47. Bölüm

“Efendim”

Vindamiatrix black
vindamiatrix

***

Sizden kitaplarınızı açmanızı istemedim," dedi Severus kapıyı kapatıp, sınıfla yüzleşmek için masasının arkasına geçerken; Hermione Belirsizle Yüzleşme kitabını aceleyle çantasına attı ve sandalyesinin altına yerleştirdi. "Keşke size söylemiş olsaydım ve bütün dikkatinizi vermenizi istiyorum." Siyah gözleri, ona dönmüş yüzler üzerinde gezindi. "Sanırım, şimdiye kadar bu derste beş tane hocanız oldu." dedi.

"Doğal olarak her hocanın kendine ait bir öğretim şekli ve öncelikleri olacaktır. Birçoğunuzun bu dersin S.B.D'lerini almayı başarmanız beni şaşırttı ve eğer hepiniz çok daha zor olan F.Y.B.S'leri almayı başarabilirseniz daha da çok şaşıracağım." Severus alçak sesle konuşarak odanın köşesine doğru ilerledi; sınıftakiler onu görüş alanlarında tutmak için boyunlarını uzatıyorlardı. "Karanlık Sanatlar," dedi.

"Çok sayıda, çeşitli, değişken ve sonsuzdur. Onlarla savaşmak, bir kafası koptuğunda yerine daha öfkeli ve daha güçlüsü çıkan çok kafalı bir yaratıkla savaşmaya benzer. Savaştığınız şey sabit değildir, değişkendir, yok edilemez." "Savunmalarınız," dedi Severus biraz daha yüksek bir sesle. "Bu nedenle sizin savunmanız da tersine çevirmeye çalıştığınız büyüler kadar esnek ve şiddetli olmalı. Bu resimler," Önceden temizlenmiş olan birkaç resmi isaret etti. "Büyüyle yara alan kişilere neler olduğunu açık bir şekilde temsil ediyor, mesela, Cruciatus Laneti..."Bana kaçamak bir bakış attı ama sonra elini şiddetli bir acıyla feryat eden cadıya doğru salladı.

"Ruh Emici Öpücüğünü hissedin... " Bir büyücü büzünmüş ve gözleri sonuna kadar açılmış halde bir duvarın karşısına yığılmıştı. "Veya Inferius saldırısının etkisi altında olmak..." Zeminde bir kan yığını vardı. "Inferius'un yapıldığı görüldü mü peki?" dedi Parvati Patil birdenbire yüksek bir sesle. "Bu doğru mu, onları kullanıyor muydu?" "Karanlık Lord geçmişte Inferi'yi kullandı," dedi Severus. "Yani onun bunu tekrar kullanabileceği konusunda tedbirli olmalısınız. Şimdi..." Severus tekrar sınıfın ucundaki masasının önüne doğru ilerledi ve siyah cüppesi arkasından dalgalanırken sınıf yine onu izledi. "... Siz, sanırım, sözsüz büyüleri kullanmada acemi değilsiniz. Sözsüz büyülerin avantajı nedir?" Hermione'nin eli adeta havayı yumrukladı fakat ben yavaş ve kendimden emin bir şekilde elimi kaldırıp Severus'un bana söz hakkı vermesini bekledim.

Severus çevresine bakınıp başka birinin olup olmadığını görmek için bir süre bekledi. Hermione'nin yüzüne bile bakmadan, "Evet, Bayan Black?"Düşmanınızın ne tür bir büyü yapıyor olduğunuz hakkında bir fikri olmaz," dedim. "Size ikinci bir şans daha verir." "Aferin, Bayan Black. Cevap kelimesi kelimesine doğru." dedi Severus.

"Evet, sihirli sözleri söylemeden büyü kullanmada ilerleyenler büyülerinde beklenmedik bir öğe kazanırlar. Tabii ki, her büyücü bunu yapamaz; bu konsantrasyon ve akıl gücünden biraz şey olanlar için bir sorun..." Gözleri bir kez daha haince Harry üzerinde bekledi. "Yoksun..." "Şimdi bölüneceksiniz," diye devam etti Severus.

"İkişer gruplara. Eşlerden biri hiçbir söz söylemeden diğerini lanetlemeye çalışacak. Diğeri de aynı sessizlikle laneti üzerinden kaldırmaya çalışacak. Hadi başlayın!"

çoğu kişi sihirli sözleri sesli bir şekilde söylemek yerine hafifçe fısıldıyordu. Tipik olarak, Draco ile eşleşmemden birkaç saniye sonra Draco'nun bana attığı silahsızlaştırma büyüsünü kalkanla engelledim. Bu bana, Draco'ya Severus'a göre oldukça normalken, sınıf için oldukça şaşırtıcıydı.

Yakınımdakiler bana dik dik bakıp işlerine döndüler ama Dersin onuncu dakikasında Hermione, Neville'in mırıldandığı Pelte-Bacak Laneti'ni hiçbir söz söylemeden geri püskürtmeyi başarmıştı. Bizler çalışırlarken Severus aralarda süzüldü.

Harry ve Ron'un mücadelesini izlemek için oyalanırken hiç olmadığı kadar aşırı gelişmiş bir yarasa gibi görünüyordu. Harry'i lanetlediğini sanan Ron'un yüzü mora dönmüştü, dudakları büyülü sözleri mırıldanma suçu yüzünden kendisini kurtarmak için sıkıca bastırılmıştı. Harry asasını kaldırmıştı ve hiç gelmeyecek gibi görünen laneti geri püskürtmek için heyecanla bekliyordu. "Acıklı, Weasley," dedi Severus biraz izledikten sonra.

"İşte... sana göstermeme izin ver..." Severus asasını hızla Harry'e döndürdü ve Harry de tepki verdi; sözsüz büyü karşısında haykırdı: "Protego!" Harry'nin kalkan büyüsü çok güçlüydü, Severus'u vurdu ve onu masaya çarptı. Bütün sınıf çevresine bakındı ve şimdi Snape toparlanırken onu izliyorlardı, tehditkâr bir şekilde bakıyordu.

"Sana sözsüz büyülerle çalıştığımızı söylediğimi hatırlıyor musun, Potter?" dedi Severus tıslayarak. "Evet," dedi Harry kaskatı bir şekilde. "Evet, efendim." diye düzeltti Severus ama çok geçti. Harry, "Beni 'efendim' diye çağırmanıza gerek yok, Profesör." dediğinde ağzım açıldı. birçok kişi de nefesini tuttu. Buna rağmen Severus'un arkasındaki Ron, Dean ve Seamus takdir eden bir şekilde sırıtıyorlardı.

"Cezaya kalıyorsun, Cumartesi gecesi, benim odamda," dedi Severus. "Hiç kimse bana küstahlık yapamaz, Potter... 'Seçilmiş Kişi' olsa bile."

Harry'e tiksinir bir bakış atıp, draco'nun koluna girip yürümeye başladım.

________________________________
Harry... sen şimdi naneyi yemedin mi?
Oylamayı ve yorum yapmayı unutmayınn
🔮🪄1

Bölüm : 26.01.2025 14:47 tarihinde eklendi
Okur Yorumları Yorum Ekle
Hikayeyi Paylaş
Loading...