54. Bölüm

Bölüm 48

selin özgen
writerladyy

 

 

 

 

 

 

 

••••••••

 

 

 

 

 

 

Bölüm 48

 

 

Ayvaz kafasının içinde çalan davulları susturmak ister gibi ellerini alnında birleştirdi. Sesler durmak bilmeyince gözlerini açıp bu kabustan uyanmak istedi. Güçlükle gözlerini açtı. Nerede olduğunu fark ettiğinde duyduğu sesin de kapıdan geldiğini anlamıştı. Üzerindekileri bile çıkarmadan uyuyakaldığı kanepeden kalktı.. Saate bakıp sabaha karşı dört olduğunu gördüğünde uykusu tamamen açıldı.. Sabahın bu saatinde kapısını yumruklayanın kim olduğu merakı ile kontrol bile etmeden panikle açtı kapıyı..

 

–“ Berfu? Senin ne işin var burada? ” diye sordu korku dolu gözlerle..

 

Kapının kolunu bırakıp ona doğru bir adım atmıştı ki genç kız büyük bir hızla Ayvaz'a sarıldı. Başını göğsüne gömdü.. Kollarını Ayvaz'ın bedenine sımsıkı doladı. Berfu'nun sarsılan bedenini kolları ile sardı. Yüzünü saçlarına sürdü..

 

– “ Ayvaz ” diyordu Berfu. Çenesi titreyip dişleri birbirine vururken. “ Bir daha bana bunu sakın yapma… Sakın... Beni bırakıp gitme.. ”

 

Ayvaz yutkundu.. Gözlerinden süzülen yaşlar Berfu'nun saçlarına dökülürken fısıldadı..

 

–“ Bırakmam ” Berfu'nun başını göğsünden uzaklaştırıp çenesinden tutup yüzüne baktı..

 

–“ Ben seni bırakamam. ”

 

Eğilip genç kızın kızarmış gözlerine, solmuş, üşümüş yüzüne baktı..

Genç kızın boynunda soluklanırken;

 

–“ Özür dilerim sevgilim... Seni üzdüğüm, ağlattığım için özür dilerim ”

 

Berfu'nun parmakları Ayvaz'ın saçlarının arasında dolaşıyor, Ayvaz onun ılık nefesini ensesinde hissediyordu...

 

–“ Sana dokunduğumda neler hissettiğimi bilemezsin. Sana böylesi bir özlem duyarken, seni bir başkasının kollarında görünce çıldıracağımı sandım.. Bunu anlayamazsın. ”

 

–“ Bana hissettirdiklerinden daha fazlasını hissedemezsin Ayvaz ” dedi Berfu kalan son nefesi ile.. Parmakları Ayvaz'ın teninine değdiğinde “ Berfu ” dediğini duydu kaybolur gibi...

 

Ayvaz Berfu'yu kucaklayıp yatak odasına getirdi… Yatağın üzerine dizini koyup örtüyü tek eliyle çekip yere attı.. Bir bebek gibi bembeyaz çarşafların üzerine bırakıp yanına uzandı. Kanlarında dolaşan iksirin büyüsü ile sarıldılar birbirlerine.. Berfu'nun her dokunuşu ile girdiği dönülmez yolda oradan oraya savruluyordu Ayvaz....

 

 

O andan sonra dudaklardan dökülen her kelime, her dokunuş sadece ikisinin bildiği ve yüzyıllardır duymayı beklediği şarkının notaları oldu. Lacivert gece, kor güneşi karşılarken... odaya doluşan kırmızı mavi ışıkların tanıklığında, önce sonsuzlukla yok oldular sonra sonsuza dek yeniden doğdular...

 

***

 

 

–“ Ne düşünüyorsun? ” dedi bakışlarını Berfu'ya çevirerek...

 

–“ Dün geceyi… seni… bizi… ”

 

Berfu duruşunu hiç bozmadan elini Ayvaz'ın ıslak saçlarına uzattı... Aldığı bir tutamı parmağına doladı...

 

–“ Düşünme artık dün geceyi… Getirme aklına.. ”

 

–“ Sen hiç düşünmüyor musun? Bir şey söylemeyecek misin Ayvaz? ”

 

Ayvaz başını yavaşça çevirip saçına uzanan kolu öptü... Berfu kolunu onun yüzüne dayadı...

 

–“ Ne söyleyeyim birtanem? ”

 

–“ Neden buraya geldiğimi… Seni niçin aramadığımı sormayacak mısın? ”

 

Ayvaz kaşlarını kaldırıp sıkıntı ile derin bir nefes aldı.

 

–“ Hayır.. ”

 

Berfu elini Ayvaz'ın başından çekti… Minderin üzerinde bağdaş kurdu.. Ellerini kavuşturup bacaklarının arasındaki boşluktan minderin üzerine bıraktı. Başını öne eğdi… Ovuşturduğu ellerine baktı..

 

–“ Bunu neden yapıyorsun? ”

 

–“ Neyi? ”

 

Yumuşacık bir tonla cevapladı Berfu...

 

–“ Merak ettiğini… İçinde bunların cevaplarını aradığını biliyorum… Neden bana sormuyorsun? ”

 

–“ Sen kendi kararlarını verebilecek yaşta... Yetişkin ve özgür bir kadınsın… ”

 

Ayvaz'ın verdiği cevap genç kızı öfkelendirdi… Sesinin tonu yükselirken doğrulup ayağa kalktı..

 

–“ Hayır.. Hislerin bunlar değil... Seni aramadığım için… Buraya geldiğim için kızıyorsun bana... Ölümle burun buruna bile olsa, başka bir erkekle geçirdiğim gece huzursuz ediyor seni… Yalan mı? Yalan de… ”

 

Ayvaz sıkıntılı bir nefes daha alıp yerden kalktı… Yatağın üzerindeki havluyu alıp banyoya yöneldi..

 

–“ İşte… Yine aynı şey… Tıpkı o gece olduğu gibi.. Konuşmaktan kaçıyorsun… İyi de nereye kadar Ayvaz… Nereye kadar kaçacaksın? Bir gün isyanlarını içine sığdıramadığında ne yapacaksın? ”

 

Hâlâ sessiz kalmayı tercih eden Ayvaz'ın peşinden banyoya girdi..

 

–“ Ne yapacağını söyleyeyim mi sana? Benim yaptığımı. Her şey böyle başlıyor… Önce inkar.. Sonra konuşmaktan kaçış… Sonra... Sonra bir gün kendini hiç olmak istemediğin bir yerde tarifsiz acılar içinde buluyorsun... Kaçtığın şeyin aslında koşman gereken şey olduğunu anlıyorsun ama.. Ama iş işten geçmiş oluyor… ”

 

–“ Neden konuşmuyorsun benimle Ayvaz? Neden böyle oldun? Neden artık hep suskunsun? Bu bana verdiğin bir ceza mı? Bitmedi mi peki? Ödemedim mi bedelini? ”

 

Berfu'nun kolları yana düştüğünde gözyaşları yanaklarından süzülüyordu... Arkasını dönüp yürüdü.. Kendini bir çuval gibi yatağın üzerine bıraktı...

 

 

Boş bakışlarını şömineye çevirdiğinde Ayvaz da gelip yanına oturmuştu... Berfu'nun elini avucuna alıp dudaklarına götürdü... Onu nasıl sakinleştireceğini bilemiyordu… İçinden geçenleri söylerse onu kaybetmekten ölesiye korktuğunu ona nasıl anlatacaktı....

 

–“ Bir defasında bana... İçimde sadece senin için yanan.... Senin görebildiğin bir ışık olduğunu söylemiştin hatırlıyor musun? ” dedi Berfu rüyada gibi yankılanan durgun bir sesle...

 

–“ Evet ” dedi Ayvaz Berfu'nun yanaklarını kurulayıp yüzünü açmaya çalışırken..

 

–“ Haklıydın... Bir zamanlar içime hapsettiğim ışığın farkında bile değildim.... Senin sıcaklığı dört yanımı saran deli alevlerin içimde sessizce yanan o ışığı dışarı çıkardı… Sınırsız aşkınla o ışık her geçen gün güçlenerek beni benden aldı.... ”

 

Başını çevirdi… Gözleri Ayvaz'ın yüzünün her köşesini dolaştı... Parmaklarının ucu ile yanağına dokundu.

 

–“ Sen.... Senden önce varlığından bile haberdar olmadığım.... İçimdeki kadına özgürlüğünü verdin… Ben o kadınla savaşırken… Bilmeden… İstemeden senin alevlerini içine hapsettim… ”

 

–“ Şimdi.... Şimdi ben kendimle barışmış....Bütün ışıltımla parlarken sen için için yanıyorsun… Sessizce kül oluyorsun.. Ve.. Ben … Ben hiçbir şey yapamıyorum… ”

 

Ayvaz hâlâ suskundu... Berfu ayağa kalktı… Kollarını göğsünde birleştirdi.. Şöminenin önünde durdu...

 

–“ Ben senin deli alevlerini istiyorum Ayvaz... Aşık olduğum adamı istiyorum... ”

 

Ayvaz da ayağa kalktı.. Saçlarının içinden geçirdiği parmaklarını yüzüne kapatıp derin derin soluklandı... Yumruk yaptığı elini hafifçe çenesine vurarak pencerenin önüne gitti.. Kar manzarası için aynalı camdan yapılmış pencereden sokak lambalarının ışık hüzmesinde ince ince yağan kara baktı...

 

–“ O alevler senin canını yaktı Berfu… Sen söyledin.... Sana en büyük acıları yaşattı… Seni hep ağlattı… ”

 

Berfu Ayvaz'ın arkasına geçti… Islak yanaklarını sırtına dayayıp kollarını omuzlarına bıraktı...

 

–“ Hayır… Ben… Ben artık biliyorum... O alevlere nasıl dokunmam gerektiğini biliyorum… Artık canımı yakmayacaklar Ayvaz… Onları geri istiyorum.... Alevlerini geri istiyorum... ”

 

Ayvaz hızlı bir hamle ile arkasına döndü… Berfu'nun omuzlarından tuttu… Gözyaşları ile dolu gözler de kendini gördü.

 

–“ Berfu ” diye fısıldadı...

 

Berfu uzun kirpiklerini kapatıp göz yaşlarını yanaklarına saldı...

 

–“ Ne dersen de… buraya geldiğim için bana kırgın olduğunu biliyorum... Her şey yolundaymış gibi davranman ikimizi de yoruyor.. Ben kendi payıma düşen acıyı fazlasıyla çektim Ayvaz… İstediğim asla bu değildi… Ama bunları yaşadığımız için de pişman değilim… Eğer şu son ayları yaşamasaydık… Bunları seninle konuşamazdım… Ben… Şimdiki ben olamazdım.. Kendimden… Senden … Aşkımızdan bu kadar emin olamazdım.... ”

 

–“ Sus… Sus Berfu… Artık sana kırgın değilim... Sadece seni yeniden kaybetmek istemediğim için sakladım alevlerimi... Bir kez daha kaçmana dayanamazdım… Sana söyledim Berfu… Ben senin sevgine yenildiğimi söyledim.... İstediğin alevler hâlâ orada… Uzanırsan dokunabilir… Onları yeniden çıkarabilirsin… Tek bir kıvılcım yeter… Tek bir kıvılcım…

 

Ayvaz Berfu'nun yüzünü avuçlarının içerisine almış… Parmakları ile yanaklarını okşarken heyecanla konuşuyordu...

 

Berfu yalvaran gözlerle bakıp fısıldadı...

 

–“ Peki nasıl? Nasıl Ayvaz? ”

 

–“ Beni sevdiğini söyle… ”

 

–“ Seni seviyorum… Seni çok seviyorum… ” dedi Berfu kendini Ayvaz'ın kollarına bırakırken...

 

Ayvaz'ın dudakları onunkileri bulduğunda... Az önce doruklara çıkan duyguların ve aylar süren özlemin etkisi ile gerçekle hayalin arasında bir yerlerde buldular kendilerini… Çözülen.... Çıplak kalan düşüncelerin ateşlediği bedenler birbirine kenetlendiğinde o zamana kadar yaşadıklarının çok daha ötesine hazırlardı...

 

Bölüm : 03.01.2025 14:28 tarihinde eklendi
Okur Yorumları Yorum Ekle
Hikayeyi Paylaş
Loading...