5. Bölüm

Tanıyorum,ama Nerden?

𝓑𝓵𝓪𝓬𝓴 𝓗𝓸𝓷𝓮𝔂
vatanugruna

Asilin ulamasıyla irkildim kalktım ve telefonumdam saate baktım.Saat daha sabahın 5'ydi.Tekrar uyumak isterdim ama küçüklüğümden beri bir kere uyanınca uyuyamazdım.Bende dışarı çıkıp spor yapma kararı aldım.Geceliğimi çıkarıp, eşofman ve t-shirt giydim.Odamızın kapısını açıp dışarı çıktım.Erkeklerin odasından biri çıktı,bu kişi Onur'du.Yanıma geldi ve biraz konuşmak istediğini dile getirdi.Bende kabul ettim ve yürümeye başladık.Onur yolda gördüğü bir çiçeği koparıp bana verdi."Ne için?"diye sordum."Seni seviyorum Asena ve yollarımız tek yol olsun istiyorum..." konuşmasına devam edecekken lafını böldüm ve "Biz yalnızca arkadaşız ve öyle de kalacağız ötesi olmaz" dedim.Tam gidecekken bileğimden sıkıca tutup geriye çekti."Hayır öyle olmayavak." dedi.Ona sert bir bakış attım ve bileğimi hiddetle çektim.Üstüne yürüdüm ve"Bir daha bana en ufak bir temasın olursa seninle çok daha farklı bir dilden konuşurum dedim ve sporuma başlamak için koşmaya başladım e tabi ısınmadan spor olmazdı.

Alp Kaya'nın ağzından:

Her sabah erken kalkar ve spor yapardım.Bugün de öyle yaptım.Tam koşumu bitirmiş sporuma başlamak için kulaklığımı takıyordumki şu yeni gelen iki hemşirenin seslerini duydum.Sesleri yüksek değildi ama duyabiliyordum.Beni alakadar etmediğini düşündüğüm için boşverip barfiks çubuğuma doğru gittim.Şimdi de görüş alanıma girmişlerdi.O Onur denen zübbe kadın hemşirenin kolunu bı anda tuttu, canı acımış olacakki yüzünde buruk bir ifade oluştu.Tam müdahale edecekken kadın hemşire bileğini çekti ve o zübbenin üstüne yürüdü.O zarif dış görünüşe rağmen içinden böyle birinin çıkması değişikti.Daha sonrasında kulaklığımı takıp sporuma başladım.

​​​​​​

Ya düşman devletler hâlâ uyanmamış ya da bizden uzak bir yerle mücadele içindeydi çünkü etrafta silah sesi dahi yoktu.Dağın başındaki bu sessizlik her ne kadar huzur versede bir yandan da insana korku veriyordu.Koşumu bitirmeye yakınken derin bir nefes veriş sesi duydum.Benden gelip gelmediğini sorguladım bı an ama hayır benden o kadar güçlü bir nefes çıkamazdı bu imkansızdı.Etrafıma bakındım ve üzerinde beyaz t-shirt altında siyah eşofman olan aynı zamanda terden veya sudan ıslak görünümlü saçlarının alnına düştüğü Tim başımız Alp Bey'i gördüm.Benim gibi erkenden kalkmış ve spor yapmaya başlamıştı.Kendini kaybetmişcesine barfiks çekiyordu.Tutunduğu demir onun ellerinden bıkmış ama o hâlâ o demirden bıkmamıştı.Kulağında kulaklığı vardı ve gözleri kapalıydı.Farketmemişim ama galiba ona bakarken bir şey düşündüğüm için bakışlarım üstünde kalmış.Bana bı anda"Niye öyle bakıyorsun Hemşire Hanım?" diye sordu.Ben bı an afalladım,o da bu halime güldü bende onun gülüşüne güldüm.Sorusunu güleç bir tavırla yineledi.Bende"Afedersiniz bir şey düşünüyordum dalmışım." diye cevap verdim."Sorun değil" dedi ve yeniden sporuna başladı.Bende hazır kimse yokken kahvaltı hazırlayayım dedim ve mutfağa gittim.Malzemelerin nerede olduğu bir kağıt üzerinde yazılıydı.Alp Bey'in gülüşü bana çok tanıdık gelmişti ama nerdendi onu hatırlayamadım.Sezen Aksu'dan bir parça açtım ve kahvaltı hazırlamaya başladım.Sezen Aksu çalınca aklıma hep Serçem gelirdi ve yine geldi.Küçükken menemeni çok severdi diye bende menemen yapmaya koyuldum.Tabii ki soğansız yapıyordum çünkü Serçem öyle severdi.Ben ise soğanlı severdim.Hatta küçükken hep bunun kavgasını yapardık Reyhan abla da tavanın yarısını soğanlı yarısını soğansız yapar böylece bu tartışmaya son getirirdi.O anılar aklıma gelince mutlu olmuştum.Evet belki annem ve babamı erken yaşta kaybetmiştim ama ailemi kaybetmemiştim.Benim ailem.Reyhan abla ve Serçemdi.Şuan her ne kadar görmesemde Serçem hâlâ aklımda ve kalbimdeydi.Neyse ya kahvaltı hazırlığına devam edeyim insanlar benim düşüncelerimi yiyemez ya.Belki menemen sevmeyen vardır diye yumurta da yaptım.Daha sonrasında hepsini masaya güzelce yerleştirdim.Sofrayı kurduktan sonra gidip kızları uyandırdım.Melahat abla hâlâ uyuyordu belki yorgundur diye onu uyandırmadık.Kızlar kıyafetlerini değiştirip mutfağa geldi.Beyler zaten yemeğin kokusunu alıp çoktan gelmişti.Kızlar direk geçip oturdu ben ise ayakta öylece dikildim.Emir Bey bana seslenip"Davetiye mi bekliyorsun Asena?" diyerek güldü.Bende gülüp oturdum.Bir tek Alp Bey'in ve Onur'un yanı boştu bende Onur'un yanına gidiyordum ama Alp Bey(Yanındaki sandalyeyi göstererek):"Gel buraya otur" dedi.Zaten Onur'un yanına oturmak istemediğim için gidip Alp Bey'in yanına gittim ve oturdum.

Onur:,Ooo hanımlar yemekler enfes kim yaptı bunları?, diye sordu.

Derin:,Asena yapmış ya.Ellerine sağlık canım,dedi.

Derin'e bakıp:,Afiyet olsun gülüm,dedim.

Murat abi:,Alp de menemene bayılır hele bı de soğansızsa aşk yaşar, dedi.

Alp Bey kafasını yukarı aşağı sallayarak onayladı ve menemenden bir parça aldı.Tadını sevmiş olacakki gözleri kapandı.Gözlerini açınca yüzünde anaokulunda şeker kazanmış bir çocuk ifadesi oluştu.Bana bakıp gülümseyerek: "Ellerine sağlık valla Asena" dedi.

Bende ona gülümseyip:"Afiyet olsun Alp Bey" dedim.

Bir tarafımda da Elfida oturuyordu.Kulağıma eğilip"Senle Alp Abiyi shipledim gitti." dedi.Sonrasında kahkahayı patlattı.Emir hayırdır der gibi bakınca ellerini sağa sola açıp bilmiyorum işareti yaptı.Ben de alttan dizine vurdum.Öyle bir çığlık attı ki yüreğim ağzıma geldi.Herkes yemeğe dalmıştı.Alp Bey'e baktım o da o sırada bana baktı ve bir kaç saniye öylece bakıştık.Dün gece de aynısı olmuştu.Gözleri, gülüşü her şeyi çok tanıdıktı ama nerden.

Alp Kaya'nın ağzından:

Hepimiz kahvaltı sofrasındaydık,herkes yemeğe dalmıştı.Kafamı kaldırdığımda Asena denen hemşire ile göz göze gelmiştik.Bir kaç saniye öylece birbirimize baktık.Dün gece de aynı şey yaşanmıştı.Gözlerine bakınca insan kendini gecenin içerisinde buluyordu.Simsiyah ama parlak gözleri vardı.Renkleri çok koyuydu ama dünyanın en belirgin rengi gibi görünüyordu.Gözleri çok tanıdık geliyordu ama nerden bilemiyordum.Ben bunları düşünürken kafasını çevirdi ve bende aynı şekilde kafamı çevirip yemeğe döndüm.Döndüm dönmesine de düşünmekten bir şey yiyemiyordum.Nerden tanıdık geliyordu bu sima?

 

Kafamı çevirdim ve yemeğe döndüm ama Alp Bey'in nerden tanıdık geldiğini düşünmekten bir şey yiyemedim.Herkes kahvaltısını bitirince kızlarla tabakları kaldırmaya başladık.Onur haricindekiler hâlâ oturuyordu.Onur da sigara içmeye çıkmıştı.Ne buluyordu ki şu saçma şeyde.Biz bulaşıkları yıkayacakken Emir Bey: ,Hanımlar buyrun siz oturun bulaşığı da biz halledelim., dedi.

Ben:"Estağfurullah Emir Bey öyle bir şey olur mu?"dedim.Kızlar çoktan masaya geçmiş sohbete başlamıştı.Emir Bey bana güldü ve:"Bey demene gerek yok ismim Emir Bey değil yalnızca Emir.Ayrıca hep siz mi yapacaksınız hem biz bulaşık yıkamayı çok severiz(gülerek)."dedi.Sonrasında da beni omuzlarımdan itekleyerek masaya doğru yönlendirdi.Yıldız da telefonundan şarkı açtı ve şarkı başladı:

Ne böyle senle ne de sensiz

Yazık,yaşanmıyor çaresiz

Ne bir arada ne de ayrı olmak imkansız

Hiç sebepsiz

...

Şarkı çalarken bir yandan da bir ses şarkıya eşlik ediyordu.Nerden geldiğini anlamaya çalışırken Yıldız kaşlarıyla Alp Bey'i işaret etti.Gerçekten de o söylüyordu.Sesi çok hoştu,insana huzur veriyordu.Normal konuşurkenki o tok ses yoktu.Yerine tüm duyguları hissettiren bir ses vardı.Şarkıyı dinleyerek değil de yaşayarak söylüyordu sanki.Bu düşüncelerden ayrılmamı sağlayan şey bir tabak kırılmasıydı.Murat abi bir tabak düşürmüştü.Tam eğilip toplayacakken, Alp Bey :"Ben hallederim" dedi.

Yerde ki cam kırıklarını toplamaya başladı.Kızlar mutfaktan dışarı çıktılar.Çıktıktan sonra da Emir'i, Oğuz abiyi ve Murat abiyi çağırdılar.Mutfakta yalnızca ikimiz kalmıştık.Alp Bey cam kırıklarını toplarken ufak bir inilti sesi geldi.Alp Bey'e baktım,eline cam girmişti.Girişteki ilk yardım kutusundan sargı bezi ve tentürdiyot alıp onun yanına gittim ve elini tutup çektim.

-"Gelin pansuman yapalım,yoksa mikrop kapar."dedim.

Elini gelir çekti ve ben geri tuttum.

:" Asena!" dedi.

Kafamı kaldırıp ona baktım.Aramızdaki boy farkını o an farkettim.Ben 168 falandım o ise rahat 190 vardı.O bana tepeden ben ona aşağıdan bakıyordum.Yine bir süre öylece baktık.Sanki biz konuşamıyorduk ama gözlerimiz konuşuyordu.Kafamı indirdim ve indirmemle çenemden tutup kaldırması bir oldu.

Alp Kaya:Sensin,evet sensin.

O anki hareketi beni etkisi altına almıştı.

Asena:Kimim?

Beni kendine çekti ve sarıldı.Ben şok üstüne şok yaşıyordum.Ama bu koku bu koku tanıdıktı.O an beynimden vurulmuşa döndüm.Serçemin kokusuydu.

Sesi kısıkta olsa çıktı:Tilkim.

Bir süre öyle kaldık ve daha sonrasında geri çekildik.Birbirimize öylece gülümsedik.Ve bam silah sesi her şey o an dağıldı.Silah sesini Oğuz abinin çığlığı takip etti "Alp" diye bağırdı.

 

 

 

Bölüm : 18.11.2024 23:02 tarihinde eklendi
Okur Yorumları Yorum Ekle
İçindekiler
Hikayeyi Paylaş
Loading...