15. Bölüm

11 P2

Ayşegül Y.
xqaysegull

MERHABA minik tırtıllarım yeni bir bölümle karşınızdayım🦋1

Dofer bölümün devamı gibi düşünebilirsiniz❤️

 

Herkese iyi okumalar🥰

🦋🦋🦋🦋🦋🦋🦋🦋🦋🦋

Robin, şehir dışındaki işlerini halletmiş artık evinin yolunu tutmuştu.

Yol boyunca günlerdir içinde hissettiği bir türlü adını koyamadığı bir his yeniden sarmıştı kalbini...

 

Bu his evine yaklaştıkça daha da artıyordu.

 

Şehir dışındayken her evi aradığında herkesle konuşmuş sıra Roni'ye geldiğinde bir bahane bulunmuş ve konuşamamıştı.3

 

Bu hissin sebebinin Roni olma ihtimali bile kalbinin acıdan burkulmasına yetiyordu.

Kız kardeşi hak etmediği hâlde bir sürü haksızlığa maruz kalmış ve kalmaya devam ediyordu.

 

Daha sebebini bile bilmeden...

 

Kimsenin anlamadığı abisinin ölümünün suçlusu Roni değildi.

Roni, hayata gözlerini açtığında abisine deva olmayıp ölümüne sebep olacağını nereden bilebilirdi.

 

Halbuki O, daha masum bir bebekti...

 

Robin, her fırsatta bunu dedesi ve babasına anlatmaya çalışsa da kendi vicdanlarında kurdukları mahkemede suçlu seçilmiş ve karar verilmişti.

 

 

Sıcaktan eriyen asfaltın üzerinde son hızla ilerlerken sonunda varmıştı Zerxan konağına Robin.

Geldiğinden kimsenin haberi yoktu. Ne zaman işini bitirdiğini haber verse dedesi başka bir iş çıkarıyor ve gelmesine engel oluyordu.

Artık bu durumdan sıkılmış ve bir işler döndüğünü anlamıştı.

Kimseye haber vermeden dönmüştü yurduna.

 

Arabasından inip hızlı adımlarla konağa doğru yürüdüğünde, kapıda duran adamlar onu karşılarında görünce ister istemez şaşırmış ve bunu belli etmişlerdi.

 

"Hoşgelmişsin Robin ağam" diyen Rüstem'di.

 

"İnşallah Hoşbulurum Rüstem abi."

 

Diğer korumanın konuşmasını dinlemeden kapıyı kendi açıp avluya girdi.

Avluda kimsenin olmamasına şaşırmadı. Çünkü bu havada kimse duramazdı burda.

 

Riha da hava böyleydi. Yazın cehennem sıcağı iken kışın ise zemheri...

 

Adımlarını, merdivene yöneltip Roni'nin odasına çıkmak için adım attığı sırada büyük salondan gelen sesler ile adımları yön değiştirip orayı buldu.

 

Dedesinin hükümdar sesi yine salonu doldurmuş herkese emirler yağdırıyordu.

Kapıya biraz daha yaklaştığı sırada dedesinin annesine karşı,

 

"Duydun değil Dila xanım gerek var tekrara..""

 

Yine dedesinin klasik emirleri deyip umursamamıştı Robin. Ta ki dedesinin "Kimse Robin'e tek kelime etmeyecek. Hele biraz daha zaman geçsin ben anlatacağım ona."

 

Kendi kendine düşünmeye başlamıştı bile.

 

Neydi bu ondan saklanan gerçek...

 

Burada durup düşünerek bir sonuca varamayacağını anlayıp, zaten hafif Aralık olan kapıyı ittirip salona adım attı.

 

Robin'in adın atmasıyla, tüm gözler onu bulduğunda

özellikle dedesinin fal taşı gibi olmuş gözleri yerinden çıkacak gibiydi..

Babası, oğlundan bakışlarını kaçırıp dururken, annesi başını önüne eğmiş bakamiyordi oğluna...

 

Sanki suç işlemiş çocuklar gibiydiler....

 

"Selamünaleyküm" diyerek dedesine yönelmiş ve elini öpmüştü.

 

"Hoşgelmişsin oğul. Niye haber etmedin geleceğini?"

Tedirgin bir şekilde konuşmuştu Mahmut ağa.

 

"İşim bitti geldim dede. Hem burası benim evim değil mi haber mi vermem gerekiyor gelmeden önce"

 

Anne ve babasının da ellerini öptükten sonra abisinin yanında boş olan yere oturmuştu Robin.

 

"Yok oğul. tabi ki burası senin evin ama hazırlık neyin ederdik."

 

"Gerek yok dedem. Hem siz buradasınız kızlar nerede ana?"

Robin, tam kardeşlerini sorduğu sırada kapıdan içeriye birlikte Zehra ile Rojbin girmislerdi.

 

Abisini gören Rojbin koşup ona sarılmıştı.

Robin, kardeşiyle hasret giderdikten sonra kapıda onlara özlem dolu gözlerle bakan genç kadını tanıyamamıştı.

 

Zehra'nın aklına ise Zagros abisinin hergün iş dönüşü ona sarılışları ve onun için aldığı çikolatalar gelmişti.

 

 

Robin, acaba ben yokken yeni hzimetli alındı diye düşünse de böyle giyinen hizmetli olamazdı. Nereden bakarsan bak pahalı olduğu belli elbise ve kolları ve boynu dolu altın...

 

Dewrim, hemen ayağa kalkıp karısının yanına geçip büyük bir gururla karısını elinden tutup kardeşinin karşısına geçmişti.

 

Robin, anlamaz gözlerle abisine bakarken abisinin genç kadının elini tuttuğu elinin yüzük parmağında gördüğü alyans ile yavaş yavaş anlam kazanıyordu kafasındaki sorular.

 

 

Ama ona haber vermeden nasıl evlenmişti abisi...

 

"Tanıştırayım Robin. Yengen Zehra."

Bu cümleyi kurduğunda yüzünde kocaman bir gülümseme ile konuşmuştu Dewrim.

 

"Hayırlı olsun abim" diyerek abine sarılsa da " de benim neden bundan haberim yok?" diye abisine ve odada bulunan herkese göz attığında kimseden ses çıkmadı ta ki Zehra'nın,

 

"Biz kaçarak evlendik. Aceleye geldi ondan." demesiyle Mahmut ağanın, Zehra'ya olan bakışları alev saçıyordu.

O kadar tembih etmişti herkesi ama bu kız onu dinlememişti.

 

Robin, duyduklarıyla bozguna uğramıştı.

 

Buralarda kaçmanın bedeli bellidir.

 

Ya ölüm yada berdel...

 

 

Gözleri hemen Roni'yi aradı.

 

Yoktu...

 

Yoktu kız kardeşi görünürde yoktu.

 

 

"Roni, nerede?" kimseden çıt çıkmıyordu.

 

"Roni nerede? dedim. " salonda adeta ölüm sessizliği hüküm sürmeye başlamıştı.

 

Annesine yaklaşıp sorusunu yineledi ama annesi yemin etmiş gibi tek kelime etmiyordu.

Bu sefer omuzlarından tutup sarsmaya başladı annesini "Roni nerede? anne." dediğinden annesinin ağlamaya başlaması ile hemen herkesi ardında bırakıp kardeşinin odasına doğru hızlı adımlarla koşmaya başladı.

 

 

Odaya geldiğinde her zaman yaptığı giib kapıyı çaldı.

Ne demişti kardeşi " Ben artık büyüdüm abi. Kapımı çalmadan girme." oda Kardeşini dinleyip aynı onun dediği gibi yapıyordu. Birkez daha çaldı ama içeriden alışık olduğu ses hâla gelmemişti.1

 

 

Eli kapının koluna gitmek istemiyordu.

 

Korktuğu başına gelmesindi...

 

Ağır bir şekilde elini kapısının koluna koyup açtığında karşısında günlerdir boş olduğu belli olan odayı görmek istemese de durum bundan ibaretti.

 

Odanın içine adım attığında oda hâla kardeşi kokuyordu. Yatağın ucuna gidip parmak uçlarıyla dokundu ama hemen ateşe değmiş gibi geri çekti elini. Arkasını dönüp dolaba gittiğinde kapağını açtı.

 

Karşısında içinde sadece bir iki parça kıyafet olan bir dolap vardi. Elini uzatıp kardeşine ait olan ayıcıklı tişörtü alıp burnuna yaklastırdı.

 

Kokusu hâla aynıydı.

 

Gitmemişti...

 

Bu tişörtü ona Robin almıştı.

 

Bir keresinde iş için Azerbaycan'a gittiğinde Roni, abisinden bir sürü hediye istemiş ve hatta liste bile yapmıştı. Ama abisi sırf onun inadına ona sadece bu ayıcıklı tişörtü almış ve gelmişti.

Roni'nin ona çok kızacağını bilmesine rağmen ama beklediği gibi olmamış bu tişörtü o kadar çok beğenmişti ki kendi isteklerini sormayı unutmuştu bile...

 

 

"Ben istemedim Robin. Ama... Ama gücümde yetmedi engel olmaya." Duyduğu sesin sahibi annesiydi.

 

Annesinin onlara karşı birsey yapamayacağını biliyordu ama en azından bir haber verseydi ona ama O, bunu bile yapmamıştı.

 

"Kim bu insanlar?" Tek soru gidip kardeşini görecek eğer isterse onu geri getirecekti.

 

"Amed'den Berxwedan aşiretinin kızıdır Zehra." gerisini dinlememiş tişörtü olduğu gibi yerine bırakmış, arkasından bağıran çağıran kimseyi umursamadan tutmuştu Amed'in yolunu...

 

Amed'e gidiyordu, Kardeşine...

 

Arabasını son sürat sürmüş ve bir buçuk saatlik yolu bir saatten de az bir sürede bitirmişti.

 

 

Herşeyden habersiz mutfakta kadınlarla birlikte yemek hazırlayan Roni, hem kadınların sohbetine katılıyor hemde elindeki yemeği yapmaya çalışıyordu.

 

Zeynep, yengeleriyle şakalaşırken herkesin dikkatini çalan konak kapısı çekti.

Bu çalış normal değildi.

 

Alacaklı gibi çalan kapı ve kapıyla birlikte bağıran kişinin tekrar ettiği tek isim 'Roni'.

 

Roni, bu sesin sahibini tanıyordu.

 

Abisiydi bu...

 

Elindeki işi bırakıp bir hışımla mutfaktan çıkıp merdivenlerden hızlıca aşağıya koşmaya başladı.

 

Abisi ısrarla adını seslenip kapıya vurmaya devam ettikçe korumalar da müdahale etmeye devam ediyorlardı.

 

Hatta korumalardan biri Zagros'u aramıştı bile...

 

Roni, nefes nefese kalmış bir şekilde konağın koca kapısını açtığında korumaların kolları arasında hâla adını sayıklayıp duran abisini görünce dudaklarından dökülen "Abi" nidası korumaları durdurmaya yetmişti.

 

 

Robin, karşısında duran küçük kardeşine bakmaya başlamıştı. Roni de aynı şekilde abisine...

 

Sahi bir aya yakın olmuştu görüşmeyeli. Evlenmeden birkaç gün önce gitmiş ve bir türlü dönememişti.

Demek ki sonunda dönmüştü ama... Geç kalmıştı.

 

Roni, koşarak abisinin boynuna atladığında Robin de bu anı bekliyormuş gibi sardı kollarını kardeşinin bedenine.

 

Abi kardeş sonunda kavuşmuştu ama abisi kardeşine geç kalmıştı...

 

 

"Özür dilerim. Özür dilerim." Robin'in dudaklarından dökülen tek kelime bunlardı.

Roni, abisine sarılmayı bırakıp, kendini geri çektiğinde " Hayır abi hayır.Bu olanlarda senin en ufak bir suçun yok. Özür dilemesi gereken kişi sen değilsin." dese de Robin kabul etmiyordu.

 

Kardeşinin ellerini avucunun içine alıp " Engel olabilirdim. Bu olanlara karşı çıkabilirdim. Hiçbirşey yapamazsam bile senin için canımı verirdim."

 

Roni, hemen elini abisinin elinden çekip avucunda abisinin ağzını kapattı.

"Ölümden bahsetme."

 

Robin, kardeşinin elini aşağıya indirip" Nasılsın burada? iyi davranıyorlar mi sana? Kiminle evlendin? Kocan kim? O iyi davranıyor mu sana? " diye sorularını tek tek sıralarken Roni, abisinin bu haline tebessüm edip içinden şükür etmişti. En azından onu düşünen bir aile üyesi vardı.

 

Roni, abisinin daha fazla konuşmasına izin vermeden elinden tutup konağa doğru götürmeye başladı.

Tüm aile üyesi avluda toplanmış bu kadar yaygara koparan kişinin kim olduğunu merak ediyordu.

 

"Sizin oralarda hiç edep diye birsey yok herhalde. İnsan dünürünün evine böyle mi gelir?''

Zozan hanım durmamış yine söylemişti içindekileri.

 

"Siz de günler sonra eve geldiğinizde evde kardeşinizi bulamasaydınız anlardınız benim neler hissettiğimi." diyerek karşılık verdi Robin.

 

"Sanki zorla aldık. hıh!" burun kıvırarak içine içine konuşmuştu Zozan hanım.

 

"Kusura bakma Baziyan ağa. Biran ne yapacağımı bilemedim." Baziyan ağadan özür dilemek gelmiyordu içinden ama kardeşi için mecburdu Robin.

 

"Olur öyle şeyler aileler arasında oğul. Artık biz bir aile olduk böyle ufak şeyleri sorun etmeye gerek yoktur." diyerek elini uzatmıştı Robin' e.

Robin, saygısını gösterip elini öpmüştü Baziyan ağanın.

 

Avluya ıslık çalarak giren Rohat, jerseydem habersiz ailesinin yanına gidiyordu.

Sonuçta bugün Elif'i görmüştü. Dünya yansa umurunda değildi.

 

Robin, onlara doğru gülerek gelen kişinin Roni'nin kocası olduğunu sanıyordu. Çünkü Baziyan ağanın iki oğlu vardi ve biri zaten evliydi. Karısına da duyduğu aşkı bilmeyen yoktu.

Geriye ise bu kalıyordu. Hafif göz ucuyla süzdüğünde fena birine benzemiyordu. Sarışın uzun boylu eli yüzü düzgün.2

 

Rohat, daha onların yanına varmadan tekerleğin asfaltı ağlatma sesi duyuldu konakta.

Herkesin gözü kapıyı bulmuştu ister istemez.

Zagros, yeri döven sert adımları ve öfkeden sıkmaktan boğum boğum olmuş parmaklarıyla avluya girdiğinde gözleri direkt Roni'ye değdi.

İyi olduğunu görünce parmakları gevşedi. Yanındaki adamı gördüğünde ise yeniden sıkıldı parmakları ama tahmin ettiği gibi bir durum yoktu.

 

Herkes iyiydi. Aptal kardeşinin yüzünde anlamadığı bir gülümseme asılı kalmıştı. İçten içe kendini sakinleştirip onların yanına gitmeye başladı.

Arabanın sesi içeride uyuyan Arjen'i uykusundan etmiş olacaktı ki ağlamaya başlamış ve Rojda'nın onun Roni'nin yanına getirmesine neden olmuştu.

 

Zagros, Robin'in karşısına geldiğinde elini uzatıp tanışma faslına geçtiğinde, Rojda, Arjen'i yanlarına kadar getirmişti bile.

Annesini gören minik Arjen annesine doğru "Anne" diye atılınca Roni, koca bir tebessümle kucaklamıştı oğlunu.

 

Olana bitene anlam veremeyen Ronin ise bu olanları büyük bir şaşkınlık içinde seyrediyordu.

 

Hayır olamazdı.

 

Kardeşi dul bir adama gelin olmazdı.

 

Hemde hâla ölen karısına aşık bir adamla.

 

 

"Bu kadarı da fazla. Bunu kabul etmemi kimse beklemesin." diyerek kardeşinin kucağındaki Arjen'i alıp babasının kucağına verdi Robin.

 

Bu sefer şaşırma sırası Berxwedan ailesindeydi.

 

"Kardeşimin berdelle evlenmesini bile kaldıramazken

kaldı ki dul ve çocuklu bir adamla evli olamasına müsade etmeyeceğim." Herkes ona şaşkın şaşkın bakarken o kardeşinin kolundan tutup çekistirmeye başlamıştı bile...

 

"Dur abi me yapıyorsun?'' Kendine gelen Roni, abisine engel olmaya çalışsada memgene gibi sarmıştı kardeşinin kolunu Robin.

 

"Bu kadarına izin vermem hadi dul veya çocuklu olmasını geçtim bu adam hâla ölen karısına deliler gibi aşık. Olmaz Roni heba olmana izin veremem."

Robin kararlıydı kardeşini götürmeye ama unuttuğu birşey vardı.

 

Zagros, buna izin verecek miydi?

 

Robin, Roni'yi çekiştirmeye devam ederken Zagros, Arjen'i Rojda ile birlikte konağın arka bahçesindeki çocuk oyun alanına göndermişti.

Bu alanı toplu davetlere katılan ailelerin çocukları sıkılmasın ve sorun çıkarmasın diye yaptırmıştı.

Artık Arjen de kullanacaktı orayı...

 

Zagros, belindeki silahını çıkarıp havaya tek el ateş etti.

 

"Kimse benim karımı zorla bir yere götüremez. Bu abisi bile olsa." Silah sesiyle olduğu yerde kaldı Ronin ama durmayacaktı.

 

"Bende kardeşimi başkasına hemde ölü bir kadına aşık bir adamın elinde heba olmasına izin vermem."3

diye karşılık vermişti Robin. Damarına basıyordu Zagros'un.

 

Tekrar ateş etti Zagros. "Eğer karımı bırakamazsan bu üçüncü mermi direkt sana isabet edecek." Son uyarısını yapmıştı Zagros. Eğer dinlemezse Robin'i vuracaktı.

Şakası yoktu Zagros'un.

 

Roni, abisinden kolunu var gücüyle çekmeye çalışıyordu ama nafile bırakmıyordu abisi. Kolu sıkılmaktan kıpkırmızı olmuştu. Abisi bunu fark etmese bile acıdan yüzünün buruştuğunu görüyordu Zagros. Bu onu daha da öfkelendiriyordu.

Roni, Zagros'un, abisini vuracağını biliyordu çünkü gözleri bunu kanıtlar nitelikteydi. Abisine, avını parçalamaya hazır bir kaplan gibi bakıyordu. Abisinin onu bırakması lazımdı. Yoksa vuracaktı Zagros onu.

Son kez kolunu çekmeye çalıştı ama olmadı.

 

 

Robin, "Senden korkmuyorum Zagros ağa. Kardeşimi de burada bırakamam." dedikten sonra Roni'yi sürüklercesine götürmeye devam ettiğinde üçüncü silah sesi duyuldu Berxwedan konağında...4

🦋🦋🦋🦋🦋🦋🦋🦋🦋

Nasıldı...

Bölüm : 06.01.2025 16:11 tarihinde eklendi
Okur Yorumları Yorum Ekle
Hikayeyi Paylaş
Loading...