Sonunda yeni bölüm geldii5
Daha uzun yazmak isterdim ama biraz kısa oldu kusura bakmayinn3
Duru'nun gözüme soktuğu zümrüt yeşili mini eteğe baktım. "Çok güzel değil mi?"
Elimi eteğe uzatıp yüzümden uzaklaştırdım. "Az önce güzel demiştim ya Duru!"
Gözlerini devirdi. Sabırsız ve heyecanlı hali yüzüne yansıyordu.
Beren ve Baran'ın doğum günü bugündü ve Duru'yla hazırlanıyorduk. Okul çıkışı Duru'nun evine gelmiştim hazırlanmak için.
Tabii ben hâlâ zamanımız olduğu için Duru'nun yatağına yatmış hazırlanmamıştım, o hazırlanıyordu.
"Sen ne zaman hazırlanmayı düşünüyorsun Beste?"3
"On dakikaya kalkarım." dedim yattığım yere daha da yerleşerek. Duru'nun yatağının ayrı bir rahatlığı vardı. Sanki beni içine çekip uykuya davet ediyordu.
"Ya Beste, gecikeceğiz ama." dedi oflayarak.
Tekrar göz devirdi. Rahat hareketlerden nefret ederdi ve ben şuan da fazlasıyla rahat davranıyordum.
"Arkanı dön, üstümü değiştireceğim."
Duru'ya sırtımı dönerek gözlerimi kapattım. "Hediye aldın mı?"
Kıyafetlerini değiştirirken "Hı hı." diye bir mırıltı çıkardı. "Beren'e kazak aldım. Baran'a da şu istediği figürlerden aldım."
Ben Beren'e de Baran'a da lego seti almıştım. Beren küçüklüğünden beri Harry Potter hayranı olduğu için ona Hogwarts Şatosunu, Baran'a da Iron Man figürü almıştım. Kesinlikle beğeneceklerdi.5
Duru'nun "Giyindim, dönebilirsin." demesiyle geri ona döndüm.
Beğeniyle ona baktım. Üzerine beyaz uzun kollu bir bluz giymişti. Altında ise düğme detaylı zümrüt yeşili mini etek giymişti. Uzun turuncu saçlarına çok yakışmıştı.
"Kız çok güzel olmuşsun." dedim samimi bir hayranlıkla.2
Elinin tersiyle saçlarını arkaya savurdu. "Teşekkür ederim canım." Arkasında ki aynadan kendine baktı. "Kız harbi çok güzel olmuşum."
Tekrar bana döndü. "Kalk sende hazırlan ya."
"Üf Duru." diyerek yatakran kalktım ve kıyafetlerimin olduğu çantama ilerledim. Bende lila renginde bol bir kazak ile siyah pileli etek giyecektim.
Kıyafetleri çantamdan çıkarıp kenera koydum ve Duru'ya döndüm tekrardan. "Takıları senden alacağım haberin olsun."
"Tamam." diyerek odadan çıktı.
Hızlıca kıyafetlerimi değiştirdim ve aynanın karşısına geçtim. Aslında basit bir kombindi ama hoş duruyordu. Saçımı da Duru'ya yaptırırsam harika olacaktım.
Hava biraz soğuktu aslında külotlu çorap giysem iyi olurdu. Zaten sürekli hastaydım tekrar hasta olmak istemiyordum.
Duru'nun çoraplarının olduğu çekmeceden ince siyah bir külotlu çorap alıp bacaklarıma geçirdim. Böyle daha iyiydi.
Duru kapıyı tıklatıp odaya girdi. Bir süre beni süzdükten sonra kocaman gülümsedi. "Ooo güzellik," Yanıma geldi. "Kız çok güzel olmuşsun."
Bende onun yaptığı gibi elimin tersiyle saçlarımı arkaya savurdum. "Teşekkür ederim canım." dedim onu taklit ederek.
"Ay neyse," Kolundan tutup onu makyaj masasına çekiştirdim. "Saçımı bağlasana, yanlardan iki tane küçük tutamlar olacak şekilde."
"Peki." diyerek eline tarağı aldı.
Başımı Oğuz'un göğsüne daha da bastırdım. Bugün farklı bir parfüm sıkmıştı. Hep kullandığı bana kendimi güvende hissettiren o parfüm çok daha güzeldi. Bunu beğenmemiştim.2
"Ya pastam ne zaman gelecek!" diye mutfaktakilere bağıran Baran'a döndü bakışlarım.
Tuğba ile Miraç iki saattir pastanın mumlarını yakıp getireceklerdi. Tabii sadece mum yakacaklarından emin değildim. Son zamanlarda aralarında ki yakınlık gözümden kaçmamıştı.1
Pastayı getirmeleri uzun sürünce bende koltukta genişçe oturan Oğuz'un yanına oturmuş sarılmıştım.5
Saçlarımın arasına küçük bir öpücük bıraktı. "Çok güzelsin Beste."8
Cümlesi kalbimde minik kıpırtılara sebep olurken yanaklarımın kızardığını hissettim.1
"Teşekkür ederim." dedim kısık bir sesle.
"Rica ederim." dedi benim gibi kısık sesle.2
Bir anda ışıklar kapandı ve salona elinde mumları yanan pastayla Tuğba girdi. Arkadan da doğum günü şarkısı çalmaya başlamıştı.
Beren ve Baran oturdukları yerlerden kalkıp süslenmiş masaya ilerlediler. Tuğba'da pastayla onlara yaklaştı.
Birkaç kişi alkış tutarak şarkıya eşlik ediyordu.
Bende gülümseyerek Oğuz'u kolundan çekip oturduğu yerden kaldırdım ve arkadaşlarımızın yanına götürdüm.
İkizler gülerek 18 yazan balonların önüne geçti. Beren pastayı Tuğba'nın elinden alarak ikiziyle arasına tuttu.2
Hızlıca daha önce tutması için Oğuz'un eline vermiş olduğum telefonumu alıp kamerayı açtım.
Birkaç fotoğraf çekerkende onları izliyordum. Çok mutlu duruyorlardı. Bende onlar kadar mutluydum. Tüm çocukluğumun beraber geçtiği insanların mutlu olması benimde mutlu olmam demekti.
Aralarında küçük bir bakışma geçti ve ikisi de aynı anda mumları üflediler. Herkesten gürültülü bir alkış koparken gülümsemem sebepsizce daha da büyüdü.
Işıklar tekrar yanarken başımı çevirip Oğuz'a baktım. O da gülümsüyordu.
Eslem'e bakıyordu.12
Esleme gülümseyerek bakıyordu.11
Hemen çarprazımızda ki arkası bize dönük olan arkadaşıyla konuşan Eslem'e bakıyordu.
Gülümsemem yüzümde solarken kollarım iki yana düştü. Eslem'e bakmıyordu değil mi? Ben yanlış yerlere çekiyordum değil mi? Evet, evet ben yanlış yerlere çekiyordum. Neden Eslem'e öyle baksın ki?5
Oğuz'un yanında yavaşça ayrılarak Beren'imin yanına geçtim. Beni yanında görmesiyle gülüşü daha da büyüdü ve gamzeleri belirginleşti. Bende gülümsedim.1
"İyi ki doğdun güzelim." Sarılması için kollarımı açtım.
Hemen kollarıma girip sarıldı ve yanağımdan öptü. "Teşekkür ederim."
Yan tarafımızın birinin daha sarıldığını hissettim. Başımı Beren'in boynundan kaldırıp baktığımda Baran'ın da bize sarılmış olduğunu gördüm.
Saatlerdir eğleniyorduk. Yerde oturmuş çeşitli kart ve kutu oyunları oynamıştık.
"Sonra," Doğu gülmekten konuşamıyordu. Parmağıyla gözünden akan yaşları sildi. "Sonra da," Yaklaşık bir saattir Baran'ın rezilliklerinden bahsediyorlardı. "Bu salak, gitmiş kızın abisine 'Ben aslında erkeklerden hoşlanıyorum' demiş!"3
Baran'dan anında bir isyan geldi. "Ya!"
Başımı Damla'nın omzuna yaslarken kahkaha attım. Gerçekten salaktı bu çocuk.
"Ama abisi yanlış anlayınca aklıma başka yapacak bir şey gelmedi! Ne yapsaydım?"1
Damla'yla beraber gülmeye devam ederken göz ucuyla Eslem'e baktım. Bizden bağımsız Azra'yla koltuğa oturmuş konuşuyorlardı. Azra'nın söylediği bir şeyle Eslem kocaman sırıttı ve bakışlarını solumda oturan Oğuz'a çevirdi. Sırıtması yüzünde dururken Oğuz'a bakmaya devam etti.6
Azra her ne söylediyse Oğuz'la ilgili bir şeyler demiş olmalıydı.
İkisine de dalmama az kalmıştı. Geldiklerinden beri bakışları ya bende ya da sevgilim de oluyordu.1
Ortamı germemek için henüz ağzımı açmamıştım ama bu açmayacağım anlamına gelmiyordu.1
Eğer bir kez daha o yılan gözlerini bende görürsem kesinlikle o saçlarına bir güzel girecektim.5
"Ay bir dakika!" Beren heyecanla oturduğu yerden kalktı ve parıltılı elbisesinin eteğini düzeltti. "Madem artık reşitiz, bir şeyler içebiliriz bugünlük."
Herkesten onaylar keyifli mırıltılar gelirken Beren koşar adımlarla mutfağa gitti.
Ben henüz reşit değildim. On sekiz olmama birkaç ay kalmıştı. Ki reşit olsam bile o şeyi ağzıma sürmek istemiyordum. Annemi benden alan ve kabuslarıma sebep olan o şeyi içmek istemiyordum.
Başımı kaldırıp Damla'ya baktım. O da reşit değildi. Burada on sekiz olmayan sadece ikimizdik. Ama o içerdi biliyorum.
Azra'da, Beren'e yardım etmek için kalkıp mutfağa gitti.
"Sen içecek misin?" diye sordu Damla.
Başımı hayır anlamında sallayıp tekrar omzuna koydum.
Biz konuşmaya devam ederken Beren elindeki şişelerle Azra'da bardaklarla salona tekrar girdiler.
Herkes içkilerini alırken ben başım Damla'nın omzunda oturmaya devam ettim. Oğuz elinde iki bardakla yanıma geri geldi.
Sol elinde ki yarısından fazlası dolu olan bardağı bana uzattı gülümseyerek. "Al güzelim."2
Kaşlarımı çattım. Gerçekten mi?
"Oğuz içmiyorum ben." O da biliyordu içkiden nefret ettiğimi. Bilmesine rağmen neden yapıyordu bunu?
"Biliyorum Beste, senin için soda koydum zaten." dedi gülümsemeye devam ederken.10
Bir an duraksadım. Masada önceden duran meyveli sodalardan vermiş olmalıydı.
Çattığım kaşlarımı düzelterek bende gülümsedim ve elinden bardağı alıp arkama yaslandım.
Oğuz'da yanıma oturup bana bakmaya devam ederken güldüm. "Oğuz niye bakıyorsun?"
Gamzesi belirginleşirken daha da yaklaştı. "Çok güzelsin Beste'm."7
Bakışları dudaklarıma indiğinde yutkundum. Bana her iltifat ettiğinde kalbimde minik kıpırtılar oluyordu. Heyecandan ne yapacağımı şaşırıyordum.
"Öpebilir miyim seni?" diye fısıldadı gözleri gözlerimi bulurken.9
Öyle güzel bakıyordu ki ona karşı koymak aklımdan dahi geçmedi. Gözlerimi kapatarak dudaklarımı ona yaklaştırdım.3
Dudaklarının sıcaklığıyla dudaklarım alev alırcasına yandı. Bana her dokuşunu karnımdaki kelebekler harekete geçerken kelebekler şimdi ise deli gibi uçuyordu içeride. Kalp atışlarım da aynı şekilde hızlanmıştı.4
Dudaklarıma bıraktığı küçük buseyle geri çekildi ve gözlerime baktı. "Çok güzelsin Beste."3
Kalbim gittikçe daha da hızlanıyordu. Gözlerimi kaçırarak geri arkama yaslandım ve sodamdan büyükçe bir yudum aldım.
Ağzımda farklı bir tat bırakırken yüzümü buruşturdum ve Oğuz'a baktım. "Tadı niye garip bunun?"6
"Farklı bir özü varmış güzelim,"10
Başımı sallayarak tekrardan bir yudum aldım.
Farklı ama hoşuma da giden bir tadı vardı.
Gülümseyip önüne döndü ve içkisinden içti.
Bende önüme döndüğümde kalan sodayı tek seferde içtim. Boğazımdan geçen soda hafif bir yanma hissettirdi. Yüzümü buruşturdum.
Gürültü gittikçe artıyordu. Herkes bir şeyler konuşuyor, gülüşmeler yükseliyordu. Başımın içinde sesler birbirine karışıyordu. Eğer böyle devam ederse migrenim tutabilirdi.
Elimi şakağıma götürüp hafifçe ovuştururken gözlerim farkında olmadan Oğuz’a kaydı. Yüzü tamamen başka bir yöne dönmüştü.
Bakışlarım onun gözlerini takip etti. İçimde bir huzursuzluk yayıldı.
Oğuz, Eslem’e bakıyordu...6
Önce ne hissetmem gerektiğini bilemedim. Belki tesadüftü. Belki ben gereksiz yere kuruntu yapıyordum. Ama sonra…1
Eslem’in dudağının kenarı hafifçe kıvrıldı.
Ve...
Göz kırptı.5
İçimde bir şey sessizce çatırdadı.
Nefesim hızlandı, parmaklarım elimdeki bardağı biraz daha sıktı. Oğuz’un tepkisini görmek için hızla ona döndüm. Lütfen, lütfen önemsemediğini göster. Lütfen hiçbir şey olmamış gibi başka bir yere bak ya da kafanı çevir.
Ama yapmadı.2
Oğuz’un yüzünde beliren o belli belirsiz gülümsemeyi gördüğümde, içime soğuk bir boşluk işledi.3
O da göz kırptı.9
Elimdeki bardak hareketsiz kaldı. İçimde, tam kalbimin olduğu yerde, sessiz ama derin bir çatlak oluştu.
Ne düşüneceğimi bilemiyordum. Öfke? Hayal kırıklığı? Belki hepsi bir arada.
Ama bildiğim tek bir şey vardı. Oğuz bana değil, başka birine gülümsüyordu.9
Biraz heyecanlı bir yerde kestim sanırım😸
Umarım beğenmişsinizdir5
Aslında pek içime sinen bir bölüm olmadı ama sonraki bölümlerin güzel olacağına eminim:))9
Okur Yorumları | Yorum Ekle |
![]() | @miavslyy 1a önce |
![]() | @miavslyy 1a önce |
![]() | @miavslyy 1a önce |
![]() | @kuyrukluyyiildiizz 2a önce |
![]() | @kuyrukluyyiildiizz 2a önce |
![]() | @kuyrukluyyiildiizz 2a önce |
![]() | @kuyrukluyyiildiizz 2a önce |
![]() | @2sudew2 2a önce |
![]() | @2sudew2 2a önce |
![]() | @2sudew2 2a önce |