36. Bölüm

Esrar dairesi

Vindamiatrix black
vindamiatrix

 

"Benimle gelin," dedi Harry çabuk çabuk, peşinden beni de sürükledi. "Gelin, size bir şey anlatmam gerekiyor." Bizim önümüze düşüp kapılardan içeri bakarak birinci kat koridorunda ilerledi ve sonunda boş bir sınıf buldu. Harry sınıfa daldı, içeri girdiğimiz anda da kapıyı kapattı ve kapıya dayanıp yüzünü bize döndü.

"Sirius, Voldemort'un elinde." dedi tek nefeste.
, "Ne?" diyebildi lily sadece "Sen nereden-?" Harry acı bir ifade ile, "Gördüm." dedi Lily'nin elini sıkıca kavrayıp. "Az önce. Sınavda uyuyakalınca." "Ama... Ama nerede? Nasıl?" dedi Hermione, beti benzi atmıştı. "Nasıl olduğunu bilmiyorum," dedi Harry. "Ama nerede olduğunu tam olarak biliyorum.

Esrar Dairesi'nde o küçük cam kürelerin olduğu raflarla dolu bir oda var, ikisi, doksan yedinci sıranın sonundalar... Sirius'a oradan istediği neyse onu aldırmaya çalışıyor... Ona işkence ediyor... Sonunda onu öldüreceğini söylüyor!" . Bir masaya gidip oturdu, kendine hâkim olmaya çalıştığını izlediler arkasından bakarken. "Oraya nasıl gideceğiz?" diye sordu.

Bir anlık sessizlik oldu. Sonra Ron, "O-oraya gitmek mi?" dedi. "Esrar Dairesi'ne, Sirius'u kurtarmak için!" dedi Harry yüksek sesle. "Ama Harry..." dedi Ron cılız bir sesle. "Ne? Ne?" dedi Harry. "Harry," dedi Hermione, hayli korku dolu bir sesle. "Şey... Nasıl... Voldemort kimseye fark ettirmeden Sihir Bakanlığı'na nasıl girdi?"

"Ben nereden bileyim?" diye bağırdı Harry. "Asıl sorun bizim oraya nasıl gireceğimiz!" "Ama... Harry, bir düşün bunu," dedi Hermione, ona doğru bir adım attı. "Saat akşamüstü beş... Sihir Bakanlığı çalışanlarla dolu olmalı... Voldemort ve Sirius görünmeden oraya nasıl girer? Harry... Seherbaz'larla dolu bir binaya fark edilmeden girebilirler mi sanıyorsun?" "Bilmiyorum, Voldemort bir Görünmezlik Pelerini falan kullanmıştır!" diye haykırdı Harry.

Salak.

"Zaten Esrar Dairesi hep bomboştu, ben ne zaman oraya -" "Sen oraya hiç gitmedin, Harry," dedi Hermione usulca. "Orayı rüyanda gördün, hepsi bu." "Onlar normal rüya değil ki!" diye bağırdı Harry onun yüzüne karşı, ayağa kalkıp ona doğru bir adım daha attı.
"Öyleyse Ron'un babasını nasıl açıklayacaksın, o neydi o zaman, başına gelenleri nasıl bildim?" "Bak bunda haklı," dedi Ron alçak sesle, Hermione'ye bakarak.

"Ama bu öyle... Öyle uzak bir ihtimal ki!" dedi Hermione çaresizce. "Voldemort ne diye silahı, ya da her neyse onu, almak için Sirius'u kullansın?" "Ne bileyim, bir sürü nedeni olabilir!" diye bağırdı Harry ona. "Belki Sirius, Voldemort'un, acı çekmesine aldırmayacağı biridir sadece -" "Sen... Bu bir eleştiri değil, Harry! Ama sen... bir şekilde... yani - sence sende biraz - biraz - insanları kurtarma şeyi yok mu?" Harry ona gözlerinden ateşler saçarak baktı

. "Ne demekmiş o, 'insanları kurtarma şeyi'?" diye sordu. "Şey... sen..." Hermione fena halde endişeli görünüyordu. "Yani... geçen yıl örneğin... gölde... Turnuva sırasında... yapman gerekmiyordu... diyorum ki o küçük Delacour kızını kurtarman gerekmiyordu... ama sen biraz... kapıldın gittin... Yani, yaptığın şey gerçekten de çok iyiydi falan," dedi Hermione hemen, Harry'nin yüzündeki ifade karşısında düpedüz kanı donmuş gibiydi.

"Herkes de harika bir şey yaptığını söyledi -" "Bak bu komik işte!" dedi Harry titreyen bir sesle. "Çünkü Ron'un kahramanlık yaparak vakit kaybettiğimi söylediğini net bir şekilde hatırlıyorum... sence bu da öyle bir şey mi? Yine kahramanlık mı yapmak istiyorum sence?" "Hayır, hayır, hayır!" dedi Hermione, afallamış görünerek. "Bunu demek istemedim asla!" "Eh, ağzından baklayı çıkar artık, çünkü vakit kaybediyoruz burda!" diye bağırdı Harry. Hermione, "Demek istiyorum ki, Voldemort seni tanıyor, Harry!" dedi. "Ginny'yi Sırlar Odası'na seni oraya çekmek için götürdü, böyle şeyler yapıyor, biliyor ki sen, Sirius'un yardımına gidecek türde birisin! Ya tek amacı seni oraya çekmekse, Esrar Dai-" Harry, "Hermione, bunu beni oraya çekmek için yapıp yapmadığının önemi yok!" diye bağırdı.

"McGonagall'ı St. Mungo'ya götürdüler, Hogwarts'ta olanları anlatacağımız bir Yoldaşlık üyesi kalmadı, eğer biz gitmezsek Sirius ölür!"

Hermione, "Ama Harry - ya rüyan - ya gerçekten de bir rüyaysa sadece?" diye sordu. Harry'nin gırtlağından öfke dolu bir hırıltı çıktı. Hermione resmen geri adım atıp ondan uzaklaştı, ürkmüş gibiydi. "Anlamıyorsun!" diye haykırdı Harry ona. "Kâbus görmüyorum, rüya görmüyorum! Bütün o Zihinbend niyeydi sanıyorsun, Dumbledore benim bunları görmemin önlenmesini niye istedi sanıyorsun? Çünkü bunlar gerçek, Hermione! Sirius tuzağa düşürüldü, onu gördüm. Voldemort'un elinde ve kimse bilmiyor ve bu da onu yalnızca biz kurtarabiliriz demek ve eğer sen yapmak istemiyorsan, güzel, ama ben gidiyorum, anladın mı?"

"Ama Harry, işte kendin söyledin," dedi Hermione hararetle. "Dumbledore senin bunlara zihnini kapamayı öğrenmeni istiyordu, eğer Zihinbend'i doğru dürüst yapsaydın bunu asla görmezdin -" Harry, Hermione'nin yüzüne doğru bağırarak, "EĞER GÖRMEMİŞ GİBİ DAVRANACAĞIMI SANIYORSAN -" demişti ki Hermione sözlerini kesti. "Sirius sana, zihnini kapatmayı öğrenmenden daha önemli bir şey olmadığını söylemişti!" Harry bağırmaya devam edince yüzümü buruşturdum. "AMA BAŞKA BİR ŞEY DERDİ HERHALDE, EĞER AZ ÖNCE NE-" Sınıf kapısı açıldı. Hepimiz hızla kapıya döndük.

Merak içinde görünen Ginny içeri girdi, ardında ise, her zamanki gibi akıntıya kapılıp kazara gelmişe benzeyen Luna vardı. "Selam," dedi Ginny tereddütle. "Harry'nin sesini tanıdık. Ne diye bağırıyorsun?" "Boş ver sene," dedi Harry, kaba bir tavırla. Ginny kaşlarını kaldırdı. "Benimle o ses tonuyla konuşmana gerek yok," dedi serinkanlılıkla. "Sadece yardım edebilir miyim diye merak etmiştim." "Eh, edemezsin," diye kestirip attı Harry. "Farkında mısın, oldukça kaba davranıyorsun," dedi Luna sakin sakin.

Harry küfretti ve arkasını döndü. Harry'nin kolundan kavrayıp, "Dur," dedi lilybirden, konuşmalarından bu yana ağzınu açıp tek bir kelime bile etmemişti ama şimdi asıl görevinii gerçekleştirme zamanıydı. "Dur... Harry, sakin ol lütfen." Yüzünü Lily'e dönüp hafif sulanmış gözleriyle bakarken, ellerini kavradı.

"Lily gördüm." diye fısıldadı yalvarır gibi. "Ondan başka kimsem yok." yanağını okşayarak, "Seni anlıyorum." dedi yutkunarak. Gülümsemesi büyürken, "Aslında... aslında yardım edebilirler." diyerek Ginny ve Luna'ya döndü. Harry, Hermione ve Ron bana baktılar. Harry'den bir adım uzaklaşıp, "Dinleyin," dedim sahte bir telaşla

. "Harry, Sirius'un gerçekten Karargâh'ı - ya da her nerede bulunuyorsa- terk edip etmediğini saptamak zorundayız." Harry, "Dedim sana, gördüm." dedi. "James , sus lütfen!" dedi. "Lütfen, fırlayıp Londra'ya gitmeden Sirius'un sahiden evde olup olmadığını kontrol edelim. Eğer orada değilse, yemin ederim seninle birlikte gelirim. Gelirim, ne... ne gerekiyorsa yaparım onu kurtarmak için." Yüzüme doğru, "Sirius şu anda işkence görüyor!" diye haykırdı Harry. "Harcayacak zamanımız yok."

"Sakın bana bağırmak gibi bir aptalca bir davranışa kalkışma Harry James Potter!" dedi sinirle yüzüne bakarak, hızla kendini geri çekti. "Ama... Harry, kontrol etmeliyiz, etmek zorundayız." "Nasıl?" diye sordu Harry. "Nasıl kontrol edeceğiz?" Kısaca, "Umridge." dediğimde, Hermione, "Umbridge'in şöminesini kullanıp onunla temas kurabilir miyiz diye bakacağız," dedi sözlerimi devam ettirerek ama bu fikirden dehşete düşmüş gibiydi. "Umbridge'i yine uzaklaştırmamız gerek, ama gözcü lazım ve işte Ginny ile Luna'dan bu işte yararlanabiliriz." dedikızalara bakıp.

Besbelli hâlâ neler olup bittiğini kavramaya çalışıyor olsa da, Ginny hemen, "Tamam, yaparız," dedi. Luna da, " 'Sirius' derken, Stubby Boardman'dan mı söz ediyoruz?" dedi. Kimse ona cevap vermedi. "Peki," dedi Harry saldırganca. "Peki, eğer bunu yapmanın çabuk bir yolunu bulursan tamam, yoksa hemen şu anda Esrar Dairesi'ne gidiyorum." "Esrar Dairesi mi?" dedi Luna, biraz şaşırmış görünüyordu. "Oraya nasıl gideceksin ki?" Harry yine onu duymazdan geldi.

"Tamam,"
"Tamam... şey... birimiz gidip hemen Umbridge'i bulmalı ve onu yanlış yöne göndermeli, odasından uzakta tutmalı. Ona diyebilir ki, ne bileyim, Peeves her zamanki gibi korkunç bir şeyler yapıyor -" "Ben yaparım," dedi Ron hemen. "Peeves Biçim Değiştirme bölümünün altını üstüne getiriyor, falan derim ona, orası odasından acayip uzak. Aslına bakarsan, yolda Peeves'e rastlarsam onu sahiden yapmaya da ikna edebilirim herhalde"

"Nereye lily?" Dedi harry
"Eğer bakanlığa gideceksek orayı boşaltmam gerekicek."

Bölüm : 23.12.2024 13:04 tarihinde eklendi
Okur Yorumları Yorum Ekle
Hikayeyi Paylaş
Loading...