6. Bölüm

Uzun Zaman Sonra Gelen Huzur

𝓑𝓵𝓪𝓬𝓴 𝓗𝓸𝓷𝓮𝔂
vatanugruna

Oğuz abinin bağırması üstüne koşarak dışarı çıktık.Ardı ardına silah sesleri geliyordu,sabahki sessizlik fırtına öncesi sessizlik olmalıydı.Oğuz abigilin olduğu tarafa doğru ilerledik.Yerde Yıldız yatıyordu ve bacağından kan akıyordu.Oğuz abiye onu hastaneye taşımasını söyledim.Ben,Onur,Oğuz abi ve kucağındaki Yıldız hastaneye gittik(savaş alanındaki bir çadır).Girişte bulunan önlüğü giyip eldiven taktım.Bu sırada da Onur ve Oğuz abi Yıldız'ı sedyeye yatırmıştı.Yıldız'ın pantolonunu kanayan yerin etrafı açılacak şekilde kestim.Kurşun çok derine girmemişti hâlâ görülebiliyordu.Bistüri(ameliyatlarda kullanılan kesici alet)yardımı ile kurşunun girdiği yeri biraz daha kestim ve pense yardımı ile kurşunu çıkardım.Onur da ardımdan makas,iğne ve ameliyat ipi ile Yıldız'ın dikişinin ilk sırasını dikti.O bir sıra dikip bana kes diyordu bende ipi kesiyordum.Yarayı diktikten sonra çok sıkmadan bacağını sardık.Oğuz abinin korkudan elleri titremeye başlamıştı.Böyle bir adamı bu halde görmek gerçekten değişikti.Gerçi benim de kardeşim olsa ve kurşun yese bende bu halde olurdum.Hatta çok daha kötü olurdum.Biz Yıldız ile ilgilenirken timin diğer üyeleri ve diğer askerler görev yerlerinde düşman devletlerle mücadele ediyordu.Dışarı çıkacağım sırada Oğuz abi beni durdurup çatışma bitene kadar burada Yıldız ile kalmamı istedi bende kabul ettim ve Yıldız'ın yanındaki sandalyeye oturdum.Onur da benimle kaldı ama Oğuz abi diğerlerinin yanına gitti.Oturup düşünmeye başladım"Askerlik ne kadar kutsal bir meslekti,vatan uğruna ölmeyi göze alıyordu onca kişi.Sırf şu vatan için ailelerinden,mallarından en önemlisi canlarından vazgeçebiliyorlardı.Bizler aynı şeyleri yapabilir mıydık?Başka hayatlar uğruna kendi hayatımızdan vazgeçebilir miydik?Bilmiyorum,ama söz veriyorum bu vatan uğruna canımı dahi vermem gerekse tek dakika düşünmeden vericem.Gerekirse hayatım bitecek ama bu ülke bizim ellerimizden gitmeyecek."

Ben bunları düşünürken çok farklı bir hisse kapıldım.Asla kötü bir his değildi, sevinç değildi,gurur değildi, hüzün değildi.Neydi bu?

Aşktı galiba,vatana olan aşk.Her aşk elbet biterde ben ve benim gibilerin vatan aşkı bitmez.Vatana olan sadıklığımız bitmez.

Onur'un omzuma dokunması ile irkildim.Gözlerime baktı,bana bakınca gözleri parlıyordu,beni seviyordu ama ben ona öyle bakamıyordum önceden arkadaşca bakarken sabahki olaydann sonra nefretle bakmaya başlamıştım.Yanımdaki sandalyeyi bana çevirerek yanıma oturdu ve söze başladı:

"Sabah yaptığım için çok özür dilerim,aniden oldu canını yakmak istememiştim...

Sözünü kestim tam konuşacakken

(Sözlerine devam ederek)

 

lütfen bir şey söyleme yalnızca dinle.Bu sefer yalnızca konuşacağım.Söz veriyorum.Bak Asena,ben seni ilk gördüğüm andan beri seviyorum.Seni o üniversitede ilk gördüğüm an zaman durdu,herkes durdu,her şey durdu,tüm sesler sustu.Yalnızca sen kaldın.Dersleri seni izlemekten dinlemez oldum.Hatta hatırlarsın belki bana sen anlatırdın dersleri.Bir iki saat boyunca sen konuşurdun ben seni izlerdim.Sesinde güzelliğinde kalbime işlenirdi.Sırf senin sesinden duyuyorum diye unutmazdım hiç bir şeyi.(Cebinden bir kalem çıkararak)Bak bu kalemi bana ders anlatırken unutmuştun,sana vermek istediğimde ise bana hediye etmiştin.Üstünden 4 sene geçti ama ben hâlâ saklıyorum.Bu kalemi cebimde,sevdamı kalbimde taşıyorum ve hep taşıyacağım çünkü sen sev ya da sevme ben seni sevmeye devam edeceğim.Ömrüm seni gördüğüm gün başlamış aslında çünkü sen nefes olmuşsun bana.Yıllarca içimde yaşadım sırf seni kaybetmiyim,en azından arkadaşlığımız zarar görmesin diye ama olmadı be yapamadım sevdamı kalbime sığdıramadım.(gözleri doldu)Sen sevmesende seviyorum seni ve teşekkür ediyorum öğrettiğin için bana sevmeyi."

Bileğimi tuttu, bileğim morarmıştı.Bileğimi bırakıp dolaptan bir buz torbası aldı ve tekrardan bileğimi tutup buzu hafifce moraran yerin üzerine koydu.O sırada içeri Alp geldi.Yanımıza geldi ve Onur'un elinden buzu aldı.Onur'u kolundan tutup dışarı kadar çıkardı.Daha sonrasında yanıma gelip oturdu.

-"Sana yine bir şey yapmadı değil mi?"

diye sordu.Sabah olanları görmüş olmalıydı.

-"Hayır yapmadı." dedim.

Bileğimi tutup yavaşca buzu koydu.Üzerini değiştirmişti.Üzerinde asker üniforması vardı.Bu üniforma herkese çok yakışıyordu ama ona ayrı bir yakışmıştı.Kasları iyice belli oluyordu.Hele beresi...

Kafasını kaldırdı ve bana baktı bende ona baktım uzun uzun baktık bu sefer sanki her bakışıyla yeniden doğuyordum.O yemyeşil gözler bir orman gibiydi ve bu orman beni içine çekiyordu.

Alp Kaya'nın ağzından:

Onur denen zibidiyi Asena'nın yanında görünce kan beynine sıçradı ve gidip onu kaldırdım.Bu sefer ben yanına oturdum ve bileğini tuttum.Morarmış yerine hafifçe buzu koydum.Bileğine dahi dokunmak çok farklı bir his uyandırıyordu.Kafamı bileğinden kaldırıp gözlerine baktım o da bana baktı.Daha öncede böyle bakışmıştık bir kaç defa ama Tilki ve Serçe olduğumuzu bilmeden.Bu sefer aslında kim olduğumuzu bilerek baktık birbirimize uzun uzadıya baktık.Her bakışıyla kalbim daha da hızlanıyordu.O simsiyah gözler beni içine çekiyordu.Gözlerinin mi Asena'nın mı bilmem ama o an gerçekten kendimi ona doğru yaklaştırdım.Aramızdaki mesafe çok azalmıştı ve o anda Yıldız öksürdü.Biz hemen birbirimizden uzaklaştık.Asena kalkıp Yıldız'a baktı.Yıldız çok şükürki uyanmıştı.Asena Yıldız'ın oturur pozisyona gelmesi için yardımcı oldu ve bende Yıldız'a bir bardak su uzattım.Asena Yıldız ile ilgilendi ben ise onu izledim.Küçükkende böyleydi fazla iyi,fazla merhametli.Bir süre daha onu izledim.Dışardaki çatışma sesleri yok denecek kadar azalmıştı.

(...)

Akşama çatışma sesleri iyice durdu ve bende dışarı çıktım.Ben ve Yıldız haricindeki diğer tim üyeleri taşların üstüne oturmuş kahve içiyorlardı.Onur'un yanındaki taşlardan biri boş olduğu için yanına gittim ve oturdum.Bir şey düşünüyordu çok belliydi, geldiğimi dahi farketmemişti.Hafifce omzuna dokundum.Bana döndü ve gülümsedi.Her zamanki gülüşü değildi bu altında hüzün yatıyordu.Sebebini anlamam zordu sorsam dahi anlatmazdı bu Onur'du.Her derdini içinde yaşayan herkesçe güçlü bilinen ama duygusal olan biriydi o.Belki iyi gelir diyerekten konuşmaya başladım.O da benimle konuştu.Üniversite yıllarımız üstüne konuşuyorduk.Komik anılarımızdan bahsettikçede gülüyorduk.Biz sohbete dalmışken gözüm bir anda Alp'e takıldı,gözlerini bize takmış dik dik bakıyordu.Buna pek anlam veremedim ve Onur ile olan sohbetime geri döndüm.Biz bir süre daha öyle konuştuk.Oğuz abi de gidip tekerlekli sandalye ile Yıldız'ı getirdi.Murat abi radyoyu çalıştırdı ve şarkı başladı.Başlayan şarkı beni şaşırtmadı çünkü Alp'in bulunduğu ortamlarda şarkılar Sezen Aksu'nun olurdu.

Geri dön, geri dön

Ne olur geri dön

Uzanıp tutuver elimi bir gün

Utanır, diyemem, ne olur geri dön

Ben ve Alp dışında kimse şarkıya eşlik etmiyordu.Belkide bilmiyorlardı ama ben ve Serçem bu şarkıları küçüklükten beri biliyorduk.Bir yandan söylüyordum bir yandan Alp'e bakıyordum.Sezen Aksu şarkılarını söylerken çok başka gelirdi gözüme küçüklükten beri.Ona şarkı söylerken bakınca o küçük ortaokul çağındaki Alp'i hatırladım,işi gücü haylazlık olan Alp'i.Bu düşünceler gülümsememe sebep oldu.

Alp Kaya'nın ağzından:

Asena bana bakıp gülümsemişti.Öyle güzel gülüyorduki o gülünce her şey kayboluyor yalnızca o kalıyordu.Gülüşünü sevdiğim kadın...

Saat ilerliyordu ve bizimkiler yavaş yavaş odalarına çekiliyordu.Sırayla timin tüm üyeleri odalarına gitti.Bir ben ve Asena kaldık.Mutfağa gidip bize iki kahve yaptım ve yanına gidip oturdum.Beraber gökyüzünü izledik.Biz gökyüzünü izlerken bir yıldız kaydı ve Asena'ya bir dilek dilemesini söyledim.Gözlerini kapatıp bir şeyler söyledi ve gülümsedi daha sonrasında yeniden gözlerini açtı ve "Hadi sende bir dilek dile." dedi.Ona "Benim dileğim seni bulmaktı ve seni buldum daha başka bir şey istemiyorum."dedim.Normalde insanlara temas etmeyi hiç sevmezdim ama o an başımı Asena'nın omzuna koydum.Yaptığımdan utandım ama bana huzur vermişti.Onu rahatsız etmiş olabilirim diye tam kafamı çekecekken o da kafasını benim kafamın üstüne koydu.O an kıyamet kopsa ruhum duymazdı.İçimde yıllar sonra öyle bir huzur duydumki sonsuza dek öyle kalabilirdim.Bir süre öyle kaldık ve daha sonrasında Asena uyuya kaldı.Galiba bende uyuya kaldım çünkü oradan sonrasını hatırlamıyorum.

Asena'nın ağzından:

Gecenin bir saatinde uyandım.Alp'in kafası omzumda benim kafamda onun kafasının üstündeydi.Yavaşca kafamı kaldırdım ama onu uyandırmamak için ayağa kalkmadım.Evet belki bir iki saat uyumuştum ama uzun zaman sonraki en huzurlu uykumdu.Alp bana hep huzur vermişti bu zamana kadar hâlâ da veriyordu...

Bir süre öylece gökyüzüne baktım.Asil'in ulumalarını dinledim.Aklıma Onur'un hastane çadırında söyledikleri geldi.Beni onca sene sevmişti ve gerçekten eğer anlattığı gibiyse hâlâ seviyordu ve güzel de seviyordu ama ben ona o gözle bakamazdım.Arkadaşım olan birine nasıl o şekilde bakabilirdimki.Ben bunları düşünürken galiba yeniden uyuya kalmıştım çünkü en son kafamın yeniden Alp'in kafasına düştüğünü hatırlıyordum ama sonrası yoktu.

 

 

 

 

Bölüm : 19.11.2024 22:54 tarihinde eklendi
Okur Yorumları Yorum Ekle
İçindekiler
Hikayeyi Paylaş
Loading...