim'den ayırmaya çalıştı, zorluk çıkartmayıp Selim'i bıraktım, Barın hala beni tutup odadan çıkarmaya çalışırken Selim'e "Allah belanı versin senin." dediğimi hatırlıyorum.

 

🕯️⚖️🪄🐚✨🦪☄️

 

Ne kadar zaman geçti bilmiyorum.

 

Barın beni boş bir odaya sokmuştu, karşımdaki sandalyede oturup bana bakıyordu, "Sakinleştin mi?" diye sorunca, kafamı sallayıp "Evet" dedim.

 

"Hadi yürü seni timlerle ve diğer savcıyla tanıştırayım, hem kafan dağılmış olur." dedi. Ayağa kalktıp kapıyı açtı, geçmem için bekledi.

 

Ayağa kalktıp odadan çıktığımda koridorda yürümeye başladık. Telefonumu çıkartıp Ayaz'ı ararken saate de baktım.

 

14.26

 

Yaklaşık 10 dakika gibi bir süre geçmişti.

 

Ayaz, "Alo, buyrun savcım?" diye açtı telefonu "Ayaz muhtemelen atmışlardır sana sorguyu, bakabildin mi?" dedim.

 

"Evet geldi savcım, inceledim ve rapor halinde getirdim." dedi.

 

"Ayaz, Aktif Baddal ve abisi için tutuklama izni çıkar, aynı zamanda sorguda geçen Faruk'un yazılımcı arkadaşınıda bul, kimin bu işte parmağı varsa hepsini tutuklanmış olarak görmek istiyorum hepsinin sorgusuna tek tek ben gireceğim, hiç bir sorun istemiyorum, anlaşıldı mı?" dedim.

 

"Evet savcım. Bir de şu an adliyenin önü Aleyna Çelik'in cinayeti hakkında bilgi almak için gelen gazetecilerle dolu. Ne yapmalıyım?" dedi.

 

"Onlara mahkemeden sonra bilgi verileceğini ve katili bulmak için elimizden geleni yaptığımızı falan şöyle gitsinler. Kamera açılınca görüntülerle beraber burayana gel." dedim.

 

"Tamamdır savcım." dedi. Telefonu kapattık.

 

Ben telefonla konuşurken Barın da telefonda biriyle konuşuyordu, "-tamam topla herkesi geliyoruz biz." Karşı taraf bir kaç şey daha söyledi fakat duyamadım, Barın cevap olarak, "Gelmezse gelmesin o egoist p*ç kurusu sanki biz onun yüzünün meraklıysanız, ne halt yerse yesin karışma." diyip telefonu kapattı.

 

Bana döndü "Bahçede oturduğumuz bir yer var herkes orda toplanacak tanışmak için oraya gidiyoruz." diye açıklama yaptı.

 

Herkes mi? Çok kişi olur muydu? Benim çok kişi olunca bazen anksiyetem tutuyordum...

 

Şimdiden terlemeye ellerimle oynamaya başladım, Barın bana anlamsızca bakıp "Bir sorun mu var?" dedi. Kafamı 'hayır' anlamında sallayıp " Yok." dedim.

 

Asansöre bindik bu sefer ikimizde aynanın yanında karşılık duruyorduk, elimdeki yüzüklerle oynuyordum. Kafamı kaldırdığımda, Barın'ın bana kaşlarını çatarak baktığını gördüm. "Bir sorun almadığına emin misiniz Çimen hanım?" dedi.

 

Çimen dediği için kızsamda sadece dudaklarımın arasından sinirli bir nefes çıktı, "Sorun yok ve eminim." dedim.

 

"Kesinlikle var, sana çimen dediğim için kızman gerek, bekliyorum kız hadi!" dedi ve beni inceledi.

 

Ne saçmalıyordu? Cidden ona kızmamı mı istemişti?

 

Ona anlamsızca baktım, devam etti, "Sen baya gerginsin şu an, yoksa asansör fobin mi var kızıl panda? Deseydin merdivenlerden giderdik." dedi.

 

Ne kızıl panda mı? Bana ayı gibisin mi demeye çalışıyordu bu pislik herif!

 

Kaşlarımı çatıp sinirle, "Asansör fobim yok, üstelik sen bana ayı gibisin mi demeye çalışıyorsun pislik herif!" dedim, ayağımı fark etmeden yere vurdum.

 

Gülmemek için kendini zor tutuyor gibi duruyordu. "Hayır sana ayı demeye çalışımıyorum, demek isteseydim zaten direk ayı gibisin derdim. Sadece o hayvanla gerçekten çok benziyorsunuz o da senin gibi kızıl ve kısa" diyince ağzını, yüzünü dağıtmamak için bir sebep aradım.

 

"Ben kısa falan değilim! Sen gereksiz uzunsun." dedim.


Ben kısa falan değildim.

 

Beni baştan aşağı süzdü ve gülmeye başladı "Boyun kaç 1.52 falan mı? " dedi.

 

"Devrede boy var ama-"dedim.

 

Ama, ama Allah kahretsin ki devamını unuttum.

 

Alt dudağımı dişlemeye başladım. Gözleri kısa bir anlığına dudağımı buldu.

 

Neydi devamı? Ben bu sözü bulanın...

 

"Eee devam etsene." diyince, "devamını unuttum."dedim.

 

Bu sefer kendini tutamayıp kahkaha atmaya başladı. Kahkahalarının arasında "B12'in için doktora görün bence." dedi.

 

Somurta somurta "Sus be!" dedim. Hala gülüyordu. Aslında güzel bir gülüşü vardı.

 

Bir şey fark etmiştim, gerginliğim azalmıştı.

 

Bir dakika!

 

Zaten beni sakinleştirmek için yapmıştı.

 

Galiba o kadar kötü bir değildi, hatta sanki, sanki biraz tatlıydı da ama biraz... Biraz da yakışıklıydı sanki...

 

Onu incelemeye başladım, yeşil kamuflajının altındaki kasları belli oluyordu ve kamuflajın asilliğinden mi bilemem ama baya çekici gözüküyordu, tam saçlarına da bakıcaken, "Biliyorum çok yakışıklıyım ama gözlerinle yedin." dedi egoist bir edayla, alnına düşen birkaç tutam saçı geriye atarken.

 

Vücudumdaki bütün sıcaklığın yanaklarıma toplandığını hissettiğim, yine de bozuntuya vermeyip, "Ne alakası var ya ruj lekesi çıkmış mı diye bakıyorum." dedim.

 

Yalan söylediğim on metre öteden bile belli oluyordur muhtemelen!

 

Yalan söylemeyi hiç beceremiyordum.

 

Bana doğru birkaç adım attı zaten alan dardı şu an aramızda bir karış mesafe ya vardı yoktu, biraz fazla mı yakındık sanki? "Ne yapıyorsun?" dedim, gözlerine bakmak için kafamı kaldırmak zorunda kalmıştım. "Ruj lekesi geçmiş mi diye bakıyordun ya, uzaktan çok gözükmüyordur yakından bak." dedi.

 

Anlamıştı! Zaten anlamayan da salak olurdu.

 

Yine de bozuntuya vermeden sol göğüsüne bir bakış attım, hafif hafif bazı yerlerde iz vardı ve dikkatli bakınca kabak gibi ortadaydı, "Çok iz yok ama yinede biraz belli oluyor, eve gidince yıkarsan geçer bence." dedim.

 

Asansörün kapısı açılınca ikimizinde bakışları kapıya döndü. Kapıda amcamı ve onun imalı bakışlarını gördüm.

 

İşte şimdi bitmiştim...

 

🕯️⚖️🪄🐚✨🦪☄️

🪄🤍Bölüm sonuuu ballarr, tam yerinde bitirdim bölümü xhhshxhx

 

Oylarınızı bekliyorum⭐ ve bölüm hakkında yorumlarınızı merakla bekliyor olucammm💫, lütfen yorum yapmadan ve oy vermeden geçmeyin🫶🏻💗

 

Bir sonraki bölümde biraz daha Çilen hakkında önemli şeyler öğreneceksiziniz. Bir sonraki bölümde görüşmek dileğiyle öptümmm😽🤍🫶🏻✨

Bölüm : 12.01.2025 18:20 tarihinde eklendi
Okur Yorumları Yorum Ekle
Hikayeyi Paylaş
Loading...