Uyku ile uyanıklık arasında dolanırken kapının açılması ile gözlerimi araladım.
Mert ile göz göze gelmiştik. Gülümsediğimde şaşırmış ama saniyeler sonra oda ufakta olsa gülümsemişti bana.
"Şey yemek vakti geldide" karşılaştığımızdan beri ilk defa aşırı tatlı gelmişti gözüme velet.
"Geliyorum hemen" odadan çıkarken gülümsedim yine
Küçükken hep abla olmak istemiştim. Duam kabul mu olmuştu?
Paytak adımlarla banyoya gidip elimi yüzümü yıkadım. Odaya geri döndüğümde üzerime şöyle bi baktım. Gayet de iyiydi.
Sarı dalgalı saçlarımı düzeltip odadan çıktım.
Asansörü kullanarak saniyeler içinde aşşağı indim. Olum evde asansör var lan. Yemek odasına gittiğimde masada bi ben yoktum sanırım. Baş köşede Selim bey onun sağında 3 tane ve solunda ise bir tane tanımadığım adam vardı. Solundaki adamın yanındaki sandalye boşken boş sandalyenin yanında velet vardı. Diğer baş köşede ise Dilay hanım vardı.
Bu kadar insanı beklettiğim için utanarak masaya yaklaştım.
"Beklettiğim için özür dilerim" özrümü dileyip bana ayrılan yere geçtim.
"Ne özrü kızım saçmalama bizde yeni oturduk sayılır.
Dilay hanıma en yakın sandalyedeki benimde çaprazımdaki çocuk konuştu Selim beyin ardından.
"Aynen aynen sadece 5 dakika boyunca birbirimizin yüzünü izledik seni beklemek için. Dahada beklerdik elbette."
"Emre" Dilay hanımın uyarı tonlaması ile karşımdaki çocuk omuz silkti.
"Hadi afiyet olsun" Selim beyin konuşmasıyla masada sadece kaşık ve çatal sesleri duyuldu.
Başlasın hesaplama. Ben sporcuyum tabiki yediklerime dikkat edicem. Günde en fazla 1500 kalori yemem en sağlıklısı ama ben enn fazla 800 kalori alıyordum.
Sabah yaptığım kahvaltıda 400 kalorilik yemiştim. Dışarıda kahvaltı yapmak kalori demekti.
55 kalori mercimek çorbası. Geriye alıcağım kalori 345.
Çorbanın yanına konulan ekmeği görünce dayanamadım ve onunla beraber içtim çorbamı.
1 dilim ekmeğin 90 kalori olmasına üzülsemde çorbanın yaında çok iyi gidiiyordu ne yapabilirim.
Geriye kalan 255 kalorime sarıldım Gece yemeyi planladığım çikolatayı da çıkarmam lazımdı.
205 kalorili olan caramio mu düşündüm. Elimde en düşük kalorili çikolata bi o kalmıştı.
Ve geriye kalan 50 kalori gece sütüm 42 kalori ile bir fincan sade Türk kahvemin 7 kalori olmasıyla bitiyordu.
Anlayacağınız çorbadan sonrası yok benim için.
Çorbası bitenlere ana yemek servis edilmeye başlandı. Karnıyarık ve pilav ikilisini görünce 800 kalori kuralına küfür ettim içimden.
Yemekleri yapan Zehra abla çorbamın bittiğini görünce tabağımı aldı
"Ana yemek servisi yapmayın lütfen" Dilay hanım benimle göz göze geldi anında.
"Neden kızım sevmiyormusun yoksa istersen senin için hemen birşeyler hazırlatabilirim." Gülümseyip bu ince düşüncesine cevap verdim beklemeden.
"Doyduğum için istemiyorum. Ayrıca günlük kalorimi de aşmamam lazım. Teşekkürler yinede. Günlük kalori dediğimde gülen çocuğa baktım. Bu sefer Emre değil onun yanındaki yani karşımdaki çocuktu.1
"Diyet yapmak için fazla zayıfsın güzel kızım"
Ah tabi ya sporcu olduğumu bilmiyorlardı.
"Anne boşeversene diyetini bozmasin prensesimiz" az önce gülen çocuk konuşmuştu.
"Burak" bu seferki uyarı Selim beyden gelmişti.
Açıklamamı ah boşversene bu andaval anlamaz.
Sessizce suyumu içmeye devam ettim. Susamıştım deli gibi hızlıca üçüncü bardagımıda bitirdiğimde herkes yemeğini bitirmiş salona geçiyordu.
Dilay hanım sevinçle kahve vakti deyince akşa kahvemi burada içeceğimi anladım.
Tekli koltuğa ben oturmuştum ve diğer tekli koltuğada Selim bey oturmuştu üçlü koltuğa yemekte Selim beyin yanlarına oturanlar oturmuştu diğer ikili koltuğa Emre ve Burak otururken diğer L koltuğa Dilay hanım ve velet oturmuştu .
Gelen mutfak görevlisinden Selim bey sade türk kahvesi istemiş Dilay hanım orta şekerli isterken Emre ve Burak şekerli istemişti. Diğer iki adam da orta şekerli içeceğini iletmiş sıra bana gelince sade istediğimi belirtmiştim. Bunun üzerine Burak yine gülmüş ama bu tamamen iğneleyici bir gülüş olduğunuda belli etmişti. Mert ise Türk kahvesi içemeyecek yaşta olduğu için meyve suyu istemişti.
"Kızım sade Türk kahvesi senin için ağır değilmi 17 yaşındakiler daha tatlı yada farklı şeyler içerler genelde." Dilay hanımın dedikleri üzerine Yiğit geldi aklıma onunla hep sade türk kahvesi içerdik. Yüzümdeki sırıtmaya engel olamadım.
"Yiğit ile benim için türkkahvesi vazgeçilmezimiz. Her gün en az 1 fincan içerdik. Bir süre sade kahve zorladı ama en sonunda alıştım Dilay hanım. Hatta kahveyi şekerli içsem yadırgarım o derece." Yiğitten bahsetmek anında modummu yükseltmişti o benim en yakın arkadaşımdı Seda ve o olmasaydı bu yaşıma gelemeyebilirdim.
Dilay hanım sonunda yüzümün güldüğünü görünce mutlu oldu ama abiler ve Selim bey Yiğit adını duyduğu an kaşlarını çattılar. Sevgilim falan olduğunu düşündüler büyük ihtimalle.
"Kahvelerimiz hazırlanırken adamakıllı abilerinle tanış güzel kızım" dedi Selim Bey.
İlk önce en büyükleri olduğunu düşündüğüm adamı gösterdi. Bu Selim bey gibi kumral saçlı mavi gözlüydü. Bana karşı nötr olduğu belliydi.
"Bu toprak abin bizim şirketimizin yönetimi ondan sorulur 28 yaşında" Toprak abime gülümsediğimde karşılık verdi.
Selim Bey diğer adamı gösterdi Buda kumral saçlı Dilay hanım gibi kahverebgi gözlüydü.
"Bu Demir abin 25 yaşında kendisi doktor" dediğinde Burakada gülümsedim oda ban kocaman bi gülümsemeyle karşılık verdi.
BU sefer Burakı gösterdi buda kumraldı ve kahverendi gözleri vardı
"Bu ise Burak abin 22 yaşında kendisi avukat" dediğinde benden yaşça büyük olduğu içinbaş selamı verdi selamımı almayıp göz devirdi.
Selim bey eliyle Emre yi gösterdi bu çocuğun benim gibi sarı saçları vardı ama biraz daha koyuydu ve yine benim gibi mavi gözleri vardı.
"Bu Emre abin 19 yaşında mimarlık okuyor " dediğinde Emreye dönüp baş selamı verdim bişey yapmadan önüne döndü.
Selim Bey bu seferde Merti gösterdi.
Mertde çoğu abisi gibi kumral benim gibi mavi gözlüydü tabi diğer dört abisine kıyasla küçüktü.
Abileride maşallah kas yığınıydı. aslında benimde kasım vardı ve belli oluyordu.1
"Mertle tanıştınız ama ben yinede tanıştırıyım. Mert kardeşin 15 yaşında lise ikiye gidiyor " dediğinde mertede gülümseyip önüme döndüm.
"Ve kız kardeşiniz Selin" ve salon sessizliğe gömüldü.
Harika ilerliyoruz demiştim değilmi?
Selim Beye şöyle bi baktım yakışıklı karizmatik adamdı.1
Dilay hanımda güzel kadındı benim gibi sarı saçları mavi gözleri vardı. Dış görünüş olarak tamamen anneme çekmiştim.
Ben dahada inceleceyekken Selim beyin telefonu çaldı.
"Ah nüfus müdürlüğünden arıyorlar geliyorum hemen" deyip salondan ayrıldı. Selim Beyin ayrılması ile Dilay hanım ellerini çırparak ayağı kalktı.
"Siz kaynaşın bende kahveler nerede kaldı bir bakayım."
"Aman ne mutlu aile tablosu değilmi Burak" Emrenin yine ve yine ima dolu sözlerine cevabı Toprak verdi.
"Başlama Emre sus" Emre sanki uyarılan o değilmiş gibi bana döndü
"Anlatsana Selin. Kimsin? Pınar gibi hangi eyaletin prensesi olduğunu düşünüyorsun" bu sefer lafa Burak girdi
"Belkide ülke prensesidir baksana kalori hesabı ile yemek yiyor" onu uyaran Demir oldu. Ancak bu korkumak için değildi sadece kargaşa çıkmasını istemiyordu.
"Niye susalım abi 4 abisi var prensesimizin değilmi Selin? E bizde zorunlu abisiyiz. Soru sormak merak etmek hakkımız." sessizliğimi bozarak geldiğimden beri ilk uzun konuşma yapma sırası geldiğini anladım.
"Şimdi karın ağrınız belli oldu" sakince devam ettim.
"Bakın Pınarla ne yaşadınız yada size ne yaptı bilmiyorum ve sormuyorum. Ancak o kız ile olan hesaplaşmanızda yargılanacak kişi ben değildim" derin bir nefes alıp 4 adamada baktım sırayla.
"Bana abilik yapmanı hatta yapmanızı istemedim sizden.Anneniz ve babanız için burdayım. Ki zaten temelli gelmediğimi ikiside biliyor. Onlar için denemeyi kabul ettim. Olmazsada gideceğim zaten. Bu yüzden ailenin yanında bana salak saçma imalar yapıp laf sokmaktansa beni görmezden gelmeni tavsiye ederim Aynı şekilde karşılık alacaksın zaten" ardından derin bir nefes verip Buraka döndüm.
"4 abi var yada yok umrumda değil bu zaten benim öz yada değil abim gibi olan bir abim var. Bu yüzden bana karşı abilik yapma sorumluluğuna girmenize gerek yok"
Şaşkın olan 4 adamı es geçip Merte döndüm.
"Bak Mert aramızda iki yaş var. Bana abla demek gibi bir zorunluluğun yok ve asla olmaz . Sen nasıl istersen öyle seslenirsin. Ancek beni abilerin gibi Pınar yüzünden yargılayacaksan aynı şeyler senin içinde geçerli. Beni görmezden gelirsin sorun olmaz ortada" Mertte şaşkınlıkla bana bakan abilerine ortak oldu.
Al susadım bu kadar konuşmaktan.
Neredeyse 3 dakikada ki sessizliği böldü Selim Bey salona giriş yaparak.
"Yarın kimliğin gelecek kızım. Artık sende ailemize dahil olacaksın. Ailemize ait olduğun yere hoş geldin"2
selaaaam yine ben
bu bölüm diğerlerine kıyasla daha uzun oldu
bölüme yorum yapıp oy vermeyi unutmayınn <3
Okur Yorumları | Yorum Ekle |