
Akın Aktuğ geçmiş
akın ve minik kardeşi çok heyecanlılardı çünkü bugün babaları yurt dışına gitmişti bol bol oyun oynayabilirlerdi onlar oyun oynadıklarında babası kızına vurmaya kalktığında akın hep kardeşinin önüne geçer dayak yerdi bu yüzden hep sırtı kemer izleriyle doluydu ve her dışarıya çıktığında kolunda morluk olurdu bir gün babaları evde olmadığı için dışarı çıktılar minik kardeşi aslı bir umut kırlangıç kuşlarını bulmak için çıkardı annesinin dediğine göre kırlangıç kuşunu görürsen istediklerin gerçek olur aslının istediği şey ise babasının bulutlar arasında kaybolmasıydı
çünkü aslı babasına kıyamadığı için pamuk şekere benzettiği bulutlar arasında kaybolmasıydı dileği, mahallesinde gezerken abisinin elini tutup konuşmaya başladı "Abi sence kırlangıçları görsek babam bulutlar arasında kaybolur mu " dedi abisi ise gülüp kardeşinin saçlarını karıştırmaya başladı
"minik bence sen böyle şeylere inanma sonra çok üzülürsün" dedi abisi bunu duyan aslı kaşlarını çatıp abisine baktı "ben kendimi kandırmıyorum göreceksin ben kırlangıç göreceğim ve babam kaybolacak " abisi kendini tutamayıp kahkaha atmaya başladı kardeşinin kaşlarını çatmış bir şekilde görürken çok tatlı buldu ve eğilip kardeşinin yüzünü ellerinin arasına alıp alnını öptü
"tamam sen üzülme " diye iç çekti "inşallah senin dediğin gibi babamız bulutların arasında kaybolur ve biz seninle hep mutlu oluruz " dedi
bunu duyan aslı ellerini çırpıp sevindi ve abisine sarıldı sığınak gibi gördüğü abisine sanki son günleriymiş gibi hissedip sımsıkı sarıldı "ya minik boğacaksın beni" diye kıkırdadı aslıda abisiyle birlikte kıkırdadı "abi parka gidelim mi " dedi abisi ise hemen " anneme söylemeyiz annemiz merak eder önce söyleyelim sonra gidelim "
aslı hemen karşı çıktı " abi iki dakika duracağız zaten beni sallarsın hemen eve geliriz lütfen " dedi abisine bakarak en masum surat ifadesi haline bürünmüştü abisi yine kıyamadı ve "tamam sen öyle diyorsan " dedi ve kardeşinin elini sımsıkı tuttu sanki hiç bırakmak istemez gibi birlikte parkın yolunu tuttular asli hevesle "koşalım abi çabuk gidelim hadi " diye minin parmaklarıyla abisinin elini sarıp öne doğru çekiştirdi ve koşmaya başladı abisi de gülerek ona katılıp koştu
sonunda parka gelmişlerdi aslı hevesle çığlık atıp salıncağa doğru koştu ve en sevdiği renk yani mavi renkli salıncağa doğru koştu abisine onu sallamak için arkasına doğru yürüdü ve salıncağı öne doğru itti aslı ellerini kocaman açıp gözlerini kapattı ve başını gök yüzüne doğru kaldırdı hava güneşliydi ve rüzgarlıydı abisinin aslıyı salladığı için ve hava rüzgarlı olduğu için uzun sarı saçları
uçuşuyordu bunu gören abisinin yüzünde kocaman gülümseme oluştu kardeşi bu dünyadaki canını verecek ilk kızdı iç çekip kardeşini sallamaya başladı tam bir seni çok seviyorum diyecekken parkın girişinden gürültülü bir araba sesi duydu kardeşini sallamayı bırakıp kardeşinin önüne geçti ve kaşlarını çatarak gelen kişilere baktı
siyah arabadan 6 tane full siyah giyinmiş adam gördü ve adamlar gözlerini dahi kırpmadan kardeşi ve Akın'a doğru yürüyorlardı bunu gören akının kalp atışları hızlanmaya başladı çünkü bu adamlarda babası gibiydi anlamıştı hala kardeşinin önündeydi adamlar tam Akın'ın önüne gelmişlerdi kalın ve acımasız bir ses duydu "
onu bize ver senide gebertmeyelim "
aslı hemen korkudan ağlamaya başladı "abı beni kimseye vermeyeceksin" dimi dedi abisi kafasını kaldırarak adamlara baktı "beni alın kardeşime zarar vermeyin lütfen" dedi korkudan çenesi titrerken adam gülmeye başladı sigaradan sararmış dişleri gözüktü "çekil lan şuradan" adam akını elleriyle itti ve Akın'ın zayıf bedeni yere düştü adam aslıyı kucağına almaya başladı ve aslı korkudan ağlamaya ve çırpınmaya başladı Akın hemen ayağa kalkıp adamın üzerine koştu fakat diğer adam Akın'ı tuttuğu için akın koşamadı.
"benide götürün o zaman bana işkence yapın" diye haykırdı mahalledeki herkes çocukların sesini duydu ama yardıma gelmediler belki de korktular belki de uğraşmak istemediler. Adam'da Akın'ın dedikleri mantıklı geldiği için Akın'ı da götürdüler ve arabaya zorla ikisini bindirdiler Ahmet'in hen birtane çocuğu taciz edilecek hemde taciz edilen çocuğun absinide bu görseli zorla izleteceklerdi Ahmet'in insanlara çektirdiği kötülüklerın vebalini çocuklara yıkacaklardı
20 dakika sonra depo gibi biryere geldi Akın'ın ensesinden sıkıca tutup yürüttü bir adam ve Akın'ı depo gibi yerin içine soktu sonra çocuklara işkence yapmak için zincirin olduğu yere doğru Akın'ı yürüttü Akın'ı duvara doğru itti çok sert ittiği için Akın acidan inledi adam Akın'ın kollarını zincirledi ve ayaklarınıdan zincirledi sanki Akın köpekmiş gibi duvara zincirlemişti.
adam herkesi depodan kovdu ve "izle" diye bağırdı Akın'a ve adam kendini soymaya başladı aslı ise korkudan susmuştu korkarak adamın ne yapacağına bakıyordu Akın bırak!onu "diye bağırdı Adam gülerek Akının acı çeken ssuratına bakt zevk veriyordu adamın Akın'ın acı çekmesi akın güçsüzce yere çöktü tiz bir sesle "yapma" dedi ve korkudan bayıldı
adam ne Aslı'nın çığlıklarını umursamıştı nede Akın'ın yapma diye feryatlarını
Aslının orada çocukluğu ve kendisi ölmüştü
Akın'ın da çocukluğu o depoya hapsolmuştu
geriye kalan tek şey Akın'ın kardeşini hiç unutmaması ve kardeşiyle aynı anda ruhlarının ölmesiydi
**********************
abimle sarıldıktan sonra Akın'la ilgili sorular sormuştu açık uçlu cevap vermiştim masaya doğru gittiğimizde bir tane adam abime çarptı abim sinirle "Önüne baksana lan!" dedi adamda ona dik dik bakıp
" bakmazsam ne olur kardeş" dedi abimin sinirde çenesi kasılıyordu adamın üstüne doğru yürüdü
"bakmayı öğretiriz " dedi abim sinirden boğuklaşmış sesiyle adam sırıtarak beni süzdün
"birde bu güzele bakalım hangimiz haklı sence güzelim?" diyerek bana yürüdü abimden önce birisi davrandi ve bir heybetli birisi adam ve benim arama geçip
"Hop ağır gel " dedi neredeyse şoktan bayılacaktım Akın önüme geçmişti Aral abimde Akın'ın yanına geçti ve ikisi bir olup benim önümde bir duvar ördüler sanki " senin derdin ne aslan yavrusu " diyerek konuşmaya başladı Aral abim
" bir derdin varsa çare oluruz" dedi sinirli bir sesle Akın adam ikisine bakarak yutkundu korkmuştu "bir derdim yok" diyerek başını öne eğdi korkudan neredeyse titreyecekti adam çünkü bir yumrukta bayılırdı adam fazla çelimsizdi Akın adamın omzuna elini koyup sıktı
"aferin aslan yavrusu şimdi 2 saniye içerisinde kaybolmazsan ben seni çok güzel bir şekilde kaybederim kaybol lan!" dedi ve adam arkasına bile bakmadan hızlı adımlarla yürüdü abin ve akın aynı anda bana doğru döndüler
Akın iyi olduğumu anladığında derin nefes verdi Aral abim ise Akın'a döndü ve konuşmaya başladı "Eyvallah" Akın abime doğru dönüp hafif baş selamı verip son kez bana bir bakış atıp az önce abime çarpan adamın gittiği yöne doğru yürüdü kaşlarımı çatarak onun arkasından bakıyordum kim bilir adama ne yapacaktı.
abimin benim omzumdan dürtmesiyle kendime gelip abime baktım "gidelim hadi" dedi hemen konuşmaya başladım "abi masaya gitmeyelim bir kere kaytarsak bir şey olmaz eve gidelim " dedim abim beni incelemeye başladı sonunda pes edip " öyle olsun bakalım"
dedi ve belime elini koydu bende onun sırtını kavrayıp göğsüne başımı yaslayıp yürüdüm dışarı çıktığımızda soğuk hava yüzüme bir tokat gibi çarptı son günlerde hava fazla soğuktu kendi arabama binmedim ve abimin arabasına bindim abimde benden sonra sürücü koltuğuna geçti "abi yukarıyı açar mısın "
dedim "hava fazla soğuk açmayayım hasta olursun" dedi "şeker değiliz erimeyiz herhalde " deyip göz kırptım bu halime gülümseyerek başını iki yana sallayıp yukarıyı açtı hemen ayağa kalktım ve abim arabayı sürmeye başladı abim arabayı hızlı sürdüğü için rüzgar yanağımı kaşındırıyordu kollarımı iki yana açıp kafamı gökyüzüne kaldırdım
********************************************************************
Gece ve Akın geçmişi
Gece evden yine kaçmıştı annesi hep geceyi darliyordu ve sürekli kıza hakaret ediyordu gecenin evinden 2. kaçışıydı evden kaçtığında en sevdiği yere yani parka gelirdi ve hep çocuklarla oynamak isterdi beyaz bir tane elbise giyinmişti Kumral saçları açıktı cıbır cıbır geziyordu tam parkın yanından geçicekken sağına baktı ve parkı gördü
Annesine göre basit olan park Gece için hep güzel gelirdi Gece bir saniye düşünmeden parka doğru koştu ve kaydırak merdivenine doğru adımlası kaydırağın üstüne geldiğinde kendini serbest bıraktı ve kaydı.
Kaydıraktan kaymasının bitmesiyle Gece hemen ayaklandı ve salıncağa doğru koştu
Salıncağa tam binecekken gelen kişiye baktı kumral koyu kahve gözlü çocuk ona doğru yaklaşıyordu Gece minik dudaklarını birbirine bastırdı ve gözlerini kırpışırarak gelen çocuğa baktı
Akın'da geceye bakıyordu ikiside birbirine adım attılar ve ortada buluştular " merhaba sen kimsin?" dedi Akın göz kırpışırarak çünkü hiç buralarda böyle tatlı kız görmemişti.
Gece " ben gece " dedi ve Akın'ın kalbi sanki atmayı unuttu içinden çok güzel bir isim diye kendiyle konuştu "Senin ismin ne "
"Aktuğ " dedi Akın çünkü herkes Akın'ın 2 adı olmasına rağmen hep Akın derlerdi Akın gecenin ona Aktuğ demesini istedi hep
" güzelmiş" dedi gece utançtan yanakları kızarıken Akın'ın ise utançtan kulakları kazanmıştı " seninde" dedi Akın
Gece gözlerini kocaman açıp " eve gitmem lazım annem evden çıktığımı anlamadan" dedi
"Hemenmi gideceksin?"
" Hemen "
Gece Akın'ın yanından geçmeden önce " tanıştığıma memnun oldum Aktuğ " dedi bunu demesiyle Akın"ın yüzünde kocaman gülümseme oluştu haklıydı Akın Gece'nin ağzına Aktuğ ismi yakışıyordu
Gece hemen koşmaya başladı evine gitmek için ama gece fark etmeden en sevdiği kolyeyi düşürdü en sevdiği çiçeğin logosu olan yani kırmızı gül sembollü kolyesi düştü ve bunu gören Akın arkasından bağırmak istedi ama bağirmadı eğilerek kolyeyi yerden aldı gülümseyerek kolyeye bakıyordu Akın hemen kolyeyi cebine koydu hiç bir zaman bu kolyeyi kaybetmeyecekti.
**************************
sonunda eve gelmiştik hemen odama çıkıp yatmak için rahat bir kıyafet giyinmiş kendimi yatağa atmıştım uykum gelmediği için biraz sosyal medyada takılmış uyumuştum
Odamın kapısı tıklanınca uyandım gün doğmuştu sonunda "gel" diye bağırdım kapıyı açıp içeriye aysima abla girdi
"gece hanım kerem bey sizi salona çağırıyor acil gitmeniz lazımmış üstünüzü giyinip gelirmisiniz" dedi
"babam beni niye acilen aşağıya çağırıyorki" dedim
"efendim hayatımda hiç görmediğim bir adamda oradaydı "
"tamam Aysima çıkabilirsin "
hafif baş selamı verip çıktı hemen ayağıya kalkıp giyinme odama doğru yürüdüm siyah bir eşofman ve siyah bir crop giyinip hemen odamdan dışarı çıktım merdivenlerden aşağıya inip salona doğru yürüdüm babam kaşları çatık camın önünde durmuş dışarı bakıyordu abim Aral 'da kollarını göğüsünde kavuşturmuş bir şekilde koltukta oturuyordu abimin'de kaşları çatıktı abimin yanına baktığımda ise hayatımın bilmem kaçıncı şokunu yaşıyordum
Akın oradaydı ve dün Akın'a kardeşim diyen adam yani Alparslan'da buradaydı ben salona girer girmez herkes bana baktı kuşkuyla herkese baktım " ben yine birşeymi yaptım neden herkes bana yiyicek gibi bakıyor "babamın yanında olan polat abi konuşmaya başladı "seni değilde birilerini çok pis yiyeceğiz" diyip göz kırptı Alparslan'da konuşmaya başladı "hemde kıtır kıtır " dedi
"susun!" diye kızdı babam " gece şuraya otur konuşmamız lazım " babamın gösterdiği yani tekli koltuğa gidip oturdum "hani dün gece abine çarpan adam benim düşmanım olan İlyas'ın kuklası çıktı " İlyas denen adam babamla küçükken kan kardeşi olan adamdı babam'a ihanet etmişti ve babamı yıkmaya kalkışmıştı ama unuttuğu bir şey vardı şirket benim üzerimeydi ve İlyas'ın yaptığı herşeyden haberim vardı benim sayemde şirketimiz batmadan kurtulmuştu.
"dün gece tanışmanız tesadüf değildi İlyas göndermiş Akın sağolsun adamın arkasından gitmiş adamı zorla konuşturmuştu "
" teessüf ederim abi benim mükemmel işkence yöntemlerimle konuştu" dedi polat abi az kalsın gülecektim babamın ciddi ifadesini görünce hemen eski ifademe geri döndüm "tamam seninde katkın var polat" diyip ters bir bakış attı babam "Akın'ın ekibi bize yardımcı olacak"
akın dikleşip konuşmaya başladı "Kırlangıç ekibi birazdan burada olur tanışıcağız en güvendiğim adamlar'ı getirdim"
1 saat sonra
herkes beklemekten ağaç olacaktı neredeyse ama değeyecekti bence inanıyordum kapının çalma sesi geldi ve aysima abla kapıyı açtı salona giren 5 kişi gördüm 4 tanesi kız 1 tanesi erkekti Akın ayaklanıp onların yanına gitti
"hoşgeldiniz de hiç gelmeseydiniz burada ağaç olduk beklemekten" dedi polat abi kzıl bir tane kadın konuşmaya başaladı "maalesef uçma gücümüz yok ve şükret geldiğimize " dedi kaşlarını çatarak polat abi tam bir şey diyecekken Akın boğazını temizledi ve konuşmaya başladı "kırlangıç ekibinde en iyi adamlarım bunlar ben tanıtayım kısadan "
kumral bir tane kadını gösterdi sıyah mini etek giyinmişti krem rengi kürklü montun altına siyah bir body giymişti siyah uzun botlarıyla çok güzel duruyordu kumrak saçları özenle düzleştirilmiş gibiydi jilet gibi düz saçları vardı
"Mira dövüş konusunda en iyi adamlarımdan biridir her operasyona o katılır deviremeyeceği adam yoktur" abimin mira 'ya karşı beğeni ifadesi yüzünden gözüküyordu mira' ya bakarken dudakları yukarıya doğru kıvrılıyordu
Akın sarışın kadını gösterdi siyah pantolon giyinmişti üstüne ise deri ceket giyinmişti sarı saçları dalgalıydı göğsüne kadar uzanıyordu sarı parlak saçları mavi gözleri etrafa boş boş bakıyordu yüzünde sıkılan bir ifade vardı "nişancımız lavinya yine nişancılık bakımından iyi bir keskin nişancı"
kızıl kadını gösterdi siyah dar bir mini elbise giyinmişti kızıl saçları dalgalıydı beline kadar uzanıyordu uzun deri bir ceket giyinmişti gözleri ise açık kahverengiydi "Aydan 2. keskin nişancımız " dik dik polat Abi'ye bakıyordu polat abi ise gıcıklık olsun diye Aydan'a göz kırptı aydan sinirli bir şekilde derin nefes aldı kendini sakinleştirmeye çalışıyordu
"
Esmer bir kadın eve girdiği anda bile yeni gelen erkekle el ele tutuşmuştu galiba hayatındaki adamdı Akın eliyle kadını gösterdi "Zerda ekibin beyni gibidir herkes bir karar alırsa ona danışır planları onunla kurarım "
herkesin aksine Zerda renkli giyinmişti altına mavi bir baggy pantolon giyinmişti üstünede krem renkli bir kısa ceket giyinmişti ceketinin altına ise lacivert bir body giyinmişti
son kişi bir erkek kalmıştı esmer bir adamdı sıyah bir gömlek altına ise siyah bir pantolon giyinmişti siyah gözleri sadece Zerda'ya bakıyordu " Gökay ekibi ayakya tutan kişi kendi canını ortaya koyar ama kimseye ihanet etmez eskiden boksör'dü şimdi bıraktı "
"bişey dicem neden bu kadar garip isminiz var sizin yok Gökay yok aydan bende mars tanıştığıma memnun oldu-"
herkes bir ağızdan "polat" diye bağırdı ve polat abı susmak zorunda akldı dudaklarını birbirine bastırıp sustu
anlaşılan bunlarla fazla işimiz vardı
| Okur Yorumları | Yorum Ekle |