28. Bölüm

Yirmi İki

vic
vic___

selammmm

nasilsinizzz

umarim iyisinizdirr

sonunda yeni bolum geldii1

ama biraz olayli geldi🤭🤭

o zamaannn keyifli okumalar sizeee💗

 

 

‧͙⁺˚*・༓☾ ☽༓・*˚⁺‧͙

 

 

(geçmiş)

 

 

 

 

 

-8 yıl önce-

Yine o dolaba saklanmıştım, dakikalardır burada bekliyordum. Onun nerede olduğunu anlamamam için yavaş hareket ediyordu. Sessizlik açılan kapı gıcırtısıyla bozuldu. Alkol şişesini sallamasıyla çıkan sesi duymamla dizlerimi daha çok kendime çektim.4

Babam yalpalayarak tüm odayı dolaşmaya başlamıştı. Dolap kapaklarının arasından ne yaptığını görüyordum. Yavaşça yere eğildi ve yatağımın altına baktı. Yatağın altına baktığı sırada sesizce dolabın kapağını açtım ve koşarak odadan çıktım.

Arkamı dönüp baktığımda başını kaldırıp bana baktığını gördüm. Tekrardan koşmaya başladım. Merdivenleri ikişerli üçerli iniyordum. Babamsa yalpalayarak arkamdan geliyordu. "Beste!"

Aşağı inip kapıyı açmaya çalıştığımda açılmadı.

Kilitliydi.1

Babama baktım, merdivenin daha başındaydı. Kapının yanında duvara asılmış anahtara baktım. Zıplarsam anahtarı alabilirdim.

"Beste!" Tekrara bağırdığın da zıplayıp anahtarı yukarı doğru çektim. Anahtar elimdeydi. Hızlıca kilide sokup çevirdim, tekrar çevirdim ve kapı açıldı. Babama tekrar baktığımda sadece birkaç basamak indiğini gördüm. Koşarak evden çıktım.1

Yolun sağ tarafına doğru koşmaya devam ettim. Birkaç dakika koşmamdan sonra karşıma çıkan Kaanların evinin bahçesine girdim.

Kapının önünde durduğumda nefes alış verişimi düzene sokmaya çalışıyordum.

"Beste, gel buraya!" Babamın uzaktan gelen sesiyle kapıyı yumruklamaya başladım.

Kapı açıldığında Işıl Ablayla karşılaştım. "Beste?"

Arkama baktı. "İyi misin canım?"

Bende arkama baktım. Babam gözükmüyordu. "Babam," Nefeslerim hâlâ düzensizdi. Öksürdüm. "Babam, yine o şeyi içmiş..." Tekrar öksürdüm. "Ve-"

Neler olduğunu tahmin etmiş olacak ki "Tamam canım, gel." diyerek kolunu bana sarıp beni içeri çekti ve kapıyı kapattı. "Peki baban nerede?"1

Dolu gözlerim akmaya başladı. "Arkamdan geliyordu."

Diz çöküp yüzümü avuçlarının içine aldı. "Peki," Sesli bir şekilde nefes verdi ve güven verircesine gülümsemeye çalıştı. Onunda gözleri dolmuştu. "Sen şimdi Kaan'ın yanına çık ve beraber oyun oynayın, olur mu?"

"Babam gelirse ne olacak?" dedim korkuyla.

Yanağımdan akan yaşları sildi. "Sen boşver bunları. Az öce hiçbir şey olmamış say. "

Başımı tamam anlamında salladım. Babamın gelmesinden korkuyordum ama Işıl ablaya güveniyordum.

O beni babamdan korurdu.2

O, benim ikinci annemdi.

Annem, beni hep ona emanet ederdi.

Sıkıca sarıldım ona. O benim annemdi. O da bana sıkıca sarıldı ve yüzünü boynuma gömdü. "Umarım güzel bir hayatın olur kızım." diye fısıldadı. Boynumda hissettiğim ıslaklık ike ağladığını anlamıştım.

Bir süre öyle durduktan sonra ayrıldık. Burnunu çekip ayağa kalktı ve gülümsedi. "Hadi, hadi. Kaan seni çok özlemişti, git yanına."1

Bende gülümsedim ve tekrar başımı tamam anlamında sallayıp merdivenleri çıkmaya başladım. Odalardan birinde piyano sesi geliyordu. Kaan'ın odasına yaklaştığımda piyanonun sesi daha net gelmeye başlamıştı. Kapıyı tıklatıp yavaşça açtım ve içeri girdim.

Piyono taburesinde oturan Kaan'da bana döndü ve ses kesildi. Piyanoyu çalan Kaan'dı. 1

Kaan, piyano çalmayı biliyor muydu ki?

Neden hiç bahsetmemişti?

Beni görünce tabureden hızla kalktı piyanodan uzaklaştı. "Ne işin var burada? Niye buradasın?"

Verdiği tepkiyle kaşlarım çatıldı. Hani beni özlemişti, niye yanına geldiğim için bana kızıyordu bu salak? 1

"Oyun oynamak için gelmiştim." dedim. Piyanoya ve tekrardan Kaan'a baktım. "Sen piyano mu çalıyordun?"

"Hayır," Piyanodan daha da uzaklaştı ve tuhaf bir bakış attı. "Piyano falan çalmıyordum."

Kimi kandırıyordu bu? "Çalıyordun." dedim.

Ofladı.

"Tamam! Çalıyordum ama bunu kimseye söylemeyeceksin."

Kaşlarım daha da çatılırken yanına ilerledim.

"Neden ki?"

"Çünkü arkadaşlarım öğrenirse benimle dalga geçerler." Yerdeki dağılmış oyuncaklarını gösterdi. "Ve oyun oynamak istiyorsan kimseye söylememen gerekiyor."1

Niye dalga geçsinler ki? "Bu çok saçma. Niye dalga geçsinler?"

"Saçma değil!" diye bağırdı. Sonra nefes verip sakince konuştu. "Kimseye söylemeyeceksin değil mi?"

Omuz silktim.

"Evcilik oynarsak söylemem." Peluş oyuncaklarının olduğu yere gittim. "Bebeklerin olmadığı için ayıcaklarla oynayabiliriz.

"Evcilik mi?"

Elime pembe bir ayıcık aldım ve yere bağdaş kurup oturdum. "Evet."

Oflayarak yanıma geldi ve o da benim gibi bağdaş kurup karşıma oturdu. "Yine ben çocuk, sen anne mi olacaksın?"

Kıkırdadım. "İstersen bu sefer sen anne olabilirsin."

"Salak."

"Sen daha salaksın Kaan."6

Göz devirdi.

 

.・。.・゜✭・

 

Oğuz beni evime kendi bırakmak için ısrar etse de düşünmek için yalnız dönmek istemiştim ve eve tek döneceğimi de kesin bir şekilde dile getirmiştim. Şimdi ise eve doğru yürüyordum. Omzumu kaldırarak yüzümü montumun içine daha da soktum.

Oğuz'a ne kadar güvensemde içimde ki şüpheyi susturamıyordum. Eslem'le konuşmuş olmaları beni zaten tedirgin ediyordu, anlaştık mesajı ise tuzu biberi oluyordu. Gergin tavırları da ayrı bir şeydi zaten.

Ofladım. Düşündükçe kafam karışıyordu.

Bir dakika.

Oğuz bana sınıf arkadaşıyla konuştuğunu söylemişti.

Oğuz ve Eslem aynı sınıfta değildi.4

Aklıma gelen düşünce ile adımlarım durdu.

Oğuz ve Eslem aynı sınıfta değildi.4

Bu gerçek onlarca kez beynimde döndü durdu. Yalan söylemişti. Oğuz bana yalan söylemişti. Her türlü güvendiğim sevgilim bana yalan söylemişti.3

Adımlarım olduğum yerde kalmış, hareket edemiyordum. Oğuz bana nasıl yalan söylerdi?2

Yalan söylediğinden emin olmasam, doğruyu söylüyor olma ihtimali küçükte olsa olsaydı kesinlikle Oğuz doğruyu söylüyor derdim. Ama şimdi... Oğuz'un yalan söylediğinden emindim.

Belki de iki haftalık sürede ona gereksiz fazla güvenmiştim ama kalbim ona güvenmem gerektiğini söylemişti ve bende kalbimi dinlemiştim. Yalanı ile karşılaşana kadar da güveniyordum.

Gergin hareketleri de yalan söylediği içindi demek ki.

Eslem ile yanlış bir şey konuştuklarını düşünmüyordum ama bana yalan söylediğini fark ettikten sonra öyle bir şey konuşmuş olabilirler mi diye düşünmeden de edemiyordum.1

Kolumda ki saate baktım. Saat daha dokuza yeni geliyordu. Çok geç sayılmazdı. Belki de Kaan'ı bize çağırıp konuşabilirdim. Hem yakın arkadaşım olarak bana akıl verebilirdi hem de belki de Eslem ile neden konuştuklarını biliyordur. Sonuçta onlarda yakın arkadaşlardı. Önemli bir şeyse sebebini biliyordur. Önemli değilse zaten dert etmem gereken bir şey yoktur, değil mi?

Yoktur, yoktur. Kaan'la konuş.

İç sesiminde bana hak vermesiyle tekrardan yürümeye ve Kaan'a yazmaya başladım.

 

siz: Kaan

siz: müsaitsen

siz: bizim eve gelebilir misin

siz: bir konu hakkında konuşmak istiyorum

 

Anında çevrim içi oldu.

 

kaan: müsaitim de

kaan: kötü bir şey mi oldu

kaan: iyi misin

 

siz: kötü bir şey yok

siz: ama seninle konuşmak istediğim bir şeyler var

 

kaan yazıyor...

kaan çevrim içi

kaan yazıyor...

kaan çevrim içi

kaan yazıyor...

 

kaan: beste

kaan: korkmalı mıyım?? 2

kaan: 

kaan: YİNE NE YAPTIM6

 

siz: off kaan

siz: seninle ilgili değil

siz: oğuz'la ilgili

 

kaan: oğuz mu

kaan: kızım korkuttun ya

kaan: yine bir şey yaptım sandım

kaan: neyse geliyorum

bu mesaja 💗 ifadesini bıraktınız2

 

Telefonumu kapatıp ceketimin cebine attım. Evin bahçesine girmiştim. Omuz çantamdan ev anahtarını çıkarıp kapıyı açtım. Işıklar kapalıydı. Ayakkabılarımı çıkarıp elime aldım ve içeri girdim.

Babam ışıklar kapalı oturmazdı. Acaba evde değil miydi?

Elimdekileri ayakkabılığa bıraktım ve ceketimi çıkarıp çantamla beraber portmantoya astım. "Baba!"

Ses gelmeyince salona doğru ilerledim. Bu saatlerde salonda oturur ve televizyon izlerdi. "Baba," Işıkları açtığımda orta sehpaya sırtını dayamış yerde oturan babamla karşılaştım. Başı yana düşmüş boş boş etrafa bakıyordu. Elinde ki bira şişesi boştu. Işığı yakmamla gözleri kısılmıştı. "Geldin mi yine uğursuz?"1

Sinirle gözlerimi yumdum. Bana uğursuz demekten asla vazgeçmeyecekti. "Geldim baba."

Bir süre sessiz kaldık.

"Bugün," Yerinde kıpırdandı. "22 yıl öce bugün annenle tanışmıştık."

Gözlerimi araladım ve ona baktım. O da bana bakıyordu. Acıyarak bakıyordu bana ve alayla güldü. "Sen olmasaydın hâlâ yanımda olacaktı."3

Aynı şeyi yapmasına izin vermeyecektim. Beni suçum olmayan bir şeyde suçlayamazdı.

"Ben bir şey yapmadım." diye tısladım.

Yıllarca onun yüzünden vicdan azabı çekmiştim. Annemin benim yüzümden öldüğüne inandırmıştı beni. Kendimden nefret etmemi sağlamıştı.

"Senin yüzünden öldü annen, Allah'ın cezası!" diye bağırdı. "Senin yüzünden!" Elinde ki şişeyi sağındaki duvara fırlattı. "Senin yüzünden! Duyuyor musun, senin yüzünden!"

Şişe kırılıp parçaları her yana sıçradı. Bakışlarını benden çekip kırılan cam parçalarına baktı. "Allah belanı versin. Doğduğun günün Allah belasını versin!"1

Birkaç adım geriledim.

"Seni kızım diye kucağıma aldığım günün Allah belasını versin!"2

Tekrardan nefretle bana döndü. "Allah belanı versin."

İstemsizce gözlerim doldu. Bana olan nefretine alışmış olsam da babam olan adamdan bunları duymak zoruma gidiyordu.

Titreyen sesimle bağırdım. "Ben, hiçbir" Boğazıma bir yumru oturdu. "Ben... " Yutkundum. "Hiçbir şey yapmadım!"

Yüzünde ki sarhoş ifade değişmedi. "Kimin yüzünden öldü o zaman?" dedi alayla.1

Ona doğru birkaç adım attım. Parçalanmış camları işaret ederek bağırmaya devam ettim. "Senin içtiğin o zıkkım yüzünden öldü annem!"

"Kes sesini!" diye bağırmasıyla eline aldığı cam parçasını yüzüme fırlatması bir olmuştu. Acıyla dudaklarımdan bir çığlık koptu. Cam yanağımı çizip ayak uçlarıma düşerken yanağımdan süzülen sıcak kanı hissetmiştim.6

Dolu gözlerimden yaşlar akmaya başladı. Tuzlu su yanağımda ki kesiğe değip kanla karışınca yüzümü buruşturup geriye adımladım.

Nefretle yüzünü daha da buruşturdu. "Allah'ın cezası."

Kanla karışmış göz yaşım yere damladı. Arkamı dönüp salondan çıktım ve bir anda Kaan'la burun buruna geldim.

Kahretsin!

"Beste," diye fısıldadı. Sıcak nefesi yüzüme vurdu.

"Kaan," Kapıyı kapatmayı unutmuştum. "Ne zaman geldin?" dedim içime kaçan sesimle.

Eli yanağımda ki kana dokundu ve yutkundu. "Şimdi geldim..."

Bir adım uzaklaştım ve göz yaşlarımı elimin tersiyle sildim. "Ben bir yüzümü yıkayıp geleceğim. Sen yukarı çık, gelirim birazdan."

Kaan'a arkamı dönüp lavaboya doğru adımladım.

Kaan kolumdan tutup beni durdurdu. "Beste,"

Başımı ona çevirmeden kolumu kendime çektim. "Hadi Kaan." Ve hızlıca lavaboya girdim. Daha fazla beni bu şekilde görmesini istemiyordum.

Aynanın karşısına geçtiğimde yüzümde ki yarayı gördüm. Gözümün altından elmacık kemiğimin altına kadar kesilmişti. Kanamaya devam ediyordu. "Kahretsin."2

Musluğu açıp elime su tuttum. Elimi yıkadıktan sonra soğuk suyla yanağımı temizledim.

"Kaan'da tam zamanında geldi yani!" diye kendi kendime söylendim.

Musluğu kapatıp peçeteyle hafifçe yüzümü kuruladım ve lavabodan çıktım.

Merdivenlere yönelirken salonda hâlâ aynı yerde oturan babamı gördüm. Sızıp kalmıştı.

Yarın ilk işim evin temizliğini yapan Ayşe ablayı çağırmak olacaktı. Bir haftadır kimse temizliğe gelmiyordu.

Odanın ışığını kapatıp merdivenleri çıktım ve odama girdim. Kaan kitaplığın yanında ki armut koltuklardan birine oturmuş etrafa bakıyordu. Benim geldiğimi duyunca bakışları bana döndü.

Yanına ilerleyip karşısında ki armut koltuğa oturdum.

Ayağa kalktı ve birkaç adımda yanıma geldi. Yüzüme eğilip elinde ki yara bandının kağıdını açtı.

"Onu nereden buldun?" dedim.

"Cebimdeydi."

Ben hâlâ ona bakarken dikkatlice yara bandını yarama yapıştırdı. "Acıyor mu?"2

Acıyordu. Yaranın sebebinin babam olması canımı yakıyordu.

Hayır anlamında başımı salladım. "Teşekkür ederim."

Geri yerine oturdu. "Önemli değil."

Önemliydi. Benim için önemliydi. Babamın açtığı yaraları hep o kapatıyordu.4

"Ne konuşacaktın benimle?" dedi.

Nasıl başlamam gerektiğini düşündüm.

Oğuz beni Eslem'le aldatıyor olabilir mi?

Sus içses.3

"Bugün Gökçe ablayla tanışmak için Oğuzlara gitmiştim." diye başladım.

Başını salladı.

"Sonra biz Oğuz'la oda da otururken Oğuz biriyle mesajlaşıyordu. Ama çok gergin duruyordu. Ben kim olduğunu sorunca sınıftan bir arkadaşıyla konuştuğunu söyledi. Yirmi dakika boyunca sözde sınıf arkadaşıyla mesajlaştı."

Tekrar başını salladı.

"Bende artık sıkılınca kalktım. Tam odadan çıkacağımız sırada Eslem'den Oğuz'un telefonuna 'anlaştık' diye bir mesaj geldi."

Kaşları çatıldı. "Eslem mi?"

"Bir aralar Oğuz'un etrafında gezinen esmer bir kız vardı ya."

"Eslem'i tanıyorum zaten de... Oğuz ve Eslem aynı sınıfta değil ki."

"Evet, biliyorum." diyerek başımı salladım. "Oğuz bana yalan söylemiş."

Çatılmış kaşları bu sefer şaşkınlıkla kalktı.

Sinirle nefes verdim. Sağ bacağım titremeye başlamıştı. "Neden konuştuklarını biliyor musun Kaan?"

Titreyen bacağıma baktı ve kısık sesle cevap verdi. "Hayır."

"Eslem beni tedirgin ediyor Kaan. Oğuz'a güveniyorum ama Eslem'e güvenmiyorum." Ellerimi saçlarıma geçirip dirseklerimi dizlerime dayadım. "Gerçi Oğuz'a da güvenemiyorum şuan."

Tekrardan yüzüme döndü.

"Bana neden yalan söylüyor ki!" diye yükseldim. "Neden Eslem'le olan konuşmasını benden saklıyor?"

Bakmaya devam etti.

"Neden benim yanımda ona takıntılı olan bir kızla konuşuyor!"2

Yere döndü bakışlarım. Hıçkırdım. Sinirlerim bozulmuştu. Ona güvenmek istiyordum, Oğuz bir şey yapmamıştır demek istiyordum ama güvenimi bir kere kırmıştı yalan söyleyerek. Tekrar hıçkırdım. Nasıl ona tekrardan güvenecektim.

"Beste," Ellerini titreyen bacağıma koydu ve durması için baskı uyguladı. "Sakin ol."5

Yerde olan bakışlarımı ona çevirdim.

"Neden konuştuklarını bilmiyorum, neden sana yalan söylediğini de bilmiyorum. Yarın gidip onunla konuşacağım ama düşündüğün gibi bir şey yapmayacağını biliyorum."2

Tekrar hıçkırdım. "Gerçekten mi?"1

Güven vermek istercesine gülümsedi. "Gerçekten." Elini çekti. Bacağım titremeyi bırakmıştı. "Eğer düşündüğün gibi bir şey varsa, ki yok, emin ol arkadaşım demem o Oğuz'un ağzına-"5

Uzanıp sarıldım. "Teşekkür ederim." Elleri bir süre havada kaldı. "Her şey için teşekkür ederim Kaan." O da kollarını belime sarıp sarılmama karşılık verdi. "Her zor zamanında yanımda olduğun için teşekkür ederim."

"Önemli değil Best-"

"Önemli." diyerek sözünü kestim. Önemliydi. Hemde çok önemliydi. O ve onun yaptıkları benim için önemliydi.1

 

 

‧͙⁺˚*・༓☾ ☽༓・*˚⁺‧͙

 

bolum sonuuuu

nasil buldunuzzz hemen bir bolum degerlendirmesi alayimmm🙃🙃8

kucuk beste ve kaan cok tatli degil miii🥹🥹 cok sevdim ben kucuk beste ve kaani yazmayii acaba daha fazla mi yazsamm

oguz'la ilgili dusuncelerinizi de cooook merak ediyorumm19

oy vermeyi de unutmayinnn

okunmaya gore cok az oy geliyor

neysee

optummmm😽😽💓💓

 

 

 

Bölüm : 11.01.2025 18:08 tarihinde eklendi
Okur Yorumları Yorum Ekle
Evet koçum ecelin geldi adida Beste

1 kez düzenlendi

Aldattım, dün gece gördüğüm dört kızla aynı anda yattım
Haklıydın, senin arkandan çevirilebilecek iş bırakmadım
Bunu yaptım. Düşünmedim hiçbir kere bile. Yine de faka basmadım
Kandırdım, seni sevdiğimi söylerken bile yüzüne bakmadım
Eslem!
Eslem!
Eslem!
Eslem!
Aldattım, dün gece gördüğüm dört kızla aynı anda yattım
Haklıydın, senin arkandan çevirilebilecek iş bırakmadım
Bunu yaptım. Düşünmedim hiçbir kere bile. Yine de faka basmadım
Kandırdım, seni sevdiğimi söylerken yüzüne bile bakmadım

1 kez düzenlendi

Devamını oku
O çocuk asla onu 2 yıl seven bir kızı hak etmiyor
Lan herkes shipliyo ama bence kardeş olmaları çok daha iyi
Ya evlenecekler ya da abi kardeş olacaklar
Hikayeyi Paylaş