Herkes buradaydı. Hogwarts'ta.
Tüm hogwarts profesörleri, öğrecileri, öğrencilerin aileleri, bakanlık, gelecek postası habercileri, kısacası neredeyse tüm büyücülük dünyası buradaydı.
Fakat lily neredeydi?
Herkes bıradaydı ama bakanlık hariç kimse neden burada olduğuklarını bilmiyorlardı.
Bakanlık, karanlık lord'un dönüşünü burda açıklayacaktı. Herkes'in öğrenmesini istiyorlardı, doğal olarak. Buna şahitlik edenler le de konuşulacaktı. Lakin başka bir şey daha vardı;
Lily lilith vindemiatrix black.
****
"Kim-olduğunu-bilirsin-sen geri döndü.." kimse konuşmanın sonunu böyle beklemiyordu. Herkes nefeslerini tuttu.
"Fakat daha önemli bir şey söylemek istiyorum sizlere." Herkesin aklında tek soru daha önemli ne olabilirdi ki?
"Büyük bir kaybımız var. Çok büyük.. Maalesef ki lily lilith vindemiatrix black aramızdan ayrıldı. Acı kaybımızdan dolayı hepimize baş sağlığı diliyorum." Dedi bakan.
Sessizlik. Büyük bir sessizlik.
Severus snape büyük bir şok içerisindeydi. İdrak edemedi. Kızı ölmemişti değil mi?
Draco malfoy ise duyduklarını yanlış anladığını düşünüyordu. Lily'sini nasıl kaybedebilirdi ki?
Bakan devam etti. "Çıkan çatışmada babasını korumak adına öldüren lanetin önüne atladı. Madam black'in anısını her zaman hatırlayacak, saygıyla ve özlemle anacağız."
"Hayır." Dedi draco. Olamazdı. Lily ölemezdi. Onu bırakamazdı. Önce babası, sonra lily mi?
Narcissa malfoy ise kocasından sonra kızı yerine koyduğu yiğeninin kaybına inanmak istemiyordu.
Harry james potter çökmüştü.
Hermione granger ilk defa bir kız kardeş edinmişti ve onu kaybetmişti hiç bir şey düşünemiyordu.
Sirius black kavuşamadığı, doyamadığı kızını kaybetmişti.
Remus lupin kızı yerine koyduğu kişiyi kaybetmişti.
Albus dumbledore elinde büyüdüğü ariana yerine koyduğu kızı kaybetmişti.
Olamazdı değil mi? Gidemezdi.
Ama gitmişti. Gitmiş miydi sahiden?
Ölüm sessizliğinin içinden bir ses duyuldu.
"Hayır!" Diye bağırdı Draco malfoy. " ölmedi! Ölemez! Yalan söylüyorsunuz! Kesin sesinizi!" Narcissa malfoy oğlunu tutmaya çalışıyordu.
"Anne yalan söylüyorlar değil mi?"
" draco.." " YALAN SÖYLÜYORLAR DEĞİL Mİ?!" bu ses tüm büyük salonu titretmişti sanki.
Herkes ağlıyordu.
" o nerde?!" Dedi dumbledore dönüp. " onu görmem lazım o nerde!"
"Hastane kanadında" dedi dumbledore. Her zamankinin aksine o sırıtışı yoktu sanki 100 yaş daha yaşlanmıştı.
****
Draco annesiyle hastane kanadının önünde volta atıyordu. Bir saat. Tam bir saattir bekletiyorlardı onu.
Görüş alanına bir kaç kişi girdi.
Hermione,, harry, sirius, severus, remus, minerva ve Weasley ailesi.
Draco sirius black'in yakasından tuttu " SEN! SENİN ONU KORUMAN GEREKİYORDU ANLIYOR MUSUN? ONUN DEĞİL."
Narcissa onu geriye çekti. " sakin kalmalısın draco." Dedi. Siriusa bakıyordu.
Kapı açıldı ve içeriye girdiler. Kimse bu görüntüyü beklemiyordu. Lily'nin canlı beyaz teni daha da beyazlaşmıştı. Kemikleri sayılacak derecede belliydi parlak saçları solgun duruyordu. Etrafında bir kaç çiçek vardı.
" getirildiğinden beri yanındayım. Asla ayrılmadım. Sadece bir defa kafamı cama çevirdiğimde bu çiçekler yanındaydı. " dedi göz yaşları içerisinde.
"Zambak.." diye fısıldadı harry.
Draco Lily'nin yanına çökerek ağlamaya başladı. Sürekli sayıklıyordu. " gidemezsin, bırakamazsın beni. Lütfen. "
Draco malfoy, duygusuz çocuk. O gün tüm duvarlarını yıkmıştı.
Herkes çıkmıştı severus Lily'nin yanındaydı.
Kızına sarıldı. Lily'sine sarıldı.
Aynı an. Farklı zaman.
Göz yaşları döküldü yavaş yavaş.
"Kızım, gitme. "
****
________________________________
Bana sövüyorsanız, haklısınız. Ama gülümseyen bölümler de gelecekk1
Okur Yorumları | Yorum Ekle |
4.25k Okunma |
456 Oy |
0 Takip |
62 Bölümlü Kitap |