
O gün orada konuşulanları hâlen daha atlatabilmiş değilim. Öyle ki dünkü kıyafetlerimle pencereye dönük bir hâlde yattığımı algılamam geç olmuştu. Bakışlarım odamın penceresinden uzakta kalan dairesin de. Zihnim ise o anda takılı. Bir gün vermişti. Ve o gününde sonlarına yaklaşıyorduk, bugün çok çabuk geçmişti ya da ben kendimde olmadığımdan öyle gelmişti. Sabah kahvaltısının çağırımından sonra akşam yemeği için duyulmuştu aynı tonlamada ki o ses. Kulaklarım işitmesine rağmen dudaklarım aralanıp o sese bir karşılık verememişti. Bir kere daha seslenilmişti az öncekine nazaran yüksek tonda. Zihnimin içinde yankılanan sesi susturamamıştı ama. Ayak sesleriyle birlikte oda kapısının sertçe açılması göz kapaklarımın kendiliğinden kapanması bir olmuştu.
–“ Bu ne uykusu anlamıyorum ki, üstünü de açık yatmış! ”
Ayak ucumdaki örtüyü çekiştirip de üzerime, omuzlarıma gelecek şekilde bırakmıştı. Birkaç dakika sonra odamın içinde duyulan ayak sesi gittikçe uzaktan duyulmaya başlamıştı ve kapının da kapanışı ile odada yalnız kalmıştım yine. Kapanan göz kapaklarım aynı hızda geri açılmışlardı. Üzerimde ki örtüyü kaldırmakla birlikte uzandığım yerden ayaklanmıştım. Pencerenin yanına doğru ilerleyerek perdeyi kenardan hafif aralamıştım. Görünmeyecek şekilde bakındığım da yoktu. Açtığım yeri geri kapatarak odanın içine dönmüştüm yüzümü.
Sağ baş parmağım dudaklarımın arasında ne yapacağımı düşünmeye başlamıştım. Zaman aleyhime ilerliyordu ve akrep yelkovanı çok hızlı kovalıyordu. Her zaman olduğu gibi düşünürken yaptığım şeyi yaparak odanın içinde gidip gelmeye başlamıştım. Bilmem kaç tur atmama rağmen aklıma gelen hiçbir şey yoktu. Üstüne üstlük bir stres oluşmuştu.
–“ Yapmak zorunda değilsin ki dediğini ”
Saniye geçmeden sesi yankılanmıştı derinlerde “ Zorundasın artık, burnunu sokmadan önce düşünecektin! ” dedikten sonra gitmişti ses. Odanın orta yerinde dikilmeyi bırakıp da masamın başına geçmiştim. Zihnimde tekrardan o an canlanmıştı.
–“ Yapmazsan ne olacak ki, saçmalık ”
–“ Öleceğim! ”
Aynı o zaman da olduğu gibi tokat etkisi yaratmıştı söylediği. O dakikadan sonra da konuşamamıştım. Bedenim sandalyenin sırtına yapışırken vücudumun her bir uzvu titremeye başlamıştı. Titremeye engel olamıyordum. Ben daha söylediğini sindirememişken o bir yenisini daha eklemişti rahat bir şekilde.
–“ Ve sende! ”
O derin boşluktan anın büyüsünden arabaların korno sesleriyle sıçramıştım yerimden. Düşünmeyi bir kenara bırakıp da oturduğum sandalyeden kalkarak pencereye gitmiştim. Perdenin kenarından bakmak yerine camdan dışarı kafamı uzatarak geçen araba trafiğine bakmıştım. Bakışlarım bir iki saniyeliğine onun olduğu daireye çevrilmişti. Onun orada olması hatta benim olduğum cama bakıyor oluşu şaşırtmıştı. İçeriye kaçmamıştım, bakışlarımı da kaçırmamıştım. O gözlerini dikmiş bana öldürücü bakışlar atarken bende ona boş bakışlarımı gönderiyordum. Bir anda sağ kolunu geriye doğru atarak hızlı bir şekilde ön tarafa hareketlendirmişti. Gözlerimin önünde parmaklarının arasından kayıp giden bir şey odamın balkonunun demir parmaklıklarının üzerinden geçmişti. Bir şey atmıştı!
Ben olayın şokunu atlatır atlamaz pencereden balkon kapısına koşmuştum. Kapıyı çekip açtığımda buruşturulmuş kağıt parçası tam önümde duruyordu. Bakışlarımı yerden onun olduğu tarafa çevirmiştim ama yoktu. İçeri girmiş olmalıydı. Kağıdı yerden alıp da içeriye girmiştim hemen. Yırtmamaya çalışarak açarken heyecan içerisinde içinde ne yazdığını merak ediyordum. Tamamen açabildiğim de parmaklarımın arasında tuttuğum kağıt parçasın da yazılı olan iki cümle vardı.
“ Başka çaren yok! Geleceksin. ”
Ve sen adam..
Senden kaçmam gerekirken sana çekiliyorum bunu da mı görmüyorsun...
| Okur Yorumları | Yorum Ekle |

| 8.33k Okunma |
5.73k Oy |
0 Takip |
56 Bölümlü Kitap |