
(Liam Payne - Teardrops/Acoıstic.)
Neva'ın içinde garip bir his vardı. Tarif edilemeyecek kadar değişik bir hissti. Neva otuduğu yerden kalkıp pencereye doğru ilerledi. Sağ eli ile yakasına yapışan bluzunu hafifçe çekiştiriyordu. Neva pencereyi açıp derin derin nefes alıp veriyordu fakat içindeki o saçma his bir türlü geçmiryordu. Bir kaç dakikanın ardından Neva penceriyi kapatıp cebinden telefonunu çıkarttı. Tam Barlası arayacakken telefonu çaldı, arayan kişi Kayraydı. Neva telefonu hemen açtı, Kayra Barlasın kaza geçirdiğini ve hangi hastanede oldukları söylemişti. Neva o anın şoku ile evden üzerine mont ve en önemlisi telefonunu almadan çıktı. Koşarak merdivenleri iniyordu, elleri titriyor nefes almakta güçlükm çekiyordu. Evin merdivenleri hiç bitmiyormuş gibi geliyordu. Neva kendisini siteden dışarı attığında sağına soluna bakıyordu. Aklı durmuş gibiydi ne yapacağını kestiremiyordu. Yağmur yağmaya başlamıştı, Neva olduğu yere çömelip ağlamaya başladı. ''Allahım nolur birşey olmasın.'' diyordu ağlayarak.
Beş dakkaya yakın Neva öylece oturup ağlıyordu, Nevanın omuzuna bir el değmesi ile irkilmişti. Yanına gelen kişi sitenin yöneticisi Tarık Beydi. Tarık Bey ''Kızım iyi misin? Neyin var?'' diye sordu. Neva ayağa kalkıp göz yaşlarını sildikten sonra ağlamaklı ses tonu ile ''Benim hastaneye gitmem gerek Tarık abi.'' dedi. Tarık Bey ''Hemen arabama bin ben seni götüreceğim.'' dedi ve Neva ile arabasına bindiler.
Bir saatin ardından hastaneye gelmişlerdi, Neva ''Çok teşekkür ederim Tarık abi, çok sağol.'' dedi. Tarık Bey ''Bir gelişme olursa haber verirsin kızım dikkatli ol.'' dedi ve oradan uzaklaştı. Neva koşarak hastanenin içine girdi. Girişteki danışmana tam Barlasın nerede olduğunu soracaktıki Kayra ona seslendi. Neva Kayranın yanına gidip ''Barlas nerde?'' diye sordu. Kayra ''Neva az sakin ol, ameliyata aldılar. Haber bekliyoruz.'' dedi korkulu ses tonu ile. Neva ''Nasıl olmuş? Peki.'' diye sordu. Kayra ''Uhhh, gerizekalının biri frene son anda basmış fayda etmemiş tabii Barlasın arbası ile takla atmışlar.'' diyince Neva elleri ile ağzını kapatıp ağlamaya başladı. Kayra sakinleşmesi için Nevaya sarımıştı. Bir kaç dakika sonra ameliyathaneden hemşire çıkıp ''0rh negatif kan lazım.'' dedi. Neva ''Benim kan grubum AB pozitif ben verebilirim.'' dedi. Hemşire ''O zaman hemen kan alma odasına gidelim.'' dedi ve kan alma odasına doğru hızlı adımalarla gittiler.
Hemşire Nevadan kan alıp amelitahaneye gideli yirmi dakika olmuştu. Neva ameliyathanenin kapısının hemen yanında çömelmiş hakim olamadığı göz yaşlarını siliyordu. Kayra elinde sıcak çayla Nevanın önüne eğilip elindeki çay dolu karton bardağı uzattı. Neva ''Çok sağol Kayra ama iyi bir haber alıncaya dek bir şey yiyip içmek istemiyorum.'' dedi. Kayra ''Neva böyle Barlasa birşey yapmış olmayız...'' Kayranın cümlesini bölen ameliyathaneden çıkan doktor olmuştu. Neva ayağa kalkıp ''Durumu iyi mi doktor Bey?'' diye sordu. Doktor ''Elimziden geleni yaptık biz Hanımefendi.'' dedi eli ile çenesini kaşıyarak. Neva ''Ne demek bu?'' diye sordu panikle. Kayra ''Doktor bey kardeşim ne durumda?'' diye sordu korkulu ses tonu ile. Doktor derin bir iç çekip ''Hastanın içindeki kanamayı durdurduk çok şükür fakat başına almış olduğu darbe ile heran için beyin kanaması gerçekleşebilir. Biz elimizden geleni yaptık, böyle bir durum olursa yine elimizden geleni yapacağız. Şuanlık bunları diyebiliyorum.'' diyerek oradan uzaklaştı. Neva şaşkın ve üzgün bir şekilde olduğu yerde kalıvermişti. Kayra elini duvara vurmuştu, ona çarpan kişi de bu hasnatedeydi koşarak oradan uzaklaşıp o şahısı bulmaya koyuldu.
Ameliyathaneden Barlası çıkartıp yoğun bakıma getiriyorlardı. Neva Barlasın elini tutup ''Nolursun uyan. Beni bırakma nolur.'' diyordu, daha fazla göz yaşlarını tutamamıştı. Gözünden akan bir damla Barlasın hafifi soğuk olan yanağına duşmüştü. Yoğun bakıma geldiklerine Neva dışarıda kalmıştı. Nefes almaya gücü kalmamıştı, o sırada Kayra gelip ''Neva?'' dedi. Neva ayağa kalkıp ''Barlas gözlerini açacak Kayra görürüsün, o çok güçlü bir adam.'' dedi. Kayra ''Evet öyledir benim akrdeşim. Neva benim sana bir şey vermem lazım, kazadan sonra olay yerindeki polisler Barlasın özel eşyalarını almışlar.'' diyerek elindeki şeffaf poşeti Nevaya uzattı ve cümlesine ekledi ''Bir de sana evlilik teklifi yapacaktı Neva. Bu yüzük (cebinden yüzüğü çıkartıp) senin Neva.'' dedi ve yüzüğü Nevaya verir vermez Kayra pencere doğru yürüdü. Ağladığını belli etmek istemiyordu. Kayra gözlerini ovmaktan gözlerinin altı kızarmıştı. Neva yüzüğe bakıp, ''Ç-çok güzel yü-yüzük seçmişsin a-aşkım, lütfen u-uyan v-ve bu yü-yüğü parmağıma ta-tak.'' dedi ağlayarak.
Bir saat geçmişti, Kayranın telefonu çalıyordu. Kayra ceketinin cebinden telefonunu çıkartıp arayan kişiye baktı, arayan kişi Barlasın annesiydi. Kayra ''Firuze teyze arıyor.'' dedi. Neva eliyle yüzüne düşen saçını kulağının arkasıba koyduktan sonra ''Eeee geri ara ve ona operasyonda falan olduğunu söyle.'' dedi. Tam o sırada Kayranın telefonu yine çaldı ve bu sefer arayan Barlasın kız kardeşi Farahtı. Neva kim bakışı attıktan sonra Kayra telefonu açtı. Kayra Faraha herşeyi anlatmadan önce annesine onun söylemesini istedi. Neva ayağa kalkıp ''Kadıncağız hissetmiş, bende hissetmiştim.'' diyerek ağlamaya başladı. Kayra ayağa kalkıp ''Neva kötüyü düşünme lütfen o iyi olacak.'' dedi. Neva ''Tabii ki de iyi olacak, o uyanıp evlilik teklifini yapacak ben bilmiyormuşum gibi yapacağım.'' dedi ve son cümlesi onu daha fazla ağlatmıştı.
Bir saat sonra yanlarına Firuze Hanım ve Farah gelmişti. Firuze hanım ''Kayra, Neva. Oğlum nasıl?'' diye sordu titireyen sesi ile. Neva Firuze Hanımın kolundan tutup ''O iyi Firuze Hanım, hemde çok iyi. İyi de olacak.'' dedi ve Firuze Hanım ile orada bulunan sandalyelere oturdular. Farah Kayranın yanına gidip, ''Abimin durumu kötü dimi Kayra.'' dedi ağlayarak. Kayra, ''Allahtan ümit kesilmez Farah, bu saatten sonra duadan başka birşey yapılmaz.'' dedi.
Aradan yarım saat geçmişti, Firuze Hanım Nevanın elini tutup, ''Bugün oğlum sana evlenme teklifi edecekti, edemdi.'' diyerek ağlamaya başladı. Nevanın o an burnu öyle bir sızladıki Firuze Hanımın elini biraz sıkabilmişti.
Saatler gece yarısını geçmişti, Neva telefonunu ev unuttuğunu idrak etmişti ama umrunda değildi. Tek istediği Barlasın tekrardan sağlığına kavuşmasıydı. Kayra dışarı çıkmış sigara içiyordu Farahda yanındaydı. Firuze Hanım dua okuyordu. Neva tam lavoboya gidecektiki hemşireler ve doktorlar koşarak Barlasın odasına girdiler. Neva camdan içeri bakıp doktorların müdahelesine bakıyordu, Firuze Hanım Nevaya ''Kızım ne oldu? Oğluma ne oldu?'' dedi. Ayağa kalkıp oda Neanın yanına gelip camdan izliyordu. Hemşirelerden biri doktora dönüp ''Hocam nabız düşüyor.'' dedi. doktor hemen ''Defibrilatörü hemen hazırla.'' dedi. Hemşire cihazı hazırlayıp ''Hazır hocam.'' dedi ve doktora uzattı doktor cihazı bir kaç defa Barlasa uyguluyordu fakat nabız iyice düşüyordu, ''Voltu yükselt.'' dedi doktor. Hemşire voltu yükseltip cihazı hazırlatıkdan sonra doktora geri verdi. Doktor bir kaç kere daha yapıyordu fakat nabız cizgisi dümdüz olmuştu. Doktor tekrardan yapıyordu ''Hadi aslanım, hadi.'' diyordu fakat hiç bir işe yaramıyordu. Doktor hemşirelere dönüp ''Morga hazırlayın.'' dedi ve üzgün bir şekilde odadan çıktı. Neva o an hıçkıra hıçkıra ağlıyordu Firuzen Hanım ''Oğlum!'' diye bağırmıştı. Kayra ve Farahta gelmişti. Kayra doktora ''Doktor Bey?'' dedi Doktor ''Malesef hastayı kaybettik. Başınız sağolsun.'' diyerek oradan gitti. Kayra o an ağlamasına engel olamadı. Farah annesinin yanına koşup ona sarıldı ve oda ağlıyordu. Barlasın yüzü örütülü bir şekilde odadan çıkartıyorları, Neva durdurup ''Yüzünü görebilir miyim?'' diye sordu hemşireler olumlu anlamda kafalarını sallamışlardı. Neva örtüyü biraz açıp Barlası yanağına dokunmuştu, yüzü çok soğuktu. Eğilip dudağından öpüp ''Seni sonsuza dek seveceğim Barlas.'' dedi ve elinde tuttuğu yüzüğü parmağına taktı. Barlasın annesi ve kız kardeşi de sonkez Barlasa bakıp yüzüne dokunmuşlardı. Annesi Firuze Hanım oracıkta fenalık geçirip bayılmıştı hemşirelerden biri, ''Sedye!'' diye bağırmıştı. Çok sürmeden hastanede çalışan yardımcılardan biri sedyeyi getirmişti. Firuzen Hanımı bir müşadele odasına getirip serum takmışlardı. Farhat annesinin elini tutup ''Anne sana da birşey olursa ben ne yaparım?'' diye ağlıyordu. Neva, yanlarına gelip ''Farah annen nasıl?'' diye sordu. Farah ''İyi Neva abla, hemşireler bu serumun ona iyi geleceğini söyledi.'' dedi. Neva ''Birşey olursa ben buradayım.'' diyerek müşadele odasından çıktı. Kayra dışarıdaydı, Neva yanına gelip ''Annem ölmeden önce hep şey derdi 'İnsanlar birşeyin değerini anlamak için onu kaybetmesi gerekiyorki o zaman değerini anlasın.' derdi. Sahiden de öyleymiş. Varlığında ona çok sarılamadım, kaydeberim diye çok korktum ilgimi, sevgimi hep sakladım. Doya doya ona sarılamadım, kokusunu içime çekemedim.'' dedi ağlayarak. Kayra Nevaya dönüp ''Annen ne güzel demiş öyle, kardeşim seni çok pis veriyordu be Neva. Sevgini ona nasıl gizlemişsen en son konuştuğumuzda bana 'Neva konusunda. Ben evlenmek istiyorum ama o ne ister bilmiyorum.' demişti bana. Nasıl gizlemişsen artık aklında bu sorular vardı hep. Hep senden çekindi, çok istiyordu senle evlenmek.'' dedi. Neva ''Bende istiyordum. Ben sevgisini dışa çok yansıtan insan değilim Kayra. Çok sevgim onu sıkar diye düşündüm kaybetmekten korktum ve kaybettim.'' dedi ve ağladı.
| Okur Yorumları | Yorum Ekle |