30. Bölüm

20.Bölüm

Ayşegül Y.
xqaysegull

Herkesin hayatında eksik bir yanı vardı. Kimsenin hayatı dört dörtlük değildi. Tıpkı Roni ile Zagros'un hayatı gibi...

 

Abisi yüzünden berdel olmuştu ama isteme gününde Zagros'un onu kendine istemesiyle yaşadığı şaşkınlık ve aynı zamanda karnındaki bebeği yüzünden anlam vermediği karmaşık duygular içindeyken nasıl geçtiğini anlamamıştı bile...

Şimdi kuzenlerinin istemesinde yaşayamadığı o güzel ve tatlı anları yaşamak istemişti.

 

Zagros da bunu seve seve karşılamıştı.

 

Oda tıpkı karısının ona yaptığı gibi karısının kulağına yaklaşıp fısıltıyla konuşmaya başladı.

 

"Harika olmuş karıcım. Bal gibi tatlı."

 

Bal gibi tatlı dediğinde istemsizce kaşları çatıldı Roni'nin. Nasıl tatlı olabilirdi ki? Bilerek bir yemek kaşığı tuzu basmıştı kahveye.

 

"Tatlı mı? Ama bu nasıl olur? O kadar da tuz atmıştım oysa ki."

 

Karısının bu tatlı isyanı Zagros'da karısını öpme isteği uyandırmıştı. Etrafa kısa bir an göz gezdirdiğinde fazlasıyla kalabalık olması o an için canını sıksada bozuntuya vermedi. Ama bu kalabalık öpme isteğinin gerisin geri uyumasına neden olmuştu.

 

"Senin elinin değdiği herşey bal gibi tatlı olur karıcım. Buna şu bilerek doldurduğun bol tuzlu kahvede dahil." Karısına göz kırpıp kalan kahveyide tekte kafasına dikti.

 

Kocasının sözleri ve yaptıkları kalbinin bir kuş misali kanatlanmasını sağlarken, aynı zamanda ise kendi kalbinden kocasının kalbine ılık ılık bir şeylerin aktığını hissediyordu. Gerçek sevgiyi yıllardır yanlış adamda sandığı için kendine bir kez daha lanet etti.

 

 

Daldığı derin düşüncelerden çıkmasına neden olan şey kocasının elinin üzerine koyduğu eliydi.

 

"Ne oldu? Neyin var? İyi misin?"

 

Kocasının bu düşünceli halleri onu kocasına daha çok bağlanmasına nedne oluyordu.

Kocasına tebessümle karşılık verdi Roni.

 

"İyiyim. Hemde çok iyi."

 

Birbirlerine gülümseyerek baktıktan sonra kız isteme merasimine kaldıkları yerden devam ettiler. Kız isteme merasimi tamamlanmış ve sıra yüzük takmaya geldiğinde, gelinlerin kız kardeşleri olmadığı için tepsi tutma görevi Roni'ye kalmıştı. Yüzükleri tuttuğunda kayinbiraderine, Cüneyt'e ve kocasına sinsi sinsi gülerek baktı. "Makas kesmiyor beyler!" dediğinde Baziyan ağa makası eline daha yeni almıştı.

 

Zagros, karısının bu hareketlerini gülerek izliyordu. Hemen ayağa kalkıp, cebinden çıkardığı tüm paraları yüzük tepsisine bıraktı. Roni bu kadarını beklemiyordu.

 

"Bu biraz fazla olmadı mı?" Kısık sesle konuştuğunda kocası onu duymazdan geldi.

 

Zagros, Cüneyt ve Rohat'a bakıp konuşmaya başladı.

"Hadi beyler! Makas kesmezse o yüzükler girdiği gibi geri çıkar haberiniz olsun. Şu narin ellerinizi sokun bakalım ceplerinize."

 

Etraftakiler bu karı kocayı gülen gözlerle izliyordu.

Bir berdel evliliğinin bu hale gelmesi en azından bu ortamda kimsenin olamasa bile Asım ağa ve Gülay hanımın içine sular serpmişti. Her ikisininde yeğeni oluyordu Roni. Onun için ellerinden hiçbirşey gelmediği için dert olmuştu içlerine. Ama şuan görüyorlar ki kocası onun için onların yapamadığı herşeyi yapardı.

 

"Siz karı koca ocağıma incir ağacı dikmeye yemin etmiş gibisiniz. Doğmamış bebeğinize aldıklarım yetmiyor birde burada soydunuz beni." diye söylenen Cüneyt'ti. Söylene söylene cebinden çıkardığı altı yüz lirayı tepsiye bıraktığında Zagros tek kaşını kaldırıp, 'Bu kadar mı?' der gibi bakmaya başladı. Zagros'un bakışları altında istemeye istemeye elleri titreyerek kalan paralarını da tepsiye bırakmıştı.

 

"Allah doyursun sizi. Malum kulun gücü yetmiyor!"

 

 

Sıra Rohat'a geldiğinde, oda tıpkı Cüneyt gibi söylenmeye başlamıştı.

"Damat olan benim para verende benim. Bu nasıl bir iş böyle? Sizin bana vermeniz lazım abicim. Ama olur mu illa Rohat verecek! Nerede gençlere destek hani nerede? Benim daha bir sürü masrafım olacak.Ama bunu düşünen yok. Anca ver Rohat ver!" Rohat'ın çenesi açılmıştı bir kere kapatabilene aşk olsundu.

 

Kardeşinin konuşmalarına daha falza dayanamayan Zagros, karısının tepsiyi geri çekmek üzere olduğunu gördüğünde hemen olaya müdahale etti.

 

"Senin düğünü yapan kim? Ben. Masraflar kimden çıkacak? Benden. Daha ne konuşuyorsun lan. Hamile karımı daha fazla ayakta bekletme yoksa Asım ağayla nişanı bozması konusunu seve seve konuşacağımdan hiçşüphenolmasın."

 

"Teesüf ederim abi ama hainsin işte. Hem hain hem kıskanç. Peki. Dediğin gibi olsun." diyerek cebinden çıkardığı paraların üçte birini tepsiye koyduğunda, abisinin sert bakışlarıyla karşılaştı. Bu sefer de üçte ikisini koyduğunda artık benden bu kadar diyerek kalan paraları gerisin geri cebine koydu.

 

"Allah karı koca ikinizin gözünü doyursun." diyerek sitem etmeyi de ihmal etmedi Rohat.

Baziyan ağanın uyarılarından sonra herkes sessiz olmuştu. Zagros karısının kulağına yaklaşıp, "Kısa günün kârı." diyerek herkesin içinde hiç çekinmeden karısının yanağına küçük bir öpücük kondurduğunda Roni'nin yanakları kizarmayq başlamıştı bile.

 

Artık yüzük takma merasimi başladığında, Cüneyt ve Gül gayet sakin dururken onların aksine Rohat etrafa otuz iki diş sırıtıyordu. Elif ikide birde Rohat'ı çimdikleyip biraz ağırbaşlı olamasını söylese de karşılık olarak aldığı tek cevap, "Sonunda aldım ya seni. Artık hiçbirşey umrumda değil." olmuştu.

 

Baziyan ağa sırasıyla yüzükleri taktıktan sonra dualar eşliğinde kurdeleleri kesti. Cüneyt ve Gül eğilip Baziyan ağanın elini öperken, Rohat direkt, "Artık sikseler seni benden alamazlar?" diye Elif'in kulağına fısıldadı. Babasının elini öptükten sonra ilk berdel kararı çıktığında Roni'yi abisi ona değilde kendine istediği zaman içinden açıp oynamak istediği dokuz sekizlik roman havasını telefonundan açıp oynamaya başladı.

 

Etraftaki herkes şok olmuş gözlerle Rohat'ı izlerken, Zagros ve Roni kahkahalar içinde izliyordu. Tıpkı Cüneyt ve Gül gibi.

Baziyan ağa, oğlunu durdurmaya çalıştığında, Rohat hiç oralı bile olmadı. İlk şarkısı bitince hemen ardından ikinci şarkıyı açtı. Etraftaki insanları umursamadan üzerindeki ceketi çıkarıp, kravatı da ceketin yanına, az önce kalktığı sandalyenin üzerine bıraktı. Gömleğini pantolonun içimden çıkarıp, kollarını dirseğine kadar katladı.

Üstten iki düğmesini de açtığında artık hazırdı.

 

"Şşştt... Sessizlik." Parmağını dudağına götürüp, etraftaki herkesin üzerinde teker teker göz gezdirdi.

"Bugün en mutlu günüm." Elif'in gözlerinin içine bakarak söylemeye devam etti.

Şşşt sessizlik! En güzel sahne, en tatlı bölüm

Şşşt sessizlik! Ayırırsa ayırır bizi anca ölüm

Şşşt sessizlik! İyi ki "iyi ki"m, iyi ki ilkimsin be gülüm!

 

Zeynep kenarda gülerek abisinin tüm bu hallerini videoya çekiyordu. Kamerayı Gül ve Cüneyt'in üzerine getirdiğinde, Gül Cüneyt'in önüne geçmiş omuzlarını oynatıyordu. Sıra annesine geldiğinde oğluna gülümseyerek bakıyordu. Kamerayı annesinin üzerinde bir süre daha durdurdu. Uzun zaman sonra annesini gülümserken görüyordu.

 

Yiğit ile evlenmeyi karar verdiği gece annesi odasına gelmiş, kararından dönmesi için ayaklarına kapanmıştı tabiri caizse. Ama Zeynep kararından dönmeyeceğini açık bir dille dile getirmişti.

Zozan hanımda kızının her zaman yanında olacağını söyleyip, sıkıca sarılmıştı ona.

 

Zozan hanım Zeynep'in onu çektiğini fark ettiğinde hemen yüzündeki gülümsemeyi sakladı. Sonuçta bu evliliği istemediğini dile getirmişti. Şimdi ise oğlunun bu mutlu hallerini gülümseyerek izlediğini Rohat görecek olursa kırk yıl dilinden düşürmezdi 'Sözde istemiyorsun ama benden daha mutlusun.' diye diye.

 

Kamerayı etrafta gezdirmeye devam ettiğinde Sonay ve Rizwan'ın kendi halinde eğlendiğini, kız kardeşlerinin ise karşılıklı göbek attığını bir güzel çekiyordu.

 

En son Zagros ve Roni'nin üzerinde durduğunda, Zagros'un hiç çekinmeden karısının tepsi tutarken kazandığı paraları saydığını gördü.

Bir araya getirdiği parayı sanki para sayma makinesi giib hızlıca sayıp önündeki sehpaya koyuyordu.

Karısı da yanında oturmuş dağınık olan paraları bir araya getirmeye devam ediyordu.

 

Bu videoları Rohat izlediğinde onları Rohat'ın dilinden kim kurtaracaktı acaba? Alah yardımcıları olsundu.

 

Eğlence ve neşe içinde geçen nişan töreninde artık eve dönüş vakti gelmişti. Aslında büyük nişan yapmak istemişti Baziyan ağa ama Asım ağa babası ve ağabeyi yüzünden yapmak istememişti. Birde tüm Rıha'ya dert anlatamazdı. Zaten babası ve ağabeyi ile fazla görüşmediğini bilmeyen yoktu ama bu seviyeye geldikleri bilinsin istemiyordu. Sonuçta dostu olduğu gibi düşmanı vardı.

 

Herkes vedalaşıp konaktan ayrılmaya başladığında, Rohat'ı zar zor evden çıkarmışlardı. Elif'i bırakıp gitmek istemiyordu. Elif'ten ertesi gün buluşma sözü alınca gitmeye ikna oldu. Tabi şimdiden hanımköylü diye dalga konusu olmaya başlamıştı. Ama Rohat'ın onlara cevabı ise "Hanım benim köy benim size giren çıkan ne?" olmuştu.

 

 

Arjen bu gece amcasıyla o kadar oynamıştı ki yorgun düşüp uyumuştu. Zeynep yeğenini kucağına alıp, arabaya bindiğinde, kızlar bu gece Roni'nin burada kalması konusunda ısrar etmeye başlamışlardı.

 

"Ne olur sanki bu gece burada kalsa? Dünde izin vermedin zaten." Sitem eden Elif'ten başkası değildi.

 

"Karımı götüreceğim. Bu konuda burada kapanmıştır. Hem birde karıma sor bakalım kalmak istiyor mu diye?"

 

Elif bu sefer yönünü Roni'ye çevirip konuşmaya başladı.

"Ona sormama gerek bile yok. Tabiki kalmak isteyecektir." Kendinden emin konuşması kocasının elini tutan Roni'yi görene kadardı.

 

"Püh! Sana. Kocayı gördü bizi unuttu. Tamam kalma artık kalsanda biz istemiyoruz."

 

Elif'in laflarından kaçmak için elini tuttuğu kocasının arkasına saklandığında, Elif söylene söylene içeriye girdi.

 

"Beni öldürecek. Ne vardı sanki kalsam? Hem Arjen de uyuyor. Uykusu da bölünmezdi."

Kocasına sitem etmeye başladı Roni.

 

"Sana bu gece seninle özel olarak ilgileneceğimi söyledim. Beni ciddiye almayan sendin karıcım. Ben dediğimi yaparım. Özelliklede konu sensen." Elini tuttuğu karısını arabaya bindirdikten sonra Berxwedan konağının yolunu tutmaya başladı.

 

 

Konağa vardıklarında saat çoktan gece yarısını geçmişti. Herkes kendi odasına geçerken Zagros ve Roni önce Arjen'i rahat uyuması için yatağına yatırdılar. Kendi odalarına geçtiklerinde Roni, üzerini değiştirmek için elbise dolabına yöneldiğinde beline sarılan kollar buna müsade etmemişti.

 

"Cık. Cık. Sana bu gecenin özel olacağını söylemiştim değil mi?" Arkadan sarıldığı karısının boynuna öpücük kondurmadan hemen önce konuşmuştu.

 

Kocasının bu hareketi bile etkilenmesine yetmişti.

İçinden hormanlarına sövsede bu durum onunda hoşuna gidiyordu. Beline sarılan kollar okşarken konuşmaya başladı Roni.

 

"Hmm. Evet söylemiştin."

 

"O zaman bu elbisenin hakkını verelim değil mi karıcım?"

 

Kocasının kolları arasında yönünü kocasına çevirip, ellerini bu sefer kollarına koyduğunda omuzlarına kadar okşadı. Bir elini kocasının ensesine yerleştirdiğinde parmak uçlarına yükselip, Zagros'un dudaklarına küçük ama şehvetli bir öpücük bıraktı.

 

"Verelim kocacım."

 

Sanki bunu duymayı bekliyormuş gibiydi Zagros. Karısının cevabından sonra karısının dudaklarına yapışması bir olmuştu. Odada sadece ikilinin ıslak öpüşme sesleri duyuluyordu.

 

Karısının öperken bir yandan da elbisesinin fermuarını açtığında elbisenin yere düşmesini sağladı. Dudaklarını karısının dudaklarından ayırmadan, koltuk altlarından tuttuğu karısını havalandırıp bacaklarını beline sarmasını sağladı.

 

Karısı şuan sadece üzerindeki bordo dantelli iç çamaşırı takımıyla duruyordu. Nefes almak için birbirlerinden ayrıldıklarında, alınlarını birleştirip derin derin nefes almaya başladılar. Bu kısacık anı bile boşa harcamak istemeyen Zagros, karısının hemen yatağın üzerine uzanmasını sağladı.

 

Karısı önünde bordo dantelli iç çamaşırı, sütyenden taşacak şekildeki dolgun göğüsleri ve öpülmekten şişmiş dudaklarıyla dururken sabretmek imkansızdı.

 

Üzerindeki gömleğin düğmelerini teker teker açmak yerine, yakasından tutup ikiye ayırdığında odada yere düşen düğmelerin sesleri yankılandı.

Kemerinin tokasını açtığı gibi hiç vakit kaybetmeden pantolunundan da kurtuldu.

 

"Şimdi eşitlendik." diyerek karısının üzerine eğilmek için adım attığında karısı tarafından durduruldu.

Bu hareketi Zagros'un kaşlarını çatmasına neden oldu.

 

Eliyle kocasına dur işareti yapan Roni, uzandığı yerden dikleşerek elini sütyeninin kopçasına attı.

Üzerindeki sütyenden kurtulan Roni, kocasına ihtiraslı bir bakış atarak konuşmaya başladı.

 

"Asıl şimdi eşitlendik."

 

Karısın üzerine uzandığında, dudaklarını öpmeden önce dudaklarını karısının dudaklarına sürterek konuştu.

"Senin bu ateşli hallerin beni her geçen gün biraz daha yakıyor. Ama ben bu ateşte sonsuza dek yanmaya gönüllü razıyım."

 

Öpüşleri git gide derinleşirken ikiside sonunda çırılçıplak kalmışlardı. Karısını rahatlatmak için bu sefer parmaklarını kullanmaya karar vermişti Zagros. Karısının dudaklarından ayrılmak istemiyordu. Bu gece karısının dudaklarına doyamıyordu.

Sonunda inlemelerle titreyerek boşalan karısının göğüslerine aşkla bakmaya başladı.

 

"Bunlar.. Benim mashmelowlarım." diyerek sağ göğsünü avucunun içine alırken sol göğsünü de ağzının içine aldı.

Karısının göğsünü emerken canını yakmamaya çalışıyordu. Sonuçta hamileydi ve göğüsleri şuan hassastı. Eğer canının acıdığını hissetse bile doğum yapana kadar onlardan uzak duracaktı. Tabi doğumdan sonra doğacak olan bebeğine ortak olacaktı orası ayrıydı. Ama şuan acıtmıyordu ki onlardan biran bile mahrum kalmamak için.

 

Göğüsleriyle yeterince ilgilendikten sonra karısının üzerinden kalktı. Bu sefer kendisi yatağa oturup, sırtını yatak başlığına dayadı. Roni de uzandığı yerde oturur pozisyona gelmiş kocasını izliyordu.

 

Kocasına baktığında karnına kadar uzanan erkekliğiyle şehvetle ona bakıyordu. Roni içinden 'Bu kadar büyük müydü bu? Ben nasıl bunun hepsini içime alabildim?' diye kendi kendine konuşurken, kocası yanına iki kere vurmasıyla kendine geldi. Zagros karısını yanına çağırıyordu.

 

Roni bu daveti seve seve kabul etti.

 

Kocasının yanına gittiğinde kocasının ondan istediği şeyi anlamıştı ama yapabilir miydi? Bilemiyordu...

Dizlerinin üzerinde durduğunda, Zagros karısının bir bacağını tutup diğer tarafına aldı. Roni şimdi tamda kocasının sertleşmiş erkekliğinin üzerinde oturuyordu.

 

"Sırf ben istiyorum diye yapmak zorunda değiliz." diyen kocasının dudaklarına uzanıp öptü.

 

"Bende istiyorum." diye cevapladı.

 

Kocasının erkekliğini içine yavaşça almaya başladığında ilk anda biraz zorlanmıştı ama alışınca bu pozisyon hoşuna gitmeye başlamıştı.

Karısının hareket etmesine yardımcı olan Zagros, sanki şuan karşısında dünyanın en güzel manzarası varmış gibi büyülenmişti. Karısının her inip kalkışında herkes eden göğüsleri, şişmiş dudakları gördüğü en güzel tabloyken, adını inleyişi ve odayı dolduran ikilinin birleşim sesleri dinlediği en güzel melodiydi...

 

Bu anın bitmesini her ikside istemiyordu.

Bir süre sonra rahatlayan ikili, son güçlerini de duş almak için harcamış ve yatakta birbirlerine sarılarak kendilerini gecenin karanlığına teslim etmişlerdi.

 

Bölüm : 08.04.2025 19:23 tarihinde eklendi
Okur Yorumları Yorum Ekle
Hikayeyi Paylaş
Loading...