24. Bölüm

16. Bölüm

Ayşegül Y.
xqaysegull

Rıha'nın kurak topraklarında yetişen bir karagül iken şimdi Amed'de Zagros'un sıcak kollarındaydı Roni. Bir gece yarısı uçurum kenarında tanıştığı adamın onu hayatının merkezine konumlandıracağını nereden bilebilirdi ki.

 

Herşey bir anlaşmadan ibaret olacak ve öylede kalacaktı.Ama unuttukları şey ise onlar bunu planlarken, kaderin onlar için çoktan ağlarını örmeye başlamış olmasıydı.

Roni ile evlenirken durumun bu noktaya geleceğini tahmin bile etmemişti Zagros. Anlaşmalı evlilikte kalacaktı herşey. Roni Arjen'e anne, Zagros ise bebeğine baba olacaktı. Ancak Zagros, Roni'nin masumiyeti karşısında daha fazla direnmeyi başaramamış ve yenik düşmüştü.

 

İlmek ilmek işlemişti Roni Zagros'un kalbine...

Bu en güzel mağlubiyet olabilirdi onun için.

 

Kolları arasında olan karısıyla o an aklına gelenlerle olduğu yerde dondu elleri.

Ya karısı ondan yada onu öpmesiden rahatsız olduysa.

Bundan çok korkuyordu Zagros.

Sayısını kendisinin dahi bilmediği kadar adama gözünü bile kırpmadan işkenceler edip öteki dünyaya yollayan kendisi değilmiş gibi karısının vereceği tek bir cevaptan korkuyordu.

 

Bunu öğrenmenin tek yolu sormaktı...

 

Omuzlarını okşayarak tuttuğu karısı, karşısında utançtan başını önüne eğmiş beklerken, bu hali biraz korkutmuştu Zagros'u.

Gözlerini görmek istiyordu. Kalbinin aynası olan gözlerini...

 

Orada görmeliydi hissettiklerini.

Orada görmeliydi kendini...

 

Omzundaki bir elini oradan çekip nazikçe alt çenesinden tutup kaldırdığında, göz göze gelmelerini sağladı. Roni, Zagros'un gözleri hariç her yere bakmaya çalışıyordu. Daha fazla beklemek işkenceden farksızdı şuan Zagros için.

Daha fazla dayanamayıp konuşmaya başladı.

"Gözlerime bak Roni."

Geçen her saniye içindeki korku git gide büyüyordu.

Çekingen karısı zor da olsa bakmıştı gözlerine.

 

"Az önce yaptığım sen yüzünden... Yani... Bana kızdın mı?" Sonunda söylemeyi başardıktan sonra sıra şimdi karşısından gelecek cevaptaydı.

 

Roni, kocasının gözlerinin içine bakıp beklemeye başladı. Geçen her saniye Zagros'un içindeki korkunun büyümesine neden oluyordu.

 

"Tamam. Kabul ediyorum. En başından beri anlaşmalı evlilik olarak başladı ve öyle kalacak diye anlaştık ama ben... Ben kendime ve kalbime yenik düştüm. Sen karşımda böyle masum dururken asıl düşmemek yanlış olurdu. Bu benim en güzel mağlubiyetim... İlmek ilmek işledin kalbime... Söz geçiremedim. Eğer... Hâla aklında geçmiş..." konuşmasını bölen Roni'nin ince parmaklarıydı.

 

 

Kocasını susturduğunda bu sefer sıra ondaydı.

"Geçmiş elinden tuttuğumuz sürece bizimle geleceğe gelir. Ama.... Ben seninle tanıştığım o uçurum kenarında bıraktım tüm geçmişimi... Ve bugün burada karşında sadece senin karın ve oğlumuzun annesi olan Roni olarak duruyorum. Eğer az önceki yaptığın şeyden rahatsız olup olmadığımı soruyorsan da..." konuşmasını bitirmeden , parmaklarını koyup susturduğu dudakları bu sefer o öpmüştü.

 

Şuan su serpilmişti Zagros'un alev alev yanan yüreğine.. Ama karısından da bu hareketi beklemediği, karısının acemi öpüşüne hâla karşılik vermediğinden belli oluyordu.

Küçük bir öpücük bırakıp kaçmaya niyetlenen karısının niyetini anlayınca, elini karısının ince beline sarıp engel oldu. Bu sefer kontrolü kendi eline alıp, karısının ufacık öpücüğünü derinleştirmeye başladı. Karısının da ona ayak uydurmaya çalışması hoşuna gitmişti. Nefes almak için ayrıldığı dudakların öpülmekten kızarmış olduğunu görmek, iştahını kabartmış olmalıydı ki aç bir aslan misali yeniden atılmıştı Roni'nin dudaklarına. Acemi olduğunu anlamak dudağının kenarının kıvrılmasına neden olmuştu.

 

Bir eli belindeyken diğer eli ise yanağında kendine daha fazla alan açmasını sağlıyordu Zagros'un.

Karısının sırtını yatağa doğru çevirip, adımlarını yatağa doğru yönlendirmeye başladı.

Yatağın ayak ucuna geldiklerinde, ayağı yatağa değinceye kadar farkına bile varmamıştı Roni.

 

Karısının dudaklarından ayrılan Zagros, omuzlarından nazikçe iterek yatağa düşmesini sağladı Roni'nin. Yatağa düştüğünde üzerindeki dize kadar olan elbisesi neredeyse kasıklarına kadar açılmış, uzun kömür karası saçları ise yatağın ortasına savrulmuştu. Zagros, karısının her bir santimine hayran olmuş bir şekilde gözleri parlayarak bakıyordu. Karısının utangaçlığı yine baş göstermiş olmalıydı ki yanakları kırmızıya dönerken, kasıklarına kadar açılan elbisesinin eteğini indirmek için hareketlenmeye başlamıştı. Karısının açılan bacak arasına dizini yasladı. Üzerine uzanıp, elbisenin eteğini indirmek için uzanan elini tuttuğunda diğer elinede uzanıp, Roni'nin başının üzerinden birleştirdi.

 

Roni'nin hızla inip kalkan göğsü,her inip kalkışında Zagros'un göğsüne değiyordu. Roni'nin iki elini tek eline sığdırmıştı. Boşta kalan diğer eliylede karısının dizlerinden başlayıp baldırlarına kadar okşamaya başladı. Kızarmış ve şişen dudaklarına küçük bir öpücük kondurduktan sonra bu sefer de boynuna yönelmişti. Hem öpüyor hemde emiyordu. Karısının boynuna kendinden izler bırakmak istiyordu. Kendini karısına her bastırdığında ikisi birlikte inleyiş sesleri dolduruyordu odayı. Karısının ince sesiyle her inleyişi daha da sertleştiriyordu alt kısmını.

 

Boynundan başını kaldırıp, dudaklarını yeniden öpmek için hareketlendiğinde, Öpülmekten kızarmış dudakları öpmeden hemen önce "Sanırım dudaklarının tadına asla doyamayacağım." diyerek mırıldandı Zagros.

 

Yeniden öpmeye başladığında dizlerini okşayan eli bu sefer kalçasının sınırına kadar gelmişti. Dudaklarından yeniden ayrıldığında nefes nefese kalmıştı her ikiside. Avucuna aldığı karısının kalçasını yoğurmaya başladı.

"Sakın kilo vermek gibi bir hata yapma!" Avucuna aldığı karısının kalçasını biraz daha sıkarak karısının ince sesiyle yeniden inlemesini sağlamıştı. "Tam avucuma göre. Beni bunlardan mahrum etmene asla izin vermem." Karısının yeniden inlemesi alt tarafının biraz daha sertleşmesine neden olmuştu.

 

Onu bu hale getiren karısının incecik sesiyle adını inlemesi olmuştu...

 

Roni'nin dudağına küçük bir öpücük kondurduktan sonra aşağıya inmeye, çenesini emmeye başlamıştı.

Yavaş yavaş aşağıya inmeye devam ettiğinde karısının göğüs oluğunda durmuş, öpmeye devam ediyordu. Roni'nin tuttuğu ellerini serbest bırakmasıyla, karısının ellerini saçlarına daldırması bir olmuştu.

Karısının da zevk aldığını ve vücudunun onu kabul ettiğini fark eden Zagros, karısının üzerinden hemen doğruldu.

 

Kocasına şaşkın gözlerle bakan Roni, "Ne... oldu?" diye sorduğunda kocası ona cevap vermek yerine üstünü başını düzeltmeye başlamış ve onunda elinden tutup ayağa kalkmasına yardım etmişti. Zaten hormonlar yüzünden dengesiz olan duyguları şimdi kocası yüzünden daha bozulmuş, sinirlenmesine neden olmuştu.Önce karısının açılan yakasını daha sonra gülerek baktığı boynundaki izleri karısının saçlarıyla örtmüştü Zagros.

 

"Ben.. Yanlış bir şey mi yaptım?" Ağlamaklı çıkan sesiyle karısının yüzüne baktığında dolan gözlerle sorduğu soruya cevap vermek yerine, kendine çekip sıkıca sarmıştı kollarını karısının gövdesine.

 

Başının tepesini koklayıp saçlarının kokusunu içine çekerken, derin bir öpücük kondurdu.

"Hayır. Aksine... Harikaydın. Ama ben kendime engel olamamaktan korktum. Sonuçta sen hamilesin.." Gözleriyle karısının karnına bakıp, yeniden gözlerine kaldırmıştı bakışlarını. "Size benim yüzümden bir şey..." Yeniden Roni tarafından kesilmişti cümlesi.

 

 

Karısının burnunu çekme sesini duyan Zagros, hamilelik hormonlarının devreye girdiğini anlayınca karısının kafasını dağıtmaya çalıştı.

"Hem ben karımla ilk gecemi burada değil. İkimizin baş başa kalacağı, bize özel bir yerde geçirmek istiyorum." Kocasının göğsünden başını kaldıran Roni, ıslak gözleri şaşkın ve anlamaz baktı kocasına.

 

"Neden? Burası neden olmuyor?"

 

Karısının en çok da bu masum hallerine karşı koymakta zorlanmıştı Zagros.

"Karımın attığı çığlıkları, o ince sesiyle adımı inleyişlerini bir başkasının duyma ihtimaline izin verir miyim?"

 

Roni şok olmuş gözlerle bakıyordu kocasına.

Çığlık ne alaka diye soracakken dışarıdan gelen üç kere ard arda çalınan korna sesiyle ikiside Arjen'in geldiğini anlamıştı.

Arjen son zamanlarda her dışarıya çıkıp, eve geldiklerinde konağın önünde üç defa ard arda kornaya basmayı kendine adet edinmişti.

 

"Hem bak iyiki de durmuşum. Yoksa Arjen'e yakalanacaktık. Ben sorun etmem ama sen utançtan bir daha oğlumuzun yüzüne bile bakmazdın." Karısıyla dalga geçmeye başladığında, Roni kocasının koluna sahte bir sinirle vurup, odadan çıkmak için kapıya yöneldiğinde Zagros arkasından,

"Kocaya şiddet ha! Ben bunun karşılığını misliyle almaz mıyım? Ha! Hesna hanım." dediğinde ona uzun zaman sonra bu isimle seslenmişti.

Ona güven verdiği günkü isimle.

 

Tıpkı o uçurumun kenarındaki gece gibi...

 

Odadan çıkmak üzereyken, kocasının dudaklarından çıkan isimle olduğu yerde kaldı. Kocasına omuzunun üzerinden gülümseyerek baktıktan sonra oğluna giden yolları içindeki mutluluk ve güven hisleriyle adımlamaya başladı.

 

Aşağıya indiğinde yüzünde ki gülümseme hala varlığını korurken, Zeynep'in kucağındaki oğlunu görmesiyle daha da büyüdü.

 

"Bende beni gördüğü için mutlu sanıyordum. Meğerse tek derdi şu kucağımdaki yarım insan içinmiş."

 

Yengesinin gülümseyerek direkt kucağındaki oğluna yönelmesine kendince isyan ediyordu Zeynep.

 

"Tabi ki seni gördüğüm içinde mutluyum ama öncelik her zmaan olduğu gibi oğlumun. Ve sen birde hala olacaksın sözde. Oğlum hakkında düzgün konuş."

 

Zeynep'in kucağından kendi kucağına aldığı oğlunun yanaklarına kocaman öpücükler kondurduktan sonra oğlu da annesinin boynuna sarılıp yanağına ıslak öpücük kondurmuştu.

 

"Hoşgeldin aşkım. Eğlendin mi bakalım?" Kucağındaki oğluyla birlikte avludaki sedire otururken sormuştu oğluna.

 

Oğluyla konuşurken başında biten gölge ile başını kaldırdığında kocasının hangi ara üzerini değiştirip, yanlarına geldiğini fark etmemişti.

 

"Sen ne zaman geldin? Ve üzerini hangi ara değiştirdin?"

 

"Söylemesi ayıp biraz hızlıyımdır."

 

"Belli oluyor."

 

Karısının kulağının dibine yaklaşıp, "Başka hangi konularda hızlı olduğumu da göstereceğim sana ama yakında... Sen hiç merak etme karıcım."

Yine kocasının egosu tavan yapmıştı belli oluyordu.

Karısı ve oğlunun yanına oturduğunda, Roni'yi utançtan yerin dibine göndermeye niyetliydi. Oğlunu kendi kucağına alan Zagros oğluyla ilgilenmeye başlamıştı.

 

"Halası aslanımı oyuna mı götürmüş bakalım?"

 

"Eyet. Oyuya dittik."

 

"Ne yaptın bakalım orada?"

 

"Uyaya biydim." Kollarını iki yana açıp bir sağa bir sola hareket etmeye başlamıştı.

Oğlunun bu haline daha fazla dayanamayıp, tombul yanaklarını sıkarak sevmeye başlamıştı Zagros.

Roni ise baba ve oğlu hayranlıkla seyrediyordu.

 

Odasına gidip üzerini değiştirdikten sonra bugün olanları abisine anlatmak için abisini arayan Zeynep, abisini sedirde ailesiyle birlikte mutlu gördüğünde, bu fikrinden vazgeçmişti.

Yıllar sonra mutluluğu bulan abisini üzmek ona doğru gelmiyordu. Zaten Yiğit'in teklifini de kabul etmişti. Artık Yiğit ile kendisi ilgilenecekti.

Ailesini ve abisini bu saatten sonra Yiğit'ten kendisi koruyacaktı. Yüzüne taktığı sahte mutluluk maskesiyle sedirdeki abisinin ve çekirdek ailesinin yanına gitmek için adımlarını oraya yönlendirmişti.

 

 

Saatler akşam yemeği vaktini bulduğunda, havanın güzel olması tüm ailenin avludaki büyük masada yemek yemesine sebep olmuştu. Güzel bir yaz akşamı tüm aile birlikte akşam yemeği yiyordu. Dışarıdan bakıldığında böyle görünüyordu ama çocuklarının yüzüne bile bakamayan Baziyan ağa ve sessizce önündeki yemeğini yiyen Delal hanımın aksine. Onlar kimsenin yüzüne dahi bakamıyorlardı.

 

Roni'nin tam karşısında oturan Zeynep, birden sıcaklayıp saçını arkasına atan Roni'nin boynundaki kocaman morluğu gördüğünde içmek için ağzına aldığı su boğazına takılmıştı.

Herkesin bakışları onu bulurken o ise annesinin sırtına vurmasıyla kendine gelmiş, bir yudum su içip rahatlatmıştı. Su hem can verip, hemde can alıyordu.

Annesinin endişeli bakışları arasında iyi olduğunu söylediğinde yengesine kaş göz yaparak boynunu kapatmasını söylüyordu.

 

Boynundaki izdem habersiz olan Roni, Zeynep'in ne anlatmaya çalıştığını anlamamıştı. Zozan hanım yanında tuhaf hareketler yapan kızına ve karşında eliyle boyunu sanki bir şey varmış gibi silen gelinini görünce, "Edepte kalmadı artık." diyerek söylendiğinde annesinin baktığı yere bakan Zagros, Roaht ve babası görmeden hemen karısının saçlarını yeniden önüne almasını sağlamıştı.

 

"Ne oluyor Zagros? Çok terledi boynum. Bırakta hava alsın.' diyen karısının kulağının dibine yaklaştığında,

"Orada benden kalan izlerin olduğunu zaten gören gördü. Eğer babam ve Rohat'ında görmesini istemiyorsan sakın odamıza çıkana kadar saçlarını arkaya atma." Dalga geçiyordu karısıyla.

Zaten kendisi de böyle bir şeye izin vermezdi ama karısı Arjen'in geldiğini duyduğu gibi odadan çıkıp gittiği için kendisininde aklından uçup gitmişti o izleri kapatmasını söylemek.

 

Bugün utancın her tonuna dönen yanakları bu sefer en koyu halini almıştı. Şuan Zagros'u boğazlamak istiyordu. Sinirle baktı kocasının gözlerine. Ayağa kalkmaya yeltensede Zagros'un dizlerine bastırdığı eli engel olmuştu.

 

"Gören gördü zaten. Şimdi karnını güzelce doyur ki bu gece rahat uyuyalım." diye son kez fısıldayıp sanki hiçbirşey olmamış gibi otuz iki diş gülümseyerek önündeki tabağıyla ilgilenmeye başlamıştı. Ama tek bir farkla. Karısının dizinde duran elini çekme zahmetinde bulunmayıp, arada okşayıp karısını rahatlatmaya çalışıyordu.

📣📣📣📣📣📣📣

Bu buradaki son bölümler olabilir. Kitappad kaldıracak diye korka korka atıyorum🥹 wattpad de yakın zamanda açılacakmış diyorlar. İnkspired de yayınlamaya başladım bilginiz olsun.

Buradan kaldırılırsa eğer kitabımızı nerede bulacağınızı artık biliyorsunuz canlarım❣️

Bölüm : 26.02.2025 15:48 tarihinde eklendi
Okur Yorumları Yorum Ekle
Hikayeyi Paylaş
Loading...