
Ron, "Merak etme," dedi Hermione'ye, bir but daha ısırmadan önce. "Birazdan gelir." Hermione ona 'ciddi misin?' der gibi bakarken elinde ki kitapla sırtına vurmaya başlayarak, "Tıkınmayı keser misin?" dedi sinirle. "En yakın arkadaşım kayıp ." Ron alayla gülüp, "Gerçekten mi?" diye sordu. "Arkana dön de bak, seni kafadan çatlak."
Harry hızlıca Ravenaloaw masasının yanından geçti, çoğu kişinin bakışı ona dönmeye başlamışken hızla Ron ve Hermione'nin karşısına kendisini attı. "Vay canına, nerelerdeydin Harry, ne oldu yüzüne?" dedi Ron, simdi o da dâhil herkes Harry'e bakıyordu. "Neden neyi var ki?" dedi Harry, hemen eline bir kaşık alarak çarpık görüntüsüne baktı.
"Bütün yüzün kanla kaplı!" dedi Hermione, "Hadi gel buraya..." Asasını kaldırdı ve bir büyü mırıldandı yüzündeki kurumuş kan kayboldu. Harry, "Teşekkürler. Burnum nasıl gözüküyor?" dedi. "Normal." dedi Hermione endişeli bir sesle. "Niye nasıl gözükmeli ki, Harry ne oldu? Çok korktuk."
Harry etrafta onu dinlemeye çalışanlara ve ardından da bana ve Draco'ya öfkeyle bakarak, "Yemekten sonra anlatırım." diye kestirip attı.
Ona göz kırptım ve slytherin masasından bağırarak , " Yakışmış, Potter!" dedim alayla gülerek. Derin derin nefesler alarak son bir bakış atıp, kafasını çevirdi.
Tam draco'ya bir şey demek için uzanmıştımki gözüm Harry'e kaydı. Harry bir puding alarak, "Şapka ilginç bir şey söyledi mi?" diye sordu. Hermione, "Her zamankinden biraz daha uzundu, bize düşmanlarımızın karşısında birlik olmamızı söyledi bilirsin işte." dediğinde durdum gözlerimi devirdim. "Dumbledore, Voldemort'tan bahsetti mi hiç?" diye sordu Harry.
"Henüz değil, ancak asıl konuşmasını daima şölenden sonrasına saklar değil mi? Şimdi çok uzun da olamaz." diye cevap verdi Hermione. Harry, "Snape, Hagrid'in şölene geç kaldığını söyledi-" diye söze başlamıştı ki, "Snape'i mi gördün? Ama nasıl?" diye sözlerini kesti Ron, ağız dolusu kurabiye ile donakalmıştı. "Ona rastladım." dedi Harry baştan savar bir şekilde.
"Ee, Profesör Slughorn niye çağırmış?" diye sordu Hermione. "Bakanlıkta gerçekte neler olduğunu öğrenmek için." dedi Harry. "Herkes orada bizi bunu öğrenmek için sorguya çekiyordu, değil mi Ron?" dedi Hermione.
"Evet." dedi Ron. "Tüm bilmek istedikleri gerçekten seçilmiş kişi olup olmadığın." "Hayaletler arasında da bu konu üzerine çok konuşuldu." diye araya girdi Neredeyse-Kafasız-Nick. Bu sırada kafasını Harry'e eğmişti -ki kafası bağlandığı yerden tehlikeli bir şekilde sallandı. "Ama fikrimi açık olarak arkadaş bildiğim Potter yönünde beyan ettim. Ama buna rağmen bütün yüreğimle temin ederim ki sizi bu konuda sıkmayacağım. 'Harry Potter bana bütün sırlarını söylemekte tamamıyla güvenir' dedim onlara. Onun bu güvenine ihanet etmektense ölmeyi yeğlerim."
Dumbledore öğretmenler masasında tam da ayağa kalkmışti "Herkese en iyi dileklerimle iyi akşamlar dilerim." dedi Dumbledore engin bir ses tonuyla, elleri bütün salonu kucaklarcasına açılmıştı. "Şimdi... Yeni gelen herkes hoş geldi, eski öğrencilerimiz sizi tekrar görmek ne güzel, sihir dolu bir yıl sizleri bekliyor... Birinci sınıf öğrencileri, okul alanındaki ormanın bütün öğrencilere yasak olduğunu unutmasınlar. Öteki öğrencilerimize de bunu hatırlatmakta yarar görüyorum ve hadememiz Bay Filch'in bana söylememi istediği geniş bir yasak daha var; Weasley Şakacı Dükkanı'ndan alınmış her şeyin kullanımının kısıtlandığını söyledi... Binalarının Quidditch takımlarında oynamak isteyenler her zaman olduğu gibi isimlerini bina başkanlarına vermelidir. Aynı zamanda Quidditch maçlarını anlatabilecek kişiler aranıyor."
Quidditch lafı açıldığında her binada heyecanlı sesler yükseldi; şansını denemek isteyenler, yeniden takıma katılmaya can atanlar ve daha da ötesi yeni kaptanların kim olduğu... Dumbledore, "Ayrıca aramıza yeni katılan Profesör Slughorn'u da aramızda görmekten memnunum." dedi, Slughorn ayağa kalktı, saçsız başı mum ışıkları altında parlıyordu, üzerini yelekle örttüğü karnı masanın altında karanlığa karışmıştı. "Kendisi benim eski meslektaşımdır ve eski işi iksir öğretmenliğine devam etmeyi kabul etti."
İksir Herkes doğru duyduğunu bilmeden bu kelime tüm salonda yankılandı. Babam ile ufak bir bakışma yaşadığımızda ona gülüöseyerek baktım, aynı memnun ifadeyle bana karşılık verdi. "İksir mi?" dedi Ron ve Hermione aynı anda, dönüp Harry'e baktılar. "Fakat, sen dedin ki-" "Bu arada Profesör Snape," dedi Dumbledore bütün mırıldanmaları bastırırcasına sesini yükseltti.
"Karanlık Sanatlara Karşı Savunma öğretmeni pozisyonuna getirildi." "Hayır!" dedi Harry, o kadar yüksek söylemişti ki birçok kafa dönüp ona baktı. "Ama Harry, Karanlık Sanatlara Karşı Savunma dersini Slughorn öğretecek demiştin." dedi Hermione. "Bende öyle yapacak sandım." dedi Harry çileden çıkmış bir şekilde.
Dumbledore'un sağında oturan Snape, ismi anıldığı zaman ayağa kalkmadı; Slytherin masasından onaylar alkışlar eşliğinde sadece elini kaldırdı. Annemi aratmayan bir kahkaha ile Slytherin alkışlarına bende katıldım. Diğer masalarda oturanların çoğu bana ters ters baktılar. "İyi en azından iyi bir şey var," dedi Harry acımasız bir tonda. "En azından senenin sonunda gitmiş olacak." "Ne demek istiyorsun?" dedi Ron. "Bu iş uğursuz. Hiç kimse bir yıldan daha fazla dayanamadı... Quirrell bu işi yaparken öldü. Şahsen başka bir ölümün daha olmasına hayır demem." dedi
Harry.
Babamın ölmünü düşünmek bende oldukça acılı bir tepki yarattı; Babam, onu kaybetmeyi düşünmek bile felaketti. Beni o büyütmüştü. Harry'e gerçek bir sinir ile bakarken, "Harry!" dedi Hermione, şok olmuştu ve sesi de sitemkârdı. "Beklide senenin sonunda İksir dersi için geri döner," dedi Ron orta karar bir ses tonuyla. "Şu adam, Slughorn, belki uzun süre kalmak istemiyordur, Moody istememişti."
Dumbledore boğazını temizledi. Tek konuşan Harry, Ron ve Hermione değildi, bütün salon sonunda Snape'in en büyük hayaline kavuşmasını tartışıyordu. Verdiği haberin hissi görünümüne bakılırsa ortadaki durumdan pek de bihaberdi. Öğretmen değişiklikleri konusunda daha fazla bir şey söylemedi ama konuşmadan öncede ortalığın sessizleşmesi için bekledi.
"Şimdi, salonda bulunan herkesin bildiği üzere, Lord Voldemort ve onun yoldaşları bir kez daha karşımızdalar ve güç kazanıyorlar." dediğinde Salon, Dumbledore'un konuşmasıyla korkunç bir sessizliğe gömülmüştü. Harry gözlerini bana ve draco'ya çevirdi, birkaç saniye bakıştı ama bunu bölen ilk ben olarak dikkatimi Dumbledore'a çevirdim.
"Bizi bekleyen durumun ne kadar tehlikeli olduğunu ve Hogwarts'ta güvende kalmamız için ne kadar önlem almamız gerektiğini tam olarak kestiremem. Şatonun büyüsel güvenlik önlemleri geçtiğimiz yaz boyunca artırıldı, artık daha yeni ve güçlü yöntemlerle korunuyoruz fakat hala herhangi bir öğrencimizin veya okul görevlisinin dikkatsizliği karsısındaki olaylara karşı vicdanen korunmalıyız." dedi. "Ancak öğretmenlerinizin sizin güvenliği için koyacağı kısıtlamalara saygı göstermenizi isterim, her ne kadar sıkıcı bulacak olsanız da belirli saatlerden sonra dışarı çıkmanız yasak olacak. Sizden ricam okul içinde veya dışında karşılaşacağınız yabancı veya şüpheli bir durum söz konusu olduğunda, bu durumu okul çalışanlarından birine anlatmanızdır. Sizin veya bir başkasının güvenliği için gereken özeni her zaman göstereceğiniz konusunda güveniyorum."
Dumbledore'un mavi gözleri bir kez daha gülmeden önce öğrencileri taradı. "Fakat şimdi tamda istediğiniz gibi sıcak ve rahat yataklarınız sizi bekliyor, biliyorum ki şu anda en önemli önceliğiniz yarınki dersleriniz için kendinizi zinde hissetmenizdir. Herkese iyi akşamlar dilerim, hadi bakalım..."
Ve her zamanki sesler eşliğinde oturulan yerlerden kalkıldı, şimdi yüzlerce öğrenci yatakhanelerine gitmek için ortak salondan adeta dışarı taşıyordu.
Odama gidip yatağıma yattım ve düşündüm.
Neler olacaktı?
Daha doğrusu, neler yapacaktım?
________________________________
Oylamayı ve yorum yapmayı unutmayınn
🔮🪄
<3
| Okur Yorumları | Yorum Ekle |

| 7.32k Okunma |
625 Oy |
0 Takip |
62 Bölümlü Kitap |