52. Bölüm

Dumbledore’ın ölümü

Vindamiatrix black
vindamiatrix

 

 

 

 

 

" Bana itaat edeceğine söz verdin, Harry, çabuk saklan!" dedi Dumbledore sertçe. "İznim olmadan kimseyle konuşma ve kimseye görünme. Ne olursa olsun kendini gizlemen gerekiyor. Harry dediğimi yap!"

 

Harry hemen sarmal merdivenlerden inip aşağıdaki açıklığa gitti. Etraf Astronomi dersinde kullanılan aletler ile doluydu. Üzerine pelerinini çekerek gözden kayboldu. Kapı ardına kadar açıldı ve tanıdık bir erkek ortaya çıkıp bağırdı: " Expelliarmus!" Harry'nin vücudu anında sert ve hareketsiz kaldı ve tıpkı kararsız bir heykel gibi konuşamaz ve hareket edemez bir şekilde arka üstü kulenin duvarına doğru düştüğünü hissetti.

 

Bunun nasıl olduğunu anlamamıştı, Expelliarmus bir Dondurma Büyüsü değildi. Sonra Dumbledore'un asasının bir kavisle surların üstünden uçtuğunu gördü ve anladı... Dumbledore sözsüz bir şekilde Harry'i hareketsiz bırakmıştı ve bu büyüyü yapmak için harcadığı saniye onun kendisini koruyamamasına sebep olmuştu.

 

Surlara dayalı bir şekilde ve bembeyaz bir suratla Dumbledore'un hala bir panik ya da sıkıntı göstermediğini fark etti. Sadece onu silahsızlandırana baktı ve "İyi akşamlar, Draco." dedi. Sonra Harry'nin gözleri Draco'nun yanında ki kıza düştüğünde kendisinin dehşete kapıldığını hissetti.

 

"Ve sana da iyi akşamlar karanlık leydi... alexsandraydı değil mi?Bu bahar akşamı sizi buraya hangi rüzgar attı?" Alexsandra öne doğru bir adım attı ve hemen etrafa göz gezdirip Dumbledore'un orada yalnız olduğundan emin oldu.

 

gözlerini yaşlı adama çevirip, "Burada başka kim var?" diye sordu asasını parmaklarının arasından çevirerek. "Biriyle konuştuğunu duydum." "Kendi kendime çok konuşurum, oldukça faydasını gördüm." dedi hafif bir gülümsemeyle. "Kendi kendine konuştuğun oldu mu, Alexsandra ?" "Burada başka kim var?" diye sordu Draco sertçe.

 

"Bu size sormam gereken bir soru." dedi Dumbledore. "Yoksa yalnız mısınız?" Alexsandra alışılmadık bir olgunluk ve ciddiyetle, "Hayır," dedi. "Takviyem var. Bu gece okulunda Ölüm Yiyenlerim var." "Pekala, pekala," dedi Dumbledore,

 

"Çok iyi aslında. Onları içeri sokmak için bir yol buldunuz, öyle mi?" "Evet, bunu ben yaptım," dedi Draco sık sık nefes alarak. "Tam da burnunun dibinde ve bunu fark etmedin!" "Ustaca," dedi Dumbledore. "Ancak... bağışlayın beni... nerdeler şimdi? Desteksiz görünüyorsunuz?"

 

"Senin korumalarından bazılarıyla karşılaştılar." diye cevap verdi Alexsandra maskesinin altından buz gibi ve düz bir sesle.

 

"Aşağıda kavga ediyorlar. Uzun sürmez... biz önden geldik. Yapmam gereken bir iş var." "İyi, öyleyse, devam edip işini bitirmelisin, sevgili kızım." dedi Dumbledore yumuşak bir sesle.

 

Büyük bir Sessizlik oldu.

 

Harry hareketsiz ve görünmez vücudunun içinde hapis kalmış bir şekilde önündeki kişilere bakıyordu, uzakta savaşan Ölüm Yiyenlerin seslerini duyuyordu ve önünde Draco Malfoy akıl almaz bir şekilde gülümseyen Albus Dumbledore'a ters ters bakıyordu.

 

"Merakımı mazur görün fakat.." dracoya döndü ve, "Lily, ona belli etmemeyi nasıl başardın. Nasıl anlamadı?" Dedi dumbledore.

 

Harry iyice kulak kesildi.

 

Draco ve alexsandra güldü. Alexsandra bir adım öne çıktı.

 

"Karanlık leydi benim, albus." Dedi ve maskesini ve pelerinin şapka kısmını indirdi.

 

Harry olduğu yerde kaskatı kesilmişti.

İhaneti hissediyordu. Ama nasıl? Bunu lily nasıl yapabilirdi ki?

 

"Tahmin ediyordum.. ama sana konduramadım." Dedi dumbledore sakince.

Bir sessizlik oldu.

 

***

 

 

 

Draco, Lily,siz bir katil değilsiniz." dedi Dumbledore. "Nerden biliyorsun? Yüzlerce kişiyi öldürdüm. " dedi Lily soğukkanlılıkla,

 

"Neler yapabildiğimi bilmiyorsun," dedi güçlü bir sesle. "Neler yaptığımı bilmiyorsun!" "Ah, evet, biliyorum." dedi Dumbledore nezaketle.

 

"Neredeyse Katie Bell'i öldürüyordun." Harry'ni kanı dondu, bunu lily mi yapmıştı?

 

"Bütün yıl boyunca gittikçe artan bir umutsuzlukla beni öldürmeye çalıştın. Affet beni, Lily ancak hepsi de saçma uğraşlardı... Hatta dürüst olmak gerekirse, o kadar saçmaydılar ki, gerçekten kalbini bu işe verip vermediğini merak ettim..." Lily, "Kalbimi verdim!" dedi yüksek sesle. "Bütün yıl boyunca bunun için çalıştık, bu gece-" Harry şatonun derinlerine bir yerden gelen boğulurcasına bir haykırış duydu. Draco sertleşti ve omzunun üzerinden baktı.

 

"Katie bell veya diğerleri sadece zamanı ilerletmekti. Anlıyor musun albus?" Dedi.

 

aniden merdivenleri çıkan bir gümbürtü oldu ve birkaç saniye sonra ardına kadar açılan kapıdan surlara doğru fırlayan dört siyah cüppeli insanla Draco ve Lily örselenmişti. Hala hareketsiz, gözlerini kırpmadan bakar bir vaziyette Harry dehşet içinde dört yabancıya gözünü dikip baktı: görüşüne göre Ölüm Yiyenler aşağıdaki kavgayı kazanmıştı.

 

Ahmak görünüşlü adam garip ve dengesizce yan yan bakarak, hırıltılı bir şekilde kıkırdadı. "Dumbledore köşeye sıkışmış!" dedi ve kız kardeşiymiş gibi görünen ve hevesle sırıtan tıknaz kadına döndü. "Dumbledore asasız, Dumbledore yalnız! Aferin, Draco, Aferin kızım , aferin!" "İyi akşamlar, Amycus," dedi Dumbledore sakince, sanki adamı bir çay partisinde karşılıyormuş gibi. "Alecto'yu da getirmişsin... büyüleyici..." Kadın sinirle kıkırdadı.

 

"Bu şakalarının ölüm döşeğinde sana yardım edeceğine inanıyorsun, ha?" diye alayla güldü. "Şakalar? Hayır, hayır, onlar terbiyedir." diye yanıtladı Dumbledore.

 

"Yap şunu," dedi Harry'e en yakın duran ve matlaşmış gri saçları ve bıyığı olan ve cüppesi rahatsızlık verebilecek kadar sıkı görünen iri ve uzun bacaklı yabancı. Harry'nin daha önce hiç duymadığı gibi bir sesi vardı: kulak tırmalayıcı bir havlama sesi gibi. Harry ondan pislik, ter ve yanlış olamayacak bir şekilde ondan gelen kanın karışımı kuvvetli bir koku duyuyordu.

Kirli ellerinde sarımsı uzun tırnakları vardı.

 

"Hah bana emir mi veriyorsun seni iğrenç melez?" Dedi lily.

 

"O sen misin, Fenrir?"diye sordu Dumbledore. "Bu doğru," dedi diğeri gıcırdayan sesiyle. "Beni gördüğüne memnun oldun mu, Dumbledore?" "Hayır, olduğumu söyleyemem..." Fenrir Greyback eksik dişlerini göstererek sırıttı. "Ancak çocukları ne kadar sevdiğimi bilirsin, Dumbledore." "Yani şimdi dolunay yokken de saldıracağını mı anlamalıyım? Bu son derece olağan dışı... demek insan eti için ayda bir kerenin seni tatmin etmediği bir zevk geliştirdin?" "Bu dogru,"dedi Greyback. "Seni şaşırttı, bu, değil mi, Dumbledore? Seni korkuttu?"

 

"Pekala, beni biraz iğrendirmemiş gibi davranmayacağım," dedi Dumbledore. "Ve, evet, Lily ve Draco'nun bütün insanlar içinde tutup da seni arkadaşlarının yaşadığı okula çağırmasına şaşırdım..." "Ben çağırmadım," diye soludu Malfoy. bakmıyordu, ona bir göz atmak dahi istemiyormuş gibi görünüyordu.

 

"Onun gelecegini bilmiyordum-" "Hogwarts'a bir geziyi kaçıramazdım, Dumbledore,"dedi Greyback kulak tırmalayıcı sesiyle. "Özellikle de sökülmesi gereken gırtlaklar varken... lezzetli, lezzetli..." Ve sarı tırnaklarından birini kaldırıp Dumbledore'a şehvetle bakarak dişini karıştırdı. "Son olarak da senin icabına

bakarım, Dumbledore..."

 

Lily asasını salladı ve bir öldüren lanet gönderdi Fenrir'e. "Aranızdan bir kişi daha aptalca şakalarından yaparsa sonu böyle olur." Dedi lily.

 

 

 

Arkadan severus snape geldi.

 

"Ah merhaba severus." Dedi dumbledore sakin bir tavırla. Severus cevap vermedi sadece baktı.

 

"Pekala bu kadar yeter değil mi?" Dedi bellatrix.

 

"Avada kedavra." Diye fısıldadı lily.

Yeşil bir ışık. Büyük bir ses ve dumbledore'nin cesedi kuleden asağıya düştü.

 

Harry hala donuk bir vaziyetteydi. Hiç bir şeye inanamıyordu.

 

"Siz gidin draco ile bir şeyi kontrol etmemiz gerekiyor." Dedi lily.

 

Diğerleri gittiler. "İyi misin diye sordu draco. Lily ise maskesini ve pelerinini atıp korkuluklara tutundu ve dışarıya baktı.

 

 

 

"Sanırım, sen?" Diye sordu.

"Bende." Diye yanıtladı draco.

 

 

 

________________________________

bayadır yurt dışındayım, bölüm atamadım çok üzgünüm ama sizleri bölümlere boğacağım <3

oylamayı ve yorum yapmayı unutmayınn

🪄

Bölüm : 21.04.2025 17:25 tarihinde eklendi
Okur Yorumları Yorum Ekle
Hikayeyi Paylaş
Loading...