37. Bölüm

•Bölüm 33 🖤🖤

selin özgen
writerladyy

 

Gecenin bir yarısı içime gelen hissiyat ile uyuduğum uykudan yavaşça gözlerimi araladığımda tam baş ucumda gözlerimin içine bakan bir çift koyu kahveler ile buluşmuştum. Karanlık odanın içinde pencereden yansıyan ışığın sayesinde hayal meyal bakıyordum yakınımdaki silüete. Gözlerimi kapatıp açarak algılamaya çalışırken sesi duyulmuştu karanlığın arasında.

 

–“ Burdayım Hazel ”

 

–“ Hazar! Senin burda işin ne? Nasıl girdin içeri ya yakalansaydın ”

 

Yattığım yerden kalkmamla burun buruna gelecek mesafede olmuştuk. O anki ruh hâlimden sesim yüksek çıkmıştı hâliyle ve o da buna vakit kaybetmeden müdahale etmişti. Elini dudaklarımın üzerine dokundurtarak.

 

–“ Sessiz olsana kızım, girerken yakalanmadım ama şimdi kendin ele vereceksin ”

 

Uyanıp uyanmamak arasında bir şey öylece yüzüne bakıyordum, rüya görüyor olabilir miydim acaba? Kolumdan dirseğin tam üst noktasından dokunup da “ hadi kalk gidiyoruz ” demişti. Dokunuşunu hissediyor olduğuma göre rüyada değildim. Evet, evet rüya değildi. Kolumu elinden kurtarmak için geriye çekmiştim.

 

–“ Ben hiçbir yere gelmiyorum. Hem sen niye geldin ki seni çağıran mı oldu? ”

 

–“ Konuşmaya vakit yok, üzerini değiştir çıkıp gidelim hemen buradan ”

 

–“ Ben gitmiyorum, ayrıca niye buraya geldiğini söylemediğin sürece de gelmiyorum seninle ”

 

–“ Tamam gidelim söyleyeceğim ” derken yataktan kaldırmaya çalışıyordu. Ama benim kalkmaya niyetim yoktu. Pes eden taraf o olmuştu yine ve beni kaldırmayı bırakarak az uzaklaşmıştı.

 

–“ Hazel neden gelmemekte zorluk çıkartıyorsun? Benim ben Hazar tanımadın mı karanlık diye anlayamıyorum ki? ”

 

–“ Sen neden gelmem de bu kadar ısrarcısın Hazar onu anlayamıyorum? ”

 

–“ Konuşmamız gereken mesele var burada konuşulamayacak bir konu o yüzden almaya geldim ”

 

–“ Ne meselesi gecenin bu vakti yarını bekleyemedi mi? ”

 

–“ Bekleyemedi demek ki Hazel geldim bunu mu tartışacağız şimdi? Geliyor musun yoksa ben götüreyim mi? ”

 

Benim galip gelmeme az kalmış olan rantta son dakika golünü atarak o kazanmıştı. Kalkmamak için direttiğim yataktan fırlamıştım. Dolaptan kıyafetlerimi alıp da önümü döndüğümde bana bakmaktaydı olduğu yerden.

 

–“ Karşında soyunma mı beklemiyorsun herhalde dik dik bakıyorsun ”

 

Kendine gelerek yüzünü pencereye dönmüştü. Işığın yansımayan yerinde üzerimi hızlıca değiştirerek görebildiğim kadarıyla üzerimi düzeltmiştim.

 

–“ Tamam gidebiliriz ”

 

Benim kendi evimde olmamıza rağmen önden giden o olup da bende arkasından takip ediyordum. Niyeyse artık. Sessiz olmaya dikkat etmeye çalışarak “ ben mi önden gitseydim, malûmunuz burası benim evim ya hani ” demiştim ki yürümeyi bırakmamıştı ama vakit kaybetmeden cevabı yapıştırmıştı.

 

–“ Ev halkı uyansın diye mi, malûmunuz karanlıkta göremiyorsunuz ya unuttunuz sanırım ”

 

Söylediğine tepem atmıştı ve tam konuşmak için hazırlanıyordum ki ayağımın bir şeye değmesiyle çok büyük olmasa da küçük bir gürültü olmuştu. Anında geri dönüş yaparak bir bakış atmıştı sadece.

 

–“ Sen öyle deyince dikkat etmedim ne yapayım yani o kadar olacak ”

 

Kafasını iki yana sallayarak önünü dönmüştü ve yürümeye devam etmişti. Tâbi bende peşinden gitmeye. Neden bu sakarlıklar beni buluyor ki ne güzel onun gibi lafı yapıştıracaktım yine lafı yiyen ben oldum. Neden Allah'ım neden ben? Oda kapısının açılmasıyla birlikte öyle bir çekmişti ki duvarın arkasına neye uğradığımı şaşırmıştım. Tam daire kapısına yaklaşmışken yakalanmış olamazdık değil mi? O değilde nasıl bir çekiş öyle ya yapıştırdı duvara. Ayak seslerinin yaklaşıyor olmasıyla bir korku sarmıştı her yanımı. Hazar ise temkinli bir şekilde ayak seslerine kulak kesilmişti.

 

Be adam, bir panik olsan ya yakalanmamıza az kaldı. Bu ne rahatlık pes doğrusu.

 

Yakınımızda ki kapının kapanma sesiyle rahat bir nefes almıştım. Parmaklarımın arasında parmaklarını hissetmemle birlikte yürümeye başlamıştık. Hızlı ve büyük adımlarla. Ben ellerimizin birleşmiş olmasına dalıp gitmiştim ki evden çıkmakla kalmayarak yollara düştüğümüzü çok sonradan fark etmiştim. Kendime geldiğimde hâlen daha götürülüyordum nereye gittiğimizi bilmediğim yere doğru. Açıkçası nereye gittiğimizle ilgileniyor da değildim. Gecenin karanlığında el ele yürüyorken “ şimdi sen beni mi kaçırıyorsun? ” demiştim. O ise sorumu duymazlıktan gelerek hızlı bir şekilde yol almaya devam ediyordu.

 

–“ Resmen kaçırılıyorum şuan ”

 

Diye sevinç naraları atıyorken “ kendi ayaklarınla nasıl bir kaçırılmaysa ” demişti mırıltı şeklinde ama onu duymuştum. Yüzüm kısa süreliğine söylediğine bozulsa da az önceki sevincimin yerini alamamıştı. Öyle böyle onunla gidiyordum varsın kendi isteğimle gideyim..

 

 

 

Ve sen adam..

 

Nasıl bir büyü var ki sen de çekiliyorum sana...

 

Bölüm : 15.01.2025 16:18 tarihinde eklendi
Okur Yorumları Yorum Ekle
Hikayeyi Paylaş
Loading...