18. Bölüm

18. Bölüm

Büşra Çekiç
vanilyab2

 

Selamın helooo gençler.

 

Tekrar sahalara döndüm .

 

Nasılsınız bakalım özledinizmi beni.

 

Ben hepinizi çok özledim .

 

Yeni bölümle karşınızdayım oy vermeyi unutmayınn :)

* * *

 

Korku.

 

Hayatımda hiç korkmadığın kadar korkuyordum.

 

Yirmi sekiz yaşındaydım. Şu yaşıma kadar hiç kimseden korkmadım.

 

İnsanlara düşmanlarıma korkusalardım. Hiç kimse gözlerimin içine bakıp konuşamazdı.

 

Babam annem bile benden çekinerek konuşurlardı.

 

Ama ben şu an korkuyordum hem de deli gibi.

 

Ona bir şey olursa ne yapardım bilmiyorum.

 

Kalbim sıkışıyordu.

 

Ona bir şey olma düşüncesi bile beni deli gibi korkutuyordu.

 

Şu yaşıma kadar kimseden korkmayan ben ona bir şey olacak diye korkuyordum.

 

Dayanamazdım.

 

Eğer ona bir şey olursa eğer onu kaybedersem ben de kendimi kaybederim.

 

Bir saattir ameliyathanenin önünde oturuyordum. Ondan bir haber bekliyordum.

 

Onu nasıl kucakladığımı nasıl arabaya bindirdiğimi nasıl hastaneye getirdiğimi bile hatırlamıyorum.

 

Kollarımın arasına yığıldığı an aklıma geldikçe nefes alamıyordum.

 

Ben onun saçının teline kıyamazken o benim kucağıma kanlar içinde yığılmıştı .

 

Bunu kimin yaptığını bilmiyordum. Ama bulacaktım ve doğduğuna pişman edecektim.

 

​​​​​Çevrede o kadar çok koruma varken o kurşun nasıl ona geldi anlamıyorum.

 

Aptal veya salak değilim.

 

Cem vurulmuşken Ela'yı hiç koruma olmadan açık bir alana götürecek kadar kafayı yemedim ama çevrede o kadar koruma varken kim sıkmıştı o kurşunu Ela'ya.

 

Çözemiyordum.

 

O kurşunun ona nasıl isabet ettiğini anlamıyordum.

 

Ama bulucaktım !

 

Bulup o orusbu çocuğunu kendi elerimle gebericektim .

 

"Ömer"

 

Adımı duymamla kafamı kaldırıp Selim'e baktım. Ela vurulunca Bir tek ona haber vermiştim o da aynı dakika hastaneye gelmişti.

 

Benden bir cevap alamayınca yanıma oturdu ve elindeki suyu bana uzattı.

 

"Al biraz iç'

 

"İstemiyorum"

 

İlk defa sesim kısık çıkmıştı. Herkesin sesinden korktuğu Ömer'in sesi kısık ve çaresiz çıkmıştır dudaklarının arasından.

 

"Peki. Bir haber varmı Ela'dan "

"Yok"

 

"Merak etme Ela güçlüdür iyi olacak"

 

İyi olucaktı .

 

İyi olmak zorundaydı ona tam kavuşmuşken beni bırakamazdı.

 

"Sen bulamadın mı kimin yaptığını"

 

"Araştırıyoruz herkes teker teker sorguya çekildi merak etme en kısa sürede bulacağız kimin yaptığını"

 

"En kısa sürede değil Selim hemen bulacaksın o adamı bana. Kimin köpeğiymiş öğreneceğiz"

 

"Cenk ve babası olabilir mi bu işin arkasında da. Sonuçta adam hiç düşünmeden oğlunu vurdurttu Ela'ya da yapmayacakları ne malum"

 

"Onların hesabını kestiğimi biliyorsun Selim. Cem'i vurduklarında Ela'ya da bir şey yaparlar diye onların hesabını çoktan kapatım . Artık ikisi de çok uzakta. Bu işi başka bir yaptı ama kim? Derdi kiminle benimle mi yoksa Ela ile mi"

 

Selim sakallarını kaşıdı benim kadar o da düşünceliydi.

 

"Bu işin arkasında başka biri var. Bizimle derdi olan biri seninle ve benimle"

 

Çatık olan kaşlarım daha da çatıldı.

 

"Bir şey mi biliyorsun"

 

Selin burnundan sert bir nefes verdi ve konuşmaya başladı.

 

"Bir şey bilmiyorum ama tahmin ediyorum. Bu adam her kimse ikimizin de zaaflarını oynuyor. Ela'yı kullanarak sana zarar vermeye çalışıyor. Eftalya'yı kullanarak da bana"

 

"Eftalya ne alaka yoksa ona da mı bir şey oldu"

 

Selim oturduğu yerden dikleşerek kaşlarını çattı.

 

"Ben varken ona asla bir şey olmaz. İzin vermem... Ama olacaktı son anda fark edip müdahale ettim hastanenin bahçesinde oturuyordu hemşire kılığına giren bir adam onu vuracaktı bizimkiler fark etti Ben de işini bitirdim "

 

"Bu adam her kim se bizi çok iyi tanıyo "

 

"Cengiz ola bilirmi . Sonuçra Serra'yı rezil etik . Bunun intikamını alıyodur "

 

"Cık o diğil . Cesaret edemez bana karşılık vermeye .Bu gün sabah onun da işini bitirdim hiç bir şeyi kalmadı . Defolup giti "

 

"Kim lan o zaman bu amına koduğumun oğlu "

 

"Bilmiyorum ama bulucam bulduğum zamansa o iki kurşunun hesabını ondan fazlasıyla sorucam "

 

"Öme-

 

Telofonumu çalmasıyla Selim susmak zorunda kaldı. Pantolonumun cebindeki telefonumu çıkarıp kimin aradığına baktım .

 

Yavuz arıyordu .

 

Muhtamelen bana Ela'yı sorucaktı .

 

Meşgule atıp tekrar cebime koydum.

 

"Haber vermiyecekmisin Hüseyin amcalara "

 

"Şimdi diğil "

 

"Bir an önce söylemen lazım "

 

"Söylicem "

 

"Ne zaman "

 

"Ela ameliyattan çıktıktan sonra arayıp söylicem "

 

Şimdi söyleyemezdim. Hüseyin amca zaten kızı için çok endişeleniyordu şimdi arayıp Ela vuruldu amaliyata diyemezdim .

 

"Ya ameliyat iyi gecmes-

 

Sinirle Selime baktım.

 

"Böyle bir ihtimal yok . Ela sapa sağlam çıkıcak o ameliyatan "

 

Selim ağır ağır kafasını salladı. Gözlerindeki hüzünü görebiliyordum . Ela için üzülüyordu .

 

Benim kadar kimse üzülemezdi . Kalbim cayır cayır yanıyordu canımın canı içeride canıyla cebelleşiyordu .

 

Şu yaşıma kadar yanmayan canım şimdi çok yanıyordu.

 

Oturduğum sandalyeye daha da sindim .

 

Zaman geçmek bilmiyordu dakikalar birbirini kovalıyordu ama hala ondan bir haber alamamıştım.

 

İki saat sonra

 

 

saat olmuştu Ela ameliyata girer iki saat olmuştu.

 

İki saattir ondan haber bekliyordum .

 

Ameliyathanenin önünde ondan gelecek iyi haber bekliyordum.

 

Hayatımda hiç bu kadar kendimi kimsesiz hisetmemiştim .

 

Ben küçükken dedem hep bana kimsesizin kimsesi olur derdi . Babaannen benim kimsem derdi .

 

Şimdi ne demek istediğini daha iyi anlıyordum.

 

Ben aslında Ela sız hiç bir şeydim .

 

Benim yaşama amacım Ela'ydı

 

Şu yaşıma kadar yaşadıysam bunun sebebi Ela'ydı . Ben bir gün ona kavuşucam diyerek kendimi avutmuştum.

 

Eğer ölmediysem bu Ela sayesindeydi . Ona kavuşmak umuduyla kurşunların arasından sapa sağlam çıkmayı başarıyordum.

 

Kafamı ellerimin arasına aldım elimle alnım ovalamaya başladım. Başımda şiddetli bir ağrı vardı.

 

Ne zaman Ela ile ilgili kötü bir durum olsa bu baş ağrısı hemen kendini beli ederdi .

 

"Ömer"

 

Kafamı sağa çevirip Selim'e baktım. O da benim gibi öne doğru eğilmiş eliyle sakallarını kaşıyordu. Fazla düşünceli gözüküyordu.

 

"Efendim"

 

"Şimdi bunu söylemenin sırası değil biliyorum ama söylemesem de içimde kalırdı"

 

Selim'i çok iyi tanıyorum. Şu haline bakılırsa bana söyleyeceğin şeyler pek de iç açıcı şeyler değil.

 

"Yine ne oldu Selim "

 

Derin bir nefes aldı ve oturduğu sandalyeden dikleşti.

 

"Masadaki üyeler sorun çıkarmaya başladılar. Hakan öldü biliyorsun Bu yüzden de yılmazların başına kardeşi Kaya geçti. Onun geçmesiyle de artık ne yaptı bilmiyorum ama birkaç kişiyi ikna etmiş . Sorun çıkarıp duruyor . Çoğu kişi bu durumdan şikayetçi herkes senden lider olarak Kaya'nın icabına bakmanı istiyorlar "

 

"Bu Yılmazlar biz gördükleri yerde korkudan titrerlerdi. Ne ara bu hale geldiler"

 

"Bilmiyorum amına koyum her şey sarpa sarmaya başladı zaten. Masaya arkamızı dönmeye gelmiyor "

 

​​​​​​"Yılmazların işi kolay hallederiz şu an tek düşündüğüm şey Ela. Masadakilere de söyle biraz beklesinler şu an onları düşünecek durumda değillim "

 

"Tamam sen Ela 'nın yanında kal.ben halederim masadakileri . Ela iyi olduktan sonrada seninle birlikte Kaya'nın icabına bakarız "

 

Yılmazlar kolay işti onları düşünmeme bile gerek yoktu keklik gibi avlanırlardı ama şu gizemli düşman kafamı karıştırıyordu. Bir an önce onu bulmam lazımdı aksi takdirde yine bize zarar vereceğini hissediyordum.

 

Oturduğun sandalyeden doğruldum

 

"Selim Sen hastanenin çevresindeki korumayı arttır. Furkan'ın ekibinden başka kimse hastaneye girip çıkmayacak. Hastanenin çevresinde kuş bile uçmayacak her yere adam yığ herkes gözünü dört açsın . Bir hata daha istemiyorum "

 

"Hastanenin çevresin de yeterince koruma var zaten Ömer . Hastaneyi de kapattırdın zaten fazla abartmıyor musun "

 

"Selim söylediklerimi yap beni sorgulama"

 

" İyi yaparız "

 

Selim gitmek için ayağa kalkmıştı ki tam o sırada ameliyathanenin kapısı açıldı. Oturduğum sandalyeden hemen kalkıp çıkan hemşirenin yanına gittim.

 

"Hemşire hanım Ela sevgilim içerideydi durumu nasıl "

 

"Kusura bakmayın size bilgi veremem. Birazdan doktor bey gelecektir eminim ki o size gereken şeyleri söyler "

 

Kadın yanımdan geçip giderken benim bakışlarım ameliyathanenin kapısındaydı. İçimdeki huzursuzlukla bir sağa bir sola gidiyordum.

 

"Ömer Yeter başım döndü"

 

Selim'in söylediklerinin önemsemedim koridorda dolanmaya devam ettim.

 

Ameliyathanenin kapısına çıkan furkan'la o tarafa doğru yürümeye başladım.

 

"Furkan durumu nasıl. İyi mi çıkardın mı kurşunu. İyi olacak mı "

Furkan benim aksime sakince yüzündeki maskeyi çıkarttıp bana ve Selime baktı .

 

"Sakin ol Ömer durumu iyi kurşunlar karın boşluğuna gelmiş neyse ki ,kurşunları çıkardık . Hayati tehlikesi yok. Normal odaya alacağız Bir iki saat sonra kendine gelir "

 

Elim kaldı Furkan'ın omuzuna koyup sıktım. Furkan nadiren güvendiğim adamlardan bir taneydi.

 

"Sağ olasın kardeşim. Bu yaptığını hiç unutmayacağım"

 

"Ne demek Ömer her zaman. Tekrar geçmiş olsun "

 

 

Furkan bana ve Selim'e başıyla selam verip yanımızdan ayrıldı . Bakışlarımı Selim'e değdiğinde kaşları çatık bir halde bana bakıyordu.

 

"Ne oldu Selim niye öyle bakıyorsun"

 

"Kaç yıldır yanındayım bir kere şu adamala konuştuğun gibi benimle konuşmadın . Bir kere olsun bana sağ ol kardeşim demedin. Yazıklar olsun sana be yazıklar olsun verdiğim emeklere "

 

Ciddi miydi.

 

Yüzündeki ifadeye bakılırsa gayet ciddiydi.

 

"Bana Furkan'ın kıskandığını söyleme"

 

"Ne kıskanacağım Ben onu. Hem hiç sevmiyorum tipik bir adam"

 

"Selim"

"Ne "

 

"Dediklerimi yap boş boş konuşma "

 

"Değerimi hiç bilmiyorsun farkındamısın"

 

"Selim "

 

Sert sesime alışkın olduğu için beni önemsemedi amaliyat haneye son kez bakıp arkasını dönerek yanımdan uzaklaşmaya başladı .

 

"Ben gidiyorum . Ela'da iyiymiş zaten gidiyimde arkanı toplayım"

 

"Sen şuna Eftalya'nın yanına gidiyorum desene "

 

​​​​​​Adımlarını durdup hızlıca bana döndü.

 

"Boş boş konuşma "

 

"Kalıbımı basarımki onun yanına gidiyorsun"

 

"Alakası bile yok ben şirkete gidiyorum "

 

Onu iyi tanımasam söylediklerine inanıcaktım . Adım kadar eminim ki daha ona söylediklerimi yapmadan hastaneye Eftalya'yı görmeye gidicekti .

 

"Tamam Selim inandım "

 

Bana ters ters bakıp arkasını dönüp asansöre ilerlemeye başladı.

 

"Birde ben o kıza aşık diğilim diyorsun geberiyorsun lan iki daka görüyüm diye "

 

"Ömer"

 

Bana bakmadan bağrıp asan söre bindi yüzündeki ifade oldukça sinirli olduğunu gösteriyordu .

 

Piç herif .

 

Kör kütük aşıktı kıza ama hala kabul etmiyordu .

 

"Ömer bey"

 

Yanıma gelen hemşireyle Selim'in arkasından bakmayı bırakıp hemşireye döndüm.

 

"Evet"

 

"Ela hanım odaya alındı Ömer bey görmek isterseniz görebilirsiniz"

 

"Tamam teşekkür ederim"

 

Hemşire bana son kez bakıp yanımdan ayrıldı onun gitmesiyle de olduğum yerde birkaç dakika bekledim. Onu görmeyi deli gibi istiyordum ama yanına girecek cesareti kendimde bulamıyordum.

 

Anlamsız şekilde içimde büyük bir korku vardı.

 

Hüseyin amca'yı aramam lazımdı. Artık daha fazla saklayamazdım .

 

Derin bir nefes alıp pantolonumu onun cebindeki telefonumu çıkardım. Her ne kadar tepkisinden korksam da Hüseyin amcayı aradım.

 

Konuşma her ne kadar benim için zor geçse de üstü kapalı onlara Ela'nın iyi olduğunu ufak bir yaralama olduğunu söyledim. Hüseyin amcası daha konuşmam bitirmeden hastanenin adresini isteyip telefonun suratıma kapatmıştı.

 

Şimdi ise Ela'nın kaldığı odanın kapısının önündeydim .

 

Ne içeri girebiliyordum.

 

Ne de ondan uzağa gidebiliyordum.

 

Onu görmeye hazır mıydım bilmiyorum.

 

Belki de göreceğim şeyden korkuyordum.

 

Onu kötü görmeye dayanamazdım. Bir de benim yüzümden bu hale gelmişken

 

Cesaretimi toplayıp odaya girmeye hazırlanıyordum ki koridordaki ayak seslerini duymamla kafamı o tarafa çevirip kime geldiğine baktım.

 

Hüseyin amcalar geliyordu herkesin yüzünde telaşlı bir ifade vardı.

 

Neriman teyze hızlı adımlarla yanıma gelip karşımda durdu.

 

"Kızım nasıl Ömer. Ne oldu ona "

 

Gözleri dolu doluydu yüzündeki korkuyu görebiliyordum.

 

"Merak etme Neriman teyze kızın iyi . İçeride dinleniyor birazdan kendine gelir "

 

Bana bakmadan hızlıca odaya girdi. Onun arkasından da Kumru içeri geçti.

 

Kumrunun arkasındansa Eftalya ve Ferit geldi . Eftalya Bana ters ters bakıp içeri geçti .

 

Ferit ise tam karşımda durdu gözlerinden Alev çıkıyordu yüzünde büyük bir öfke ve sinir var dı .

 

"Ela'nın başına ne geldi Ömer "

 

"Ela iyi merak etme Ferit"

 

"Sen onun yanında değil miydin nasıl oldu bu iş"

 

"Şu an bunu konuşmanın sırası değil Ferit"

 

"Ela bi kendine gelsin o zaman seninle konuşacağız Ömer bey "

 

Bana son kez ters bir bakış atıp içeri geçti. Kapının aralığında Ela'ya bakacaktım ki suratıma kapıyı kapattı.

 

Normalde benimle böyle konuşup bana böyle davranmasına izin vermezdim ama Ela için değerli birisiydi . Onun için önemli olan herkes benim için de öyleydi.

 

"Ömer"

 

Yanıma gelen Hüseyin amcanın sesiyle kapıya bakmayı bırakıp ona baktım.

 

"Efendim Hüseyin amca"

 

"Kim yaptı"

 

"Bilmiyorum. Ama bulacağım merak etme . Adamlarımı her yerde kimi yaptığını araştırıyor. O oruspu çocuğunu bulup leşin önüne atacağım dan hiç şüphen olmasın "

 

"Bulsan iyi olur Ömer yoksa leşini önüme atılacak kişi sensin haberin olsun "

 

"Eyvallah"

 

Bana bakmadan içeri geçti . Kızgın ve öfkeliydi onu anlıyorum sonuçta canından çok sevdiği kızı yaralanmıştı.

 

Kapıya bakmayı bırakıp hastanenin çıkışına doğru yürümeye başladım . Hüseyin amcalar geldiğine göre artık burada kalmama gerek yoktu . Gidip bulmam gereken biri vardı.

...

 

Dalga sesleri duyuyordum . Martı sesleri ve kuş cıvıltıları. Yüzüme esen sert rüzgarla yavaşça gözlerim araladım. Masmavi gökyüzü ve pırıl pırıl parlayan güneşi görmemle yüzümde hafif bir tebessüm oldu.

 

Yavaşça yatığım yerden doğruldum. Doğrulurken ister istemez yüzümü buruşturdum üzerimde çok büyük bir yorgunluk vardı.

 

Etrafa bakıp birkaç saniye nerede olduğumu anlamaya çalıştım. Burası bir deniz kenarıydı ve ben kumların üzerinde uzanıyordum. Üzerimde uzun beyaz bir elbise vardı ayaklarım sa çıplaktı.

 

Yerden destek alarak ayağa kalktım. Ne olmuştu bana neredeydin Ben. En son Ömer'le birlikteydim peki Ömer neredeydi. Ben neden buradaydım.

 

Birkaç dengesiz adım atarak kumların üzerinde ilerleme başladım . Çok uzaklarda bir ev gördüm. Hem Deniz'in içindeydi hem de sahilin karındaydı. Ahşaptan yapılmış olan ev oldukça güzel gözüküyordu.

 

Evi yakından görme isteği ile yanıp tutuşuyordum. Daha fazla dayanamayıp eve doğru yürümeye başladım . Eve yaklaştıkça evi daha net görmeye başlamıştım. Ev o kadar güzeldi ki tarif edemezdim. Veranda sı kumların yanındaydı hem de denizin .

 

Verandaya oturup ayaklarımı denize sokmak istiyordum.

 

Eve dolaşmak gezmek istiyordum hatta ömrümün sonuna kadar orada yaşamak.

 

Eve yaklaşmaya çok az bir mesafe kalmıştı ki ayağıma batan şeyler ağzımdan koca bir çığlık çıktı.

 

Yere eğilip ayağıma batan şeye baktığınmda bir deniz kabuğu olduğunu gördüm . Yere inip önce ayağıma baktım ufak bir çizik vardı. Çizik çok derin olmasa da canımı fazla acıtıyordu. Fazla önemsemedim. Kumların arasında ki deniz kabuğunu çıkarıp elime aldım.

 

Çok güzeldi.

 

"Deniz kabuklarını sever misin"

 

Duyduğum sesle irkildim . Korkuyla arkamı dönüp sesin sahibine baktığımdaysa ufak çaplı bir şaşkınlık geçirdim .

 

Karşımda altı yedi yaşlarında bir kız çocuğu vardı.

 

Onun da benim gibi üzerinde diz kapaklarına gelen beyaz bir elbise vardı . Siyah saçları siyah gözleri ve küçük bir yüzü vardı.

 

"Severim sen sever misin"

 

"Evet ben de çok severim"

 

"Senin burada ne işin var kayıp mı oldun"

 

Yüzünde büyük bir gülümseme oldu kafasını sağa sola salladı.

 

"Hayır kayıp olmadım burası benim evim "

 

Eliyle evi işaret etti.

 

"Orası mı senin evin"

 

"Evet orası benim evim"

 

"Güzelmiş"

 

"Güzeldir babam yaptı"

 

Dizlerimin üzerine eğilip karşımdaki kız çocuğu ile aynı boya geldim .

 

"Adın ne senin"

 

"Mercan"

 

​​​​​​Mercan

 

"İsmin çok güzelmiş"

 

"Evet bu ismi bana sen verdin hatırlamıyor musun"

 

Bu ismi ona ben mi vermiştim? Hayatıma ilk defa görüyordum ben bu kız çocuğunu bu ismi ona ben nasıl vermiştim.

 

"Ben hatırlamıyorum sana ne zaman verdim bu ismi"

 

"Doğduğum zaman. Hatırlamıyor musun"

 

Kız çocuğunun gözleri dolmaya başlamıştı. Dudaklarını gülüp kollarını göğsünde bağladı.

 

"Ben hatırlamıyorum"

 

"Merak etme zamanı geldiğinde bana ismimi sen vereceksin "

 

Elimi uzatıp yanağıma dokundum yavaşça yanağını okşamaya başladım

 

"Neden üzgünsün "

 

"Burda çok yanlızım "

 

"Annen ve baban nerede Mercan"

 

"Babam ileride"

 

Eliyle bana işaret ettiği yere baktığımda sahilin en ucundan kumların arasından dikilen bir adam gördüm. Mesafe çok uzak olmamasına rağmen yüzünü göremiyordum.

 

"Neden orada"

 

"Sana deniz kabuğu bulmaya çalışıyoru. Sen çok seversin anne babam da senin için deniz kabuğu topluyor"

 

Şaşkınlıkla kalakaldım.

 

Konuşmak için ağzımı araladım ama hiçbir şey söyleyemedim.

 

Bir kaç dakika sonra kendimi toparlayıp konuşmaya başladım.

 

"Annemi ne annesi Ben senin annen miyim"

 

"Evet annemsin"

 

Kafamı sağa sola salladım. yerden hızlıca ayağa kalktım .

 

"Ben senin annen değilim"

 

"Annem sin "

 

"Hayır"

 

Kız çocuğu benim aksime gayet sakindi.

 

"Evet annemsin. Ama buraya gelmek için daha erken. Oraya gitmem lazım"

 

Eliyle tekrar o adamın olduğu yeri işaret eti .

 

"Oraya git anne babamın yanına git. Buraya gelmek için daha çok erken Ben burada sabırla sizi bekleyeceğim "

 

Küçük kız çocuğu bana kocaman gülümseyip yanımdan geçip yürümeye başladı. Eve doğru gidiyordu.

 

"Dur bekle"

 

Ona doğru adım atacaktım ki adım atamadım sanki birisi beni tutuyordu da ben de yürüyemiyordum.

 

"Dur. Dur dedim sana bekle beni. Mercan beni bekle "

 

Söylediklerimi aldırış etmeden yürümeye devam etti.

 

"Benim yanıma gelmek için daha erken senin onun yanına gitmen lazım. Onun yanına git . Zamanı geldiğinde ikiniz de bana geleceksiniz"

 

Bir kez olsun dönüp bana bakmadı . Eve yaklaştığında gözden kaybol du .

 

"Deniz yıldızı"

 

Tanıdık sesi duymam la mercan'ın arkasından bakmayı bırakıp sesin geldiği tarafa döndüm. O adam bana sesleniyordu.

 

Yüzünü hala göremiyordum ama sesi tanıdıktı. Bu ses çok iyi tanıyordum ama bir türlü kimin olduğunu çözemiyordum.

 

"Bana gel Deniz yıldızı"

 

Bu ses.

 

Bu ses Ömer'in sesiydi.

 

"Ömer sen misin"

 

"Benim Deniz yıldızı. Hadi gel gitme zamanı geldi "

 

"Ömer yüzünü göremiyorum"

 

"Bana geldiğinde göreceksin yüzümü"

 

Yavaş adımlarla ona doğru yürümeye başladım. Her adım attığımda yüzün netleşiyor.

 

"Ömer"

 

"Deniz yıldızı"

 

Ömer'in yanına geldiğimde tam karşısına da durdum.

 

Ömer elleriyle yüzüme avuçladı.

 

"Evimizi beğendin mi"

 

"Ne evei"

 

"Orası bizim evimiz bizim için yaptım beğendin mi "

 

Eliyle biraz önceki evi göster di .

 

"Orası bizim mi"

 

"Evet "

 

​​​​​"Ömer biraz önce bir kız çocuğu gördüm"

 

​​​​​​Ömer kocaman gülümsedi. İlk defa bu kadar büyük gülümsemişti yanağındaki gamzeler belli oluyordu.

 

"Ela "

 

"Ela "

 

"Ela "

 

İsmimi duyuyorumdum ama ismimi söyleyen anlamıyordum. Etrafınmda dönüp sağa sola baktım ama hiç kimseyi göremedim tekrar Ömer'e döndüğümde ise Ömer de yoktu.

 

"Ömer"

 

Hızlı adımlarla kum ların üzerinde ilerleyip sağa sola döndüm ama hiç kimseyi göremedim.

 

Ömer biraz önce buradaydı nereye gitmiş.

 

"Ömer"

 

Geldiğim yöne baktığımda orada olan ev kaybolmuştu verandasına dikilen Mercan da yoktu.

 

Nereye gitmişlerdi.

 

Korkudan elim ayağım titremeye başlamıştı.

"Ela"

"Ela"

 

"Ela "

 

"Ela"

 

Sağa sola koşuyordum ama hiç kimseye göremiyordum adımı seslenen kimdi Ömer ve Mercan nereye gitmişti.

 

"Ömer"

 

"Mercan"

 

"Neredesiniz"

 

Koşmaktan yorulduğunda durdum hiç kimseyi bulamıyorum nereye gitmişlerdi.

 

Büyük bir gök gürültüsü doymamla kafamı kaldırıp gökyüzüne baktım. Güneşli hava bir anda kaybolmuş onun yerine kara bulutlar kaplamıştı gökyüzünü . Bir anda ortaya çıkan Rüzgar yüzünden etrafımı göremiyordum artık rüzgarın etkisiyle saçlarımı yüzüme geliyordu. Bir elimle saçlarımı topladım.

 

Gökyüzünde şiddetli bir şimşek daha çarptı .

 

Normalde Yağmur severdim şimşeklerden de korkmazsın ama şu an korkudan elim ayağım titriyordu.

 

"Ömer Mercan neredesiniz korkuyorum"

"Ela"

 

"Ela "

 

"Ömer neredesin"

 

"Ömer... Mercan ... Ömer"

 

"Nerdesiniz "

Kafamı kaldırıp tekrar gök yüzüne baktım. İlk defa yağmurun yağmamasını istemiyordum .

Çok üşüyordum Ömer'i ve Mercan'ı istiyordum .

 

Bakışlarımı gökyüzünden çekip tekrar etrafta gezdiriyordum ki bir anda patlayan silahla ağzımdan kocaman bir çığlık çıktı.

 

 

 

Korkuyla gözlerimi açtım . Yatığım yerden doğrulmaya çalıştım ama karnım saplanan acı yüzünden doğrulamadım . Nefes nefeseydim ter içinde kalmıştım .

 

Etrafımda sesler vardı ama ben neler olduğunu anlıymıyordum .

 

Nerdeydim ben .

 

En son sahil kenarındaydım .

 

Ömer nerdeydi .

 

Mercan nerdeydi .

 

"Ela ban bak . Sakin ol "

 

"Ela iyimisin "

 

"Ela kızım "

 

"Ela "

 

Kafamı kaldırıp bana seslenen kişilere baktığımda annemleri gördüm. Annem. ablam. babam Eftalya .Ferit. Hatta Hakan amca Selin Selma teyze buradalarda herkese etrafımda toplamış bana sesleniyorlardı .

 

Neredeydim Ben.

 

​​​​​​Bakışlarımı odanın içinde gezdirdiğimde buranın bir hastane odası olduğunu anladım.

 

​​​ Neden burdaydım .

 

Ne olmuştu bana.

 

"Ela kızım iyinmisin "

 

Babamın endişeli sesini duymamla kafamı kaldırıp ona baktım.

 

Yüzündeki endişeli ifade ile bana bakıyordu.

 

"Bir tanem iyi misin "

 

Babamın yanına hemen Annem geldi. Babam kadar o da endişeli gözüküyordu gözleri kıpkırmızı olmuştu . Büyük ihtimalle ağlamıştı.

 

Odadaki herkes merakla bana bakıyordu.

 

Nefesimi düzene sokup tekrar babama döndüm.

 

"Neredeyim ben. Ne oldu bana"

 

"Ömer'le birlikte iken ufak bir kaza geçirmesin güzelim şu an hastanedesin "

 

Doğru ya biz en son onunla birlikteydik.

 

Yaşadıklarımızı kesik kesik gözümün önüne gelmeye başladı.

 

Hayatımda yaşadığım en güzel anlardan birisiydi. Ta ki silah patlayana kadar.

 

Tekrar gözlerime odanın içinde dolaştırdım ama onu göremedim.

 

Neredeydi .

 

"Bir yerin ağrıyor mu Ela iyi misin hemşireyi çağırayım mı"

 

Kafamı sol tarafa çevirip Eftalya ya baktım yatağın kenarına oturmuş beni inceliyordu. Gözleri yüzümün her bir noktasında gezindi hasar tespiti yapmaya çalışıyordu . Eftalya benden daha kötü duruyor du gözleri ağlamaktan şişmiş güzel yüzü ise çok solgundu.

 

"İyiyim eftal "

 

"Kendini nasıl hissediyorsun Elacığım Bir yerin ağrıyor mu. Doktor çağırayım mı"

 

Yatağın önünde ayakta bana bakıyordu Hakan amca yüzündeki meraklı ifadeyle beni inceliyordu .

 

"Hakan doğru söyle kızım bir yerin arıyorsa hemen doktou çağıralım "

 

Dedi onun yanındaki Selma teyze.

 

"Ela ablacığım konuşsana . Bir yerin mi ağrıyor yoksa "

 

Dedi ablam o da Selma teyzenin yanında duruyordu.

 

"İyiyim abla. Biraz karnım acıyor o kadar odada dayanamayacak kadar büyük bir acı değil"

 

"Biz biraz odayı boşaltalım bence Ela rahat bir nefes alsın "

 

Dedi eftelya'nın yanındaki Ferit. Yüzündeki hafif bir tebessümle bana bakıyordu. Yine ben konuşmadan beni anlamıştı.

 

"Olmaz Ben kızımın yanından ayrılmam " dedi annem .

 

"Ferit oğlum doğru söylüyor biz çıkalım kız biraz rahat nefes alsın böyle herkes odadayken rahat edemez "

 

" Selma doğru söylüyor Hadi biz çıkalım da ela'da biraz nefes alsın" dedi Hakan amca.

 

"Bence de ben bile şu an nefes alamıyorum Ela yı düşünemiyorum bile "dedi Selin. İlk defa konuşarak .

 

Ablam yanıma gelerek yanağıma kocaman bir öpücük bıraktı.

 

"Daha iyi olacaksın güzelim merak etme "

 

Ona gülümsemekle yetindim. O da benden cevap alamayacağını anlamış olacak ki bana son kez bakıp odadan çıktı .

 

"Ben hemen kapının arkasındayım anneciğim bir şey olursa seslen tamam mı "

 

"Tamam anne"

 

Selma teyze annemin yanına gelip onun koluna girdi onu odadan çıkardı .

 

Onların gitmesiyle de babam yanıma gelip yanaklarımı kocaman öptü .

 

"Ben buradayım tamam mı güzel kızım sen dinlen yine geleceğim yanına bir şey olursa da seslenmekten çekinme "

 

Dedikten sonra o da hakan'a amca ile birlikte odadan çıktılar.

 

Onların gitmesiyle de selin tıpkı Eftalya gibi yatağın sağ tarafına oturdu.

 

"Diğerlerinden benim konuşma fırsatım olmadı geçmiş olsun Ela. Bizi çok korkuttun"

 

"Sağol Selin "

 

"Nasılsın daha iyi misin "

 

"İyiyim "

 

Kaşlarını kaldırdı .

 

"Gerçekten soruyorum nasılsın "

 

"Aslında karnım biraz sızlıyor "

 

"Neden daha önce söylemedin Ela . Hemen gidip doktora haber vermem lazım " dedi Ferit odadan çıkmak için hareket ediyordu ki onu durdurdum .

 

"Dur Ferit çok fazla acımıyor "

 

"Olsun ben yinede çağrıyım "

Ferit dışarı çıkmak için kapıya yönelmişti ki ondan önce biri davranarak kapıyı açtı.

Gelen kişiye bakmak için hepimiz kafamıza o tarafa çevirdiğimizde 30 35 yaşlarında iri yarı bir hemşire girdi içeri .

Odaya girdikten sonra arkasından kapıyı kapatıp bana doğru gelmeye başladı.

"Sonunda uyanmasını Ela hanım" dedi sesi hemşireye göre fazla serti .

"Biz de seni çağıracaktık arkadaşımın yarısı sızlıyor bir bakar mısınız" dedi Ferit.

"Elbet bakarım . Kendimizi nasıl hissediyorsunuz Ela hanım daha iyi misiniz "

"Evet iyiyim karnımda hafif bir sız var sadece"

"O ağrın normal korkulacak bir şey yok .Ben şimdi size bir ağrı kesici yaparım hiç bir şeyiniz kalmaz "

Dedikten sonra Ferit ve seline döndü .

"Benim hastamızın yarasına bakmam lazım . Sizden ricam beş dakika hastamızı yanlız bırakmanız "

"Burda kalsak ne olucak ki . Siz işinizi yapın bizim size ne zararımız olucak " dedi Eftalya hemşirenin dediklerine kızmış gibiydi .

"Eftalya haklı " dedi Selin

"Olamaz hastamızın biraz yanlız kalması lazım . Zaten kaç saattir burdasınız . Ela hanım yeni ameliyattan çıktı enfeksiyon kapabilir ben yarasına bakana kadar dışarıda kalmaz lazım " dedi hemşire kesin bir dile .

"Hemşire doğru söylüyor Hadi biz çıkalım . Hemşire işini yapana kadar Ela'yı biraz yalnız bırakalım " dedi Ferit.

Eftalya elimi güven verircesine sıktı.

"Bir şey olursa seslen hemen kapının arkasındayız "

"Seslenirim "

"Tekrar gecmiş olsun Ela "

"Sağol Selin "

Eftalya ve Selin odadan çıktıktan sonra Ferit yanıma gelip anlımı öptü .

" Hemen kapını arkasındayın bir şeye ihtiyacın olursa seslen güzelim "

"Tamam feritom "

Bana son kez bakıp odadan çıktı.

Onun gitmesi ile de hemşire cebinden bir iğne çıkardı .

"Bu iğne sayesinde hiç ağrınız kalmayacak Ela hanım "

Elinde tuttuğu iğneyi sağa sola salladıktan sonra bana yönelip kolumda takılı olan serumun yanına yaklaştı .

"İğne yaptıktan sonra üzerimizde yorgunluk olabilir. Çok kısa süre içerisinde de uykuya dalacaksınız zaten bunlar normal şimdiden söyleyeyim "

Dedikten sonra iğneyi seruma batıracaktı ki bir anda açılan kapıyla neye uğradığını şaşırdı . Bakışlarımızı kapıya çevirdiğimizde yüzünde büyük bir korkuyla Ömer içeri girdi. Elinde yeni fark ettiğim silahı hemşireye doğrultu .

"Kıpırdadığın an beynin delerim"

 

 

 

...

Bölüm sonu.

Bölüm nasıldı .

Ortalık yine karıştı .

Yorumlarınızı bekliyorum.

Bölüm atıp kaçıyorum Bir hafta boyunca çok yoğunum yeni bölüm ne zaman gel bilmiyorum.

Sonraki bölüm görüşürüzz oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayın :)

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Bölüm : 19.12.2024 23:32 tarihinde eklendi
Okur Yorumları Yorum Ekle
Hikayeyi Paylaş
Loading...