
Telefonumun alarm sesiyle gözlerimi araladım. Etrafa bakınca tanımadığım bir odada olduğumu anladım. Ağrıyan başımla elimi alnıma götürüp sıvazladım. Anlaşılan yine içkiyi fazla kaçırmıştım.
Ne vardı da Merve'ye uydum diye düşünürken belime bir çift kol sarıldı ve beni kendine çekti. Gözlerim şaşkınlıktan açıldı. Arkama bakmaya korkuyordum. Cesaretimi toplayıp kafamı çevirdim. Gördüğüm yüzle dumura uğradım.
"Fırat." diye fısıldadım şaşkınlıkla. Sesimi duymuş olacak ki gözleri kapalı "Hmm." tarzı bir ses çıkardı. Hala uyuyordu. Gözlerimi yumup elimi alnıma vurdum.
Bu durum hiç iyi olmamıştı. Fırat bundan cesaret alıp daha rahat davranmaya başlayacaktı. Bundan önce ben onu durduruyordum o da istemediğimi düşünüyordu ama sanırım artık istediğimi düşünecekti. İşleri karmaşıklaştırmada üstüme yok gerçekten.
Komidinin üstünden telefonumu alıp saate baktım. 7'ydi. Kalkıp hazırlanıp okula gitmem lazımdı ama ondan önce eve uğrasam iyi olacaktı. Çantamı en son Fırat'ın arabasında bir yere atmıştım hala ordadır diye düşünüyordum.
Saate bakarken bildirimler dikkatimi çekti. Koray gece bir iki kere aramış. Kaşlarım çatıldı. Birine bir şey mi olmuştu acaba? Annemle dün akşam bara gitmeden önce konuşup arkadaşımda kalacağımı söylemiştim ondan sonra daha konuşmamıştım.
İçime dolan korku ve endişe ile mesajlarına bakınca nerde olduğumu sorduğunu gördüm. Gözlerimi devirdim. Ben de bir şey oldu sanmıştım. Anlaşılan beni merak etmişti. Dudaklarımı büzdüm. Vay be Koray beye bakın istemediği kardeşini merak etmiş.
Tekrardan saate bakınca oyalandığımı anladım. Yatakta doğrulup göz ucuyla yerde eşyalarımı aradım. Bulunca hızla giyip banyoya ilerledim. Banyoda işimi halledip çıktım. Mutlaka eve gidip duş almalıydım. Odaya geri dönünce Fırat'ın uyandığını gördüm.
Beni görünce yüzü aydınlandı. Sanırım gittiğimi düşünmüştü. Yani uyanmasa tam olarak onu yapacaktım ama neyse.
"Günaydın." dedi yeni uyandığı için çatallanmış sesiyle. Ben de "Günaydın." dedim. Gözleri üstüme kayınca kaşları çatıldı. Tam ağzını açacakken konuştum.
"Çıkmam gerek. Okuldan önce eve uğramalıyım." dedim. Hoşuna gitmediğini bakışlarından anlamıştım. Anlaşılan beyefendinin beklentisi farklıydı ama maalesef istediği olmayacaktı. Daha yattığımız gerçeğini kabullenememiştim.
Yataktan kalkıp üstünü giyinmeye başlayınca beni eve bırakacağını anladım. Arkamı dönüp odadan çıktım. Arkamdan sinirli bir nefes sesi duysam da umursamadım. Salonda beklemek daha doğruydu bence. Gece her ayrıntısını görmüş olabilirdim ama hatırlamıyordum ve bir daha görmek istediğimi de sanmıyorum.
Merdivenlerden aşağı inince salon olduğunu tahmin ettiğim odaya girdim. Koltuğa oturup az önce olanları düşünmeye başladım.
Kafamı duvara vurmak istiyordum. Verdiğim karardan pişman olmuştum ama geri dönmek için çok geçti. Ne zamana kadar böyle gidecek bilmiyorum fakat uzun sürmeyecek gibi görünüyor. Bu iyi mi kötü mü bilmiyorum bildiğim tek şey olayların daha da sarpa sardığı.
Merdivenlerden gelen sesle Fırat'ın aşağıya indiğini anladım. Ayağa kalkıp salondan çıktım. Dalgın dalgın yürürken birden karşımda onu gördüm. Tam dib dibe gelmiştik. Gözlerime yoğun bir şekilde bakarken dayanamayıp söze girdim.
"Hadi çıkalım." dedim gözlerimi gözlerinden çekip yere bakarken. Cevap vermeyince yanından geçip gidecektim ki belimden tutarak beni engelledi. Dönüp ona bakınca kırıldığını anladım ama yapabileceğim bir şey yoktu. Ben de böyle olmasını istemezdim.
"Pişman mısın?" diye sorunca ne diyeceğimi bilemedim. Dudaklarımdan sadece "Olmaması gerekiyordu. Erkendi." sözleri çıktı. Beklentisinin farklı olduğunun farkındaydım fakat beni de anlamalıydı. Sarhoştum ne yaptığımın farkında değildim sonuçta.
Kısa bir süre bana baktı sonra kafasını sallayıp dışarı çıktı. Dolan gözlerimi toparlayıp peşinden çıktım. Dışarıya çıkınca Fırat'ı arabasının yanında bir adamla konuşurken gördüm. Adama bakınca yardımcıları olduğunu anladım. Hızla yanına gidip "Hadi çıkalım artık." dedim. Fırat kafasını sallayıp adama dönüp "Dediklerimi anlamışsınızdır umarım." dedi ve şoför koltuğuna doğru ilerledi.
Adama dönüp bakınca kızgın bir şekilde Fırat'a baktığını gördüm. Aralarında bir olay olmuştu sanırım ama beni ilgilendirmediği için önemsemedim. Adam birden dönüp bana bakınca kafamı çevirdim. Çevirmeden önce şaşkınlıkla bana baktığını gördüm. Nedenini anlamasam da umursamadım.
Araba yolculuğumuz sessiz şekilde geçerken arada Fırat'ın direksiyonu sıktığını görüyordum. Mahallenin içine girince tedirgin oldum. Fırat da hissetmiş olacak ki alayla sırıttı. Sinirli bir nefes verip etrafa baktım. Resmen benimle alay ediyordu.
Şansıma yoldan gelen geçen yoktu. Bir de mahallelinin ağzına düşüp Korayla uğraşmak istemiyordum. Eve çok yaklaşmadan sokağın başında durdu. "Sonra konuşuruz." diyip arabadan indim. Gazı kökleyip hızla uzaklaştı. Arkasından hayvan diye söylenmeyi unutmadım.
Kapının önüne gelince hala evin anahtarını almadığımı fark ettim. Bahçeden eve girsem daha iyi olacaktı. Arkadan dolanıp eve gireceğim sırada "Ooo Duygu Hanım eve erken teşrif ettiğiniz için teşekkürler." diyen alaycı sesi duydum. Arkam dönükken bile Koray'ın sırıtan yüzünü görebiliyordum.
Arkamı dönünce tahmin ettiğim gibi sırıtan Koray'ı gördüm. Ellerimi yumruk haline getirip sıktım.
"Ne var Koray?" diye sordum öfkeyle. Onun sırıtan yüzünü gördükçe öfkem kabarıyordu.
"Aa sevgili kardeşim ayıp ediyorsun." dedi dudaklarını bükerek. Gözlerimi devirip arkamı dönerek yürümeye başladım. Şu an onunla uğraşamazdım.
Bir iki adım atmıştım ki Koray'ın "Annen görüşmeni kesinlikle istemediği çocukla görüştüğünü biliyor mu?" diyince olduğum yerde durdum. Bunu nerden biliyordu ki?
Geçmiş
Odamda makyaj masamın koltuğuna oturmuş saçlarımı tarıyordum. Bir yandan da Fırat'ı düşünüyordum. Bugünkü tavırları aramızdaki ilişkiyi düşünmeye itmişti beni.
Kapının açılma sesiyle arkamı döndüm. Annemi görünce şaşırdım çünkü uyumaya gideceğini söylemişti.
"Bir sorun mu var anne?" diye sordum. Yüzü sıkıntılı duruyordu.
Annem derin bir nefes alıp verdi. Yatağımın üzerine oturup eliyle yatağa hafifçe vurdu. Yanına oturmamı istiyordu.
Dediğini yapıp yanına oturdum. "Anne korkutuyorsun beni." diyince "Sakin ol önemli bir şey değil." dedi.
Merakla diyeceği şeyi bekledim. Onun için önemli olduğu belliydi. Tedirgindi ama heyecanını gizlemeye çalışıyordu.
"Biz Ekrem ile evlenmeye karar verdik ama sen hayır derse-" derken sözünü kesen benim çığlığım oldu. Hızla ayağa kalkıp "Gerçekten mi?" diye bağırdım.
Annem şaşkınlıktan olsa gerek kafasını salladı. Anneme sarılıp "Çok mutlu oldum anne. Umarım sen de hep mutlu olursun." dedim. Benim mutlu olmamdan kaynaklı o da mutlu olmuştu. Bana sarılarak "İnşallah anneciğim." dedi.
Bir süre sonra ayrıldığımızda "Konuşmak istediğim bir konu daha var." dedi. Kafamı sallayarak devam etmesini bekledim fakat beklediğim asla bu değildi.
"Bugün Ekremle beraberken seni biriyle gördüm. Bir erkekle." diyince ne diyeceğimi bilemedim.
"Anne çok hızlı gelişti sen sürekli Ekrem amcayla ilgileniyordun anlatama-" derken sözümü kesti. "Kızım senden hesap sormuyorum sadece bana anlatmadığına bozuldum ve o çocuğu gözüm tutmadı." dedi. İkinci dediğinde biraz haklı olabilirdi.
"Bilmiyorum anne. Emin değilim ondan." diyince kafasını salladı. Benden aldığı cesaretle birlikte "Anlaşılan senin için oluru yok bu işin. O zaman bir daha görüşme." diyince kafamı salladım.
Günümüz
Şaşkınlıkla arkamı döndüm. "Sen bunu nerden biliyorsun?" diye sordum. Göz kırparak "Gittiğin yerlerde etrafa iyi bak olur mu?" dedi ve yanımdan geçip gitti.
Gözlerimi kapatıp açtım. Dün gece Fırat'ın hareketleri aklıma geldi. Kesinlikle Korayları gördüğü için öyle davranmıştı.
"Yaktım seni Fırat." diye kendi kendime söylenip eve girdim.
| Okur Yorumları | Yorum Ekle |