8. Bölüm

8. Bölüm

xgizoşş
xgizorellaaaa

İyi okumalar bebeklerr 🐣

 

Buğlem'den ;

Aselin hemen arkanızdan geliceğim demesinin ardından yolumuza devam etmiştik.Ne kadar tamam demiş olsamda onun için endişeleniyodum ve çoktan bu kararımdan pişman olmuştum.Ben hala kararsız bir şekilde yoluma devam ederken adanın seslenişiyle ona doğru baktım,

"Benim tuvaletim geldi" dedi hızlı bir şekilde.

"Az daha dayan kamp alanına yaklaştık"

"Tutamam diyorum hakan çok geldi işte hem siz ilerleyin ben arkanızdan gelirim"

"Ada saçmalama istersen sen böcekten korkan kızsın burda tek başına yapamazsın"dedi kaşlarını çatarak.

"Ece haklı ada bekliyelim seni"dedim eceye destek vererek.

"H-hayır cidden gidin hemen gelicem diyorum hem aselde o zamana gelir beraber geliriz"dedi ikna etmeye çalışarak.Bu dediği kaşlarımı çatmama sebeb oldu çok tuhaf davranıyordu.

"Arkadaşlar tamam demekki çok gürültücü bir şekilde sıçıcak o yüzden istemiyo gidelim biz gelirler onlar" dedi gülerek.Sametin bunu demesiyle yüzümü ekşitip midemin bulanması bir olmuştu ve sanırım tek ben öyle değildim

"Samett! salak salak konuşma"

"Iyy samet ya"

"Olum salak salak konuşma tamam ada hızlı ol ve direk bu yoldan ilerleyip gel kaybolma sakın" dedi hakan.Onun bunu demesiyle ada hızlıca başını sallayıp geriye doğru gitmeye başlamıştı.Bizde son kez ona bakıp ilerlemeye başladık inşallah sağ salim ikiside dönerdi.

 

Lanet olsun ki biz kamp alanına geleli yarım saat olmuştu ve ikisinden de haber yoktu hala dönmemişlerdi.Ne yapcağımı bilmiyodum keşke onları tek bırakmasaydık ada neyseki bize yakın sayılırdı ama asel o bizden uzaktaydı ne bok yicektik şimdi

"Nolur bişeyler yapalım hocaları falan kaldıralım çok geç oldu ve karanlık her yer başlarına bir iş gelmiş olabilir" dedim endişeli ve panik bir sesle.

"Buğlem haklı birşeyler yapmalıyız geç olmadan"dedi hakana bakarak konuşan ece.

"Haklısınız bu kadar beklememiz bile hataydı,siktir! onları tek bırakmicaktık abi" sinirle bir şekilde bunları derken elini biz daha tutamadan yanındaki ağaca vurmuştu hakan.

"Siktiirr! abi ne yapıyosun sakin olmamız gerekiyo sakince düşünelim şimdi"dedi samet ortamı yumuşatmak istercesine.

"Tamam şimdi samet sen benimle geliyosun kızlar sizde hocalara haber verin biz kızları aramaya gidiyoruz"dedi itiraz kabul etmeyen bir şekilde.

"Hakan olmaz ya sizde kaybolursanız nolucak " dedim panikle.Tam bana doğru dönüp bir şey diyeceği zaman sağımızdan gelen sesle herkes oraya bakmıştı

"Adaaaa! iyi misin nerde kaldınız hem asel nerde bulamadın mı onu" dedim hem kızgın hemde endişeli bir şekilde ona doğru koşarken.

"Ada ödümüzü patlattın be kızım nerde kaldın hem asel nerde cidden"

"Ada iyi misin bir yerine bir şey oldu mu ?" dedi adanın vücüdünü kontrol eden ece.

"B-ben iyiyim aselle karşılaştım ama ona nerden gidiceğini söylemiştim gelmedimi hala" dedi etrafına bakarak

"Kızım gelmedi tabi ikinizde kayboldunuz sandık hem sen niye aseli tek yolladın birlikte gelmediniz"dedi sorgulayıcı bir şekilde samet.

"Ben tuvaletimi yapmamıştım daha o yüzden tek yolladım onu"

"Kızım sen salak mısın ? niye beraber gelmiyosunuz ya aselin başına birşey geldiyse" dedim kaşlarımı çatıp adanın üzerine yürürken

"Buğlem sakin ol bulucaz aseli " dedi beni durduran ece.Hala gözlerimi adanın üzerinden çekmemiştim o ise garip bir surat ifadesiyle bize bakıyodu.

"B-ben böyle olcağını cidden düşünmedim y-yoksa onu tek bırakmazdım" diyip ağlamaya başlamıştı.Ağlaması zerre sikimde değildi şuan asel yoktu ve her saniye bizim için oldukça önemliydi.Ada'nın ağlamasıyla ece adaya sarılıp sakinleştirmeye çalışıyodu.

"Napıcaz şimdi asel yok bişeyler yapmalıyız" dedim endişeli bir şekilde.

"Ne demek asel yok lan !"dedi nerden geldiğini anlayamadığım demir.Onun birden gelmesi beni şaşırtmıştı ama hemen kendime gelip ona kısaca özet geçmiştim.

"Amına koyimm!!" dedi sinirli bir şekilde volt atarken

"Kız hala gelmemiş ve sizde hiç bir sikim yapmadan burdaa durup kızın ağlamasınımı durduruyosunuz"demesiyle hakanın demirin yakasına yapışıp

"Öyle bir şey yaptığımız yok kendi kafandan uydurma lan aseli tabiki merak ediyoruz" demesiyle demirin hakana yumruk atması bir oldu

"Siktir!"

"Hakan"

"Demir! yapmayın kavganın sırası değil konumuz şuan asel" dedim demiri hakandan uzaklaştırırken

"Sikmişim böyle işi ben aseli aramayı gidiyorum siz ne bok yiyosanız yiyin"

Biz daha demire karşı çıkamadan ormana doğru koşması bir oldu.Her ne kadar tek başına gitmesi tehlikeli olsada demire güveniyodum o aseli bulup getirirdi.Bu düşünce içimdeki endişeyi bir nebze olsun azaltmıştı,arkama doğru döndüğümde sametle ecenin hakanla ilgilendiğini adanın ise ormana doğru sinirli ve düşünceli bir şekilde bakması dikkatimi çekmişti.Tanrım bu kız niye böyle tepkiler veriyodu salak mıydı ?

"Aseli düşünme turunçgil" dedi yanımdaki ses

"Hığğ" dedim anlamayarak bu halime gülümseyip yavaşca beni kendine çevirmişti uraz

"Diyorum ki asel iyi olucak demir onu bulmadan getirmez korkma o çok güçlü bir kız" dedi rahatlatmak için

"Bulur öyle değil mi uraz ? Ben asele bir şey olursa kendimi affedemem"dedim ağlamaklı bir sesle

"Bulur tabi turunçgil sen kendini üzme gel şurda oturup bekleyelim gece uzun olcak gibi"dedi dudağımın kenarını okşayarak.Beni omzumdan tutup ilerletmesine bir şey diyememiştim hem aklım daha demin yaptığı hareketteydi hemde asel de.Ormana doğru son kez bir bakış attığımda aklımda demirin bir an önce aseli bulup getirmesi vardı.

 

Asel'den ;

Gözlerimi açmamla ilk başta nerde olduğumu algılayamamıştım ama sonradan bütün olanlar film şeriti gibi önümden geçmişti.Hava çok kararmıştı buda demek oluyodu ki uzun zamandır burdaydım yavaşca olduğum yerden kalkmaya çalıştığımda ise ayağımın acımasıyla duraklamam bir olmuştu.Her ne kadar canım acısada kalkmak zorundayım yoksa beni kimse bulamicaktı.Yavaşca olduğum yerden kalkmayı başardığımda acıyan ayağıma bakmıştım.Siktir! bacağım azda olsa sürtünme sebebiyle kanıyodu ve sanırım yuvarlanırkende ayağımı burkmuştum.

Yavaş yavaş ağaçlardan destek alarak ilerlemeye başlamıştım hava aşırı soğuk ve karanlıktı.Telefonumdan feneri açmak istediğimde ise şarjımın bittiğini görmüştüm lanet olsun ki şuan çok kötü durumdaydım ve bu durumdan nasıl kurtulacağımı bilmiyodum.

"Kimse yok muu ? Heyy burda kayboldum yardım edinn" diye çaresizce etrafıma bakarak bağırıyodum.Yorulmuştum artık nerdeyse 10 dakkadır yürüyüp sayısız kere bağırmıştım ama kimsecikler yoktu.Keşke bizimkiler bekleyelim dediklerinde itiraz etmeseydim bu durumda olmicaktım kendi kendime lanetler yağdırırken birden uzakdan bir ses duymamla durdum.Sesin geldiği tarafı anlamaya çalışırken sese doğru ilerlemeye çalışıyodum.

"B-burdayımmm yardım edinn" dedim var gücümle.

"Asell ! Asel " dedi uzaktaki ses.

"Evett evett burdayımm yardım edinn" diye bağırmaya başladım sevinçten.Ses gittikçe yaklaşıyodu ona doğru adım adım ilerlemeye çalışıyodum.Biraz daha ilerleyince önüme birinin çıkması bir oldu.Kımıldayamadan durdum karşımdaki kişinin yüzüne şok içerisinde bakıyodum onu burda görmeyi hiç beklemiyodum,demirde beni bulduğuna şaşırmış olucak ki bir süre birbirimize baktıktan sonra

"Siktir! Asel buldum seni" diyip hızlıca yanıma gelerek sarıldı bana.Bana sarılmasıyla kalakaldım resmen hemen kendime gelip bende ona sıkıca sarıldım hiç bırakmak istemiyomuşcasına

"D-demir buldun beni b-ben çok korktum kimse beni bulamicak sandım" diyip ağlamaya başladım.

"Ağlama güzelim bak buldum seni sakın korkma tamam mı gidicez hemen burdan" dedi sıkıcı bana sarılıp bir yandan da saçımı okşayarak.

"Ben çok korktum demir nasıl kayboldum onu bile anlamadım sadece kamp alanına ulaşmaya çalışıyodum ama ayağım dala takılınca yuvarlanırken buldum kendimi"

"Asel ne demek yuvarlanmak iyi misin sen bir yerine bişey oldumu" dedi endişeli bir sesle,bir yandan da vücüdumu kontrol ediyodu bacağımdaki kanı görünce endişelenmemesi için

"Bişeyim yok cidden ufak bir kan sürtünme yüzünden oldu"dedim rahatlatmak için.O ise bunu umarsamayıp beni kucağını alıp bir kayanın üzerine oturtmuştu.Tişörtünden bir parça kopartıcağı sırada ona engel olmuştum

"Saçmalama demir buna gerek yok"

"Sen karışma asel gerek varki yapıyorum" demesiyle yırtması bir olmuştu.O çok ciddi bir şekilde işini hallederken ben onun yüzünü inceliyodum sanırım çok bakmış olmalıyım ki demirin gülme sesiyle kendime geldim

"Güzelim bak tabi ama bu kadar ciddi bakınca konsantrasyonumu bozuyosun"dedi gülerek , başka zaman olsa hemen cevabını verirdim ama bu sefer daha farklı bir şey demiştim

"Özür dilerim" dedim yavaşca

Bunu dememle yüzüme bakıp tek kaşını kaldırmıştı sanırım neden özür dilediğimi anlamamıştı yeri ve zamanı değildi ama ben yinede konusunu açmak istemiştim çünkü başka zaman çok geç olabilirdi.

"O gün sana dediklerim için aslında öyle bir şey demek istemedim cidden inan bana ağzımdan kaçtı sinirden"dedim sakince

"Özür dileme doğruları söyledin yabancıyım sonuçta senin için"dedi gözlerini yüzümde gezdirirken.

Nerden geldiğini bilmediğim bir cesaretle iki elimle demirin yanaklarını tutup bana bakmasını sağladım.O bu yaptığım harekete şaşırıken konuşmasına bile izin vermeden konuya direk daldım,

"Hayır ! benim için yabancı değilsin demir onları sana söylemek istemedim cidden dediğim an pişman olmuştum zaten konuşmama bile izin vermeden çekip gittin peşimden gelmiştim ama " diyip duraksadım.

"Aması ne ?" dedi cümlemin devamını getirmemi istiyerek.

"Aması yanına geldiğimde yanında bir kız vardı gayet gülerek samimi bir şekilde konuşuyodunuz bende ortamı bozmak istemediğim için yanına gelmedim" dedim yüzümü buruşturarak.

"Yani sen beni kıskandın ve o yüzden gelip özür dilemedin doğrumu anlıyorum" dedi keyfi yerine gelmiş bir şekilde.

"N-ne b-ben mi kıskancam seni hahh öyle bir şey yok tabikide sadece gelmek istemedim o kadar"

"Asel... Asell benim güzel bebeğim" dedi birden yüzümü okşayarak.Aniden bunu yapması kalp ritmimi bozmuştu bu çocuk genç yaşta kalp krizi geçirmemi istiyodu heralde yoksa başka açıklaması olamaz.

"Hığğh"dedim saçma bir şekilde.

"O kız kıskanman gereken en son kişi o benim başka şehirden gelen kuzenim Alya" dedi gülerek.

Hay böyle vaziyete ben kıza da boşu boşuna yelloz falan demiştim kız kuzeni çıktı ya la, ben kıza sövdüğüm için kendimden utanırken birden konuyu dağıtmak için,

"Neyse ne ben özrümü diledim barıştık dimi demir ?" dedim yavru köpek bakışı atarak.Bu halime dayanamamış olmalı ki,

"Barıştık güzelim , barıştık başımın belası" diyip saçlarımı karıştırmıştı.

Bunu dedikten sonra demirin benı kucağına alması bir oldu hiç itiraz etmemiştim çünkü ayağım çok ağrıyodu ve üşümekten artık kımıldayamaz hala gelmiştik.Onun için demire iyi sarılıp yolun keyfini çıkarmaya başlamıştım.Demir yolu biliyomuşcasına ilerlemeye başlayınca şaşırmıştım resmen yolları ezberlemişti sanırım demir çakma tarzandı.Bu düşündüklerime sesli gülünce demir bana delirdin heralde bakışı atınca omuzumu sirkelemiştim.

Sonunda adayla karşılaştığımız noktaya gelince duraksamıştım,

"Demirrr, adayı unuttum ben o nasıl kamp alanına ulaştımı" dedim panikle

"Evet o gelmişti hem siz niye birlikte gelmediniz kaybolmazdın hem" dedi hesap sorarcasına

"Öyle gerekti" diyip konuyu kapatmıştım uzatmaya gerek yoktu sonuçta.

"Demir dur ! yanlış yoldan gidiyosun bu taraftan gitmen lazım " dedim elimle işaret ederken.

"Hayır asel doğru taraftan gidiyorum orası yanlış yol hem bu da nerden çıktı" dedi kaşlarını kaldırarak.

"Hiçç o yol olduğunu düşünmüştüm" dedim sakince.O ise başını sallayıp yola devam etmişti.

Benim aklımda ise, adanın bana o yolu gösterdiğine adım kadar emindim madem yanlış yoldu niye bu kız beni oraya yönlendirmişti ki ?.Ben bunları düşünürken kaşlarımı çatmış olmalıyım demir bir eliyle kaşlarımı düzeltmeye çalışmıştı onun bu haline gülüp daha fazla düşünmemek için gözlerimi kapatmıştım.

Biraz daha yürüdükten sonra kamp alanına geldiğimizi anlamıştım.Her ne kadar yorgunluktan gözlerim kapansada etrafımdaki sesleri algılıyodum ama gözlerimi açamıyodum.Bi kaç ayak sesi duyuyodum bunlar bizimkiler olmalıydı

"Demir asel iyimi nerde buldun onu bişeyi varmı ?" diye hızlıca bana sarılmaya kalkışmıştı buğlem.Onun bu endişesine gülümsemek istemiştim ama ona bile mecalim yoktu.Sanırım demir benim halimi anlamış olmalı ki

"Şşş sessiz ol buğlem uyudu o çok yorgun ve üşümüş.O yüzden onu direk yatıralım yarın sabah ne sorcaksan sorarsın olur mu ?" diyip hem buğlemin hemde diğerlerinin soru sormasını engellemişti.Buğlem sanırım demire hak vermiş olcak ki onu bizim çadırların oraya getirmişti.

Demir yavaşca beni yatağa bırakıp ayakkabılarımı çıkarmıştı,çıkmadan öncede yavaşca yüzüme eğilip,

"İyi geceler güzelim,güzelce uyu dinlen" diyip yanağımdan yumuşak bir şekilde öpüp direk çadırdan çıkmıştı.Bu hareketi içimde ki bir yeri sımsıcak yapmıştı.

Onun çıkmasıyla buğlem üzerimi değiştirip üstüme 2 tane battaniye serip yanıma yatıp bana sıkıca sarılmıştı sanırım onu fazla korkutmuştum.Yavaş yavaş ısınmamla uykunun beni esir alması bir oldu.

 

Yıldızlayıp yorum atmayı unutmayın aşklarımm 😚

Yeni bölümü nasıl buldunuz ?

Keyifli okumalarr ballarımmm 💐😻💋

 

 

 

 

 

 

 

Bölüm : 27.11.2024 21:07 tarihinde eklendi
Okur Yorumları Yorum Ekle
Hikayeyi Paylaş
Loading...