1 saat , 2 saat , 3 saat kaç saat oldu?
Nerde kaldı lan bu Halil denen piç!?
Kapı açıldı kafamı çevirip baktım Lan ben cennete düştüm galiba? Bu adam çok yakışıklı ama benden baya büyükmüş bu
Güzellik tanrıçası Hera olabilir kendisi? Bu kadar güzel bir kadın sadece aynada görmüştüm şu an kanlı canlı görmek çok farklıymış
Adam Çınar'ların nezaket hanesinde durdu ona bakıyordum. Önce onlara sonra bize baktı şirince gülümsedim
" Hapis böyleyse sonsuna kadar kalabilirim" dedim adama bakarak
Kadın bana sonra adama baktı. Bana sinirle bakmaya başladı
-" İnsan utanır biraz kendinden kaç yaş büyük birisine de yazılmaz ama " dedi kıskanç bir şekilde
Kafam dank eden gerçeklik ile kadına sonra adama baktım
Hayatımda bu kadar uyumlu bir çift görmedim
" Beni çok yanlış anladınız ablacım ve bu kadar uyumlu bir çifti dünyada görmedim ahh hayır gördüm şu an karşımdasınız" diyip gülümsedim
Kafama sertçe vuran Bora'ya sinirle baktım
Bora" Hanımefendi siz bu civcivi ciddiye almayın "
" Ne lan yalan mı adama bak böyle bir kocam olsa evden dışarıya çıkarmam. Şu kadına baksana lan dışarıda kaparlar bunu diye eve hapis etmelik şu uyuma bak emin çocukları da bunlar gibidir düşüncesi bile güzel " dedim hızlıca
Bana şaşkınca bakanlara ' ne var?' bakışı attım
Alp " İltifat için sağol minik gerçektende çok harikayım" demesi ile şaşkınca ona baktım
Sonra geri kadınla adama baktım
" Ne! Anne ve babam mı bunlar ? Hanımefendi sizin oğlunuz olduğuna emin misin? Yani böyle bir güzellikten böyle bir yaratık çıkması imkansız" dedim hızla herkes gülmeye başladı
-" Alp abinin söyledikleri doğru mu? Neftali için kavga mı ettiniz?"
Alp " Baba vallaha kavga etmecektim bir anda oldu zaten herşey" dedi babası ona sinirle baktı
" Lan maymun kafa dudağımı patlattın kadına el mi kalkar "
Tayfun" Sen bize vururken iyi "
Alp" Şu halime bak kim yaptı acaba?" Dedi sinirle yüzüne baktım bir süre
" Makyaj en çok sana yaramış baksana evrim geçirmişsin çirkindir şu an ise bebek gibi olmuşsun " dedim alayla
-" Yeter kavgayı kesin ! " Diye bağıran kadınla gözlerimi şokla ona diktim
Bu afetten bu ses nasıl çıktı? Korkmuyorum desem yalan olurdu
-" Afferim kızım bu hıyar hak etmişti dayağı kıyamayıp dövmedik ellerin dert görmesin kızım " diyen adama baktım
" Ne demek her zaman siz bana numaramızı verin ne zaman dayak at derseniz zevkle yaparım " dememle kadın bana sinirle bakması ile hızla sözlerimi düzelttim
" Bak babalık bu velet ne zaman dayak aramazsan hemen yan okuldayım bana birisiyle haber gönder zevkle döverim "
Adam benim bu hallerime güldü ama ona sinrile bakan karısı ile sustu
-" Bu gece cezalısınız sadece Metehan eve dönecek o da ayağı kırılmış diye zaten cezasını almış "
" T tüm g gece m mi?" Diye sordum üzüntü ile
-" Evet tüm gece küçük hanım" dedi kadın
" Ama ben yapamam telefonum yok lan kitaplarımda Bora galiba ben öleceğim " diyip hızla Bora'ya döndüm
Bora" Siz civcivi takmayın kitap kurdu kitapsız bir gece geçireceği için depresyona girdi "
-" Artık biz gidelim değilim mi Gökhan kocacım " dedi kıskanç ve koca kelimesini bastırarak
Gökhan" Gidelim benim tatlı hatunum Sultanım buyrun önden alalım sizi"
Kadın ve adam gidince kendimi yere zemine bıraktım. Tavanla bakıştım
" Bora şaka dimi? Ben tüm gece kitapsız napacağım!?"
Sinirle ayağa kalkıp. Alp'e saldırmak için devirlere doğru gittim
" Lan madem ailen böyleler niye kavga ediyorsun! " Diye bağırdım
Bana şokla bakanları takmadım Bora gelip beni çekti
" Ama kitaplarım daha yeni aldım okumadım bile off ya " dedim bıkkınca
Geri nezarette olan banka gibi olan oturağa oturdum
Cem " Lan bu nasıl bir kız anlamadım gitti?"
Bora beni kendisine çekip sarıldı saçlarımı okşadı
Bora " Tamam sakin ol civciv sadece bir gece rahatla biraz da dinlemiş olursun"
Oflaya puflaya kabullendim. Bir süre sonra Bulut komiser ile bir aile gelip Metehan'ı aldılar ve bizi tek başımıza bıraktılar
Bora'ya sarılmış bir şekilde tam uyuyacağım an kapı terar açıldı. Alp'e ikizi kadar çok benzeyen bir çocuk geldi
-" Üçüz keyifler yerinde mi?" Dedi Alp'e bakarak
Alp " Alpaslan senle uğraşacak durumda değilim defol"
Alpaslan " Tüh be bende sizlere yemek getirmiştim ben yerim o zaman"
Alp hızla kalkıp parmaklara gitti
Alp " Oy benim en sevdiğim üçüzüm gelmiş hoşgeldimiş hadi ver şunları açlıktan öldüm"
En son dün gece yemek yediğim için bende açtım
Alpaslan " Adam ol böyle al bunlar sizin" diyip elindeki poşeti uzattı Alp hemen aldı
Sonra bizim parlaklığın önüne geldi
Alpaslan " Babam bunları da size saldı gençler" dedi uykulu bir şekilde Bora'dan ayrıldım Bora kalkıp poşeti aldı
Bora " Babana teşekkürlerimizi iletirsin"
Alpaslan " Tabi görüşürüz millet size iyi cezalar" diyip gitti
" Lan bu senden daha yakışıklıymış"
Çınar " Alpaslan mı? Bu kızı doktora götürelim kör bu ben hepsinden daha yakışıklıyım ve bana çirkin demeyi bırak "
" Sen mi yakışıklısın? Aynaya baktın mı hiç? Çirkin bir canavarsın "
Alp" Bu kızın gözleri kesin bozuk aga "
" Beynimin bozuk olmasından iyidir"
Tayfun " Şuna bulaşmayın delinin teki olduğu belli"
Tayfun'a bakıp göz kırptım. Bora'ya dönünce gelen dürümleri yiyordu bende birisini alıp yemeye başladım
Yarım saat sonra geri Bora'ya sarılmış uykuya dalmaya çalışıyordum
Kafamı kaldırıp Bora'ya baktım. Kafasını arkadaki duvara atmış uyuyordu
Diğer tarafa baktım. Diğerleri de uyumuştu
Yan taraftaki kadına baktım o da benim gibi uyuyamamıştı
Kadın ona baktığımı hissetmiş gibi bana döndü bana bakıp gülümsedi
-" Merhaba küçük kız " demesi ile ona sinirle baktım
Çocuk muyum ben de öyle sesleniyor?
" Küçük mü? En fazla 7 yaş var aramızda bende size büyüksün diye nenemi diyim" dedim homurtulu bir şekilde
Kadın hafif güldü kafasını arkaya yaslayıp tavanla bakıştı.
-" Peki hanımefendi adınız nedir?"
-" Serpil " dedi kısaca ona daha dikkatli baktım
Siyah kısa saçları açık bırakılmıştı. Üzerinde yeşil bir gömlekle lacivert bir pantolon vardı. Normalden biraz daha açık kahve gözleri dolgun dudakları ile baya güzel kadındı
Serpil" Sen neden düştün? Ha evet kavga neyin kavgası bu ?"
Kadın kafasını kaldırıp şaşkınca bana baktı
" Evet şu zorbalar gelip neftali istedi şu yanımda uyuyam öküz de vermedi sonra ortalık karıştı "
Serpil" Neftali yüzünden nezarete düşeni de ilk kez duyuyorum doğrusu görüyorum "
" Bende kırk yıl düşünsem neftali için nezarete düşeceğimi bilmezdim kader işte "
Kafasını geri arkaya atıp güldü
Serpil " Bende görev için burdayım" demesi ile ona sorgular bir şekilde bakmaya başladım
" Görev mi? Ajan mısın?" Dememle güldü sonra bana baktı işaret parmağını dudağına tutu
Sessiz ol işareti yapmıştı. Eliyle karşısındaki demirleri gösterdi bir adam vardı. Uzun boylu giydiği boy kiyefetlere rağmen belli olan kasları hele ki yeşil gözleri sert bir yüz hatları vardı ve bayada yakışıklı idi
Lan nasıl olurdu bu taş parçasını görmem !
" Vay be analar neler doğuryormuş böyle" dememle Serpil hanım güldü
Serpil " Adı Tufan Köse " dedi ona baktım
" Tufan ha vay isimi de kendisine uyuyor "
Serpil" Bizim ekibin başıdır "
Serpil" Özel harekat timi " demesi ile kaşlarımı çattım
" Bunları bana niye diyorsun ablacım gizlilik önemlidir "
Serpil" Sıkıldım Işıl anlatıyorum öyle "
" İçimden bir ses bu işte bir bokluk olduğunu söylüyor "
Serpil abla güldü sonra birden susup korkuyla karışıya baktı. Gözlerim oraya kayınca az önce sadece tavanı izleyen adam şu an Serpil ablaya ölümcül bakışlar atıyordu
Yeşil gözlerini oyarım! Boncuklu kolye yapmak için
Adamın gözleri beni buldu ve konuştu sesi cidden çok iyiydi eğer Çınar'a aşk olmayıp olsaydım bu adama aşk olurdum
Tufan " Sen şu deliye bakma ufaklık kavga ettik sonuç burası" dedi
" Serpil abla bu adam seni üzüyorsa söyle dalalım" dedim mahalle abileri gibi
Serpil " Yok ışıl kardeşim sadece fazla sinir bozucu"
" Peki abla " diyip kafamı geri Bora'nın omuzuna attım
Gözlerimi kapatıp uykuya dalmaya çalıştım ama olmadı sadece öyle sessizce yattım
Tufan " Serpil istersen kıza onu izledigimizi de söyle!" Diye kısık sesle kızdı 1
Ne! Sakin kalıp onları dinlemeye devam ettim. Umursamaz olmanın faydaları
Serpil " Ne be sadece şakaydı kız nereden bilecek ki lise öğrencisi daha fazla abartmıyor musun?"
Tufan " Evet birime dönünce de bunları komutana anlatırsın" dedi öfkeyle
Benden ne istiyorlar? Neden buradalar?
Off bana ne ya !Ben uyuyacağım takılsın bunlarda 3
Uykuya dalmam uzun sürmemişti.
Dinazorun üstünde eski çağları dolaşıyordum. Birden gökyüzünden hızla bana doğru gelen ejderha ile dinazorun üstünde ayağa kalktım
Yanımızdan geçen ejderhanın üzerine atlayıp onunla beraber etrafı izledim. Koyu kırmızı olan ejderha çok güzel bir şekilde parlıyordu 5
Gökyüzünde uçan bir kaya parçasına doğru hızla uçuyordu
Pat!
Gözlerimi açtığımda yerde yatıyordum. Bir kaç gülme sesi duydum ama hala uykum var ve o güzel rüyaya devam etmek istiyordum!
Bu yüzden yüz üstü yatarak gözlerimi kapadım. Uykunun kollarına doğru koşarken üzerime düşen öküzün birisi yüzünden geri gözlerimi açtım
Üstüme düşmüş olan ayı Bora'dan başkası değildi. Hala uyuyan ayıyı sertçe diğer tarafa atıp gözlerimi geri kapattım
Gülme seslerini bile takmıyordum
Uykuya tam dalacağım ana yediğim tokatla hemen oturur pozisyona geldim
Bora kolunu oynatırken atmıştı. Karın bölgesine sert bir tekme atıp ayağa kalktım
Gülmekten ölecek olan diğerlerine baktım
" Kesin sesinizi rüyamın içine etti zaten sinirini sizden çıkarırım!" Diye bağırdım
Hepsi bana şaşkınca baktı. Bora yerde acıyla kıvranıyordu
Bora " Kızım bu nasıl bir uyandırma!" Diye isyan etti. Ona bakıp göz devirdim
" Bebeğim benim rüyama sıç sonrada dırdır et kal şuradan" dedim sinirle
Kalkıp geri oturma yerine oturdu. Ben geri yere oturuyordum
Bora " Hangi rüya bu mafya babasının elinde tutsak olurken yakışıklı olanı kendine aşk ettiğin mi?" Diye sordu alayla
" Yok ya göklerin kraliçesi olmuştum içine ettin "
Bora gülüp daha rahat bir şekilde oturdu
Bora" Bir rüyan düzgün değil "
" Napim çevrem düzgün olmayınca rüyalarda uçuk oluyor" dedim ona gönderme yaparak
Bora " Elimi kana bulamak için uygun bir yer değil"
Bora " Işıl!" Dedi sinrile bu ses tonunu ve bana ismimle hitap etmesi ile gözlerimi ondan çektim
Her an üzerime atlayacak kadar sinirli olduğuna emin çıkarın lan beni buradan!
Bora " Uyuz köpek ha?" Diye sordu sinirle ona baktım
Dilimi tutun ne diyorum ben yangına benzinle koşuyorum resmen!1
Fitnat naber lan kurtar beni !
Lan gitti! Lan gel lan kurtar beni! Kime diyorum alo özel Fitnat kolejimi!
Bora " Kime diyorum alo ? Işıl beni duyuyor musun?" Demesi ile ona baktım
" Ne?" Dedim şaşkınca hemde soruyla
Bora " Devreler yandı yine Fitnat mı ?" Demesi ile kafamı salladım
" Gerek olduğunda ortaya çıkmıyor pislik"
Bora " Belli" dedi yüzüme bakıp güldü
Tayfun " Fitnat kim?" Demesi ile ona döndüm
" Sana ne bundan " diye tersledim
Saat 10 gibi bizi bırakmışlardı. Dün ve bugünde okula gidemediğim için sınıftan bir kıza yazıp notları almıştım
Yarın Cumaydı ve Annemler gelecekti
Şaka maka bir yana biraz korkuyordum doğrusu
Ailemden ayrılmak istemiyordum!
Aile mi? Hangi aile lan! Yapa yanlız yaşıyorsun ! Onlarla olduğun zamanı toplasan 1 yıl bile etmiyor!
İç sesim acımasızdı! Ama gerçekler her zaman acıdır!
Ne kadar umursamaz olsamda içimde bir kalp vardı. O kalp kırıla biliyordu bunu gizliyordum
Umursamamak acıları gizleme yöntemidi. Hep kendimi avuturdum yalanlara kendimi kandırıp mutlu olurdum
Bu yüzden kitaplara aşığım düşünmemek için kitaplar beni farklı dünyalara götürüyor ve mutlu ediyordu
Bazen üzüyordu ama yine de seviyorum!
Şu an ise oturmuş ders çalışıyordum karakoldan sonra eve kapanmıştım sadece ders çalışıyordum
Akşam olmaya başlamıştı. Çalışma masamdan kalkıp mutfağa geçtim bir şeyler yiyip odama geçip üzerimi değiştirip sahile doğru yürüdüm
Sahil eve 1 saat uzaklıkta idi sadece elimdeki telefon ve kitapla ilgilenerek gidiyordum
Sahile gelince insanlardan uzak bir yerde bir kayaya yaslanıp kitap okumaya başladım
Ne kadar zaman geçti bilmiyorum ama kitap okumaktan biraz sıkılınca kitabı kapatıp yanıma koydum
Akşam iyice olmuş. Denizin üzerine düşen yıldız ve ayın ışıkları ile com güzeldi. Dalgalanan deniz çok güzeldi
Derin bir nefes alıp gözlerimi huzurla kapattım. Gözlerimi açıp etrafa baktım
Dikkatimi yukarıda ana yoldaki siyah araba çekti. Ondan gözlerimi çekip geri etrafa baktım
Mutluluk mu? Yoksa zevk aldığımız şeyler mi? Bilmiyorum
Bazen düşünüyorum neden herkes mutlu numarası yapıyor? Kimse mutlu değil herkeste bunun farkında o zaman neden numara yapıyoruz?
Neden mutlu olmadığımızı bildikleri halde yüzümüzü asınca gül diyorlar?
Hayat böyle mi? Bildiğimiz şeylere rağmen bilmiyormuş gibi yapmak mı? Bildiklerini bilerek rol yapmak mı?
Gül. Üzgün olduğunu biliyorlar yine de gül
Rol yap! Rol olduğunu biliyorlar! Ama bilmezlikten geliyorlar
Oy verip yorum yaparsanız sevinirim
Okur Yorumları | Yorum Ekle |
64.72k Okunma |
4.41k Oy |
0 Takip |
54 Bölümlü Kitap |